Nancy Pelosi'nin Tayvan'a Yaptığı Tarihi Ziyaretin Amacı Neydi?
Tayvan'a bakıldığında, egemen bir ülke olma ve siyasi ve diplomatik meselelerini yürütme hakkına sahip oldukları görülmektedir. Öte yandan Batılı ülkelerin, özellikle de ABD'nin Tayvan'ı sadece demokrasiye inandıkları ya da benzer demokratik değerleri paylaştıkları için değil, askeri ve stratejik amaçlarla destekledikleri anlaşılmalıdır.
Pelosi, Tayvan’ı Ziyaret Etti, Ortalık Karıştı
Birleşik Devletler siyasetçisi Nancy Pelosi 2 Ağustos 2022 tarihinde Tayvan'ı ziyaret etti. Tayvan'a neden gitti? Öncelikle Washington DC'nin tanınmış önde gelen politikacılarından Nancy Pelosi hakkında bilgi verilmelidir. Kendisi 2019 yılından bu yana Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi Başkanı olarak görev yapmaktadır ve babası da Başkan John F. Kennedy döneminde görev yapmış bir siyasetçi olup, Demokrat Parti'nin bir üyesiydi. Pelosi’nin ziyaretinin tüm uluslararası haberlerde yer almasının nedeni, Çin ile diplomatik bir anlaşmazlığa yol açan Tayvan'ı ziyaret etmesidir. Temelde kriz hikayesinin başladığı nokta burası olmuştur.
ABD-Tayvan İlişkisi
Amerika Birleşik Devletleri'nin Tayvan'la ilgili takıntısının nedeninin, Tayvan'ı Çin'e karşı etkili bir şekilde mücadele etmek için stratejik bir araç olarak görmesinden kaynaklandığını anlamak gerekir. Çin-Tayvan sorununun 1949'dan beri devam ettiğinin farkında olunmalıdır. Çin, Tayvan'ı kendi topraklarının bir parçası olarak görmekte ve her iki şekilde de güç kullanarak Tayvan'ın kontrolünü ele geçirmek istemektedir. Öte yandan Tayvan'ın liderleri, karar alıcıları ve nüfusunun çoğunluğu Tayvan'ın egemen bir ülke olduğunu ve kendilerine Çinli değil Tayvanlı denmesini istediklerini söylüyor.
Tayvan'a bakıldığında, egemen bir ülke olma ve siyasi ve diplomatik meselelerini yürütme hakkına sahip oldukları görülmektedir. Öte yandan Batılı ülkelerin, özellikle de ABD'nin Tayvan'ı sadece demokrasiye inandıkları ya da benzer demokratik değerleri paylaştıkları için değil, askeri ve stratejik amaçlarla destekledikleri anlaşılmalıdır. Aslında batılı ülkeler Çin ile çok fazla iş yapmaktadır ve bugün Çin ekonomisinin en önde gelen ekonomi olmasının nedeni 70'ler ve 80'lerdeki ABD politikalarıdır. Çin 1978'de ekonomisini dünyaya açmış ve 1978'den 1989'a kadar Çin iç pazarında piyasa dostu bir ekonomik reform gerçekleştirmiştir.
ABD’nin Çin’le İlişkisi ve Bunun Tayvan’a Etkileri
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Richard Nixon'ın 1972 yılında Çin'e yaptığı ziyaret hatırlanacak olursa, bu ziyaret ABD Başkanı'nın Çin'i ilk ziyareti olmuştur. Başkan Nixon'ın Çin ziyareti aynı zamanda iki ülke arasında 25 yıldır süren iletişimsizlik ve diplomatik ilişkilerin de sonu olarak görülmektedir. Ayrıca 70'li yıllarda ABD-Çin ilişkilerinde yeni bir dönemin başladığını ve bundan önce Çin'in ABD'nin soğuk savaş düşmanı olarak görüldüğünü dikkate almak gerekir. Her ne kadar soğuk savaş ABD ve Sovyetler Birliği arasında olsa da, demokrasi-kapitalizm ve komünizm arasındaki savaşta Çin bile doğal olarak komünist düşmanı bir ülke olarak hareket etmiştir. Bugün Çin'in siyaseten komünist olduğu ancak Çin pazarının tamamen kapitalist olduğu görülebilir. Bugün milyarder sakinlerinin sayısına göre ülkeler listesine bakıldığında Çin, ABD'nin hemen ardından ikinci sırada yer almaktadır.
Tayvan, Çin İçin Neden Önemlidir?
Aslında ABD Başkanı Joe Biden'ın oğlu Hunter Biden Çin ile pek çok iş yapmıştır. Gerçek şu ki, ABD Tayvan'a, istediği zaman Çin'e karşı koyabileceği stratejik bir araç olarak bakmaktadır. Tayvan Çin için neden önemli? Toprak bütünlüğünün yanı sıra, Çin'in Tayvan'ı istemesinin nedeni ekonomik yetenekleridir ve Çin, Tayvan'ın batı etkisine girmesini istememektedir. Aynı şey Ukrayna'da da görülebilir.
Rusya neden Ukrayna'ya saldırıyor? Rusya Ukrayna'ya sürekli olarak NATO'nun ya da başka bir batı ittifakının parçası olmamasını söyledi çünkü Rusya batı askeri tesislerinin sınırına yakın bir yerde olmasını istemiyor ve Rusya ayrıca batı kültürünün Rus medeniyetini zayıflatabilecek bir etki yaratmasını istemiyor.
Aslında bu Hindistan için de geçerli, hatta Hintlilerin çoğunluğu batılı fikirlerin ve batı pop kültürünün büyük bir hayranı değil.
Rusya’ya Yapılan Yaptırımların Çin Açısından Anlamı
Aynı şey Tayvan için de geçerli, Çin Tayvan'ın bir sonraki Ukrayna olmasını istemiyor çünkü Çin, ABD'nin ve NATO güçlerinin Tayvan'da askeri tesis kuracağının ve bunun Çin dış politikası için doğrudan bir tehdit olacağının farkında, ayrıca Çin çok ihtiyatlı davranıyor. Çin, bugün Rusya yaptırımlar nedeniyle ekonomik olarak ne yaşıyorsa yarın Çin'in de başına gelebileceğini biliyor.
Tayvan'ın elektronik sektörü yabancı yatırımların büyük bir kısmını kendisine çekmektedir ve Tayvan’daki yarı iletken üretim şirketi TSMC dünyanın en büyük çip üreticisi ve yaklaşık 600 milyar dolar ile Asya'nın borsada işlem gören en değerli şirketidir. Bunun da ötesinde, Çin ve Tayvan ekonomileri birbirlerine çok bağımlıdır. Çin, Ocak 2017'den Ocak 2022'ye kadar 515 milyar dolarlık ihracat değeriyle Tayvan'ın en büyük ihracat ortağı ve bir sonraki en büyük ortağı olan ABD'nin iki katından fazla bir büyüklükle Tayvan pazarında yer almaktadır. Çin, Tayvan'dan petrol ithal ettiğinden daha fazla çip ithal ediyor; bu da Çin'in elektronik ve imalat sanayinin temel bileşenleri için Tayvan'a bağımlı olduğu anlamına geliyor.
Çin-ABD Çekişmesi
Hatırlanacağı üzere, Donald Trump'ın Başkanlığı sırasında 2018'den itibaren Çin ile ABD arasında Çin-ABD Ticaret Savaşı olarak da adlandırılan bir ekonomik çatışma yaşanmış ve her iki ülke de birbirlerine yaptırımlar uygulamıştı. ABD-Çin ticaret savaşı ve ardından pandemi nedeniyle Çin'in dünya genelindeki imajı gerilemeye başladı. Çin anakarasında bulunan birçok Tayvanlı ve yabancı şirket bu nedenle Tayvan'a geri taşınmaya başladı, Tayvan aslında ABD-Çin ticaret savaşından ve pandemiden dolaylı olarak yararlanan taraf oldu. Batılı ülkeler Çin üzerindeki bu kozu bırakmak istemiyorlar ve bu koz temelde Tayvan.
Amerika Birleşik Devletleri serbest piyasa ekonomisi, insan hakları ve egemenlik konularında tanıtım yapıyor ancak bunun asıl nedeni Amerika Birleşik Devletleri'nin Çin ile ekonomik olarak rekabet etmek zorunda olması ve Tayvan'ın ABD-Çin çatışmasının çehresini değiştirebilecek bir katalizör olmasıdır. Hatırlanacağı üzere, 28 Temmuz 2022 tarihinde Başkan Joe Biden, Başkan Xİ Jinping ile yaptığı görüşmede ABD Başkanı tarafından önemli bir noktaya değinilmişti.
Başkan Biden, "Amerika Birleşik Devletleri, Tayvan Boğazı'ndaki statükoyu değiştirmeye ya da barış ve istikrarı baltalamaya yönelik tek taraflı çabalara şiddetle karşı çıkmaktadır" dedi. Başkan Biden'ın sözleri, Amerika Birleşik Devletleri'nin tek taraflı çabalara şiddetle karşı çıktığını, başka bir deyişle Amerika Birleşik Devletleri'nin Çin'e Tayvan Boğazı'nda herhangi bir politika söz konusu olduğunda bireysel kararlar almayın dediğini göstermektedir. Tayvan Boğazı, Çin anakarası ile Tayvan Adası arasında 180 KM genişliğinde bir su yoludur. Tayvan Boğazı, küresel ticaretin neredeyse yüzde 20'sinin geçtiği en önemli küresel ticaret yollarından biridir ve Çin ile Tayvan arasındaki herhangi bir askeri faaliyet, küresel tedarik zincirini bozarak uluslararası sahnede bir kriz yaratacaktır. ABD ile Tayvan arasındaki ilişkiler Çin'in boğazlar üzerindeki askeri iddiasını körüklemektedir; ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Tayvan'a yaptığı ziyaret Çin ile ABD arasındaki gerilimi arttırmıştır. Başkan Trump görevdeyken ABD Tayvan'a çok sayıda silah satmıştı. Şimdi bile Biden Yönetimi Tayvan ile silah ticaretine devam ediyor.
Tayvan ve Çin Bu Noktaya Nasıl Geldi?
Bir tarafta Tayvan, diğer tarafta ise tüm ekonomik ve askeri gücüyle Çin var ve Çin büyük bir fil-panda gibi, Tayvan ise boyut olarak daha küçük ama vahşi biri vaşak gibi. Tayvan'ın egemen bir ülke olma hakkı var. Çin bu konuda bir şeyler yapmak istiyor. Kesinlikle bir şeyler yapacaklar ve herhangi bir eylemde bulunmadan boş oturmayacaklar.
Çin anakarasında yaşayan Çinlilerin çoğunluğu Tayvan'ın Çin'in ayrılmaz bir parçası olduğuna inanıyor, benzer şekilde Tayvan'daki insanların çoğunluğu kendilerini Tayvanlı olarak adlandırıyor ve Çinli olarak adlandırılmaktan hoşlanmıyorlar, ancak tarihe geri dönersek, bu ada 1683'te Çin kral hanedanı tarafından ilhak edildi ve daha sonra 1895'te Japonya imparatorluğuna gitti ve nihayet 1945'te Japonya'nın kaybettiği İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden sonra, Tayvan topraklarını Çin Hükümeti'ne teslim ettiler ve 1949'da Çin İç Savaşı'ndan sonra komünist rejim önceki hükümeti devraldı, ancak Çin'deki rejim değişikliğinden önce, önceki hükümet 1949'da Chiang Kai-Shek liderliğinde Tayvan'a taşındı. O zamandan beri Çin ile Tayvan arasındaki gerilim hep yüksek seyretti.
Bu nedenle bu sorun çok karmaşık hale geliyor. Eğer temel haklar perspektifinden bakılırsa, Tayvan'ın herhangi bir yabancı ülkenin yaptığına benzer şekilde, istediği gibi davranma hakkı var. Ancak Çin Tayvan’ın tutumundan hiç de hoşnut değildir. Çünkü Tayvan’ın Batıya yakın duran duruşu, Çin'in hem dış hem de ekonomi politikası açısından çıkarlarını zorlamaktadır. Aynı zamanda Çin'in medeniyet kimliğine de zarar vereceği düşünülmektedir. Kesin olan bir şey var ki Çin ve Tayvan arasındaki gerilim, tıpkı Rusya ve Ukrayna arasında olduğu gibi tam teşekküllü bir savaşın yaşanacağı bir dereceye kadar tırmanacaktır.
O zaman ABD, Tayvan’a para ve askeri teçhizat verecektir. Ancak Tayvan'a Amerikan askerlerini indirmeyecektir. Bu, savaşı yerel bir ülkeye ihale etmek gibi bir şeydir ancak Çin'in nükleer bir ülke olduğunu unutmamak kaydıyla yerel ülkenin bundan zarar göreceği kesindir. Rusya'nın köşeye sıkıştığında ne dediğine dikkat etmek önemlidir, Rusya gerekirse nükleer silah kullanacağını söylemiştir, benzer şekilde Çin’in de aynı tehdidi gündeme getirebilecektir. Çünkü nükleer silahlar müzede saklanmak için geliştirilmemiştir. Nancy Pelosi Tayvan'ı ziyaret ettiğinde Çin ada yakınlarında askeri tatbikatlar yapıyordu. Çin bu ziyarete cevaben canlı tatbikat bile yapmıştır.
ABD hükümetibundan sonra veya gelecekte ne gibi tepkiler verebilir?
1- Amerika Birleşik Devletleri Tayvan'a başka bir heyet gönderecek veya Amerikan Yönetimi Tayvan Yönetimine başka bir silah satışını onaylayacaktır.
2- Çin askeri gücüyle misilleme yapacak, bu da bir benzetme yaparsak, ABD'nin şarkı söyleyerek askeri eylemi biraz kışkırtacağı ve Çin'in buna dansla karşılık vereceği anlamına geliyor.
3- Önümüzdeki ay Çin Komünist Partisi'nin 28. ulusal kongresinin yapılacağını ve büyük olasılıkla Xi Jinping'in üçüncü dönem başkanlığına devam edeceğini ve Çin'in Tayvan ile ilgili gelecek planlarını da tartışacağını belirtmek önemlidir. Ancak Çin'in 1970'lerden beri yürürlükte olan iki sistemli tek ülke politikasına sahip olduğunu akılda tutmak önemlidir. Ancak 2000 yılında Demokratik İlerleme Partisi Tayvan'da iktidara geldi ve Çin'in tek ülke iki sistem politikasını reddederek bağımsızlık fikrini desteklemeye başladı ve bu da Çin için bir alarm oldu. Amerika Birleşik Devletleri bile, Kurt Campbell Beyaz Saray Kıdemli Koordinatörü tarafından da teyit edildiği üzere, Amerikan Yönetiminin Tayvan'ın bağımsızlığı için mücadele etmekle ilgilenmediğini resmen kabul etmektedir.
4- Amerika Birleşik Devletleri Tayvan'ın özerkliğini sağlamak istemektedir çünkü bu şekilde Amerika Birleşik Devletleri'nin Hint-Pasifik Jeopolitiğinde güç dengesini sağlamasına fayda sağlayacaktır. Amerikan yönetiminin Tayvan takıntısının nedeni, Tayvan'ın Hint-Pasifik bölgesine ulaşmak ve Japonya ile Güney Kore'nin güvenliğini sağlamak için askeri ve stratejik bir araç olmasıdır. Aslında birinci ada zinciri diye bir terim vardır ve bu terim Amerika'nın Hint-Pasifik Bölgesindeki müttefikleri olan Japonya, Tayvan ve Filipinler'i kapsar ancak Tayvan, ABD-Çin çatışmasında parlama noktasıdır.
5- Çin'in Tayvan Boğazı'ndaki askeri tatbikatından sonra ABD heyetler gönderirse veya Nancy Polesi ziyaretinden sonra ABD Tayvan'a silah satışını arttırırsa, Çin kendi eylemini haklı çıkarmak için "ABD provokasyonu" diyerek ikinci ada zincirine askeri tatbikat kapasitesini arttıracaktır. Rusya'nın ABD'nin uyarılarını görmezden geldiğini söylemesi de buna benziyor.