Robot mu, Gerçek mi?

Ajda Pekkan yapay zekâ sahibi bir robot olabilir mi?

Gençliğimden beri gerçi ben kendisini bir estetik harikası olarak bilirim. Bunca yaşına rağmen yaptırdığı estetiklerle değme genç hanımlara taş çıkartan Ajda Hanım, güzel sesiyle aynı zamanda ülkemizin medârı iftiharı olmuştur.

Gerçi uluslararası müzik arenasında benim bildiğim önemli bir başarısı yok, hatta bir zamanlar Türkiye’nin de katıldığı Erovizyon müzik yarışmasında ülkemizi temsilen katıldığında da iyi bir derece alamamıştı, ama yine de bizler için gönüllerin süper starı!

Evet, biz öyle biliyoruz, o bir süper star! Sanat yıldızları arasında özel bir yeri var. Normal bir star değil, süper star!

***

Niye yapay zekâ sahibi diyorum? Böyle derken yanlış anlaşılmasın, amacım aradan yıllar geçmesine rağmen Ajda hanımın hiç bir şekilde yılların etkisini üzerinde belli etmemesini vurgulamak.

Bu gençlik enerjisini nereden alıyor bilmiyorum. Sanki gerçek Ajda Pekkan evinde bir yerlerde sakin bir hayat yaşıyor ve kopyası, yani yapay zekalı robot hali ortalıkta görünüyor. 

İnanın bu hisse kapılıyorum onu ekranlarda gördüğümde.

***

Geçenlerde bir film seyrettim, bilim kurgu bir film. Biraz bilindik ucuz bütçeli filmler olur ya, hani kadrosunda önemli film oyuncuları olmaz, öyle sıradan bir film.

İşte bu filmde güya yapay zekâ sahibi ve insan görünümlü robotlar konusunda uzmanlaşmış bir firmanın ürettiği sizin kopyanız bir son nesil robot satın alıyorsunuz ve hafızalarınızı sürekli senkronize ediyorsunuz. 

Böylece robot kendisini siz zannediyor.

Ama robotunun kontrolü sizde, istediğinizde kapatıyorsunuz, istediğinizde açıyorsunuz. Bunu filmde iki kulağına birden dokunduğunuzda açılıp kapanıyormuş gibi yapmışlar. 

İşletim programında bir takım sınırlamalar var, mesela evinizden dışarı sizden habersiz çıkamıyor, ya da siz bir yere götürüp burada kal dediğinizde oradan dışarıya kendi başına çıkamıyor falan.

Bu tarz bir takım sınırlamalarla üretilmiş ve bir yandan da bir robot olduğunu bilmiyor. 

Filmin konusu çok önemli değil, bu robotları üreten firmanın beyin takımından biri robotlardaki bu sınırlamaları kaldırmak istiyor, böyle programı bozulmuş robot avcısı bir şirket görevlisi de bu robotların peşinde koşuyor falan. 

Yani senaryo biraz saçmalıklar içeriyor. Önemli bir film değil.

***

İşte yine de bu filmi izlerken aklıma sevgili Ajda Pekkan geldi. 

Özlemişim, ne zamandır ekranlarda da göremiyoruz kendisini. 

Ben de çok severim kendisini, ama asıl onun hastası olan, adeta ona âşık olan bir sürü tanıdığım vardır etrafımda. Abim de onlardan biridir.

Tabii benim küçüklüğüm de onun şarkılarıyla geçti diyebilirim, ama abimin gençliğinde Ajda hanım gerçekten milyonların sevgilisi olmuş. Onlarınki bir başka sevgi Ajda hanıma karşı.

Allahtan internet diye bir kaynak var. Açıp her şarkısını, her klibini istediğimizde ve istediğimiz yerde izleme şansı elde ediyoruz.

Bir de şu daçada internetin daha iyi çekmesi için bir şeyler yapmış olsalar.

Mecburen şimdilik klip izlemekten vaz geçiyorum. 

***

Zaten burada ne interneti istiyorum ki, ne gereği var teknolojinin daçada. 

Temiz hava, bol gıda, kuşlar ötüyor etrafta, daha be olsun? 

Bahçeyle ilgilenmek en iyisi, baksanıza buraların adeta kıştan yaza neredeyse bahar diye bir mevsim olmadan geçilen şu kısacık mevsim değişiminde kısa sürede nasıl da uzamış otlar. 

Toprak bakım istiyor, ilgi istiyor. 

Benim aklıma ise bir zamanlar izlediğim saçma sapan bir film ve Ajda Hanım geliyor. 

Ama yine da keşke internet düzgün çekseydi de, açsaydım Ajda dinleseydim bir yandan toprakla uğraşırken.

Tabii aklıma nereden geldi diye soruyorsanız bu film, toprakla da uğraşmak zor be kardeşim. Olsaydı şimdi benim de bir robotum, ben kendim şu gölgede keyif yapardım, güneşin altında ot yolan robot olurdu. 

İşte tüm bu düşünceler bu şartlar altında aklımdan geçiyor.

Toprakla uğraşmak yine de zevkli.

Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla.