Düşüncelerinizi Değiştirirseniz, Kaderinizi de Değiştirilebileceğinizi Biliyor muydunuz?
Bilincimiz diğer bir deyişle aklımız birçok şeyi biliyor olabilir. Ama bildiğimiz şeyi neden yapamıyoruz? Çünkü bilinçaltı bu konuda farklı düşünüyor. Bilincimiz ve bilinçaltımız birbiriyle dost, arkadaş olamıyor. Örneğin sigaranın ne kadar zararlı olduğunu bilip içen birçok doktor var.
Yunus Emre'nin şu özlü sözünü çok önemsiyorum. "Bir ben var, benden içeri." Gerçekten de hepimizin içinde aslında bir ben daha var, ama onunla yüzleşmeyi nedense pek çoğumuz istemiyoruz. Çünkü; o ben, bizim hayatımıza yön veren bilinçaltımızdan başkası değil! Gerçek hayatta hep kendimizle hesaplaşmalarımız olur! Ve hiç bitmeyen soruların yanıtlarına kafa yorarız. Nedenler, niçinler, nasıllar hep hayatımızın bir parçası değil midirler? Sorulan sorulara yanıt veremediğimizde kendimizden kaçışın yollarını arar dururuz. Neden bir insan üzgünken diğeri mutludur?
Neden bir insan korkak ve endişeliyken diğeri inanç ve güven doludur?
Neden bir insan amansız olduğu söylenen bir hastalıktan kurtulurken diğeri bir türlü iyileşemez?
Neden bir insanın güzel lüks bir evi varken diğeri derme çatma bir yerde yaşamak zorundadır?
Neden bir insan tam bir başarı örneğiyken diğeri sefil haldedir?
Neden bir konuşmacı ilgi çekici ve son derece popülerken, diğeri sıradan ve sönüktür?
Neden bir insan işinde ya da mesleğinde bir dehayken, diğeri hayatı boyunca hiçbir şey yapmadan ya da başarmadan düşe kalka yürümeye çalışır?
Neden bu kadar fazla hoşgörülü ve ahlaklı insan zihnindeki ve bedenindeki olumsuzlukların acısını çekiyor?
Neden ahlaksız pek çok kişi başarılı, zengin ve sağlıklı olup bunun keyfini çıkarıyor?
Neden bir insan mutlu bir evlilik sürerken diğeri evliliğinde mutsuzluk ve hayal kırıklığı yaşıyor?
Bu soruların yanıtı, bilinç ve bilinçaltınızın işleyişinde gizli olabilir mi?
Buna en net ve kısa varabileceğim yanıt, kesinlikle evet olur. O zaman insanın aklına bilinçaltı nedir? sorusu geliyor. Diyetisyene, doktora gidiyorsunuz, size iyi perhiz öneriler listesi veriyor, ama sonra siz onu yapamıyorsanız, içimizde konuşan diğer ses bizi sabote ediyorsa, spor salonuna üye olup gidemeyenlerdenseniz, tok olduğunuz halde kontrolsüzce yemeye devam ediyorsanız beyninizin şefi olan bilinçaltını ikna edememişsiniz demektir!
Bakın bu konunun uzmanları ne diyor: Bilinçli aklın bilmesi yetmiyor, bilinçaltını psikolojide kullandığınız ismiyle bilinçdışını da ikna edip ikisinin birlikte kol kola girmesi gerekiyor. Buna kısaca içimizdeki benle dost ve arkadaş olunması deniyor. Bilincimiz diğer bir deyişle aklımız birçok şeyi biliyor olabilir. Ama bildiğimiz şeyi neden yapamıyoruz? Çünkü bilinçaltı bu konuda farklı düşünüyor. Bilincimiz ve bilinçaltımız irbiriyle dost, arkadaş olamıyor. Örneğin sigaranın ne kadar zararlı olduğunu bilip içen birçok doktor var. Hani o içimizde konuşan öteki tarafımız var ya, Yunus Emre’nin “Bir ben var benden içeru” dediği bilinçaltı.
Bilinçli akıl soyut şeylerle ilgiliyken, bilinçaltı duygularla, inançlarla ilgilidir ve duygusal kayıtlar beynimizde daha büyük izler bırakır, daha kolay hatırlanır. Örneğin bilinçli aklın, “şişmanlık birçok hastalığın nedenidir” dediğini ve bilinçaltı aklın da “profiterolün lezzetini, akan çikolatanın güzelliğini görüntüyü” hatırlattığını düşünün. Hangisi daha etkilidir? Sonuç belli. Kararları her zaman bilinçaltı alır, bilinç buna katılır. Böylece kararları biz alıyormuşuz gibi hissederiz.
Buraya kadar anlattıklarımdan sonra, bilinçaltımızın beynimizin farkında olmadığı kısmıdır diyebiliriz. Bir bakıma hafıza depomuzdur. Bilinçaltı, vücudumuzdaki birçok faaliyetin otomatik ve düzenli biçimde yürümesini de sağlıyor. Suçluluk, endişe duygusu, kapana kısılmışlık, çaresizlik gibi olumsuz duygular bilinçaltımızdaki inanç kalıplarıyla birleşiyor ve sinir ağı yoluyla bedenimizin belirli bir bölgesine yönlendiriliyor. Çoğu zaman bilinçaltımıza yaptığımız kodlamalar yüzünden birçok hastalığa sebep olabiliyoruz.
Bu konuyu çok önemsiyorum ve bu konuda çıkardığım çıkarımları sizlerle paylaşmak isterim. Örneğin, kanserin pek çok türü, bilinçaltımıza attığımız ve zihnimizde unutmayı ya da düşünmemeyi seçtiğimiz duygular yüzünden ortaya çıktığını yapılan araştırmalar ortaya koyuyor. Doktorların hep söylediği şu sözler bu durumdan olsa gerekir. “Stresten uzak bir hayat ve hiçbir şeyi kafaya takmamak!" Peki bu nasıl olacak? Bu da ayrı bir araştırma ve tartışma konusu.
Gündelik hayatımızın içindeki davranışlarımızın, yaşadığımız duyguların ve içine düşmüş olduğumuz durumların çoğunun bilinçaltımızın kontrolü altında gerçekleştiğini göreceksiniz! Yaşamımız boyunca edindiğimiz alışkanlıklarımızın tümü, hep bilinçaltımıza kaydediliyor. Bir müzik enstrümanı çalmayı veya araba kullanmayı öğrenmek ya da bir bebeğin yürümeyi öğrenmesi bilinçaltının yardımıyla gerçekleşiyor. Bu eylemler alışkanlık haline geldikten sonra, bilinçaltı bunları otomatik şekilde yapmaya başlıyor. Örneğin, bisiklete binmeyi öğrendiniz. Birçok kez bisiklet kullandıktan sonra artık bisiklete binerken yaptığınız hareketlerin çoğu, bilinçaltının emirleriyle otomatik hale geliyor. Üstelik bilinçaltınızın nasıl bir yer olduğunun farkına vararak, onu yönlendirebilmeniz de elinizdedir. Buz dağının suyun üzerindeki bölümü bilinç, günlük karar verme süreçlerinde, akılcı düşünce yoluyla ne yapacağımızı ve nasıl yapacağımızı tahmin etmemize yardım ediyor.
Bilinçaltı, buz dağının suyun altında kalan bölümüdür ve zihnin daha büyük bir bölümünü oluşturur. Bilinçaltı, öğrenilmiş davranışın tekrar edilmesiyle ilgileniyor. Bilinçaltında, daha çok yüzleşmek istemediğimiz anılanınız, alışkanlıklarımız, korkularımız yer alıyor. Birey çoğu zaman hatırlamak istemediği deneyimlerini bilinçaltına atıyor ve orada tutuyor. Bunu hatırlatacak bir tetikleyici ise ortaya çıkıyor ve bizlere olumsuz duygular yaşatabiliyor.
Çevrenizdeki birinin, size sürekli işe yaramadığınızı söylediğini düşünün. Bu yanlış bir düşünce bile olsa, tekrar tekrar dile getirilmesi nedeniyle bilinçaltınıza yerleşiyor ve beraberinde gelen cesaret kırıklığı ve öfke duygularıyla birlikte orada saklanıyor. Daha sonra hâlâ bu suçlama devam ediyorsa, bu kez kişi, kendisinin gerçekten işe yaramaz biri olduğunu düşünmeye başlıyor. Bu sefer de karşılaşılan her yeni durumda bilinçaltınız size otomatik olarak bu mesajı vermeye başlıyor. Böylece işe yaramaz olduğunuza inandığınız için, ele aldığınız her durum için nasılsa başarısız olacağım düşüncesini taşıyarak gerekli çabayı göstermemeye başlıyorsunuz. Size söylenen tamamen yanlışken, başkalarını dinlediğiniz için bu sefer gerçek oluyor. Bu yüzden kendi düşüncelerinize değer vermeniz en doğrusu. Şakalarımızda bunlara dikkat etmenizi bir de ben hatırlatmak isterim.
Bilinçaltı 0-5 yaş arası yoğunluk olmak üzere 5-10 yaş arasında anne-bana tarafından ve yakın çevremiz tarafından kodlanıyor. Bu kodlamanın ardından 25 yaşına kadar uykuya yatıyor. Bu yaştan sonra davranış modellerimizi etkilemeye başlıyor; bu durumu değiştirebilmemiz elimizde. Geçmişe bağlı koşullanmaların sonucuyla, çoğunlukla isteklerimizi hayata geçirmeyi bazı duygu ve davranışlarımızla engelliyoruz. Eğer yaşamımız sadece bilinçli düşüncelerle şekillenseydi hayatımızın her alanında başarılı olmamız kolay olabilirdi. Bu yüzden bilinçaltınızda sizi yanıltan düşünceleri göz ardı etmeyi öğrenin. Bilinçaltı, neyin gerçek olduğunu, neyin olmadığını bilemez. Bilinçaltımız, yönlendirdiğimiz her şeyi bir emir olarak algılıyor ve buna göre hareket ediyor. Kendi kendimize tekrar ettiğimiz şeylerin hangisinin mantıksız, hangisinin mantıklı olduğunu da ayırt edemiyor. Kısacası, siz neyi gün boyunca tekrar ediyorsanız onu doğru olarak algılıyor ve bilinçaltınızda depoluyor. Bu yüzden bilinçaltınıza, sizi sakinleştirecek ve mantıklı olan düşünceleri gün boyunca telkin ederseniz, olumsuz tüm düşüncelerden kurtulacaksınız!
Bütün alışkanlıklar, daha önce beynimize yerleşen şartlanmanın oluşturduğu takım programlardır. Eski bir alışkanlığı değiştirmek için, kendimizi eskiden şartlandırdığımız düşünceyi bulup, yerine yararımıza olacak düşünceleri koymak yerinde olacaktır. Davranışlarınızı olumlu yönde etkilemek istiyorsanız bunu ancak bilinçaltınızın yardımıyla yapabilirsiniz. Çünkü tekrarlanan düşünceler, bilinçaltı zihninizde kök salarlar. Sürekli tekrarlanan olumsuz düşünceler ise olumsuz sonuçlar doğurur. Bu sebeple ne kadar olumlu düşüncelere sahip olursanız, bir o kadar bilinçaltınızda olumlu deneyimleriniz olacaktır.
Saygı dolu sevgiyle