Site İçi Arama

ua-iliskiler

GAZZE’nin Yeniden İnşası ve Türkiye

Türkiye çatışmanın ve İsrail’in Gazze’ye orantısız saldırılarının başlamasından itibaren politikasını iki temel konu üzerinde yoğunlaştırmıştır. Birincisi ateşkesin bir an önce sağlanması, ikincisi Türkiye’nin Filistin lehine garantör ülke olması.

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları 13 Haziran itibarıyla  251nci gününe ulaşmıştır. Gelinen aşamada maalesef 01 Haziran 2024 itibarıyla 36.379 Filistinli hayatını kaybetmiştir. Hayatını yitirenlerin hemen hemen tamamı sivillerden oluşmaktadır. Kayıpların da 15.371’i çocuktur (1). Hatta BM bu çatışmada çocuklara verilen zarar, çocukların savaş dışında kalmaması nedeniyle İsrail Silahlı Kuvvetleri ve HAMAS’ı “siyah liste”ye aldığını açıklamıştır. (2) İsrail’in yaklaşık üç hafta önce Refah bölgesindeki saldırıları ile sivil kayıplar daha da artmıştır. Türkiye çatışmanın ve İsrail’in Gazze’ye orantısız saldırılarının başlamasından itibaren politikasını iki temel konu üzerinde yoğunlaştırmıştır. Birincisi ateşkesin bir an önce sağlanması, ikincisi Türkiye’nin Filistin lehine garantör ülke olması. Ama gelinen aşamada bu iki temel konu üzerine oturtulan Filistin politikası Türkiye’ye istediği uluslararası rolü ve Gazze’de yaşananları önlemedeki amacı tam olarak sağlayamamıştır.

Türkiye’nin bu iki temel yaklaşımını incelediğimizde şu konular ön plana çıkmaktadır. Mevcut durumda ateşkesin gerçekleşmesi için iki şartın oluşması gerekmektedir. Birincisi İsrail’in kendi isteği veya ABD’nin telkiniyle geçici veya sürekli ateşkesi kabul etmesidir. İkincisi ise yine ABD inisiyatifinde BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) alacağı karar ile ateşkesi kabul edebilir.  BMGK’nin ABD başkanı Biden’ın önerisiyle aldığı 2735 (2024) numaralı karar (3) aslında bize bu önermelerin doğruluğunu kanıtlamaktadır. Bir başka deyişle gelinen aşamada Gazze’deki ateşkes İsrail ve ABD’nin takındığı tavra bağlı olarak durmaktadır. Alınan 2735 (2024) numaralı karara baktığımızda dikkat çeken başlıklar olarak; kalıcı ateşkes, esirlerin karşılıklı olarak serbest bırakılması, insani yardımların başlaması, İsrail’in önce Gazze’de yerleşim olan yerlerden çekilmesi, sonra tamamen çekilmesi ve Gazze’nin yeniden inşası konuları öne çıkmaktadır. Ateşkes ile ilgili görüşmeler yazı hazırlandığında halen devam ettiği, HAMAS’ın genel olarak kabul ettiği, İsrail’in ise hala incelemeye devam ettiği yönündedir. Ama büyük ihtimal İsrail tarafından da belki bazı değişiklikler ile kabul edilecektir. Çünkü Uluslararası Adalet Divanı’nda devam eden davayı göz önünde bulundurduğumuzda belki de bu ateşkes İsrail’în en önemli şanslarından birisi olarak görülebilir.

