Rusya Ukrayna hattında neler yaşanıyor? (TRT Radyo Canlı Yayını)
Ukrayna'da görüldüğü üzere, önümüz bu şekilde etnik farklılıkların kullanılacağı bir dünyaya işaret etmektedir. Bu açıdan her zaman her bölgede dikkatli olunması gerekir.
Spiker: Rusya Ukrayna hattında neler yaşanıyor şöyle genel bir değerlendirme ile başlamak istiyoruz.
Yazar: Bugün 9 Eylül İzmir’in kurtuluşu, tüm halkımızın ve Türk milletinin bu başarısını kutlarım. Ülke olarak büyük bir başarı kazandık.
Bizim Türk halkı olarak neredeyse 100 yıl evvel yaşadığımız olayları bugün Ukrayna, Rusya yaşıyor ve aynı şekilde Gazze yaşıyor ve bundan sonra da yaşanacak gibi gözüküyor.
Öncelikle Rusya, Ukrayna, Kırım bu bölge ABD için çok önemli. Neden önemli derseniz; ABD bir şekilde İran’ı baskılamak istiyor. Karadeniz üzerinden yapabilirse Gürcistan-Ermenistan, yapabilirse yine Hazar Denizi’nin güneyine inip Azerbaycan’ın arkasından Hazar’ın güneyinde Deniz kuvvetleriyle İran'ın füze tesislerinin olduğu genel olarak Kum kenti çevresini bir şekilde kontrol etmek istiyor. Çünkü bu bölgeden İran'ın göndereceği füzelerin İsrail’i ve kendisinin Ortadoğu’da bulunan birliklerini tehdit ettiğini düşünüyor.
Bu arada İngiltere dışişleri bakanının David Cameron ABD’li mevkidaşı Antony Blinken ile birlikte katıldığı Fox News özel programında; Savunma bütçenize ekstra %10 harcayıp Ukraynalıların cesareti ile Rusya'nın savaş öncesi savunma teçhizatının ve ordusunun %50 sini yok ediyorsunuz. Amerikalılar ve İngilizler hayatını kaybetmeden. Bu harika bir yatırım diyerek bu işin yani bu savaşın başından beri planlı bir şekilde devam ettiği ve bundan sonra da devam edecek olduğu görünüyor.
Neden; çünkü Rusya Ukrayna'da Ukrayna kuvvetleriyle baş etmeseydi bugün Gazze’de daha aktif gövde gösterisinde bulunacaktı. İran’la ve bölgedeki Hamas’la diğer kendine yakın birliklerle, Suriye ile özellikle İsrail'i baskılamaya başlayacaktı. Ama bu durumu gören dünyayı kontrol eden büyük güçler Rusya'nın bir şekilde bu bölgeden uzak durması planları için Rusya’yı Ukrayna’da meşgul ederken aynı zamanda Gazze’ye ve Dünya ticaretine ve dünya iletişiminin geçtiği fiber optik, fiber ipek yolu olan Süveyş kanalında bütün dünya iletişimini kontrol etmeye çalışıyorlar.
Bir savaş, sadece bombayla insanla füzeyle olmaz. Yani bunun teknolojik tarafı var, para tarafı var, ticaret tarafı var, ekonomi tarafı var, uluslararası organizasyonlar var var var var birçok şekilde var. Aynı zamanda ulusların içindeki birlikleri, kişileri, grupları örgütleme de var. Bunun için Batı, özellikle Ukrayna'nın içindeki Azov taburlarını aktive etti. Yani orda eski Nazi birliklerinin anlayışına sahip gruplar geliştiriyorlar. Rusya’yı ve Rusya’nın desteklediği grupları bir şekilde elimine etmeye, aynı zamanda Rusya Ukrayna savaşıyla hem Rusya’nın Kırım’a müdahalesini hem de oradaki Kerç boğazının kontrolünü engellemeye, Karadeniz’deki kontrolünü engellemeye çalışıyorlar. Bu yüzden son dönem savaşları dünyanın son yıllardaki yaşadığı en ilginç olaylardan birisidir. Artık ülkeler kendi askerlerini kullanmıyorlar Ukrayna gibi Hamas gibi çeşitli silahlı guruplar üzerinden dünyada istedikleri bölgelerde istedikleri şekilde ülkeleri yönetmeye çalışıyorlar.
