Rusya'dan Bakıldığında Deprem Nasıl Görünüyor?
Depremde sadece yakınlarını, ailelerini kaybetmiş olanlar değil, tüm Türkiye yas içinde. Acımızı tarif etmeye sözcükler yetmiyor. Tüm Türkiye birlik olmuş, yaraları sarmaya çalışıyor. Suçlu kim? Belki de hepimiziz. Ama en çok da zamanında bu felaketin olmaması için gerekli önlemleri almamış olan iktidardakiler sanırım.
Buyurun buradan yakın derler bizim oralarda.
Evet, ülkemiz büyük bir felaketin içinden geçiyor.
Onbinlerce can yitti, kim bilir kaç kişi kalan hayatı boyunca bu günlerin yarasını taşıyacak, yaralılarımız da hiç azımsanamayacak kadar çok. Depremde sadece yakınlarını, ailelerini kaybetmiş olanlar değil, tüm Türkiye yas içinde. Acımızı tarif etmeye sözcükler yetmiyor. Tüm Türkiye birlik olmuş, yaraları sarmaya çalışıyor.
Suçlu kim? Belki de hepimiziz.
Ama en çok da zamanında bu felaketin olmaması için gerekli önlemleri almamış olan iktidardakiler sanırım.
Bırakın zamanında alınması gerekli önlemleri, afet zamanı bile yapılması gerekenler konusunda oldukça başarısız bir iktidar yönetiyor ülkemizi. Aslında yönetemiyor demek daha doğru belki de.
Doğru dürüst organizasyon bile yapmayı beceremediler.
Bunu ben demiyorum, bizzat dünyanın öteki ucundan yardım etmek için koşup gelmiş bir başka ülkenin yardım ekibinin temsilcisi diyor.
Biz bu şekilde çalışmayız, enkazın üzerine iş makinaları çıkartıyorlar, bu enkaz altındaki insanları öldürür diyor, çok fazla ölüm olur diyor, biz böyle bir şeyin parçası olmayacağız deyip ekibini toplayıp geri dönüyor. Koordinasyon sorunlarına parmak basıyor.
Bir başkası ise bam başka bir konudan bahsediyor. Tam birini canlı çıkartıyoruz, durun diyorlar ve kameralar önünde kendileri devam edip şov yapıyorlar diyor.
Bir başkası gönüllü olmuş, bölgeye ulaşmak üzereyken dört beş saat beklettiler diyor, hiç bir şey hazır değilmiş ve henüz kameralar gelmemiş. Uyuyun, dinlenin dediler diyor. Ben bilmiyordum diyor, böyle şeyler kameralar önünde yapılırmış meğerse.
İşte size algı operasyonu.
Ya işi hızlı yapıyoruz diye koskoca ekipmanı enkaz üstüne çıkartıp alttaki canlara ne olacağı umurunda olmayanlar ve yurt dışından gelmiş kurtarıcıları bile küstürenler, ya şov yapmak uğruna kameralar önünde onca saat uğraşmış ekipleri kenara itekleyip kendilerini öne çıkaranlar, ya da kameralar gelmedi henüz diye afet bölgesine gönüllüleri bile zamanında götürmeyenler.
Evet acımız çok büyük, şimdi zamanı değil.
Delil karartmak uğruna bomboş arşiv binasını ekskavatörle yıkma peşinde olanlara bile içimden Allah belanızı versin demek dışında bir şey demek gelmiyor.
Tüm dünya yardıma koşmuş, tüm ülkeler en az bizim kadar üzgün olanlara.
Rusya da çok üzgün. Beni her gün bir sürü tanıdığım aradı ve üzüntülerini iletti bu süreçte.
Ancak asıl algı nerede biliyor musunuz?
İşte tam da buyurun buradan yak denebilecek bir konuda.
Burada, Rusya'da bu felaketin devlet kademelerindeki algısı esas sorun.
Bırakın yollanan Rus kurtarıcılar açısından da bahsi geçen organizasyon sorunları şikayetlerini. Rus halkının da üzüntüsünü bir kenara koyalım.
Ancak düne kadar Rusya'da Türk müteahhitler inşaat işlerinde epey bilgili diye bilinirdik. Uçak düşürülmesi bile bu algıyı etkilememişti.
Çok inşaat işi yapıldı buralarda. Halen daha yapılıyor.
Ama şimdi artık biraz nahoş sesler yükseliyor buralarda, eğer bunca bina yıkıldıysa Türkiye'de diyorlar, bu müteahhitler burada yaptıkları işleri de sakın böyle kalitesiz yapmış olmasınlar?
Hem de epey üst kademelerden Türk müteahhitlerin Rusya'da yaptıkları işleri incelemek gerektiğine dair sesler yükselmeye başladı.
Üstelik söylenenler arasında yapılan inceleme sonunda eğer şüphelenildiği gibi kalite sorunları tespit edilirse, tüm bu inşaatların bedelleri için burada çalışan Türk firmalarının mallarına el konulması gerektiğini ve gerekiyorsa Türkiye ile bu konunun üst düzeyden konuşulması gerektiğini söyleyenler bile var.
Dediğim bu sözler belki resmi bir söylem değil, ama ülke çapında ses getirecek düzeyde yeterince yetkili ağızlardan çıkan sözler bunlar.
İşte algı denince, algıdaki bozulma böyle bir şey sanırım. Düne kadar inşaat deyince Türk firmaları akla gelirken, bugün yaptığımız işler konusunda kalite şüphesi! Güven kuşkusu!
Kendi ülkende bile doğru dürüst inşaat yapamıyorsan, sana hiç kimse güvenmez bundan sonra.
Bu deprem buralarda böyle bir algının oluşmasında en büyük etken oldu. Yetkili ağızlardan seslendirildiğinde ise halkın algısının da böyle olacağına hiç kuşku yok.
Evet, çok büyük bir doğal felaket bu. Ama düzgün yapıldığında bir camı bile zarar görmeden dimdik ayakta kalmış binalar da ortada duruyor. Demek ki istendiğinde yapılabiliyormuş.
Yanındaki binalar ise tuzla buz olmuş.
Neden?
Eskiymiş, önceki standartlara göre yapılmış, zemin sağlam değilmiş, öyleymiş, böyleymiş. Bir sürü hikâye.
Can bu, başka şeye benzemez. Düzgün yapacaksın.
Düzgün yapacaksın ki, bir can bile yitmeyecek, bırakın can yitmesini, yaptığın binanın camı bile kırılmayacak en büyük depremde.
Mala gelsin cana değil diyoruz, ama mala da zarar gelmeyecek. Onca masraf yapmışsın, gerekiyorsa biraz daha masraf yapaydın da, mala da zarar gelmeyeydi.
Yaptın mı düzgün yapacaksın. Depremde de içinde oturup bekleyeceksin, öyle kaçmayacaksın çil yavrusu gibi. Deprem geçince de hayatına devam edeceksin.
Altyapını da öyle sağlam yapacaksın ki, depremden sonra ne elektriği kesmek zorunda kalacaksın ne suyu. Ne de telefonun kesilecek, ya da internetin. Her şey deprem öncesinde çalıştığı gibi çalışacak.
Koskoca şehirlerde ihtiyacını giderebileceğin bir tuvalet bile ayakta kalmamış, millet etrafa yapıyor, ortalığı pislik götürüyor. Koku sarmış her yanı, ölüm kokusu.
Buna mı layıksın sen?
Ey güzel kardeşim benim, bu dediklerimi iyi düşün, bırak ağlayıp sızlanmayı artık.
Kalk ayağa ve olması gerektiği gibi bir yaşam kur kendine.
Görüyorsun, hayat çok kısa, rant peşine hırs yapma kendine bu ölümlü dünyada.
Unutmadan, bir de nasıl yaparız bilmiyorum, ama ülkece bu dışarıdan bakıldığında bozulan intibaımızı düzeltmenin de bir yolunu bulmamız şart oldu sanırım.
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla