Site İçi Arama

ekonomi

Denizlerimizi Ne Kadar Kullanıyoruz?

Ülkemizin üç tarafı denizlerle kaplı. Nedendir bilmiyorum, kıyı şehirlerimiz arasında deniz ulaşımı istenen düzeyde değil. İstanbul Bandırma arasında çalışan feribotlar, Yalova, Mudanya, Bostancı ve Yenikapı feribotları uzun yıllardır hepimizin bildiği, hatta belki de sıkça kullandığımız karayollarına alternatif deniz yolu seferleri.

Ulaşım çağımızın problemi, dünyadaki ilk metrolardan biri olan Karaköy-Galata arasındaki tünel bizde kurulmuş olsa da maalesef metro toplu ulaşım projelerinde epey geç kaldık. Dünyanın birçok metropolünde muazzam metro sistemleri var. Bunların en güzellerinden biri Moskova metrosudur, daha önce yazmıştım.

Ama bugün metro konusuna girmeyeceğim. Bugün konumuz denizler. 

Ülkemizin üç tarafı denizlerle kaplı. Nedendir bilmiyorum, kıyı şehirlerimiz arasında deniz ulaşımı istenen düzeyde değil. İstanbul Bandırma arasında çalışan feribotlar, Yalova, Mudanya, Bostancı ve Yenikapı feribotları uzun yıllardır hepimizin bildiği, hatta belki de sıkça kullandığımız karayollarına alternatif deniz yolu seferleri. Köprüler açılmadan önce Eskihisar Topçular veya Çanakkale boğaz geçişleri de sıkça kullanılıyordu. Gerçi köprüler çok pahalı olduğu için halen daha bu hatlar revaçta diye biliyorum. Hem İstanbul’da hem de Çanakkale'de adalara yapılan feribot seferleri de var. İzmir ve İstanbul'da şehir hatları vapurları, hatta benim küçüklüğümde arada bindiğimiz İzmit körfez vapurları da var. Bodrum-Datça arası, Kıbrıs-Taşucu, Mersin, Hatay arası arabalı feribotlar ve daha sayamadığım birçok feribot hatları var. 

Ancak benim dediğim daha organize bir deniz taşımacılığı. Ülke çapında, tüm kıyılarımızda, Antakya’dan Artvin'e kadar kimisi ekspres, kimi daha kısa mesafelerde, ülke çapında çalışan bir feribot sistemi. Bunu yapamamak için bir sebep var mı? Bence yok.

Peki niye bugüne kadar yapamadık, niye böyle bir taşımacılık sistemi yapılmıyor?

Talep mi yok? Bence siz küçük çapta başlayın, göreceksiniz talep olacaktır, bunca yıl hayat tecrübem insanların bazı şeyleri yaşayarak öğrendikleri şeklinde, istediğiniz kadar araştırma yapın, anket yapın, doğru cevabı bulamazsınız. Yaşayarak öğrenenler anlayacaktır ve talep etmeye başlayacaktır.

Feribotların hızları mı yetmiyor? Bence hayır, hızlı feribotlar var dünyada, bizdekilerin de hızları çok düşük değil. 

Hava şartları? Evet, zaman zaman hava şartları nedeniyle aksamalar olabilir, ama ülkemizde yaz kış epey uzun bir süre hava deniz taşımacılığına uygun bence. 

Pahalı mı olur sizce? Sanmam, hatta aksine sanırım kara taşımacılığından daha ekonomik olacaktır. Çünkü gemiler kara taşımacılığında kullanılan araçlardan daha büyük kapasitelerde olabiliyor.

Mavi vatan diyoruz, ama vatanımızın büyük bir bölümünü kullanmıyoruz. Bence Ulaştırma Bakanlığı'nın öncelikli projelerinden biri olmalı bu dediğim. Zaten Ulaştırma Bakanlığı'nın asli görevi ülke çapındaki ulaşım projeleridir, öyle olmalıdır. Yoksa belediyelerle bunu sen yaptın, bunu ben yaptım çekişmesi değildir yapması gereken. En anlamadığım çekişme bu yapılanlar. Bizde bir şey yarıştırma derler, burada söylemeyeyim şimdi ne olduğunu, siz anladınız zaten. 

Üstelik böyle bir sistem sadece yolcu taşımacılığında değil, yük taşımacılığında da uygulanabilir. Dünyada gemi taşımacılığı karayolu taşımacılığı ile yarışır durumda. Uzak mesafelerde daha öncelikli hatta. 

Biz ise başka birçok coğrafyada olmayan bir avantaja sahip olmamıza rağmen değerini bilmiyoruz. 

