Site İçi Arama

dinfelsefe

Durdurun Dünyayı, İnecek Var

Ekvatorda şu anda saatte 1667 km hızla dünya kendi etrafında dönüyor. 150 milyon yıl önce bu hız 1905 km/saat'miş. Bugüne nazaran dünya yaklaşık olarak %15 daha hızlı dönüyormuş. 10 milyon yılda %1 dönüş hızı yavaşlıyor denebilir.

Sürtünmesiz Ortam Yaratabilmek 

Hiç denediniz mi? Dönen bir tekerleği elinizle durdurmak isteseniz önce epey zorlanırsınız. Hele bir de tekerlek bir bisiklet tekeri değil de, mesela lastik değiştirmek için kriko ile kaldırdığımız aracımızın tekeriyse. 

Tekere elimizle sürtünme uyguladığımız için tekeri zor da olsa durdurabiliriz. Zaten dönüş hareketi verdiğimiz teker bir süre sonra kendiliğinden de yavaşlayacaktır, çünkü dönüş merkezindeki mildeki de sürtünme de bir süre sonra tekeri yavaşlayacaktır. 

Sürtünmesiz ortam yaratabilmek için bilim insanları epey uğraşıyor. Birtakım malzemeler geliştirdiler. Hatta Japonya'da sanırım, bir hızlı tren sisteminde manyetik yatak tasarlanmış ve sürtünme minimize edilmiş. Yine de en azından havanın direncini engelleyemediğimiz için henüz tamamen sürtünmesiz bir ortam geliştirilemiyor.

Peki havasız bir ortam olamaz mı acaba? Mesela uzayda, boşlukta durum nedir? Boşlukta bir şeye başlangıç dönüş kuvveti uygulasak ve bıraksak? Herhalde sonsuza kadar aynı hızda dönmeye devam eder değil mi?

Dünyamız aslında bu durumda. Boşlukta ve milyarlarca yıldır hem kendi etrafında hem de güneşin etrafında dönüyor.

Bilim insanları yaptıkları hassas ölçümlerle dünyanın dönüş hızının yavaşlamakta olduğunu bulmuşlar. Sürtünme yok, dışarıdan bir etki de yok. Peki niye yavaşlıyor olabilir?

Bu yavaşlama öyle hissedilir düzeyde değil tabii ki, ama dinozorlar zamanında bir günün 21 saat civarında olduğunu hesaplamışlar, yani yavaşlama çok da az değil aslında. Dinozorlar 243-233 milyon yıl önce ortaya çıkmışlar ve 66 milyon yıl önce uçabilenler hariç hepsi yok olmuş. Evet, bugün etrafımızda gördüğümüz irili ufaklı kuşlar, hatta günlük besin zincirinde önemli bir yer tutan tavuklar bile dinozorların torunları. Ortalamasını alsak şunun şurasında 150 milyon yıl öncesinde dünyanın kendi etrafında dönüş hızı bir tur yaklaşık olarak 3 saat daha kısa olacak kadar daha hızlıymış. 

Daha önceki bir yazımda dünyanın aslında ne kadar hızlı döndüğüne dair bir yazı yazmıştım. O yazımda en hızlı dönüşün ekvator üzerinde olduğunu belirtmiştim hatırlarsanız. 

Ekvatorda şu anda saatte 1667 km hızla dünya kendi etrafında dönüyor. 150 milyon yıl önce bu hız 1905 km/saat'miş. Bugüne nazaran dünya yaklaşık olarak %15 daha hızlı dönüyormuş. 10 milyon yılda %1 dönüş hızı yavaşlıyor denebilir. 

Neyse, o kadar da çok değilmiş, korkacak bir şey yok! İçim rahatladı doğrusu. Bugün 24 saatlik bir günün 25 saat olması için bu tespit edilen yavaşlama hızıyla 50 milyon yıl daha geçmesi gerekiyor. Bu az bir süre değil. O güne kadar kim öle, kim kala.

Ama durdurun dünyayı inecek var diye espri yapanların dilekleri gerçekleşiyor sanki.

Peki boşlukta bir sürtünme etkisi olmadığına göre kim bu dünyayı yavaşlatan? Kimin eli dünyayı yavaşlatıyor? Aynı dönmekte olan bir tekeri durdurmaya çalışan o el kimin eli?

Durun, hemen ilahi güçler devrede falan demeyin şimdi. Aslında bu işte kimin parmağı var hepimiz yakından tanıyoruz. 

Evet gecelerimizi aydınlatan ay dünyanın bu dönüş hızındaki yavaşlamanın ana sorumlusu. 

Hepimizin bildiği gibi ayın dünyaya uyguladığı çekim gücü ile denizlerimizde gelgitler oluşuyor. Ama aslında ay dünya atmosferinde de benzer etki yapıyor ve atmosferde de gelgitler var. Yani ayın hava hareketlerinde de belli bir etkisi oluyor. 

Ama ayın dünyanın yavaşlamasındaki asıl etkisi bu değil.

Ay her sene dünyadan belli bir oranda uzaklaşıyor. Yine hassas ölçümler yapan bilim insanları bu uzaklaşmanın senede 3-4 cm (tam değer bu yıl için 38 mm) olduğunu bulmuşlar. 

İlginç, bir gün romantik gecelerin ana karakteri, şiirlere vesile olmuş dolunaydan mahrum mu kalacağız yani?

Hemen korkmayın öyle. Ayın bu uzaklaşmasının da yavaşlamakta olduğu, bir gün uzaklaşmanın duracağı ve ayın dünya etrafında sabit bir yörüngede dönmeye devam edeceği hesaplanmış. 

Bir zamanlar ayın dünyaya mesafesi 22.500 km’ymiş, bugün ise 384.400 km. Yani bir zamanlara nazaran şimdi dünyadan 17 kat daha uzakta dönüyor. İlginç değil mi, bir zamanlar ay dünyadan çok daha büyük görünüyormuş. Belki de o yüzden bir zamanlar Sümerler "ay gibi güzel" demişler.

İşte ayın dünyadan uzaklaşması dünyanın açısal momentumuna etki ediyor ve dünya çok az da olsa her gün yavaşlıyor.

Açısal Momentum

Açısal momentum ne ola ki? Basitçe anlatmaya çalışayım. 

Artistik buz pateni şampiyonalarını sever misiniz bilmiyorum, ama çoğunuz en azından bir göz atmıştır televizyonda buz pateni yarışmalarına her halde. Bir zamanlar TRT sürekli gösterirdi. Bir zamanlar nedense hep Ruslar şampiyon olurlardı. Şimdi farklı ülkelerden de şampiyonlar çıkıyor. Hatta biz de epey ilerledik bu dalda. Gurur duyuyorum. 

İşte buz üzerinde kendi etrafında dönmeye başlayan bir sporcu dikkat ettiyseniz kollarını vücuduna yaklaştırdıkça hızlanmaya başlar. Daha sonra da kollarını açarak yavaşlar ve güzel bir sunumla dönüşü bitirip diğer hareketine devam eder. 

Açısal momentum budur. Kütlenizi merkeze topladıkça hızlanırsınız, merkezden uzaklaştıkça yavaşlarsınız.

Dünya ile ay aslında boşlukta birlikte etkileşen iki gök cismi. Aralarındaki mesafe azaldıkça dönüş hızı artıyor, uzaklaştıkça yavaşlıyor. Ay da dünyadan uzaklaştıkça bu etki yüzünden dünyanın dönüş hızını etkiliyor. 

Tabii her yıl dünya atmosferine girip yanan onca göktaşı da az da olsa bir etki yaratıyor, ama ayın etkisi yanında göktaşlarının etkisi çok az olduğu için bunun etkisini hesaplayabiliyorlar mı bilmiyorum. Zaten yer yüzüne kadar ulaşabilen gök taşlarının kimi dünyayı yavaşlatma etkisi yaparken, kimi de hızlanma etkisi yapacağı için belki de etkileri yok denecek kadar azdır.

Depremler de bir etki yaratıyordur mutlaka. Tektonik hareketler yine dünyadaki kütle yer değişimine etki yaptığı için dünyanın dönüş hızını da etkiliyor olabilir. 

Kutuplardaki buzulların erimesi bile dünyanın dönüş hızına etki ediyor. 

Atom saatleri bulunduktan sonra yapılan hassas ölçümler neticesinde yıl içerisinde aslında her günün bir diğerinden milisaniyeler boyutunda farklı olduğu anlaşılmış. Hatta genel olarak dünyanın dönüş hızı yavaşlıyor olsa da bazen tam tersine dönüş hızında artışlar da tespit edilmiş. Bunun sebebinin dediğim gibi açısal momentumdaki değişimler olduğu düşünülüyor. 

Özellikle kutuplardaki buzulların erimesinin kütlenin merkeze toplanması açısından büyük etki yaptığı düşünülüyor. Yani küresel ısınma sadece hava şartlarında etki etmiyor, aynı zamanda dünyanın dönüş hızında da yalpalamalara sebep oluyor. 

Ne diyeyim, biz insanların sanırım kendimizden daha büyük düşmanı yok. Evrende şimdilik bildiğimiz yaşamın var olduğu tek gezegeni bile yok etmek için elimizden geleni yapıyoruz. 

Bilmiyorum, belki bir gün dünya bu insanlar da çok oldu deyip dinozorlar gibi bizleri de yok eder mi. 

Gerçi dinozorlardan uçmayı becerebilenler hayatta kalmışlar. Basit Aristo mantığı ile demek ki ileride yaşamak istiyorsak şimdiden uçmayı öğrenmeye başlamakta fayda var galiba. Aynı karga ile suaygırı hikayesinde olduğu gibi. 

Hikâyeyi anlatmayım, bilen biliyordur. Bilmeyenler de internetten baksın merak ediyorsa. Ne de olsa çağımız internet çağı, bilgiye ulaşmak çok kolaylaştı.

Moskova'dan herkese sevgi ve saygılar.

Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Tüm Makaleler

  • 15.08.2022
  • Süre : 4 dk
  • 1473 kez okundu

Google Ads