Türkiye’nin ikinci gündeme getirdiği konu garantörlük konusudur. Aslında Türkiye bu konuda hem Kıbrıs hem de Nahcivan’da olduğu gibi iki önemli deneyime sahiptir (Ayrıntılı bilgi için bakınız; AKYAR M.S, Türkiye’nin garantörlüğü, https://www.ngazete.com/20-temmuz-1974-baris-harekati-ve-garantorluk-3461yy.htm). Fakat garantörlük için en önemli şartlardan birisinin çatışmaya neden olan tarafların garantör ülke/ülkeler üzerinde mutabık kalmaları ve bunu tarafların da dahil olduğu uluslararası bir anlaşma/belge ile teyit etmeleridir. Ama gelinen aşamada Türkiye, İsrail ile köprüleri atmıştır. Dolayısıyla Türkiye’nin garantörlük politikasının da gerçekleşmesi şu anda pek mümkün görünmemektedir. İşin aslına bakıldığında Filistin de Türkiye’yi ne garantör ne de arabulucu ülke olarak görmesi için çaba içerisinde değildir. Hatta en son BMGK kararına göre teklif edilen ateşkes de dahi ABD, HAMAS üzerinde Mısır ve Katar ile bir baskı unsuru oluşturmaya çalışmıştır. Dolayısıyla Türkiye’nin Gazze konusunda inisiyatif alması için yeni ve değişik politikalara ihtiyacı vardır.

Gazze’nin Yeniden İnşasının Uluslararası Toplum Tarafından Garanti Altına Alınması

Batı ülkeleri İsrail’in Gazze’ye saldırısı ile ilgili şöyle bir politika izlemiştir. HAMAS’ın 7 Ekim 2023’teki saldırısı sonrası Batı hükümetleri ve kamuoyları HAMAS’ı kınayan, İsrail’e destek veren açıklamalar yapmışlardır. Ancak İsrail’in orantısız güç kullanması, sivilleri ve çocukları hedef alması, saldırılarının soykırıma doğru gitmesi sonucunda Batı hükümetleri resmi olarak kerhen İsrail’i desteklemeye devam ederken kamuoyları Filistin’i desteklemeye başlamışlardır. Özellikle İsrail’in Refah saldırısından sonra Norveç, İspanya ve İrlanda gibi bazı batılı hükümetler Filistin’i resmi olarak tanıyan kararlar almışlardır (4).

Gelinen aşamada ABD, İngiltere ve Fransa gibi hem BMGK daimî üyesi hem de resmi olarak İsrail’i destekleyen ülkelerde resmi politika ile kamuoyunun tercihi arasında derin bir fikir ayrılığı bulunmaktadır. Kamuoyu özellikle üniversiteler Filistin’i destekleyerek hükümetlerine karşı gösteriler yapmakta, Gazze’de yaşananların bir an önce sona ermesini istemektedirler. Hükümetler ise kamuoylarının bu isteklerine karşı bir arayış içine girmişlerdir. Ancak kendi politikaları doğrultusunda bu arayış İsrail’e hukuki olarak herhangi bir sorumluluk getirmemeli, kamuoylarını da tatmin etmelidir.

ABD’nin girişimiyle BMGK’de alınan 2735 (2024) numaralı kararda kalıcı ateşkesden sonra belki en önemli karar Gazze’nin yeniden inşasıdır. Çünkü Gazze’nin yeniden inşası ile, uluslararası toplum tarafından Gazze’nin Filistin’e ait olduğu bir kez daha garanti altına alınmıştır. Aslında uluslararası toplum tarafından verilen bu garanti Filistin’de iki devletli çözüme, Gazze’nin Filistin hükümetine toprağı olduğunu, daha doğrusu İsrail’in başlangıçtaki hedefi olan, Abraham Anlaşmaları’ndan sonra Yüzyılın Anlaşması olarak lanse edilen Sina Yarımadası’nda kurulması hedeflenen “Yeni Filistin Devleti” oluşumunu da engelleyecek bir konudur (Ayrıntılı bilgi için bakınız; AKYAR M.S., İsrail’in Sıradaki Hamlesi Ne Olacak?, https://www.kibrisraporu.com/israilin-siradaki-hamlesi-ne-olacak/). Türkiye önümüzdeki dönemde hem hükümetler hem de kamuoyları tarafından desteklenecek, “Gazze’nin Yeniden İnşası” ve insanî yardım konusu üzerine yoğunlaşmalıdır. Tabi burada sadece alt yapının kurulması için gerekli olan inşaat faaliyetlerinin anlaşılmaması gerekir. Türkiye burada daha önce Afganistan’ın yeniden reform ve inşası için oluşturulan “İstanbul Süreci” (5) ve “Sudan’ın Dostları” (6) gibi benzer bir oluşuma liderlik ederek Filistin meselesinde söz sahibi olabilir.  Çünkü bu inşa konusu gündeme geldiğinde İsrail bu faaliyeti de büyük ihtimal kendi hedef ve politikası doğrultusunda yaptırmaya çalışacaktır. Çünkü Gazze’de ABD tarafından inşa edilen bir liman/iskele vardır. Büyük ihtimal yardımların büyük kısmı ve yeniden inşa faaliyetleri buradan yapılarak kontrol sağlanmaya çalışılacaktır. İşte Türkiye eğer Filistin meselesinde masada olmak istiyorsa, Gazze’nin yeniden inşaasında lider ülke veya kilit ülkelerden birisi olmalıdır. Aksi takdirde bu durumdan en çok zarar görecekler yine Filistin halkı olacaktır. Çünkü tarihsel olarak Türkiye-İsrail ilişkilerinin kötü olduğu dönemlerde genelde Filistin halkı zarar görmüştür.   

Sonuç olarak; Türkiye ateşkes çabalarına gerekli desteği verirken önümüzdeki dönemde Filistin konusunda daha fazla rol sahibi olmak için Gazze’nin yeniden inşası konusunda lider ülkelerden birisi olmalı ve bu konuda ülkelere, uluslararası topluma, dünya kamuoyuna Gazze için oluşan olumlu havadan da istifade ile yeni açılım ve politikalar sunmalıdır. Türkiye bu konuda hem Gazze’nin yeniden inşasını hem de insani yardım faaliyetlerinin koordinesi maksadıyla vakit geçirmeden uluslararası bir konferans/forum düzenlenerek inisiyatif alabilir ve süreci başlatabilir.

Kaynakça

(1) Filistin’in Gazze’deki Kayıpları, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israilin-239-gundur-saldirilarini-surdurdugu-gazzede-can-kaybi-36-bin-379a-cikti/3237162#:~:text=%C4%B0srail'in%207%20Ekim'den,82%20bin%20407%20ki%C5%9Fi%20yaraland%C4%B1., Erişim Tarihi: 13 Haz 2024

(2) İsrail ve HAMAS’ın BM Siyah Listeye alınmaları, https://www.bbc.com/news/articles/cv223vlerdvo, Erişim Tarihi: 12 Haz 2024

(3) BM Gazze ateşkes Kararı, https://press.un.org/en/2024/sc15723.doc.htm#:~:text=After%20247%20days%20of%20war,and%20without%20delay%20and%20condition. Erişim Tarihi: 11 Haz 2024

(4) Filistin’in Devlet olarak tanıyan ülkeler, https://www.bbc.com/turkce/articles/clmm2vz0vmgo, Erişim tarihi: 12 Haz 2024

(5) İstanbul Süreci, https://peacemaker.un.org/node/1825, Erişim Tarihi: 12 Haz 2024

(6) Friends of Sudan Group (Türkiye grupta bulunmamaktadır), https://www.eeas.europa.eu/delegations/sudan/friends-sudan-group-statement-signature-framework-agreement_en?s=122, Erişim Tarihi: 12 Haz 2024

-AKYAR M.S, Türkiye’nin Garantörlüğü, https://www.ngazete.com/20-temmuz-1974-baris-harekati-ve-garantorluk-3461yy.htm.),

-AKYAR M.S., İsrail’in Sıradaki Hamlesi Ne Olacak? https://www.kibrisraporu.com/israilin-siradaki-hamlesi-ne-olacak/

Doç.Dr. Sadık AKYAR
Doç.Dr. Sadık AKYAR
Tüm Makaleler

  • 14.06.2024
  • Süre : 5 dk
  • 686 kez okundu

Google Ads