Site İçi Arama

egitim

Yaşasın 2024 yılındayız. Peki Şimdi Ne Olacak?

Bugün gelecek hakkında bilgi edinmek için eskiden olduğu gibi yıldızlardan ilham alma peşinde değiliz tabii ki, ancak yine de geleceğimizin nasıl olacağını anlamak için evren hakkında her yaşadığımız gün yeni bilgiler edinmek için oldukça uğraşıyoruz.

Girdik mi 2024’e?

Şimdi ne olacak?

Bu yıl hayırlı bir yıl mı olacak hayatımızda?

Ben çok merak ediyorum doğrusu, nasıl anlarız ki bunu?

Yıldızlara bakalım! 

Onlar bir şeyler söylüyor olabilirler mi acaba?

***

Eski zamanlarda insanlar gelecekten haberler versin diye yıldız falına bakmayı alışkanlık haline getirmişler.

Öyle bugün olduğu gibi teleskoplar falan da yokmuş o zamanlar. Gökyüzünde çıplak gözle ne görebiliyorlarsa hepsi o kadarmış.

Sahi evrende bu kadar çok yıldız var, çıplak gözle bunların ne kadarını görebiliyoruz dersiniz?

Şehir dışında açık bir havada gökyüzünde çıplak gözle görülebilen yıldız sayısı 900 kadar deniliyor. 

***

Yıldızların parlaklık seviyesi birimine “kadir” deniyor. 

Şehir dışlarında gökyüzündeki yıldızların parlaklık seviyesi +4 kadire kadar olanlar görülebiliyormuş.

Şehirlerde ise şehrin ışıkları gökyüzünü aydınlattığından, ancak +2 kadir seviyesine kadar olanlar görülebiliyormuş. 

Bu durumda şehirlerde yıldızların çıplak gözle ancak 70 kadarını görebiliyoruz diyorlar.

***

Yıldızların bu parlaklık ölçüsünü M.S. 100-170 yılları arasında yaşadığı tahmin edilen İskenderiyeli Yunan matematikçi, aynı zamanda coğrafya ile de uğraşmış olan ve hem de bir astronom, yani gök bilimci olan Klaudyos Batlamyus belirlemiş. Bu arada Batlamyus bir yandan da müzik teorisyeni olarak biliniyor.

Yazdığı iki önemli eserden biri olan “Büyük Bileşim” adlı eserinde (Arapça: Kitab el Macisti, Latince: Almagest, Yunanca: Mathematike Syntatksis, ve diğer eseri de “Coğrafya”dır) Batlamyus dünya merkezli bir evren öngörmüş. Bu eseri matematik üzerine bir eser gibi görünse de aslında bir astronomi eseri.

Bu eserinde Klaudyos Batlamyus yıldızları parlaklıklarına göre 6 gruba ayırmış. 1 kadir parlaklıkta olanlar (çok parlak olanlar) ve sırayla 6 kadir olanlar (az parlaklar).

Demek ki o zamanlar şimdiki gibi şehir ışıkları olmadığı için gerçekten çıplak gözle çok zayıf ışıklı yıldızlar görünebiliyormuş.

***

Yıldız hareketleri nedense tarih boyunca insanoğlunun ilgisini çekmiş. 

Bugün de farklı değil aslında. 

Bugün gelecek hakkında bilgi edinmek için eskiden olduğu gibi yıldızlardan ilham alma peşinde değiliz tabii ki, ancak yine de geleceğimizin nasıl olacağını anlamak için evren hakkında her yaşadığımız gün yeni bilgiler edinmek için oldukça uğraşıyoruz.

Evrenin sırlarını çözeceğiz ve sonra da sonumuza engel olabileceğiz sanki.

Aradan geçen zamanda teknolojiden de faydalanarak, uzaya yolladığımız devasa teleskoplarla uzak yerlerdeki galaksiler dahil, bir üyesi olduğumuz Samanyolu galaksisinin içinde bile milyonlarca yıldız olduğunu öğrenmişiz.

Yıldız sayısı başımızdaki saç teli sayısından bile çokmuş meğerse.

Batlamyus’un dünya merkezli evreninin yanlış olduğunu çabuk anlamışız, ama evrenin merkezi neresidir halen daha bilmiyoruz. 

En azından bugün güneş merkezli bir dönence içerisinde yaşadığımızı ve düne kadar gezgin yıldızlar olarak bilinen, bugün ise artık gezegen dediğimiz güneş sisteminin bir üyesi üzerinde, bilebildiğimiz tek yaşamın dünyamızda kurulu olduğunu biliyoruz.

***

Gerçekten insanoğlunun diğer gezegenleri keşfetmesi oldukça uzun zaman almış. 

Diğer yıldızların aksine, aralarından birkaç tanesinin gökyüzünde ilginç bir şekilde birtakım yörüngelerde hareket ettiğini fark etmiş eski astrologlar ve bu gezen yıldızlara gezegen demişler, aralarından bazılarının gökyüzünde gezinti halinde olduklarını anlamışlar.

İlginç değil mi? Geceler boyunca kafanız yukarıda, gökyüzünü inceliyorsunuz. Ne kadar garip bir meslek astrologluk. Gündüzleri nasıl uyuyabiliyorlarmış inanın bilmiyorum. 

Ben Norilsk’teyken geceleri uyuyamazdım, tepede güneş dolaştığı için metabolizmam bir türlü uyku moduna giremezdi. Hatta kalın koyu renkli perde taktırmıştım da, ancak ondan sonra uyku düzenim yerine gelmişti biraz.

***

İnsanlar bir yandan da takımyıldızları bir takım şekillere benzetmişler.

Ursa takımyıldız ailesi (ayı), Türkçesiyle büyük ayı, küçük ayı, Orion takımyıldızı (avcı), Leo (arslan), Andromeda (Prenses Andromeda’dan almış adını), Pegasus (kanatlı at), Aquila (kartal), Lir (çalgı), Skorpius (akrep), Sagittarius (yay), sonra Sirius yıldızı, gökyüzündeki en parlak yıldız, çünkü güneş sistemine en yakın yıldızdır Sirius, Büyük Köpek takımyıldızının bir üyesidir, Türkçesi Akyıldız… daha niceleri.

19’uncu yüzyıl sonuna kadar gökyüzünde tam olarak 108 takımyıldız sayılıyormuş. 

1925 yılında kurulmuş olan Uluslararası Astronomi Birliği ise gökyüzünü 88 takımyıldıza bölmüş. Bugün 88 takımyıldızı var diye biliyoruz.

Sonuçta takımyıldızlardan insanoğlu hayal gücü ile bir sürü figür oluşturmuş ve gezegenlerin de bu takımyıldızlar arasında gezmelerinin etkisiyle bu takımyıldızlardan oluşmuş figürlerin birtakım hareketler yaptığını öngörmüş.

Plüton kovaya girecek, Jüpiter boğa burcunda. Tutulmalar önemli, güneş ve ay tutulmaları Koç ve Terazi burçlarını etkileyecek. 

Venüs, yani Afrodit kime yanaşacağını şaşırmış, kimle fingirdeşeceğini bilemiyor. 

Satürn balık burcunda, Uranüs retro hareketlerine devam ediyor. Bu sene Boğa’ların yılı olacak deniyor.

Uydur dur diyeceğim, ama bu yüzyıllardır süregelen bir uydurma, yani yıllara sâri yorum aslında.

***

Geleceği merak ediyoruz, çünkü gelecek bilinmeyendir. 

Henüz olmamış olaylar, çünkü gelecek işte, olacak, ama henüz olmamış. 

Olacak mı peki? Belki.

Yıldızlar olacağını söylüyor.

***

Peki gerçekte ne olacak tahmin etmek mümkün mü?

Aslında bir noktaya kadar evet.

Mesela ben bu sene, yani gelecek günlerde bir yerel seçim olacağını görüyorum. Yanılıyor muyum? Yılın ilk yarısında bir seçim yaşayacağız!

2024 yılı sonrasında 2025 yılı gelecek, bunu da görüyorum. (Hangi ilçedeydi, Adana’da bir yerlerde galiba, onlar şimdiden 2025’e girmişler galiba, ama biz normal insanlar için 2025 yılına girmek için daha tam tamına bir yıl var!)

Bakın biraz da feci bir şey söyleyeyim size, Kuzey Anadolu fayında bir deprem görüyorum ben gelecekte, sen de üç vakte kadar, ben diyeyim beş vakte kadar. 

Kuşluk vaktine kadar olacak ama, şimdiden önlem aşmakta fayda var.

İstanbul da tehlikede, yerle bir olacak çok bina var İstanbul’da!

Kısacası birtakım şeyleri öngörebiliriz gelecek için, ama bu öngördüğümüz şeyler ancak hareketi başlamış, hareketlerini ölçmenin mümkün olduğu şeyler, ya da planlanmış şeyler olabilir.

Gerçekte ise henüz olmamış bir olayın olmama ihtimali de vardır mutlaka.

Nedendir bilinmez, bu sene ilk yazıda yıldızlardan ilham alayım istedim.

Umarım faydalı olmuşumdur.

Pek ümit yok, ama bu senenin en azından geçen yıldan daha iyi geçmesini diliyorum.

Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla.

Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Tüm Makaleler

  • 01.01.2024
  • Süre : 3 dk
  • 1696 kez okundu

Google Ads