Bazen İyi Bir Şey Yapmak Yetmez, Doğru Şeyi Yapmak Gerekir
Her gün aynı şekilde, bu sefer takıma girmesi lazım, oldukça sıkı antrenman yapıyor. Antrenör biz voleybol takımı için oyuncu seçiyoruz diyor. O ise altı aydır basketbol antrenmanı yapıyor. Elemelerde antrenör onu seçmiyor.
Gidip özenle seçtiği fırçalarını satın almış, yağlı boyalar da hazır.
Geçiyor şövalenin başına, tuvali güzelce geriyor, başlıyor özene bezene resim yapmaya.
Karşıda göl, ağaçlar, sudaki ördekler, manzara muhteşem yani.
Götürüyor galeriye, o kadar özen göstermiş ki, bu sefer tamam diyor içinden.
Galerici bakıyor resme şöyle bir, sonra da yuvarlayıp geri uzatıyor.
Maalesef diyor, sergimizin teması bu konuda değil diyor.
***
Sabah erkenden kalkıyor, hafif bir kahvaltı yapıp hemen çıkıyor evden.
Salon yakında zaten.
Antrenmana başlıyor.
Her gün aynı şekilde, bu sefer takıma girmesi lazım, oldukça sıkı antrenman yapıyor.
Antrenör biz voleybol takımı için oyuncu seçiyoruz diyor.
O ise altı aydır basketbol antrenmanı yapıyor.
Elemelerde antrenör onu seçmiyor.
***
Akşamdan oturmuş, senaryonun üzerinden geçiyor.
Senaryonun tümünü dünden ezberlemiş zaten.
Sabaha kadar kim bilir kaç kez daha üzerinden defalarca geçiyor.
Ertesi gün seçmeler var.
Tüm benliği ile senaryodan istenilen karakteri kendince en iyi şekilde canlandırmayı düşlüyor.
Önüne bambaşka bir senaryo koyuyorlar. Yanlış senaryo üzerinde çalışmış.
Maalesef onu seçmiyorlar.
***
Bankaya giriyor. Müdür beyle görüşecek.
Krediye ihtiyacı var.
Müdür bey soruyor ne işle meşgulsünüz diye. Anlatıyor.
Maalesef diyor müdür bey, bizim bankamız sizin konunuz için destek kredisi vermiyor diyor.
***
Eleman aranıyor ilanını görüyor camda.
Bir heyecan ile içeriye giriyor.
Eleman aranıyor diye ilanınızı gördüm diyor.
Biraz garip bir edayla yüzüne bakıyorlar.
Hanım eleman arıyorduk diyorlar, burası bir hanım kuaförü gördüğünüz gibi diye hatırlatıyorlar.
***
Yarışlar birazdan başlayacak.
Hipodrom oldukça kalabalık.
Atlar başlama bölmelerinde, jokeyler hazır.
Ve yarış başlıyor!
Bu sefer tamam diyor içinden, benim at kazanacak!
Ama yine yanlış ata oynamış.
***
Seçim günü gelmiş.
Artık çok usanmış.
Bu iktidardan hiç memnun değil.
Hem hayat pahalılığı hem yandaş kayırma, hem hukuksuzluk, hem bin türlü baskı.
Ülkenin geleceği için bu iktidarın değişmesi lazım.
Kimlik kartını uzatıyor, seçim kağıtlarını alıyor. Zarfı ve mührü de uzatıyorlar, alıyor ve kabine geçiyor.
Mührü basıyor gönlündeki adaya.
Akşam seçim bittiğinde oylar sayılıyor.
Bir oy o adaya, bir oy bu adaya.
Ekran başında heyecanla seçim sonuçlarını izliyor.
Maalesef onun oy verdiği aday yeterince oy alamadı!
Muhalefetin adayı sayın Kılıçdaroğlu da birinci turda seçimi kazanabilmek için %49,9 da kaldı.
Onun ve onun gibi bile bile farklı muhalefet adayına oy verenler yüzünden iki hafta daha bu iktidar başta olacak!
Onun oyu çöpe gitti, ama bir yandan da ülke için güzel gelecek derken iki hafta daha aynı dertler devam edecek!
Bir de bu iki haftada kim bilir ne pazarlıklar dönecek!
Keşke diyor içinden, keşke macera peşinde koşmasaydım da bu iş ilk turda hallolsaydı.
***
İşte böyle, oyunuzu verirken macera peşinde koşmayın.
İyi düşünün.
Sizin tek bir oyunuz bile çok şey değiştirecektir!
Seçimler ülkeye hayırlı olsun!
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla