Site İçi Arama

ua-iliskiler

Avrupa Birliği, Çin'in Rusya'ya Silah Vermesini Neden Kırmızı Çizgisi Olarak Görüyor?

Son dönemdeki gelişmelere baktığımızda, Çin’in; Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları konusunda iki temel yaklaşımı olduğu sonucunu çıkartabiliriz. İlk yaklaşım, Rusya’nın saldırılarına tepki gösteren uluslararası toplumun karşısında yer almamak. Diğer yaklaşım da Rusya’yı Batılı güçler karşısında tamamen yalnız bırakmamak.

Avrupa Birliği kuruluşundan itibaren Avrupa ülkelerinde yaşayan vatandaşlara; kalıcı barış, özgürlük, güvenlik ve adaleti sağlama hedefleri ile birlikte rekabetçi bir sosyal piyasa ve ülkeleri yüksek refah düzeyine sahip ekonomiye ulaştırmayı hedeflemiştir.

AB bugüne kadar çeşitli krizlerle karşı karşıya kalmış ve kendi içerisinde derinleştirerek çözüm yolları bulmuştur. Bu çözüm yolları, kimi zaman başarı kimi zaman ise başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bu krizlere örnek vermemiz gerekirse; 2008 yılında yaşanan mali kriz, 2010 yılındaki Avro krizi, 2015 yılında yaşanan mülteci krizi ve son olarak Covid-19 pandemi krizidir.

24 Şubat 2022 tarihinde Rusya-Ukrayna savaşının başlamasından itibaren Avrupa Birliği, hızlı ve katı bir şekilde Rusya’ya karşı işgale yeltendiği için tepkisini göstermiştir. Neden AB bu kadar sert bir tepki göstermişti? En başta gelen neden, bu savaşın AB'nin barış ve bütünlüğünü sağlama ilkesine yani kıta üzerinde bir savaş daha olmasını engelleme amacına aykırılık göstermesiydi.

AB ilk adım olarak, Rus medyasına, şirketlere ve bankalara ağır yaptırımlar uygulayarak tepkisini gösterdi. Rus hava vasıtalarına hava sahasını kapattı. Ukrayna'ya doğrudan para ve silah yardımı sağladı. Ruslar buna karşılık Avrupalılara doğal gazla yaptırımlardan vaz geçirmeye gayret gösterdiler ama AB için durum değişmedi.

Sonraki aşamada, Rus gaz ve petrolüne ambargo fikri gündeme geldi. Tavan fiyat uygulamasına gidildi. Yine de Ukrayna savaşının AB üzerindeki etkileri, özellikle AB ülkelerinin vatandaşları üzerindeki etkileri oldukça büyük ve kapsamlı oldu. Buna rağmen savaş ettiği müddetçe AB’nin Ruslara karşı yaptırımlara devam edeceği, Ukrayna yönetimini de destekleyeceği keskin bir tavır olarak sürdürülecek gibi gözüküyor. Anlaşılan, yaşanan sıkıntılara Avrupa göğüs gerecek ve Ruslara karşı pozisyonunu korumaya devam edecek.

Batı Dünyasının bir parçası olan AB, bu savaşta Birleşik Amerika ile birlikte hareket etmeyi gerekli ve zorunlu görüyor. Rusya’nın yanında yer alan, Ruslara destek olan, yaptırımları delmeye dolaylı da olsa destek veren her ülke, Batı dünyasında rahatsızlığa neden oluyor. Bundan daha kötüsü ise Ruslara silah yardımı yapan ülkeler.

Son günlerde Çin’in Rusya’ya silah yardımı yapabileceği değerlendirmeleri uluslararası basında gündeme gelmeye başladı. Bu durum ABD gibi AB’yi de rahatsız ediyor. Bu nedenle olsa gerek, Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Çin'in Rusya'ya Ukrayna'da kullanması için silah sağlamasının AB'nin "kırmızı çizgisi" olacağını belirtme ihtiyacını hissetti.

19 Şubat 2023 tarihinde AB ülkelerinin dışişleri bakanlarını bir araya getiren AB Dış İlişkiler Konseyi Toplantısı düzenlendi. ABD Dışişleri Bakan Antony Blinken'ın Ankara ziyaretinde yaptığı “Çin'in Rusya'ya Ukrayna savaşı konusunda özellikle silah desteği sağlama düşüncesinden ötürü endişeliyiz.” açıklaması hatırlatılan Borrell, Blinken gibi kendisinin de Çin'in en kıdemli diplomatı, Çin Komünist Partisi Merkezi Dış İlişkiler Komisyonu Direktörü Vang Yi ile bu konuyu da içeren bir görüşme gerçekleştirdiğini belirtti.

Borrell “Bunu yapmamalarını istedim. Endişe kaynağı değil bu. İlişkimizde kırmızı bir çizgi olacağını belirttim. O da bunu yapmayı planlamadıklarını söyledi. İhtiyatlı olmaya devam edeceğiz.'' ifadelerini kullandı.

Çin, Rus işgali konusunda hassas ve bir o kadar da çelişkili bir politika izlemeyi tercih ediyor. Çin Dışişleri Bakanlığı bu konulara yönelik yaptığı yazılı açıklamada, Ukrayna ihtilafında her zaman yapıcı bir rol oynadıklarına dair Çin resmi görüşünü dile getirdi.

Çin, Çin-Rusya ortaklığının ''üçüncü şahısları hedef almama, bağlantısızlık, çatışmama'' temelinde kurulduğunu söylerken; ABD'nin tepkisi ise “ateşe yakıt dökerek, çatışmalardan yararlanma” şeklinde oldu.

Son dönemdeki gelişmelere baktığımızda, Çin’in; Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları konusunda iki temel yaklaşımı olduğu sonucunu çıkartabiliriz. İlk yaklaşım, Rusya’nın saldırılarına tepki gösteren uluslararası toplumun karşısında yer almamak. Diğer yaklaşım da Rusya’yı Batılı güçler karşısında tamamen yalnız bırakmamak.

Bu arada Çin, "Savaş alanına sürekli silah gönderen Çin değil, ABD'dir." tezini öne sürmekten de geri durmadı. Çin'in Ukrayna meselesine ilişkin tutumunun "barışı teşvik etmek ve diyaloğu desteklemek" olarak özetlenebileceğini ifade eden Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ise "ABD'yi kendi eylemleri hakkında ciddi bir şekilde düşünmeye ve durumu sakinleştirmek, barış ve diyaloğu teşvik etmek, başkalarını suçlamayı ve yanlış bilgi yaymayı bırakmak için daha fazlasını yapmaya çağırıyoruz” dedi.

Pekin, bölgedeki diğer ülkeler gibi petrol ve doğal gaz alımları da dahil olmak üzere Rusya ile normal bir ticaret ilişkisini sürdürdüğünü ısrarla dile getiriyor.

Çin-AB ilişkilerine baktığımızda siyasi ilişkiden çok ekonomik bir ilişki üzerine kurulu olduğunu söyleyebiliriz. Çin; 11 Aralık 2001 tarihinde Dünya Ticaret Örgütü'ne üye oldu. Küresel bir aktör olma yolunda ilerlemeye başladı. Bu adım, ABD hegemonyasını sarsmış olsa bile Çin ve AB arasındaki ekonomi-politik yakınlaşma açısından önemli bir adım olarak tarih sayfalarında yerini aldı.

Çin'in, Rusya'ya silah yardımı yapma olasılığı karşısında ise AB-Çin ilişkisinin de zedelenmesinin kaçınılmaz olacağını değerlendiriyorum. Ayrıca, Çin'in Rusya'ya doğrudan silah desteği vermesinin, AB ve ABD politikalarına yakın diğer ülkelerle olan ilişkilerini de bozucu bir faktör olacağı görülmelidir. Bu nedenle, Çin’in ‘akıllı politika’ yaklaşımını korumaya devam edeceği söylenebilir.

Araştırmacı Yazar Tülay AKDERE
Araştırmacı Yazar Tülay AKDERE
Tüm Makaleler

  • 23.02.2023
  • Süre : 5 dk
  • 1265 kez okundu

Google Ads