Ukrayna'da bulunan Azak taburu da bunlardan bir tanesidir. Önce 1982’de Azak özel harekât müfrezesi olarak kuruluyor. Tabiri veya simgesi de ortasında çizgi olan Z harfidir. Biz, Ukrayna savaşı başladığında Rus tanklarının üzerinde çizgisiz Z harfi olarak görmüştük yani Ruslar da hayır bu bölgede Nazi türü bir yapılanmayı kabul etmiyoruz diyerek bir şekilde buna karşı geleceğinin işaretini vermiştir.
Biz ülke olarak bunu nasıl gördük; biz de kendi içimizde Türk Kürt sorunu gibi veya etnik dini sorunlar gibi ülkemizde geçmişte özellikle sağ sol sorunu bugün PKK Kürt sorunu gibi bazı ayartmalarla bazı insanların kardeşin kardeşi öldürdüğü bir noktaya getirildi. Gerçi son dönemde Türkiye'nin Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'de Zeytin Dalı Barış Pınarı gibi harekatlarıyla bu iş engellenmeye çalışılsa da esas konu bugün dünyanın ekonomik olarak bazı ülkelerde özellikle dünyanın % 30 unun ticaretinin geçtiği Süveyş kanalı daha sonrasında planlanan kanallar yapılması düşünülen kanallar artı özellikle Rusya'nın petrol ve doğalgaz bağımlılığını kesmek isteyen Avrupa ve Amerika'nın dolayısıyla Ortadoğu’ya bir şekilde muhtaç olması ve bu da oradaki bazı ülkelerin biz buradan yani Ortadoğu’dan bir kapı açarsak ticarette çok zengin oluruz, dünyayı kontrol ederiz düşüncesine yol açtı ve bu şekilde de devam ediyor.
Bunun ilk örneğini biz Osmanlıda görmüştük. Fahd ailesinin Osmanlıya karşı düşman edilmesi daha sonra Osmanlıda bu işlerin daha ileriye gidip Arabistanlı Lawrence ve Gertrude Bell gibi insanların bir şekilde o bölgedeki halkı Osmanlıya kışkırtması aynı şekilde Yunanistan’da Mora’da başlayan isyanlar Kıbrıs, Girit bu şekilde devam eden konular yani Osmanlının veya Türkün veya bir şekilde Türk unsurlarının bölgeye hapsedilmesi gibi devam ediyor. Neden çünkü petrol bakımından bölge çok zengin, çünkü ticaret bakımından bölge çok zengin.
Yine STRASAM sitesindeki Gazze ve ötesi yazılarımda vardır. Gazze ve ötesini şöyle bir tarihte araştırdığımızda ta Mısır toplumundan bu yana hatta Hititlerden bu yana Gazze’yi ele geçiremeyen hiçbir toplum dünya toplumu olamamıştır. Yani Gazze öyle bir noktada ki Deli Dumrul misali geçenden 5 akçe geçmeyenden 10 akçe alındığı bir yer haline gelmiş. Yani Gazze’yi kontrol eden bugün dünya ticaretinin 30’unu kontrol ediyor.
İşte Türkiye’nin bu anlamda Çin ile Rusya ile ve Avrupa ile yaptığı ipek demiryolu bağlantıları Rusya ile yaptığı petrol doğalgaz bağlantıları aynı zamanda Musul Kerkük üzerinden Akdeniz'e yapılan bağlantılar bizim için, Türkiye için Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’yi önemli kılarken Dünya için de Gazze ve Süveyş kanalını önemli kılmaktadır.
Bunun anlamı şudur; Husilerin son dönemde Süveyş kanalına gelen İsrail, Yunan gemilerini bombalaması ve İngiliz gemilerini bombalaması ticaretin bir anda Güney Afrika yani Afrika’nın en güneyindeki Ümit burnundan geçmesine yol açtı. Bu da ortalama bir geminin 40 gün daha denizde seyahat etmesi demek. Yani alınan malların Çin’den olsun, Hindistan’dan olsun, Japonya’dan olsun Filipinler’den olsun Avrupa’ya İtalya’ya Fransa’ya hele Yunanistan’a veya İsrail’e gelmesi artık 2 ay gibi bir süreyi bulmaktadır. Tabii süre uzadıkça nakliye, navlun ücretleri değişmekte, artmakta malın değeri artmaktadır. Dünya ticaretinin %30’u, Dünya petrol ihracatının %30 unun Süveyş kanalından yapıldığı düşünülürse bunlar çok büyük rakamlardır. Ve bölge sürekli de hem çeşitli ülkelerin desteklediği terör örgütlerince buna PKK YPG de dahildir baskılanacak ülkede huzursuzluk son haddeye getirilecektir.
Takdir ederseniz ki; Eski Amerikan başkanlarından Trump'ın Barak Obama’yı kastederek birbirlerini suçladığı IŞİD’i sen kurdun yok ben kurmadım tartışmaları bile bu anlamda bizim için değerlidir.
Bizler bölgede insanlarımızın, ülkemizin ve bölgedeki fakir halkın geçmişte de çok fazla savaş tecrübesi olan bu halkın, daha iyi eğitim şartları kuraklık ve sıcaklık nedeniyle daha iyi şartlar altında bazı şeyler yapmaya çalışırken üstüne üstük bu konuların gelmesi bölgenin hem kontrolünü hem ekonominin gelişmesini hem insanların kültürel ve eğitim seviyelerinin geliştirilmesini zorunlu olarak etkilemektedir.
Biz son yıllarda bunu nasıl görüyoruz? Ülkemize İran’dan, Iraktan, Mısır’dan, Afrika’dan gelen göçlerle görüyoruz. Bunun etkisi daha uzun yıllar devam edecek gibidir de bize.
Bunun diğer bir tarafı tabikî bu konuları yaşarken eski Yugoslavya’da başladı bu olaylar. Sırplar, Boşnaklar, Arnavutlar birbirlerine girdi. Neden? Bölgedeki etnik güçleri kontrol etmek amaçlı yani Rusları bölgeden çıkarma, Müslümanları elimine etme amaçlı birçok savaş gördük insan katliamları gördük. Bunlar daha da devam edecek bir vaziyette. Neden? Çünkü insanlar bir araya gelmeye başladıkları zaman ya silahlarını alıyorlar ya darmadağın ediyorlar, ailelerini bölüyorlar veya onların ekonomik tesislerine el koymaya çalışıyorlar. Bunun tek amacı var bölgedeki kontrolü tamamen ellerine geçirmek. Özellikle bu son dönemde Çin’in ekonomik olarak büyüme aşaması göstermesi hem ekonomi hem ticarette hem teknolojide ileri adımlar atması Amerika’yı ciddi anlamda endişelendirmektedir.
Bu nedenle de Kamala Haris Başkan yardımcısı yani bugün başkan yardımcısı ama geleceğin başkan adayı olması Hindistan’la iyi ilişkiler kurmak istemesi gelecekte Çin ile olabilecek her türlü mücadelesinde Hindistan’ı da yanında görmek istemektedir. Aslında bir diğer konu da Rusya’yı da baskılayarak Çin’i kendi alanına hapsetmeye çalışmaktadır. Ama bu dönemde Rusya özellikle Çin ile Kore ile ve İran ile ilişkileri ve bölgenin BRICS adı altında yeni bir yapılanmaya gitmesi dünyanın nefes alma, yaşama yani yoğun bakımdan kurtulma çabalarının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
Bütün bu olaylar yaşanırken tabii ki dünyada en çok kazanan gruplar yine silah üreten gruplar olmuştur. Yani Amerika olsun Almanya olsun İngiltere olsun Fransa olsun yoğun bir şekilde Ukrayna’ya yardım etmiştir. En son haberlerde gördüğümüz kadarıyla F16’lar dahi verilmiştir. Ve bu F16’ların bazıları da Ruslar tarafından düşürülmüştür.
Bütün bunların amacı sonuçta birebir insanı mücadele içerisine sokarak orda bir sıtma hastalığı yaratmaktır ve sıtmanın sonucunda yani belirli bazı şeylere Rusları zorlamaktır. Sadece Rusları değil Çinlileri de Sadece Çinlileri değil Avrupa birliğini de Avrupa birliğinde kendisine karşı olan herkesi. Ama bugün Avrupa birliğini şöyle bir değerlendirdiğimiz zaman doğalgaz ve petrol alabilecek artık yanlarında Rusya yoktur. Dolayısıyla Rusya her türlü şekilde doğalgazını ve petrolünü Çin’e satmaktadır ve satacaktır da. Gelirinde hiçbir kaybı olmayacaktır. Ama Avrupa’nın yaşayabilmesi için hem enerjiye hem doğal kaynaklara hem insan gücüne ihtiyacı vardır. Bu da Avrupa’da nedense son dönemde doğal kaynakların azalması, insan doğum oranının düşük olması nedeniyle ihtiyaçlarını daha da arttırmaktadır.
Spiker: Hocam gayet güzel gidiyoruz ama bizim de aklımızda birkaç soru daha var. Onları da sormak istiyoruz açıkçası. Ukrayna Genelkurmay başkanlığı 26 Ağustos’ta füze saldırısını püskürtmek amacıyla da görev uçuşu yapan F16’lardan birinin düştüğünü pilotun hayatını kaybettiğini duyurmuştu. Yapılan araştırma sonunda da Ukrayna F16’sının yine Ukrayna güçleri tarafından vurularak düşürüldüğü açıklandı ve Hava Kuvvetleri komutanı Mikola Olesçuk’u görevden aldı Zelensky. Şimdi Ukrayna zor elde ettiği stratejik silahları kullanmakta zaaf mı gösteriyor burada? Ukrayna ordusuna verilen kısa süreli eğitimler askerlerin batı menşeli silah ve teçhizatları etkili kullanmaları için yeterli mi diye sormak istiyorum?
Burada en önemli konu havacılık teknolojisinde kullanılan birbirini tanıma dediğimiz dost düşman tanımlama dediğimiz IFF (Identification Friend or Foe) sistemlerine gelir. Biliyorsunuz ki Amerika Irak’a ilk girdiğinde Amerikalılar İngilizler birbirlerini defalarca vurdular.
Çünkü belirli bazı sistemlerde ortak harekete geçemediler. Sonunda NATO’nun yeni bir kodla yeni bir güvenlik dost ve düşman tanıma sistemiyle harekete geçmesi için ve teknolojinin uçaklara uygulanması için de çalışmalar yapıldı. Yani Batı bile kendi içerisinde iletişim sorunları ve birbirini tanımamazlık ve sonra kuvvetlerin birbirini vurması sorunları yaşarken batının kullandığı bir uçağın bölgeye getirilmesi ve orada bunun hiç eğitimini yapmamış, yıllardır Rus uçakları ile çalışan, Rus teknolojisi ile çalışan insanların bunları gördüğü an direkt yabancı bir cisim, yabancı bir uçak gibi tanımlayıp ateş etmesiyle doğru olarak tanımlanacaktır.
Yani alışık olmadıkları bir sistem bir anda onlara getiriliyor veriliyor ve bunu kullanın deniliyor. İnsanlar tabii ki yıllardır bu sistemde çalışmış olsalar bilecekler. Sonradan birisi bir bakıyor, bir ses duyuyor, bu düşman uçağı vurun. Çünkü bölgede Ukrayna’nın uçuracak uçağı kalmadığı için öbür taraftan gelen her uçak Rus uçağı olarak değerlendiriliyor. Bu bir sıkıntı yaratıyor.
Dolayısıyla yani bir ülkenin savaş gücü orada sadece silahlı kuvvetler olmayabilir, milis kuvvetler de olabilir. Yani sivil hareket eden guruplar da olabilir. Tüm bunların iletişimini, birbiriyle bağlantısı, birbirlerine emir vermesi, emir komuta zincirinin çok sıkı olması gerekir. Ama Ukrayna gibi büyük bir alan, büyük bir saha, büyük bir bölgede bunun kısa bir sürede yapılması çok zor olacaktır. Biliyorsunuz ki Napolyon bile yazdığı mesajda benim en aptal askerim bu emri anlayacak şekilde emirlerimi yazın, yayınlayın demiştir. Yani burada harekatın içerisinde emirlerin en basit ve en güzel en kısa şekilde iletilmesi söz konusudur. Bu da müthiş bir ortak iletişim ağı gerektirir, müthiş bir tanımlama gerektirir, müthiş bir dost düşman kuvveti tanımlama gerektirir.
Örneğin gece karanlığında siz hareket eden herhangi bir şeyi dost düşman olarak bilemesiniz bunun askerlikte örnekleri vardır. Parola işaret uygulamasıyla karşınızdan hiçbir ses almıyorsanız ya düşmandır ya bir hayvandır dolayısıyla basarsınız ateşi. Kim olduğunu bilemezsiniz. İşte bunlar savaşın getirdiği sadece insan gücünün yanında teknolojik özellikler de sağlamak zorundasınız. Askerinize bölgedeki kuvvetlerinize en ufak birimlerinize karşı.
Hava savunma sistemlerini götürüyorsunuz, diyelim ki hava alanlarına, enerji sağlayan barajlara götürüyorsunuz, koyuyorsunuz. Peki yanında 1-2 aydır bir şekilde birliğinden haber alamamış askere omuzunda eğer bir yerden havaya bir füze varsa buna da iletmediyseniz bir uçak gördüğünde direkt ateş edecektir ve o da onu vuracaktır. Yani konu aslında tamamen eğitim, teknoloji ve bu teknolojinin tüm Ukrayna birliklerine yayılmasıdır. Ama savaştan önce bildiğimiz kadarıyla 12-13 yaşlarında çocukların savaşa hazırlandığı bir dönemde bunun ne kadar doğru yapılacağı da işte bu F16’nın düşürülmesiyle ortaya çıkmıştır. Bizler, yıllarca tatbikatlar, uygulamalar yaparak eksiklerimizi ve aksaklıklarımızı görmeye çalışarak bunları yapmaya çalışırken Ukrayna’nın bu sorunları yaşaması kaçınılmazdır. Artı bu sorunları zaten İngiltere Amerika’da ortak değerler ortak teknolojileri olmasına rağmen Irak’ta Libya’da şurada burada defalarca yaşamışlardır. Aynı şekilde bizler de yaşadık Ruslarla olan olayımızda Suriye’de olsun Irak’ta olsun defalarca da bu bölgede sıkıntılar yaşadık. Ve dolayısıyla ortak iletişim merkezleri kuruldu, ortak askerler geldi. Birbirlerine nerede askerimiz var, nerede yok ne oldu ne bitti aktardılar. Çünkü bakıyorsunuz askerinizin olduğu yerin hemen 200 metre ötesinde bir başka grubun silahlı örgütü var ve harekete geçiyorlar. Yani bunu birbirinizden ayırmak nerdeyse çok çok müthiş teknoloji ve koordine gerektiren bir olaydır ve bunu yapamadığınız sürede de her zaman birbirinizi vurma riski vardır.
Spiker: Hocam bir de Azov taburundan bahsettiniz aslında yayının başlarında. Bu konuda bir yazınız vardı, yazınızın başlığı da “Rusların Azov taburuna düşmanlığının kök nedeni nedir?” diyordu. Bu Azov taburu kimlerden oluşuyor ve nasıl bir eğitim alıyorlar bunlara da değinebilir misiniz?
Azov taburu 1980’lerde Ukrayna Özel Harekât Birliği adı altında beyazlar tarafından kurulan bir örgüt. Aslında bugün şöyle bir değerlendirdiğimiz zaman Azov taburunun benzerlerini Ukrayna’nın haricinde Avrupa’da sağcı örgütler olarak yani Nazi, Neo Nazi gibi faşist örgütler olarak da değerlendirebiliriz. Azov taburlarının bir benzeri ülkemizde Ermeni İntikam Tugayları şeklinde de vardır. Bu şekilde onlar da hareket etmiştir. IŞID de böyle bir olaydır aslında şöyle bir baktığımız zaman. Dolayısıyla bunların arkasında hep büyük devletlerin parayla ve silahla bir şekilde bölgede karşı hareket oluşturması için organize edilen insanların piyon olarak kullanıldığı bir olaydır.
Bilinen adı Azak Özel Harekât Müfrezesidir. Yani simgeleri de Z harfidir ve gamalı haç işareti ile çok benzerdir. Son yıllarda ülkelerin birbirleri ile olan mücadelelerinde artık ulusal silahlı kuvvetler yerine paralı militer güçler ile mücadele etmeye çalıştıklarını bunun için bölgeye ve ülkeye göre kullanabilecekleri bu güçleri para ve silah ile desteklediklerini karşı oldukları ülkeye bu güçler vasıtası ile dolaylı isteklerini kabul ettirmeye çalıştıkları artık saklanamayan bir gerçektir. Bunu işte Gazze’de, İsrail’de, Hamas adı altında Ukrayna’da Azov Irak ve Suriye’de IŞİD kendi içimizde PKK- YPG unsurlar görerek aynı zamanda bunu Suudi Arabistan’da Husiler, Afrika’da farklı örgütler, Güney Amerika’da farklı örgütler artı Asya’da farklı örgütler adı altında görebiliriz. Yani insanlar belirli bazı güce sahip kişiler, toplumlar bölgedeki ufak farkları ufak değerleri dini olsun, etnik olsun, kan olsun renk olsun o insanları kendi amaçları doğrultusunda kullanmak istiyorlar.
Bu, Azov taburunun ilk çıkışı aslında Afganistan Rusya savaşında ortaya çıkıyor. Bunun arkasında Taliban aynı zamanda dini bir örgüt bu şekilde ortaya çıkarak Ruslara büyük kayıplar verdiriyor. Bunun önemini gören işte bu emperyal devletler dediğimiz yani ticareti kendi amaçlarına doğru kullanmak isteyen devletler daha sonra bunu geliştiriyorlar. Asala da bu örgütlerden bir tanesidir. Doğu ile batının yeni cephesi Ukrayna ve Azov taburları gibi aşırı milliyetçi ve Ruslara karşı olan her türlü siyasi ve düşünsel örgüt özellikle Ukrayna’da itibar, para ve silah bulacaktır. Yani siz karşıysanız size birileri otomatikman para ve silahı bedava olarak getirecektir. Bu kadar basit
Önümüz bu şekilde etnik farklılıkların kullanılacağı bir dünyaya işaret etmektedir. Bu açıdan her zaman her bölgede dikkatli olunması gerekir.
Spiker: Teşekkür ediyoruz Hocam. Bir başka yayında buluşmak dileğiyle, ağzınıza sağlık.
Yazar: Ben teşekkür ediyorum, iyi yayınlar diliyorum.