Stres Dolu Söyleşiler
nternette söyleşilerini izliyorum. Genç, başarılı bir mühendis. Amerika'da okumuş. Sonra da dönmüş aile şirketinde gecesini gündüzüne katmış, hayallerini öğrendiklerine katmış ve ülke için çok önemli bir şeyler başarmış. Gözlerinden halen daha gecesini gündüzüne kattığı belli. Yine bir amaç üzerine oldukça çok çalışıyor, belli.
İnternette söyleşilerini izliyorum.
Genç, başarılı bir mühendis. Amerika'da okumuş. Sonra da dönmüş aile şirketinde gecesini gündüzüne katmış, hayallerini öğrendiklerine katmış ve ülke için çok önemli bir şeyler başarmış.
Gözlerinden halen daha gecesini gündüzüne kattığı belli. Yine bir amaç üzerine oldukça çok çalışıyor, belli.
Yaptığı işi de seviyor, o da belli.
Ancak dediğim gibi söyleşide gözündeki yorgunluk bir yana, bir yandan da üzerinde ciddi bir stres olduğu anlaşılıyor.
Bu durum anlaşılır aslında, çünkü uğraştığı konu çok ciddi bir konu, dünyada bu konularda çalışma yapan ülkeler var, ama onun yaptıkları bölgenin de içinde bulunduğu şartlar göz önüne alındığında daha çok göze batıyor.
Hem başarıyı elde edebilecek şartlar oluşmuş bu bölgede, hem de çabası azımsanacak gibi değil, azmi gerçekten başarıyı elde etmesinde önemli bir yer tutuyor.
Ama dediğim gibi söyleşide belli ettiği stres bu yaptıklarının zorluğunun, ya da diğer ülkelerin yaptıklarını engellemek için girişimleri ile ilgili değil.
O daha çok ülke içinden olabilecek engellemeler yüzünden stres altında.
Evet, oldukça göz önünde biri aslında, ama ülkedeki bu popülaritesi sadece yaptıkları yüzünden değil.
Bir kız sevmiş ve evlenmişler. İnsanlar için eşi dolayısıyla önemli bir kişi olarak görülüyor. Halbuki onun için yaptığı iş belki de çok daha önemli. Zaten yaptığı iş kendi başına oldukça önemli.
Şimdi ülke yönetiminin değişmesi söz konusu. Değişir mi bilinmez, ama ekonomik duruma bakılırsa artık değişim rüzgarlarının estiği kesin.
İşte bu değişim rüzgarları söyleşide bu genç mühendisin üzerine bir kâbus gibi çökmüş sanki, bu konuda dertli olduğunu iyiden iyiye belli ediyor.
Sonra bir siyasetçi çıkıyor başka bir söyleşiye. Soruyorlar, o da cevap veriyor. Aslında gelecek vaat eden bir siyasetçi. O da ülkede çok bilinen bir şahsiyet.
Söyleşide aslında çok da kötü bir şey demiyor. Fırsat eşitliği sağlayacağız diyor özünde.
Ama biz dokunacağız demesi infial yarattı resmen.
Sonuçta o bir siyasetçi. Bazen ne düşündüğün değil ne dediğin ve dediğinin nasıl anlaşıldığı çok önemlidir. Üstelik dediğini farklı yorumlamak isteyenler olunca, bir de bu başarıları siyasi emellerine alet etmek isteyenler olunca tamamen bir algı operasyonuna kurban edilebilirsin.
Halbuki dokunacağız derken demek istediğin, bu konu bir tabu değildir, bu konuda kimsenin bir şey söylememesi isteniyor, ama ben gerekiyorsa bir şeyler söyleyebilirim olsa da, yani sözü direkt anlamı ile söylemek istemesen de, kullandığın sözcük biz bu üretime dokunacağız anlamında anlaşılır oluyor. Yani öyle anlamak isteyen öyle de anlayabiliyor.
Siyasete bu konuyu alet etmek isteyenler için alın size mükemmel bir hata.
Şimdi bu konunun üstünde tepiniyorlar doğal olarak.
Sonra bir söyleşi daha izliyorum internette. Genç mühendisin abisi çıkıyor bu sefer de ekranlara.
Anlatıyor firmanın çalışma prensiplerini. O da kendince başarılarının kendileri tarafından yapılan özveri sayesinde olduğunu anlatmaya çalışıyor.
O pek stresli değil, ama onun da çekinceleri var. O da seçimler sonrasında olası bir iktidar değişikliğinde yeni iktidarın firmanın yaptıkları için en azından yeterince destek olmayacağı konusunda çekincesinden bahsediyor.
Gelelim tüm bu söyleşilerin özetinden benim konu üzerine kendi görüşüme.
Evet, konu İHA, SİHA, TİHA ve diğer insansız hava araçlarından gidiyor.
Öncelikle şahsen ben son yıllardaki bu başarılardan dolayı büyük gurur duyuyorum.
Her iki genç kardeşim firma prensipleri gereği devlet desteği almadan bu noktaya gelebilmelerinden kendilerince büyük gurur duysalar da, ben bir devletin gerekiyorsa bu tarz projeleri desteklemesi gerektiğini düşünüyorum. Yani devlet desteği almalarının bence hiçbir mahsuru yok.
Hatta belki de devlet desteği almamaları bir sorun.
Bu işler büyük emek istiyor. Üstelik konu savunma sanayisi olunca devletler arası rekabet doğal olarak oldukça önemli bir konu.
Bence bu genç kardeşlerimizin hiç merak etmemeleri gerekiyor. Bu millet yaptıklarını ister iktidar yanlısı olsun ister muhalefet, sonuna kadar takdir ediyor.
Tabii ki anlıyorum, başlarına bugüne kadar bile bir sürü şey gelmiş olabilir. Yaptıklarını engellemek isteyenler de olmuş olabilir. Sonuçta devlet kademelerinde bile farklı görüşlerde olanlar vardır mutlaka.
Ama bu azim ve bu çalışkanlık sizde oldukça, önünüze çıkabilecek tüm engelleri aşacaksınızdır. Bu millet de arkanızda olacaktır.
Ancak hatırlatmam gereken bir tek konu var. Söyleşilerden sizin de böyle düşündüğünüzü anladım, ama yine de hatırlatayım istiyorum. Sizin konunuzun siyaset ile bir ilgisi yok. Kendinizin de siyasete bulaşmanızı arzu etmem.
Tabii ki hakkınızdır isterseniz siyaset de yapabilirsiniz, ama dediğim gibi ben sizi daha başka başarılar üzerine çalışırken görmeyi tercih ederim.
Aile ise kutsaldır, bugüne kadar aile konusunu gündeme getirdiğinizi ben duymadım. Duymak da istemem.
Kısacası bu konu hepimizin gururudur. Bu saatten sonra kimse de bu yapılanları engelleyemez.
Zaten bazı konularda engellendik dediğiniz yıllar 2015 ve öncesi yıllar. O yıllarda devletin hangi kademelerinde kimlerin olduğunu hepimiz biliyoruz. O kadrolar bu ülkeyi tümden engellemek için darbe girişiminde bile bulundular. Keşke yönetim kadrolarında olanlar bunlara zamanında engel olabilseymiş.
Kısacası keşke sizler gibi başka genç mühendisler de çeşitli başarılar elde edebilseler. Evet, belki rekabet ortamı olacaktır bu bahsettiğim. Ancak rekabet iyidir.
Devlet desteği ise bu konularda olmazsa olmazdır. En azından başarı için devlet desteği gerekli ortamı yaratır. Yani bu konu da tenkit edilecek bir şey değildir.
Bilmiyorum, ben böyle düşünüyorum, takdir sizlerin.
Moskova'dan herkese sevgi ve saygılarımla