Yıllarca otoyollara dünyanın yatırımı yapıldı, onca masraf yapıldı bu yatırımlara, halen daha bakım masrafları dünyanın parası. Üst katman asfaltını değiştirmek sizce kaç paradır? Mesela 100 km uzunluğunda bir otoyolun üst asfaltı kaç paraya değişir? Üst katman 5 cm kalınlığındadır. Asfalt ton olarak satılır, ama biz m2 fiyatına bakalım. 5 cm kalınlığında asfaltın fabrika çıkış fiyatı 100 liranın üzerinde. Bunun daha eski asfaltın sökülmesi, taşınması, serilmesi, sıkıştırılması, yol çizgisi, bariyeri, işin kârı, avantası vs. bir sürü diğer masrafı var. 100 lira bir metrekare fiyatı, o da 2022 Mayıs ortası KDV hariç fiyat. Kim bilir bugün kaç para olmuştur. Üç şeritli bir otoyol genişliği her şerit 3.75 metreden 11.25 metredir, o da tek yönü. Varın gerisini siz hesaplayın. 100 km bir otoyolun tek yönünün üst asfalt tabakasını değiştirelim deseniz 5 milyar liradan aşağı tutmaz. Yaptın mı her iki yönü de yapacaksın, gitti 10 milyar lira. Hadi insaflı olalım, dört senede bir asfaltını değiştirsek bile büyük para. Dünyanın yolu var ülkede. Her sene kim bilir ne kadar asfalt işi yapılıyordur. Yanlış anlaşılmasın, bu bahsettiğim sadece bakım masrafı, yolların yapımı için kim bilir kaç para harcanmıştır.

Tamam, otoyolların yapılması iyi oldu, bu dediklerimden aksi anlaşılmasın, yapılsın tabii ki de otoyollar. Ama bunun yanında deniz yolları da kullanılsın. Zaten deniz kıyısındaki birçok büyükşehirde limanların altyapısı var, eminim denizyolu taşımacılığına yapılacak yatırımlar otoyollar için yapılmış olandan çok daha düşük maliyetli olacaktır.  Limanlar ve gemiler için bir ilk yatırım masrafları ve belli aralıklarla sadece liman ve gemiler için bakım masrafı. 

Denizlerde otoyol yapmak gibi bir derdiniz yok. Dolayısıyla bakım masrafı diye bir masraf da yok. Gemi yolları diyelim isterseniz, yani yollar hazır, üstelik bu yollarda istediğiniz boyutlarda gemi kullanabilirsiniz, gemiler istediğiniz genişlikte olabilirler. Bu gemi yolları için boyut sınırlaması yok. Yük sınırlaması da yok. Daha ne istiyorsunuz? Büyük avantaj değil mi bu açıdan bakarsanız?

Denizler tehlikeli mi diyorsunuz? Bence otoyollar daha tehlikeli. Yeni yapılan tek yönlü otoyollarla kazaların sayısı azalsa da, TÜİK istatistiklerine göre 2021 yılında meydana gelen karayolu trafik kazası sayısı, bir önceki yıla göre %20,59 artışla 1 milyon 186 bin 353 olmuş. Bu kazalardan olumlu yada ağır yaralanmalı olanların büyük çoğunluğu şehir içlerinde olsa da şehirlerarası yollarda 40.224'ünde ölümlü ya da yaralanmalı kaza olmuş. Ülke çapında 2.719 kişi şehirler arası yollarda hayatını kaybetmiş. Şehirler arasındaki yollarda yaralananlar ise 76.892 kişi. Yani hiç az değil. Deniz taşımacılığını bu anlamda karşılaştırırsak büyük oranda çok daha emniyetli. 2021 yılında toplam kaza sayısı 690. Ölüm sayısı 71, kayıp 30, yaralı 47. Hiç kaza olmasın, hiç kimse hayatını kaybetmesin, yaralanmasın tabii ki, ama sayılardan da anlaşılacağı gibi fark çok büyük. Bu değerler Ulaştırma Bakanlığı, Ana Arama Kurtarma Koordinasyon Merkezi 2021 yılı istatistikleri. 

Ücretler için de ben farklı bir yöntem düşünüyorum. Moskova metrosundaki ücretlendirme prensibini daha önceki yazılarımda anlatmıştım. Metro sistemine tek bir ücretle giriyorsunuz ve sistem dışına çıkmadıkça isterseniz gün boyu istasyonlar arasında dolaşın, başka bir ücret ödemiyorsunuz. Bir hattan diğerine geçiş yapabileceğiniz tüneller var metro içinde, şehrin en uzak metro istasyonuna da aynı ücret, bir sonraki istasyona kadar da aynı ücret, fark etmiyor.

Bahsettiğim denizyolu taşımacılığında da aynı sistem kullanılabilir, tek ücret, Antakya'dan binip, Artvin'e kadar aktarmalı olarak sabit ücretle gidebilme imkânı sunabilirsiniz. İsteyen istediği limanda inerek ya aktarmayla bir sonraki limana devam eder, ya da o limanda inerek liman dışına çıkabilir. Tekrar deniz taşımacılığı sistemine girerken bir kez daha ücret ödemek durumunda kalacaktır, aynı ücret, eskiden şehir hatları iskelelerinde jetonla giriş yapardık, aynen öyle, tek jeton misali. İsterse ekspres vapurlarla aradaki bazı limanlara uğramadan daha uzak mesafelere daha hızlı da ulaşabilme şansı da yaratılabilir. İyi bir mühendislik çalışması ile hangi hatların daha çok yolcu talebi olduğu gözlemlenip bu ekspres hatlar belirlenebilir. Yolculuk süreleri de eğer hava şartlarına anormal bir durum yoksa dakikası dakikasına tutacaktır. Bu bahsettiğim sistem metrolar gibi çalışmalı, yani limana yanaşıp yolcu indirme bindirme süreleri çok kısa olmalı. Arabalı feribotlar veya yanında yük taşıma opsiyonları için farklı ücretlendirme ve zamanlaması olan başka feribotlar kullanılmalı. Ama sistem hepsinde aynı olmalı, bir kez girdin mi yolculuk sistemine istediğin yere kadar tek fiyat.

Sadece denizler değil, nehir taşımacılığı da böyle bir sisteme katılabilir, artık nehirlerimizin bir çoğunda barajlar var ama iyi bir projelendirme ile gerektiğinde barajlarda özel aktarma sistemleri bile yapılabilir. Bu şekilde nehirlerle ülke içlerine kadar ulaşım yapılabileceği için bence bu fikir de değerlendirilmelidir. 

Rusya'da nehir taşımacılığı ülke çapında uygulanan bir ulaşım yöntemidir. Özel nehir tipi gemilerle nehirler taşımacılıkta kullanılır. Kuzey buz denizinden veya Baltık denizinden girip Hazar denizine ve Karadeniz'e kadar nehir yoluyla ulaşım yapabilirsiniz. Kimi yerlerde yapay kanallar açarak iki nehri birleştirmişler, kimi nehirlerde derinleştirme yapmışlar. Kimi nehirler de zaten doğal olarak derin nehirler. 

Kuzey kutbuna yakın daha önce çalıştığım Norilsk şehrine yaz aylarında büyük oranda şehir ihtiyaçları 2000 km güneyde olan Krasnoyarsk şehrinden nehir yoluyla taşınıyordu. Kış aylarında nehir donsa da yaz vakti bu yoğun mal taşıması ile büyük oranda şehir ihtiyaçları karşılanıyordu.

 

Kısacası ülkemiz dağlık bir ülke, nehirlerimiz de Rusya'daki kadar büyük nehirler değiller, bu yüzden Karadeniz'den Akdeniz'e uzanan bir nehir yolu taşımacılığı yapmak mümkün değil, belki gelecekte büyük tüneller açma imkânı olursa o da olabilir, ama bugün için mümkün değil. Ancak en azından uygun yerlere kadar ülke içine nehir yolları bizde de kullanılabilir görüşündeyim.

Toparlarsak bence deniz taşımacılığında henüz emekleme çağındayız. İyi niyetli girişimler olsa da bence yapılanlar yetersiz. Bırakın ülke çapındaki denizciliğimizi, bu avantajlarla bizim uluslararası arenada bir denizci ülke olmamız gerekli. Taşımacılıkta çok daha ekonomik ve çok daha emniyetli olduğu için bu konu üzerine eğilmekte fayda olduğu düşünüyorum. En azından ülke çapında yolcu taşımacılığı ile başlayabiliriz. 

İyi bir mühendislik çalışması ile bu anlattıklarım niye olmasın? Bence ülke çapında deniz yolu taşımacılığını ciddi ciddi düşünmeliyiz. 

Hem feribotları da kendimiz üreteceğimiz için sanayi açısından da ülke ekonomisine katkısı olacaktır. Ama dışarıdan alıyoruz demeyin, bu çapta bir planlama yapıyorsan bir iki tersane de feribotlar için ayarlayacaksın artık. Bu işler dünya çapında dahi ünün çıkmış, sadece asbest kaplı gemi parçalayıcılığı yapmakla olmaz, gemi yapmasını da öğreneceksin. Bilmiyoruz demiyorum zaten, biliyoruz. Bir sürü tersanemiz var. Hollanda veya Norveç için feribot yapabiliyorsak kendimiz için de yapabiliriz. Yunanistan için dünyanın ilk hidrojen yakıtlı feribotunu yapabilmişsek kendimiz için de yaparız, Norveç için çevreci elektrikli feribotlar yapabilmişsek neden olmasın, kendimiz için de yapmalıyız, bence yapamayacağımız feribot tipi yok. Sadece bu konuya devlet politikası olarak sahip çıkıp kendimiz için de çok daha fazla feribot yapmamız lazım. Norveç sahip çıkıyor, kapı komşumuz Yunanistan dünya çapında denizcilik ülkesi. Biz niye olmayalım? 

Hem deniz yolculuğu zevklidir, bir kez tadını aldıktan sonra talep eden çok olacaktır. Belki seyahatlar süresince reklam için oltayla balık tutmaya bile izin verebilirler. Biz ülke olarak balık tutmayı severiz. Feribotları da seveceğimize ben eminim.

Ne dersiniz, deniz taşımacılığı, iyi fikir değil mi? Keşke bu dediklerimi yapabilsek, keşke baştakiler de proje derken böyle projeler düşünebilseler. 

Moskova'dan sevgi ve saygılar

Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Tüm Makaleler

  • 23.07.2022
  • Süre : 5 dk
  • 1336 kez okundu

Google Ads