Kötülük Kazanacak mı?
Kıbrıs’a gidip Türk Rum sınırından içeriye bir adım atsak ne olur dersiniz sizce? Dünyanın Gazze’ye davrandığı gibi tepkiler mi olur? Bırakın girsinler! Türklerin otuz bin Rum’a kadar öldürme hakları var! Böyle mi derler?
Günah çıkartmak için günah olmalıdır!
Balzac’ın hikayelerinden bir söz bu!
Acaba gerçekten birileri insanların günah işlemesini istiyor olabilirler mi?
Günah işlensin ki, günah çıkartılabilsin değil mi? Günah çıkartılması için vesile olsun! Günah çıkartmak diye bir sistem kullanılır olsun! Sistemin günah çıkartılmasında yetkili olan ayakları iş yapsınlar! Varlıklarının bir sebebi olsun!
Olabilir mi böyle bir şey?
Bence olabilir!
Yoksa niye insanlar günah işlesinler ki?
Günah işlemek iyi bir şey değil bildiğim kadarıyla. Bizde günah çıkartmak diye bir şey yok da, yine de sistem bu mantıkla dönüyor sanırım.
Sebep yoksa günah da işlemez her halde hiç kimse.
Günah işlenmesine devam edildiğine göre birilerince bir takım sebepler konuyor olmalı ortalığa.
Belki de insanın doğasında vardır günah işlemek!
Ama yok, bence birileri bunu teşvik ediyor. Aynen Havva’nın Adem’i günah işlemeye teşvik ettiği gibi birileri de insanların günah işlemesi için teşvikte bulunuyorlar!
***
Ama bu kötülüğün bir göstergesi!
Niye insanların kötülük yapması istensin ki?
Sonuçta kötülük kötülüğü çağrıştırır!
Sizin bugün yolunu yaptığınız kötülük döner dolaşır sizi de bulur!
Siz içinde bolca kötülük olan bir dünyada mı yaşamayı tercih edersiniz?
Yoksa iyilik dolu bir dünyada mı yaşamak tercih edilen bir dünyadır?
Dilimin ucuna hemen tabii ki iyilik olan bir dünya demek geliyor da, zor soru doğrusu!
İyilik karın doyurmuyor!
Ortalığı karıştıracaksınız ki, bulanık suda balık avlanabilesiniz.
Bu da bir gerçek!
***
İnsanın yapısı kötülük yapmaya çok müsait.
Fırsatçılık!
İnsan fırsatçı bir varlık.
Fırsatını bulduğunda önüne gelen şansı kaçırmayacaksın!
Her zaman geçmez eline o fırsat!
Aklını kullan!
Kaçırma fırsatı!
Fırsat diyorsunuz da, bunun sonu hayırlı değil, bu baştan belli!
Niye öyleyse üç kuruşluk menfaat için bu yollara sapasın?
Eğer sen bunu fırsat olarak görüp böyle yaparsan, zarar görecek çok masum insan olur! Bunu biliyorsun değil mi? Eninde sonunda sen de zarar görürsün. Bumerang diye bir şey var, kötülük bumerang gibidir! Elbet döner ve seni bulur!
Ne yapalım yani masum insanlar zarar görecekse?
Önemli olan bana ve sevdiklerime bir şey olmasın!
Eğer her şey benim kontrolüm altında olursa da, sen hiç merak etme, bana bir şey olmaz!
Sonuçta ben menfaat elde etmiş oluyorum! Niye yaşıyoruz ki? Yaşamanın bir tadı olsun!
Durgun suda avlanan balığın tadı olmaz!
Suda hareket olacak ki, o suda yaşayan balığın eti sıkı olsun ve lezzeti olsun!
Yaşam da aynı, hareket olacak ki, hareketten bereket doğsun!
***
Sanırım dünyanın bunca yıllık dünya tarihinde gelmiş olduğu son bakış açısı bu olmuş durumda.
Artık açık açık devletler birbirlerini tehdit eder duruma gelmiş durumdalar.
Güçlü zayıfı eziyor! Bundan da hiç gocunmuyor!
Savaş tamtamları uzun süredir çalınmaya başlanmıştı zaten, şimdi iyiden iyiye ortalığa açık tehditler savrulur oldu.
Üstelik gelinen bu noktada siz ne yapıyorsunuz diye hiç kimsenin sesi de çıkmıyor, herkes sus pus!
Oralarda, uzaklarda bir yerlerde yani Gazze’de otuz küsür bin insan katledilmiş durumda, ve dünya halen daha İsrail’e sesini çıkartmıyor.
Ne yapıyorsun sen kardeşim diyen yok! Olacak şey mi bu devirde senin yaptığın diyen yok!
Tamam, kimi sivil toplum kuruluşları az biraz ses çıkartıyorlar. Kimi devletler de kınama yoluyla zayıf bazı sesler çıkartıyorlar.
Hatta yardım etmeye çalışan devletler de var.
Ama şöyle kapsamlı bir müdahale, ne bileyim, Birleşmiş Milletler Barış Gücü gibi kapsamlı bir gücün bölgeye gönderilmesi üzerine alınan bir karar duydunuz mu siz mesela?
Çekil bakalım sen oradan ey İsrail, burada bu kadar insanı öldürmeye hakkın yok senin diyeni, yargılayacağız seni diyeni, ve araya tampon güç olarak Barış Gücü gönderilmesini önereni, en azından böyle bir girişim yapanı duydunuz mu siz?
Amerika izin vermez böyle bir şeye!
Evet, zaten çıbanın başı Amerika!
Ama diğerleri de masum değiller!
Biz bile masum değiliz!
Konu Gazze değil de başkası olsa böyle olmazdı ama.
Denemesi bedava, hadi bakalım biz Kıbrıs’a gidip Türk Rum sınırından içeriye bir adım atsak ne olur dersiniz sizce?
Dünyanın Gazze’ye davrandığı gibi tepkiler mi olur?
Bırakın girsinler! Türklerin otuz bin Rum’a kadar öldürme hakları var!
Böyle mi derler?
Hayır, ben Kıbrıs konusunda böyle bir şey yapalım demek istemiyorum, sadece örnek olarak söylüyorum.
Böyle bir şeyi sözle bile dike getirsek yapmadıklarını bırakmazlar bize.
***
Bu arada Kıbrıs meselesi de nedense gündemden düştü yine.
Hani Kıbrıs’ın uluslararası arenada bağımsız bir devlet olarak tanınması için gelişimlerde bulunacaktık?
Ne oldu o sözler?
Yerel seçimler de geçti, neyi bekliyor sayın devlet büyüklerimiz?
Bence bu konuda bir an önce dişe dokunur bir takım çalışmalara başlanmalı!
***
Neyse, diyeceğim o ki, bence dünya çoktan kötülerin dünyası olmuş durumda.
Üzgünüm, ama iyilik kaybetti!
Kötülük her geçen gün tüm damarlarına işliyor insanların. Baksanıza, hissiyat kaybı bile oluşmaya başladı, insanlar artık bir yerlerde kötülük yapıldığını görseler bile sadece seyrediyorlar.
Sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada maalesef durum bu şekilde, her geçen gün daha da kötüye gidiyor insanlık!
Gazze konusu da sadece bir örnek.
Baştan yazdım zaten ben, Hamas henüz saldırmışken İsrail’e, ve İsrail de karşılık vereceğini söylediği günlerde yazmıştım, bu işin sonu iyi bitmeyecek demiştim. Ama dünyanın da bu katliama ses çıkartmayacağını yazmıştım.
Bakın bugün yapılan bu katliamın boyutları otuz binin üzerinde masum insanın ölümüne gelmiş durumda.
Halen daha dünya olaya suskun.
Kim diyordu geçenlerde, bir yerlerde otuz bin balık ölse Dünya Sağlık Örgütü ne oluyor diye inceleme başlatırdı diyordu.
Gazze konusunda ise Dünya Sağlık Örgütü’nün bile sesi çıkmıyor.
***
Ben ilahi adalete inanan biriyim.
Elbet bir gün bu kötülükleri yapanlar da yaptıkları kötülüklerin karşılığını bulacaklar.
Estirdikleri kötülük rüzgarları elbet onların da başlarına kötü bir şeyler gelmesine sebep olacak.
Ancak bir yandan da daha fazla geç olmadan bir şeyler yapılması gerektiği de açık.
Bu işin sonu gerçekten çok kötü olacak gibime geliyor. Bakın İran’ın geçen İsrail’e yaptığı komik saldırıyı ben de kendimce eleştirmiştim. İsrail bir cevap verir herhalde derken bu dün sabah İsrail dronlarının İran’a saldırısı ile uyandık.
Yavaş yavaş savaş tamtamlarının sesleri daha bir gür çıkmaya başladı sanki.
Bölge ısınmaya devam ediyor.
Böyle sessiz kalınırsa öyle bir an gelir ki, ne oluyoruz demeye kalmadan dünyayı yeni bir savaş içinde buluruz.
O yüzden bırakın bu menfaat ilişkilerini, en azından Türkiye olarak bölgeye barış gücü gönderilmesi için Birleşmiş Milletler nezdinde girişimde bulunalım.
Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla.