Duygularımız
Öfke, korku, utanç, tiksinti, sevinç, üzüntü, şaşkınlık… Yedi temel duygu ya da birincil duygular. Bunlar hayatımız için rehber niteliğinde, hayatımızı temelde bu duygulara göre yönlendiriyor ve sürdürüyoruz.
Ne kadar garip duygularımız var değil mi?
Mesela kıskanıyoruz. Sonra kıskanmaya benzeyen bir başka duygumuz daha var, imreniyoruz.
Duygu deyince oldukça çok duygu sayabiliriz, öfke, korku, utanç, tiksinti, sevinç, üzüntü, şaşkınlık…
Bunlara yedi temel duygu ya da birincil duygular deniyor. Bu duygular hayatımız için rehber niteliğindeymiş, hayatımızı temelde bu duygulara göre yönlendiriyor ve sürdürüyormuşuz.
Bu kriteri ünlü Amerikalı psikolog Paul Ekman öne sürmüş.
Hatta aralarından utancı çıkartacak olursak kalan altı temel duygu ile doğduğumuz söyleniyor.
Diğer duygular yaşam boyunca öğretilen duygularmış.
***
Yakın zamanda, UC Berkeley’den araştırmacılar duygular konusunda yeni bir yaklaşım geliştirmişler ve 27 adet duygunun birbirleriyle ilintilerini şematik bir duygusal ilişkiler sistematiğine oturtmuşlar.
Bir harita diyebileceğimiz bu şemada değerlendirilen duygular şöyle sıralanıyormuş:
Hayranlık, tapınma, estetik beğeni, eğlenme, kaygı, korku, beceriksizlik, can sıkıntısı, sakinlik, karışıklık, özlem, iğrenme, empatik acı, büyülenme, kıskançlık, heyecan, korku, dehşet, ilgi, neşe, özlem, romantizm, hüzün, doyum, cinsel istek, sempati ve zafer.
***
Tabii duygularımız bu kadarla sınırlı değil, aslında birbirleriyle çok az nüans farklılığı olan oldukça çok duygu sahibiyiz diyebiliriz.
Bunlardan ilk örneği başta vermiştim, kodlanma ve imrenme.
Bir başka benzer durum da sanırım korku ve kaygı arasında var.
Sanırım sevgiyi ve sempati duymayı da, hatta hoşlanmayı da böyle birbirine yakın duygulardan sayabiliriz.
Bunlar birbirlerine çok yakın duygular, adeta çok ince bir çizgiyle birbirlerinden ayrışıyorlar.
Bazen biz kendimiz bile hissettiklerimizin hangi duygumuz olduğunu tam olarak bilemeyebiliyoruz.
***
Bazı duygular da tam zıt duygular olsa da, aslında bir duygudan diğerine geçiş anlamında adeta bıçak sırtı gibi yine ince bir çizgi ile birbirlerinden ayrılıyorlar.
Bu tarz duygulara örnek vermek gerekirse aşk ve nefret sanırım iyi bir örnek olacaktır.
***
İnsanı birçok canlıdan ayıran temel özelliği işte bu duygular sanırım.
Diğer canlılarda da kimi duygular mevcut, özellikle de temel duygulardan korku ve sevinç, sonra kimilerinde öfke, kimilerinde şaşkınlık, kimilerinde inat ve kin.
Yani hayvanlar alemi de duygusal açıdan en azından bazı temel duyguların olduğu bir alem.
***
Bu aralarda oldukça çok yapay zekâ üzerine çalışma yapılıyor.
Acaba bizdeki doğumdan gelen temel duygular gibi birkaç duyguyu yapay zekâ algoritmasına tanıtarak programı çalıştırsak, yani henüz kendi kendine ilk öğrenmeye başladığında bu duyguları programsal açıdan biliyor olarak başlasa öğrenmeye, bir yapay zekâ ne kadar duyguya ulaşabilir?
Yoksa hiçbir şekilde duygular programlamaz mı?
Doğrusunu istiyorsanız bu konuda benim aklım halen daha karışık.
Bir gün yapay zekalar da biz insanlar gibi bir bilinç sahibi olabilecekler mi, bakın bu konuda gerçekten emin olamıyorum.
Ancak okuduğum kaynaklara göre artık yavaş yavaş karar alma mekanizmaları gelişiyormuş.
Tabii şimdilik duygusuz birer makina onlar.
Ama belli mi olur? Bakarsınız aralarından duygusal olanlar da çıkar ileride.
***
Bizi diğer varlıklardan ayıran en önemli özelliğimiz gerçekten duygularımız. Duygularınızı kaybetmeyin, sadece temel duygular değil, bizi biz yapan oldukça çok duygu var.
Yaşam boyunca duygusal dünyanızı da eğitin, duygusal öğreniminizi de geliştirin.
Çünkü insan duygusal bir varlık.
Sadece hissetmek değildir duygu, hissettiklerimizi analiz etmektir, sentezlemektir.
Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla.