Rusya’nın Gıda Güvencesi Doktrini ve Sonuçları
ABD ve AB Yaptırımlarının Etkisi:
FAO Küresel gıda fiyat endeksi, 2021 yılını 2020'deki seviyesinin yüzde 28,1 üzerinde tamamlarken son on yılın ikinci en yüksek seviyesini gördü. Bu yükselişte dünya genelinde rekoltede yaşanan düşüş ve güçlenen talep etkili oldu. Rusya’da yaklaşık 20 milyon kişi yoksulluk sınırı altında yaşıyor. Bunun için gıda fiyatların istikrarı Rusya için çok önemli. Bu nedenle Putin geçen yıl temel gıda maddelerinde fiyat kontrolleri uygulaması başlatmıştı. 2021 yılı başında da buğday için ihracat kotası açıklamıştı.
Rusya, buğday gibi temel gıda maddelerini ihracatı, ABD ve AB ambargolarının ardından başladı. ABD ve AB yaptırımlarına yanıt olarak batı gıda ithalatlarının çoğunu yasaklayan Rusya, 2014 yılından bu yana yoğun bir şekilde yerli tarımı geliştirmeye yöneldi. Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre, buğday gibi tarım ürünleri, Rusya'nın 2019 yılındaki 419 milyar dolarlık ihracatının yaklaşık yüzde 8'ini oluşturdu.
Bununla birlikte Rusya hala ABD veya Avrupa ile aynı seviyede gıda stoklayacak altyapıdan yoksun. Bu eksikliğin tamamlanması ikinci Gıda Güvencesi Doktrininde yer alıyor. Rusya bu alandaki açığını kapatırsa ekstra üretimi depolayıp fiyat artışlarını önleyebilecek.
Rusya’nın Ulusal Güvenlik Konsepti
“Rusya Federasyonu Ulusal Güvenlik Konsepti” Mayıs 2010'da, vatandaşlarının güvenliğini sağlama konusundaki en önemli belgelerden biri olan “Rusya Federasyonu Ulusal Güvenlik Stratejisi”nin yerine geçti. Bunun bir bölümü, 2010 yılında Cumhurbaşkanı Dmitry Medvedev tarafından imzalanan Rusya Federasyonu’nun Gıda Güvencesi Doktriniydi. Bu belge 2020 yılına kadar Rusya’nın Tarım Politikasını belirledi.
Genel politika
Her gelişmiş devletin temel ve öncelikli görevi, gıda, enerji, su, çevre gibi tüm alanlarda halkının güvenliğini sağlamaktır. Rusya’da Gıda Güvencesi konusundaki tartışmalar 1990’lı yıllarda Komünist Partinin milletvekilleri tarafından başlatılmıştı. Tartışmalarda bazıları yerli üretimi geliştirerek ithal ürünler olmadan gıda güvencesinin kolayca sağlanabileceğini ileri sürmüş, diğerleri ise yerli olmayan bazı önemli gıda ürünlerinin ithal edilebileceğini savunmuştu.
Beklenmedik bir şekilde, 2010'da, cumhurbaşkanlığı seçiminin arifesinde, Dmitry Medvedev, Tarım Bakanlığı tarafından geliştirilen Rusya Gıda Güvenliği Doktrini'ni onaylamıştı. Bu belge, ithal ikamesi ile gıda pazarının uzun vadeli olarak gelişmesini sağlamak için öncelikleri belirlemişti.
Aslında Gıda Güvencesi Doktrini Boris Yeltsin döneminde yapılmıştı. Ancak Yeltsin belgeyi onaylamamış ve buna gerekçe olarak da ülkedeki tarımsal sanayi kompleksine yeterli mali kaynak bulunmayışını göstermişti.
Doktrinden Beklentiler ve Gerçekleşen Hedefler
Birinci Gıda Güvencesi Doktrini'nine göre Rusya önüne 2020 yılına kadar aşağıdaki hedefleri koymuştu;
- Temel gıdaların üretimi için tüm kaynakları kullanarak tam bir toplumsal memnuniyet elde etmek;
- Temel gıdanın herkes için bulunabilirliğini sağlamak;
- İnsanların gıda harcamalarının gelirleri içindeki payını azaltmak;
- Gıda ürünlerinin kalitesini garanti etmek;
- Genetiği değiştirilmiş gıdaların yayılmasını önlemek;
- Devletin gıda ürünü rezervlerini arttırmak
Rusya’daki ekonomistler, Doktrindeki hedeflerden ilkinin daha çok kabul gördüğünü, kendi kendine yeterlilikler ve fiyat ve kalite gibi hedeflerin daha az gerçekleşebildiğini ifade ettiler. Uzmanlara göre, gıda güvenliği programı planlanandan önce tamamlanmış ve 2018 yılına gelindiğinde, gıda güvenliğine yönelik iç ve dış tehditlerin yarattığı sorunlar çözülmüştü. Batı ile olumsuz ilişkiler gıdada yerli üretimin gelişmesinde önemli bir rol oynamıştı. Rusya’ya uygulanan yaptırımlar telafi edici önlemler ve ithal ikamesinin hızla gelişmesine katkıda bulunmuştur. Gıda ambargosu getirildikten sonra, Rusya'da tarım sektörünün gelişiminde çok olumlu gelişmeler gerçekleşmiştir.
Bu doktrin uygulamaları sonrasında bazı yerli ürünlerin Rusya pazarındaki payı neredeyse %90'a ulaştı. Birçok tarım ürünü rekabet edebilir duruma geldi. Bu ürünlere talep arttı. Bu tarımsal gelişmenin hızı, doktrindeki hedefler doğrultusunda nüfusun ihtiyaçlarının karşılanmasını ve önemli miktarda yerli ürünün ihraç edilmesini sağladı.
Gelecek planları
Ülkenin analistleri ve önde gelen ekonomistleri, Gıda Güvencesi Doktrini kapsamında uygulanan programın işlevini tam olarak yerine getirdiği kanısında. Tarımsal üretim planlarının uygulanması sırasında, Rusya Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ve Avrasya Ekonomik Birliğine ( EAEU) katıldı. Bu gelişme Gıda Güvencesi Doktrininin diğer ülkelerle olan ticari ilişkileri de dikkate alınarak revize edilmesi gereğini ortaya koydu.
Bazı yetkililer Doktrinin birçok hedefe ulaşmayı hızlandırdığını, ancak tarım ürünlerinin ekonomik olarak satın alınabilirliği gibi önemli bir hedefi tam olarak gerçekleştiremediğini ifade ediyorlar. İstatistiklere göre her Rus vatandaşı, aylık gelirinin üçte birinden fazlasını gıda ürünlere harcamaktadır. Bazı bölgelerde bu oran kişilerin aylık gelirinin yaklaşık yarısına kadar çıkabiliyor. Gelişmiş Avrupa ülkelerinde ise bu oran %6-8 düzeyinde istikrarlı bir şekilde duruyor. Savunma Politikaları Konseyi'nin uzmanları da 2020 yılının sonunda yeni bir gıda güvencesi belgesi oluşturma zamanının geldiğini ileri sürdüler. Bu uzmanlar gelişmeleri de göz önüne alarak yeni Doktrinde aşağıdaki noktalara odaklanmayı önermiştir:
- Gıda üretiminde ihracat talebini arttırmak;
- İhracat hacmini artırmak;
- Su Kaynakları kullanımını uzun vadeli kontrol altına almak
- Yerli tohum üretimini desteklemek;
- Gıda sektöründe eğitim ve bilimsel çözümlere öncelik vermek;
- Gıda alanındaki düzenleyici belgeleri EAEU standartlarına getirmek;
- Ticarette küçük ve orta ölçekli işletmeleri desteklemek.
Ayrıca, uzmanların önerileri arasında, her bir hedefe ulaşmak için ayrıntılı bir senaryo planının çizileceği yol haritası ihtiyacı da yer almıştır.
Güncellenmiş İkinci Gıda Güvencesi Doktrini
Rusya’nın güncellenmiş ikinci Gıda Güvencesi Doktrini 21 Ocak 2020 de Başkan Putin tarafından imzalandı. 2010 yılında kabul edilen Doktrinin yerini alacak bu Doktrinde, Rusya’nın genetiğiyle oynanmış tohum ithalatından korunması gıda güvencesi alanında bir ulusal çıkar konusu olarak ele alındı. Doktirinde genetiğiyle oynanmış organizmaların gerek tarımsal üretimde gerek bahçe bitkilerinde gerekse hayvan yemi yetiştirmede kullanılmasının kesinlikle yasaklanması da yer aldı
Bunun yanı sıra sebzeler, kavun, su kabağı %90 oranında, meyveler ve çilek %60 oranında, tohumlar ise %75 oranında kendine yeterli olunması gereken ürünler kapsamına alınmıştır. Doktrinde bu hükümlerin uygulanması için yol haritasının üç ay içinde geliştirilmesi ve onaylanması talimatı da yer almıştır.
Sonuç:
Yeni Doktrin ayrıca tarım ürünlerinde fazla veren bir ticaret dengesine ulaşılmasını da listeliyor. Gıdada yurtiçinde kendi kendine yeterliliği sağlamanın yanı sıra Avrasya Ekonomik Birliği içinde bu tür mallarda ihracat potansiyelinin de dikkate alınarak gerçekleştirilmesini de amaçlıyor.
Rusya İkinci doktrinin hedefleri içinde dijital tarım, depolama kapasitesi, tarımsal sanayi kompleksleri gibi hedefleri de almış durumda. Rusya 2017 yılından bu yana ülke içindeki tarımsal ürün lojistiğini farklı yollarla sübvanse ediyor.
Rusya’nın Gıda Güvencesi Doktrinleri ile bazı gıdalara yönelik olarak belirlediği hedefler ve gerçekleşme oranları aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Kaynak:
https://year2020.bigbadmole.com/tr/doktrina-prodovolstvennoj-bezopasnosti-rossii-do-2020-goda/