Borsaya Mecbur muyuz?
Hisse ne demek? Bir şirket eğer şahıs şirketi değilse, yani ortaklı bir şirketse, ortakların sahip oldukları şirket payları ortaklara hisseler ile dağıtılıyor. Şirketler sonuçta birer ticari kuruluşlar. Ticari kanun esaslarında kurulmuş şirketler eğer çok ortaklı ise hisse paylarına göre şirket yönetiminde söz sahibi oluyorsunuz. Hisselerin yarısından fazlasını elinde tutan şirketi yönetir.
Borsa diyoruz, iniyor, kalkıyor. Bir siyasi bir şey söylüyor, hemen bir reaksiyon, dünyanın öbür ucunda bir şey oluyor, yine hemen bir reaksiyon.
Gelin biraz borsada işlem gören hisse senetlerinin ve işlemlerinin aslında ne olduğuna birlikte bakalım.
Öncelikle biraz teknik bilgi:
Hisse ne demek?
Bir şirket eğer şahıs şirketi değilse, yani ortaklı bir şirketse, ortakların sahip oldukları şirket payları ortaklara hisseler ile dağıtılıyor. Şirketler sonuçta birer ticari kuruluşlar.
Ticari kanun esaslarında kurulmuş şirketler eğer çok ortaklı ise hisse paylarına göre şirket yönetiminde söz sahibi oluyorsunuz. Hisselerin yarısından fazlasını elinde tutan şirketi yönetir.
Tabii hisse senetleri çeşit çeşit, altın hisse var, imtiyazlısı var, A, B, C... harflerle ayrılmışı var, var da var. Ama şu anda bu detaylara girmeyeceğim.
Ülkemizde şirketler hisse senetlerinin bir kısmını halka açtıklarında hisse alım satım işlemleri borsada yapılıyor. Borsanın kendine has kuralları ve denetim organları var.
Şimdi diyelim ki elinizde herhangi bir şirketin belli bir miktar hissesi var.
Bu hisseler ne işe yarar?
Öncelikle demek ki siz o şirketin bir ortağısınız. Elinizdeki hisse payı oranı yönetimde söz sahibi olabilecek kadar değil belki, ama şirketin karına da ortaksınız, zararına da.
Bu hisseleri borsada hisse alım satım kuralları çerçevesinde bir başkasına satabilirsiniz. Ya da elinizde tutarak şirketin kar dağıtımlarından payınıza düşen kısmını da alabilirsiniz. Ya da şirket bedelli sermaye artırmaya karar verirse artırılan sermaye için payınıza düşen kadar cebinizden para vermeniz gerekebilir.
Yani artık ortaksınız!
Şirket yönetimindekiler yönetim kurulu kararı ile kâr payı dağıtmıyoruz, bu karı şirketi büyütmek için yeni yatırımlarda kullanacağız diyebilirler. Bu durumda elinizdeki hisselerin değeri artacaktır, çünkü şirket büyüyecektir.
Ancak bu durumda hisselerin değeri artacaktır dediğim şirketin defter değeri dediğimiz bedel artacaktır. Yani artan şirketin taşınmazlarının, sermayesinin, borçlarının ve kasasındaki paranın dikkate alınarak hesaplanan değerdir.
Şirket hisselerinin bir kısmını halka açtığında ise yaptığı işi ve potansiyel kazancını da dikkate alarak her bir hisse için bir bedel belirler. Bu belirlenen değer defter değeri olmak zorunda değildir. Piyasada şirketin değeri çok farklı parametrelere göre belirlenir.
Bu bedeli ödeyerek hisse satın alanlar artık ödedikleri bedel ile hisse senetlerini değiş tokuş etmişlerdir.
Yani diyelim ki eğer 1000 lira verip 1000 adet hisse almışsanız artık sizin bin liranız yoktur.
Bin adet hisse senediniz vardır!
Şirket hisse satımından elde ettiği geliri artık ne planlamışsa o iş için kullanacaktır.
Siz ise artık elinizdeki hisse senetleri ile bir başınızasınız.
Artık sizin elinizdeki hisseler ile ne yaptığınız şirketi ilgilendirmez.
Eğer hisseler için ödediğiniz bedelden daha yükseğine başka bir alıcı bulabilirseniz hisselerinizi ona satabilirsiniz.
Böylece satın aldığınız hisseleri daha yüksek bir bedel ile sattığınız için bu yatırımınızdan kâr etmiş olursunuz.
Eğer şirket kar dağıtımı yapılmasına karar almışsa kar dağıtımı için belirlenmiş tarihte hisseler kimin elindeyse o payına düşen karı alır.
Bunun dışında şirketin sizin elinizdeki hisseleri kaç paraya satabildiğinizden ne bir karı, ne de zararı olacaktır.
Şirket başta hisseleri halka açarken elde ettiği gelir neyse o gelir ile yetinmek durumundadır.
Siz ise elinizdeki hisselerin piyasa bedeli konusunda artık kendiniz riski üstlenmiş olursunuz.
Piyasada sizin satın aldığınız değerden daha fazla ödemeye hazır alıcı varsa, daha yüksek bedele satarak kar edebileceğiniz gibi, daha düşük bedele satın almak isteyen de olacaktır.
Eğer paraya sıkışmış durumdaysanız ve elinizdeki hisseleri satmaya karar vermişseniz zararına satmak durumunda olabilirsiniz.
Dediğim gibi her iki seçenekte de şirketin bu durumdan karı veya zararı olmaz. Kar da sizin karınızdır, zarar da sizin zararınız.
İşte bu şekilde borsadaki hisse fiyatları alıcılar ve satıcıların belli bir fiyatta anlaşmaları durumuna göre belirlenir.
Eğer arz ve talep fiyatları tutuyorsa işlem gerçekleşir. Biri x fiyattan satıyor, diğeri y fiyattan almak istiyor, bu durumda alım satım işlemi olmaz. Ne zamanki taraflardan biri diğerinin fiyatına razı olacak, ancak o zaman hisse alım satım işlemi gerçekleşir. Borsa gerçekleşen işlem tutarlarına göre değerlenir.
Borsa yükselişte dediğimiz ise, ortalama ile ilgili bir tabirdir. Yapılan alım satım işlemleri bedellerinin ortalaması yükseliyorsa borsa yükseliyor demektir, ortalama düşüyorsa borsa düşüyor demektir.
Borsada çeşitli endeksler vardır, ilk 100 firmanın hisse işlemleri ortalaması bir endekstir mesela.
İlk 30 firma da başka bir endekstir.
Şirketlerin faaliyet alanlarına göre farklı farklı endeksler vardır.
Yapılan alım satım işlemlerinin anlık ağırlıklı ortalamasına göre endeks dediğimiz bu işlem fiyatı ortalamaları değiştiği için anlık olarak borsa hakkında bilgi alabiliriz. Grafik üzerinde işlenmiş olan geçmişteki işlem bilgileri ile ise hisselerin fiyatlarındaki değişimler rahatlıkla incelenebilmektedir.
İşte bu grafikleri yorumlayan, hissenin fiyatının ne seviyeye yükselme ya da düşme eğiliminde olduğunu tahmin etmeye yarayan bir sürü metot üzerinde uzmanlaşmış teknik analiz uzmanları sürekli yatırımcıları bilgilendirmek üzerine bir meslek edinmiş durumdalar. Teknik analiz uzmanları!
Yatırımcı diyorum, çünkü insanlar için borsa artık bir yatırım ortamı olmuş durumda. Elindeki parayı fiyatı yükselme ihtimali olan bir hisse senedine yatırıp, eğer şansı varsa yükseldiğinde zamanında hisseleri satıp elindeki parasını artırma hayaliyle bir sürü yatırımcı borsada oynuyor.
Oynuyor diyorum, çünkü bu iş aynı kumar oynamak gibi bir şey olmuş durumda. Grafiğe göre yükselme eğiliminde olan bir hisseyi alıp kısa zamanda kar etme hevesinde olan bir sürü insan var. O bir sürü insanın psikolojisi ile fiyatlar bir aşağıya bir yukarıya dalgalanırken, olayın esasını dikkate almayan bir sürü oyuncu, aslında aldıkları hisselerin bedellerinin olması gereken değerden çok daha yüksek olduğunun farkına varamıyorlar.
Halbuki alım satım yapılan her hisse için borsada işlem gerçekleşmiş olduğunda sanki şirketin tüm hisseleri o işlem ile aynı bedele yükselmiş gibi şirket için piyasa değeri dediğimiz bir değer anlık olarak hesaplanıyor ve bu piyasa değeri defter değeri diye yukarıda açıkladığım değerden çok fazla olabiliyor. Şirket verilerine bakıldığında defter değeri ile piyasa değeri arasında yüzlerce kat fark olan şirketler olduğunu göreceksiniz. Tabii ki piyasa şirketin değerini çok daha iyi bilecektir, sonuçta faaliyet alanına bağlı olarak deftere yazılan değerin üzerinde olabilir şirketin değeri. Ancak bazen piyasada oluşan değer öyle yükselmiş olabiliyor ki, satış baskısı ile fiyatların aniden düşmesi mümkün olabiliyor. Tam tersi de geçerli tabii ki.
Peki piyasada oluşan şirket değeri şirketleri hiç mi ilgilendirmiyor? Tabii ki ilgilendiriyor. Özellikle kredi ihtiyacı için elindeki hisselerden bir kısmını bankaya teminat olarak gösteriyorlarsa, piyasa değeri ne kadar yüksekse şirket açısından o kadar iyi demektir. Bu anlamda şirketler kendileri de hisselerinin fiyatları yükselsin diye alım satım işlemleri yapabiliyorlar.
Ancak piyasanın asıl dengesini sağlayanlar büyük para sahibi olan kimi spekülatörler.
Spekülatörler kimi zaman bazı hisselerin fiyatlarını düşürüp, panik olan yatırımcıların ucuz fiyattan ellerindeki hisseleri kendilerine satmalarını sağladıktan sonra, hisseleri kendileri alıp kendileri satarak bu sefer de hisse fiyatlarını yükselttikten sonra yüksek fiyattan ellerindeki hisseleri para kazanma hevesindeki bilgisiz piyasa oyuncularına satıp, arada parayı da vurup piyasadan çekilebiliyorlar.
Kısacası, borsa normalde sadece hisse alım satım işlemlerinin yapıldığı bir yer olması gerekirken, sıcak paranın parasına para kattığı, bazen de büyük paralar kaybettiği bir oyun ortamı olmuş durumda. Ayılarla boğaların kapıştığı bir arena adeta. Gücü gücüne yetene, piyasada oluşan hisse fiyatları normalde şirketin olması gereken değerden çok farklı olabiliyor ve güç sahipleri istediklerinde hissenin fiyatını artırabiliyorlar da düşürebiliyorlar da.
İşte borsa dediğimiz böyle bir yer. Her şey şansına. Şans faktörü milli piyangodan biraz daha az belki, ama piyangoda çıkmazsa kaybın bir bilet parası olur. Borsada ise her şeyini kaybetme riskin var.
O yüzden borsada yatırım yapmaya niyetlendiysen:
Yatırım yapacağın şirketi iyi tanıyacaksın.
Bu yetmez, şirketin faaliyetlerini iyi takip edeceksin.
Bu da yetmez, borsada fiyatların gidişatını da iyi izleyeceksin.
Borsadaki fiyatları çok yükselmişse boşu boşuna riske girmeyeceksin.
Bu da yetmez, biraz da şansın olacak, birileri aklına koymuşsa hisse fiyatını düşürmeyi, yapabileceğin bir şey yok.
Unutma! Borsada birileri kazanıyorsa birileri de kaybediyor demektir. Çünkü hisse alım satım işlemlerinin gerçekleşmesi için bir alıcı, bir de satıcı olmak zorunda.
Kontrol edemediğin bir ortamda ancak şansına para kazanırsın, ya da şansın yoksa büyük zararlar edebilirsin. O yüzden de neyin var neyin yok borsaya yatırmayacaksın.
Ama son zamanlarda parası olanlar için borsadan daha iyi yatırım ortamı da kalmadı. O yüzden ne kadar riske atmayın paranızın tümünü desem de millet mecbur kalıyor, mecburen parasını borsada değerlendiriyor.
Yine de kimse neyi var neyi yok borsaya yatırıp sonra da her şeyini kaybetmesin, en azından borsada yatırım yapacaksa yukarıda yazdığım düzende takip ederek kaybetme riskini azaltsın.
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla