Dengede Bir Yaşam Nedir?
Minimalist bir yaşam tarzı, yalınlaşmak demektir aslında. Daha az eşya ile yaşamanın faydalarından sadece bazılarını düşünün. Hayatınız için gerçekten önemli olana yer açılır, önemsiz çekmece ve dolapları tasfiye etmek daha çok alan ve huzur sağlar insana.
Kendi adıma şuna inanıyorum. Bir yaşam sürüyorum. Yaşadığım bu hayat, bir serüven ise, edindiğim tecrübe ve birikimler sadece bana ait değildir. En azından ben böyle düşündüğümden, duygularımı ve yaşadıklarımı sizlerle paylaşıyorum, bu satırlarımı yazıyorum.
Hayat yolculuğu insanın dünyaya gelişiyle başlar ve yıllar geçtikçe insanlar kendi hayat felsefelerini yazmaya, yaşamaya ve kendilerine Tanrının verdiği rolleri bitinceye kadar hayat sahnesinde kalırlar. Bu yolculuk, hayatın son noktası olan ölüm gelene kadar böyle sürer gider.
Gençliğimizde çoğu zaman her şeyin en çoğunu hep istemişizdir, en iyi arabalarımız olsun, en güzel kızlarla, delikanlılarla gezelim, en güzel ev bizim olsun gibi. Bunları çoğaltabilirsiniz ama hepsinin başına mutlaka hep "en" koyacaksınız. Ama yaşlar ilerleyince bunların ne haybeden duygular olduğunu, boş işler olduğunu hayat hepimize öğretiyor. Mühim olanın ise sadece sağlık ve huzur olduğunu anlıyor insan, zaman dediğimiz sonsuzluk içinde.
Genel manada biriktiren bir toplumda yaşıyoruz; tüketici olmakla övünüyoruz.
Minimalist bir yaşam tarzı, yalınlaşmak demektir aslında. Daha az eşya ile yaşamanın faydalarından sadece bazılarını düşünün. Hayatınız için gerçekten önemli olana yer açılır, önemsiz çekmece ve dolapları tasfiye etmek daha çok alan ve huzur sağlar insana. En iyi benim olsun duygularından kurtulur ve aslında tekrar nefes almaya başlayabilirsiniz. Odalarınızı eşyalar yerine anılarla doldurmaktan keyif almanın hazzını yaşarsınız.
Eşya biriktirmek sizi ağırlaştırır, bir çapa gibi aşağıya derinlere çeker. İnsanlar her zaman eşyalarını kaybetmekten korkar, halbuki bilinçli bir şekilde elden çıkardıklarında daha önce asla hissetmedikleri bir özgürlük duygusu yaşarlar. Ne bileyim ben hep öyle hissetmişimdir. Fazlalık duygusundan kurtulmak önemlidir. Yeteri ve ihtiyacım kadar olana sahip olmak, fazlasından kurtulmak güzel bir şeydir. Daha fazlasına sahip olabilmek için durmak bilmeyen bir hırs, borç ve aşırı çalışma ihtiyacından da kurtulmuş olabilmek demektir. Bu yaşam tarzı ne insanı rahatlatır. Son tahlilde bu artık benim hayat felsefem oldu.
Etrafınızda biriktirdiğiniz tüm maddeler aslında oyalanmanın bir yolu, içinizdeki boşluğu doldurmanın bir yoludur. "Para, mutluluk satın alamaz, ama şüphesiz konforu satın alır". Bu cümle, benim parayla ilgili edindiğim tecrübelerimin kendimce özetidir. Gerekli olan konfor sağlandıktan sonra, parayla ilgili takıntılar sona ermelidir. Daha fazlası için kısa ömrümüzü sonsuz bir girdap içine sokmamak gerekir.
İnsanlar günümüzde medya aracılığı ile sürekli satın almaya, gerçekten ihtiyacı olmayan şeyleri bile tüketmeye yönlendiriliyorlar. Aslında kimse tüketim çılgınlığının bir parçası olmamalıdır. İhtiyaçları karşılamak ve sonrasında daha çok paranın değil, daha büyük mutlulukların peşine düşmek daha doğrudur diye düşünüyorum. Maddi şeylere tutunmak sürekli stres yaratır. Çünkü, bir şeylere sahip olmak, kaybetme endişesini de beraberinde getirir. Hayatı basitleştirerek yaşamak, stresten, endişelerden otomatik olarak kurtulmaya hizmet eder ve daha sakin, huzurlu olabilmenin kapısını size aralatır.
Endişelenmeniz gereken ne kadar az şey olursa, kafanız da o kadar rahat olur. Gereksiz olanları hayatınızdan çıkarırken mutluluk da kendiliğinden gelir. Hayatın ve yaşamınızın gerçek anlamını daha net görebilir ve eşyalar yerine, kendinize odaklanabilirsiniz. Daha verimli olarak, önceliklerinize odaklanarak, koşuşturmaktan vazgeçip keyfini çıkararak mutluluğu yakalamak daha olasıdır. Budizm’i bir aralar incelemiştim. Budist rahiplerin hiç korkularının olmadığını okumuştum. Korkuları yokmuş, çünkü kaybedecekleri hiçbir şeyleri olmadığı için korkmalarını gerektirecek bir şey yokmuş.
Hepimiz için kaybetmekten korkacağımız tek şey bizimle beraber olan, uzakta veya yakınımızdaki tüm sevdiğimiz insanlar olsun. Minimalist yaşam tarzı bireysellik ve kendimize olan güveni her zaman artırır. Bu da mutluluk peşindeki “ben” veya “egomuzu” daha öz güvenli kılar. Hayat yolculuğumuzda daha güçlü adımlar atarak yürümemizi mümkün kılar.
Bu kadar açıklamamın sonucunda size özet olarak şunu söyleyebilirim: Hayatınızı dengeye getirin. Hayattaki fazlalıklarınızı azaltın, azlarınızı da çoğaltın. Göreceksiniz ki dengede bir hayat size hiç olmadığınız kadar fazla bir mutluluk getirecektir. Ben öyle yaptım, sizin de yapmanızı salık verebilirim. Tabii karar sizindir son tahlilde.