Site İçi Arama

ua-iliskiler

Küresel Gıda Krizi ve Açlık Tehlikesi

Hindistan dünyanın ikinci büyük buğday üreticisi. Rusya'nın işgali nedeniyle Ukrayna'nın buğday ihracatı kesilince, gözler diğer üretici ülkelere çevrildi. Hindistan’ın Ukrayna’dan buğday ithal edemeyen ülkeler için destek olabileceği düşünülüyordu. Ancak Hindistan Hükümeti bir anda, küresel gıda krizinin olumsuz etkilerinden 1,5 milyara yaklaşan nüfusunu koruyabilmek düşüncesiyle, 13 Mayıs 2022 tarihinde, buğday ihracatını yasaklama kararı aldı.

20. Yüzyıldaki Açlık ve Kıtlık Vakaları:

Eski çağlardan günümüze dünya genelinde çeşitli dönemlerde gıda kıtlığı, kıtlık sorunu yaşandığı bilinmektedir. Afrika’da birçok ülkede görülen, Somali’de halen devam etmekte olan kıtlık sorunu yeni değildir. Milyonlarca insan yeterli gıdaya ulaşamadığı için yaşamını yitirmiştir. Sadece son yüzyılda yaşanan kıtlık ve açlık sorunlarına bakmak bile insanlık için yeterince korkutucu ve önlem almanın gerekliliği konusunda hatırlatıcıdır:

  • 1907-1911 yılları arasında Çin’de yaşanan gıda krizinde, toplamda 25 milyon insan ölmüştür.
  • 1919 yılında Almanya’da, Almanları Versailles antlaşmasını imzalamaya zorlamak için yapılan ambargo nedeniyle 763.000 Alman vatandaşı hayatını kaybetmiştir.
  • 1917-1919 yılları arasında 2-10 milyon arasında telaffuz edilen bir büyüklükte İran vatandaşı kıtlık nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Yine 1921 yılında kıtlık nedeniyle hayatını kaybeden Rus ve Tatar nüfusunun 7 milyon civarında olduğu bilinmektedir.
  • 1928-1930 yılları arasında Çin’de kıtlık 3-10 milyon insanın ölümüne neden olmuştur. 1932 yılında Ukrayna’da yaşanılan kıtlık sonucunda, 7 milyon Ukraynalı yaşamanı yitirmiştir. Yine 1936 yılında Çin’de açlık nedeniyle 5 milyon Çinli ölmüştür.
  • 1941-44 yılları arasında Almanlar tarafından 900 gün boyunca kuşatma altında tutulan Leningrad şehrinde, aşırı soğuk (-40 derece) ve gıda yetersizliği nedeniyle toplamda 1 milyon Leningradlı yaşamanı yitirmiştir.
  • 1942 yılında Çin’de ve İran’da yaşanan kıtlıklar, her iki ülkede 3’er milyon insanın ölümüne neden olmuştur. 1944 yılında Japon kuşatması nedeniyle Endonezya’nın Java adasında 2.400.000 insan açlıktan ölmüştür.
  • 1958-1962 yılları arasında yaşanan Çin’deki Büyük Gıda Krizi, dünya tarihinin kaydettiği en büyük kıtlık olmuş ve toplamda 15-55 milyon Çinli öldü.
  • 1998-2004 yılları arasında yaşanan İkinci Kongo Savaşı’nın bir sonucu olarak açlık ve hastalıklardan 2.700.000 kişi yaşamını yitirdi.

Önce Pandemi Sonra Savaş Küresel Gıda Krizini Tetikliyor:

2019 yılında ortaya çıkan pandemiyle birlikte dünya genelinde kapanma evreleri yaşandı, gıda üretimi yavaşladı. Pandemi döneminde daralan gıda üretimi pazarda gıda fiyatlarının artmasına neden oldu ancak o dönemde gıda yokluğu küresel ölçekte yaşanmadı.

2021 yılı ortalarında pandemi tedbirlerinde kademeli normalleşmeye gidildi. Tüketim de hızla artış gösterdi. Piyasalar yeniden canlandı. Pandemi dönemindeki arz-talep dengesizlikleri ve sonrasında 10 trilyon USD büyüklüğündeki küresel teşvik paketlerinin etkisiyle, dünya piyasaları normalden daha fazla hareketlendi ve küresel bir enflasyon olgusuyla ülkeler karşı karşıya kaldı.

Dünya ekonomisinin fabrikası olarak nitelendirilen Çin; pandemi sonrasında ortaya çıkan üretim talebini karşılamaya gayret gösterdi. Bu durum hem enerji sektörünü, hem de tüketici endekslerini olumsuz yönde doğrudan etkiledi. Başta petrol ve doğalgaz fiyatları olmak üzere dünya genelinde enflasyonist bir ortam ortaya çıktı.

Neticede bundan gıda fiyatları da etkilendi. Bu arada, 2010’lu yılların aksine piyasaların 2020’li yıllarda “kıtlık ekonomisine” alışması gerektiği konuşulur oldu.

Rusya-Ukrayna Savaşının Neden Olduğu Küresel Gıda Sorunları:

Pandemi ortamından yeni sıyrılan dünya, bu seferde Doğu Avrupa’da ortaya çıkan başka bir krize odaklandı. 2021 ortasından itibaren Rusya-Ukrayna arasındaki gerginlik, 24 Şubat 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimini getirdi. Bu arada yaptırımların da etkisiyle enerji fiyatları iyice arttı ve doğalgaz fiyatları neredeyse Avrupa ülkelerinde dört katına kadar çıktı.

Aynı dönemde Ukrayna-Rusya savaşının tetiklediği gıda krizi, açlık sorunuyla insanlığın karşı karşıya kalabileceği korkusunun yaşanmasına neden oldu. Bu korkunun etkisiyle birçok uluslararası kurumdan art arda uyarılar gelmeye başladı. Tüm dünya alarma geçmiş durumda. Avrupa bile gıda probleminden etkilenecek gibi gözüküyor.

Ukrayna-Rusya savaşının, enerji ve özellikle de gıda fiyatları üzerinde yarattığı bu büyük baskı, hızla başka alanlara da yayıldı. Bunun üzerine Birleşmiş Milletler dahil birçok uluslararası örgüt uyarılarını artırdı. Dünyanın 'ekmek sepeti' olarak bilinen Ukrayna ve Rusya'da yaşanan savaş nedeniyle buğday ve mısır fiyatları küresel zirve yaptı. Buğday ve mısır fiyatlarındaki artışın yanı sıra diğer gıda ürünlerinde de gıda krizi etkisini giderek artırıyor.

Dünya Gıda Programı Başkanı David Beasley, “Ukrayna'daki mermiler ve bombalar küresel açlık krizini feci boyutlara taşıyabilir. Tedarik zincirleri ve gıda fiyatları önemli ölçüde etkilenecek” uyarısında bulundu. Dünya basınında yer alan haberlere göre, Kuzey Afrika ülkelerinden Mısır, Tunus ve Cezayir’de buğday kıtlığının acısı şimdiden hissedilmeye başlanmıştır. Cezayir, birtakım önleyici tedbirlerle krizi savuşturmaya çalışsa da henüz atlatamadı.

Buğday kıtlığından Uzakdoğu ülkeleri de olumsuz etkileniyor. Bu ülkelerden özellikle Endonezya, Ukrayna buğdayıyla beslenen bir ülkedir. Ukrayna’dan buğday ithal eden ülkeler arasında en üst sıralarda olan Endonezya, başka ülkelerden buğday ithal etmek için arayış içerisinde.

Durum daha da kötüleşiyor:

Endonezya, Pakistan, Orta Asya ve Sahra Altı Afrika'daki birçok ülke de Ukrayna pazarına bağımlı olmaları yönüyle gıda sorununu ilk yaşayacak ülkeler arasında yer alacakları söyleniyor. Bu arada BM Gıda ve Tarım Örgütü (Food and Agriculture Organization-FAO), Ukrayna ve Rusya'dan yapılan gıda ihracatının kalıcı olarak durdurulması halinde, dünya çapında 8-13 milyon ilave insanın yetersiz beslenmeye maruz kalacağı tahminlerini paylaşıyor.

FAO’nun, 2022 Küresel Gıda Krizi başlıklı raporuna göre, çatışmalar, küresel ısınma, değişken hava koşulları ve pandeminin ekonomik etkileri sebebiyle 2021 yılında 53 ülkede/bölgede yaklaşık 193 milyon insan kriz ya da daha kötü seviyelerde gıdaya erişim sorunu yaşadı. “193 milyon”, tüm zamanların en yüksek seviyeye ulaşan bir duruma işaret ediyor. 2020’ye göre yaklaşık 40 milyonluk bir artış anlamına gelen bu büyüme, gıdaya erişim korkusunu küreselleştirmiştir. Özellikle, Etiyopya, Güney Madagaskar, Güney Sudan, Sudan, Yemen, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Afganistan, Güney Nijer, Suriye, Pakistan ve Haiti’deki nüfusun dünyada en fazla oranda açlık sorunuyla karşı karşıya kalabileceği uyarıları yapılıyor ve çöküşü önlemek için acil önlem alınması gerektiğine dikkat çekiliyor.

Küresel Gıda Krizi raporu, Rusya-Ukrayna Savaşının küresel gıda sistemlerinin birbirine bağlı doğasını ve kırılganlığını ortaya çıkardığına vurgu yapmıştır. Özellikle gıda ve tarımsal ithalata yüksek oranda bağımlı ülkeler, küresel gıda fiyat şoklarına karşı daha kırılgan ülkeler olarak tanımlanıyor. Bu tür ülkelerin Doğu Avrupa'daki savaşın risklerine karşı savunmasız olduklarına vurgu yapılıyor.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de, Rusya'nın Ukrayna'da sürdürdüğü savaşın tarım ürünlerinin fiyatlarının artmasına yol açtığını söyledi. Guterres, "Savaşın ve fiyatlardaki artışın devam etmesi halinde küresel gıda krizi yaşanabilir" uyarısında bulundu. Guterres, özellikle az gelişmiş ülkelerde ve yoksul halklarda gıda güvenliğinin savaş sebebiyle daha ciddi bir tehlike altına girdiğini belirtti. Guterres, Ukrayna'dan yapılan gıda ihracatının savaş öncesi seviyeye dönmemesi halinde dünyanın yıllarca sürecek bir kıtlıkla karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu.

Ukrayna'nın ihraç etmek istediği ayçiçek yağı ve bazı tahıl ürünleri, bu ülkenin limanların kapalı olması nedeniyle dışarıya çıkarılamıyor. Bu durum, gıda arzını küresel boyutta azaltırken aynı zamanda küresel seviyede fiyatların artmasına neden oluyor. BM verilerine göre küresel gıda fiyatları, geçen yılın aynı dönemine göre, USD bazında yüzde 30 civarında artış gösterdi.

Hindistan Buğday İhracatını Yasakladı:

Ukrayna'daki savaş felaket üstüne felaket getiriyor ancak bu savaş gıda ve açlık sorununun sadece bir parçasını teşkil ediyor.

Hindistan dünyanın ikinci büyük buğday üreticisi. Rusya'nın işgali nedeniyle Ukrayna'nın buğday ihracatı kesilince, gözler diğer üretici ülkelere çevrildi. Hindistan’ın Ukrayna’dan buğday ithal edemeyen ülkeler için destek olabileceği düşünülüyordu. Ancak Hindistan Hükümeti bir anda, küresel gıda krizinin olumsuz etkilerinden 1,5 milyara yaklaşan nüfusunu koruyabilmek düşüncesiyle, 13 Mayıs 2022 tarihinde, buğday ihracatını yasaklama kararı aldı. Başbakan Narendra Modi’nin 'Hindistan dünyayı beslemeye hazır' sözlerinden bir hafta sonra gelen bu yasağın öncesinde, Hindistan’ın 2022 yılı içinde 10 milyon ton buğday ihracatı yapabileceği konuşuluyordu. Bu yasak, gıda fiyatlarına hemen yansıdı. Chicago'da işlem gören vadeli buğday fiyatları yüzde 5,9 artışla 12,47 USD’ye yükseldi. Reuters’a göre mısır fiyatlarında yüzde 2, soya fasulyesi fiyatlarında ise yüzde 0,8 oranında artış yaşandı. Diğer gıda ürünlerinde de fiyat artışları yaşandı, yaşanmaya devam ediyor.

Dünya genelinde yaşanan enerji ve gıda fiyatlarındaki artışlar, enflasyonda küresel artışa neden olurken, ABD ve İngiltere dahil birçok gelişmiş ülkenin merkez bankaları faiz artırımına gitmek zorunda kaldı.

Dünya Bankası, 27 Nisan 2022 tarihinde Rusya-Ukrayna Savaşı’nın son 50 yılın en büyük fiyat artışına yol açacağı uyarısında bulunmuştu. Dünya Bankasına göre küresel seviyedeki fiyat artışı, "çok büyük ekonomik ve insani etkilere” neden olacak. Dünya Bankası; çatışmanın neden olduğu üretim ve tedarik kesintisinin, doğal gazdan buğday ve pamuğa kadar birçok üründe büyük fiyat artışlarına yol açmaya devam edeceği tahmininde bulunuyor. Gıda fiyatlarında şimdilik bir gerileme beklenmiyor. Gübre, metal ve mineraller de dahil olmak üzere hammadde fiyatlarının daha da artması bekleniyor. Bir ihtimal, çay, pirinç ve kereste fiyatlarının düşmesinin söz konusu olabileceğine dair değerlendirmeler yapılıyor.

Sonuç:

Dünya Bankası, "Fiyatların genel olarak 2022'de zirve yapması ve bu zirvenin daha önce tahmin edilenden çok daha yüksek olması” değerlendirmesini paylaşıyor. Ayrıca "ürün piyasalarının görünümünün, büyük ölçüde Ukrayna'daki savaşın süresine ve bunun başta Karadeniz olmak üzere tedarik zincirlerinde neden olduğu aksamalara bağlı olacağı" belirtiliyor.

Bu arada, bir hafta önce Hindistan’ın buğday ihracatına yasak getirmesi, küresel gıda krizini daha de tetikledi. Üstelik, bu yıl gübre fiyatlarında %69'luk bir artışın beklenmesi, çiftçilerin tarımda daha az gübre kullanmak zorunda kalmasına ve bunun da tarımsal verimin küresel ölçekte düşmesi riskini doğurmasına neden olabilir görüşleri dillendiriliyor. Çin’in son iki yıldır gıda stokladığı haberleri ve iklim senaryolarıyla birlikte gıda krizi ele alındığında, dünyayı ve özellikle de fakir ülkelerin halklarını önümüzdeki yıllarda, eğer küresel boyutta önlem alınamazsa, büyük bir açlık sorunu bekliyor.

Neticede, 2022 yılı, her yönüyle zorlu geçecek bir yıl olarak değerlendiriliyor. 2023 ve sonrasında da bir süre daha gıda arzında sorunlar yaşanacağı tahminleri yapılıyor. Türkiye’de de gıda fiyatlarında yaşanan artış, Türk parasıyla %100’lerin çok üstüne çıkmış durumdadır. 2022 yaz aylarında bir ölçüde gıda fiyatlarında düşüş beklenmesine rağmen, Türk halkının; yaşanan yüksek enflasyon ve ekonomik hayatta yaşanan krizle birlikte değerlendirildiğinde, önümüzdeki yıllarda ucuza gıda tüketmesi oldukça zor gözüküyor.

Dr. Hüseyin FAZLA
Dr. Hüseyin FAZLA
Tüm Makaleler

  • 23.05.2022
  • Süre : 5 dk
  • 1943 kez okundu

Google Ads