Site İçi Arama

ekonomi

Yeni Bir Şehir Kurmak Neden Zor?

Seçeceğiniz yer su kenarında, ticaret yolları üzerinde, ılıman iklim şartlarında, enerji kaynağına yakın, ormanlık ve etrafında tarıma uygun arazileri olan bir yer olursa yeni bir şehir kurmaya uygun bir yerdir diyebiliriz.

Gelin bugün biraz beyin jimnastiği yapalım. Birlikte yeni bir şehir kuralım.

Yeni bir şehir kurmak istesek acaba şehrin yerleşimini yapacağımız yerde öncelikli olarak nelere dikkat etmemiz lazım?

Sanırım birçok güzel şehir gibi şehrin bir nehrin kıyısında olmasını isterdik herhalde. Belki de deniz kenarında da fena olmazdı, ya da bir göl kenarı. Yani bir su kenarında olmaları şehirler için güzel bir özellik.

Başka? Bir de herhalde lokasyonun ticarete uygun olması lazım, yani çevre şehirlerin yolu üstünde olmalı herhalde. Hatta etrafında birkaç şehir olması, bir kesişim noktasında olması da önemli.

Seçeceğimiz yer çok düz bir yerde olsa bazı şeyler kolay olurdu, özellikle de altyapı, ama manzaralı olması da önemli sanırım. Düz bir yerde manzara olmayacağı için bence çok uygun olmaz.

Havası da iyi olmalı, ılıman bir hava ne çok sıcak, ne çok soğuk. Sürekli yağmur yağan bir yer de uygun olmaz sanırım.

Bir enerji kaynağına da yakın olmalı herhalde, ne bileyim, yakınlarında bir yerlerde belki bir baraj fena olmazdı herhalde. Gerçi geleceğin enerji kaynakları çok değişecek, enerjiyi şehre ulaştırmanın yolları da çeşitlenecek, ama yine de enerji kaynağına yakın olması enerjinin şehre ulaştırılması daha ekonomik olacağından önemli sanırım.

Şehrin oksijen kaynağının da iyi olması önemli, ya esinti ile şehre temiz hava ulaşabilecek bir yerde olmalı, ya da etrafında, olmuyorsa en azından yakınlarında bir orman olması da önemli herhalde.

Kendi besinini kendi üretebilmesi de önemli, bunun için çevresinde ekilebilecek tarım arazileri de olması fena olmazdı.

Yani seçeceğiniz yer su kenarında, ticaret yolları üzerinde, ılıman iklim şartlarında, enerji kaynağına yakın, ormanlık ve etrafında tarıma uygun arazileri olan bir yer olursa yeni bir şehir kurmaya uygun bir yerdir diyebiliriz.  

Peki böyle bir yer var mıdır bildiğiniz? Vardır tabii ki, muhtemelen hepimizin gözünde bu bahsettiğim özelliklerde bir sürü yer canlanmıştır. 

Ama peki niye o aklınıza gelen yerde bir şehir yok acaba? Aklınıza zaten şehir olan bir yer gelmemiştir sanırım, çünkü soruyu yeni bir şehir kurmak için uygun yer diye sordum. Cevabınız zaten yakınlarda bir şehir var, o yüzden aklınıza gelen yer bir şehir olmaya uygun olsa da bir şehir kurulmamıştır olabilir. 

Tarihte kurulmuş şehirlerin çoğunun yeri bu bahsettiğim özelliklerle seçilmiş olmalı.  

Halen daha şehir statüsünde yaşamın devam ettiği dünyanın en eski şehirleri diye tarayınca karşımıza Filistin'de Eriha şehri, Yunanistan'da Atina, Irak'ta Kerkük ve Suriye'de Şam çıkıyor. Kuruluş tarihi tam olarak bilinmese de bu şehirlerin geçmişi M.Ö. 8000-9000 yıllarına kadar uzanıyor. Ülkemizdeki birçok şehir de epey eski şehirler. En eskisi Gaziantep'teki Dülük şehri, tarihi M.Ö. 5000 yıllarına dayanıyor. 

En eski yerleşim yeri için ise arkeolojik kazılar devam ediyor, ama Şanlıurfa yakınlarındaki Göbeklitepe'nin tarihinin M.Ö. 11000 yıllarına kadar uzandığı söyleniyor.

Bu şehirlerin hepsi hemen hemen lokasyon olarak bahsettiğim özellikleri taşıyor. Ama asıl özellikleri ticaret yolları üzerinde olmaları. Ticaret bir şehir kurulması için en önemli etken muhtemelen.

Tabii bazı şehirlerin kuruluşu hükümdarların istekleri ile olmuş. İstanbul böyle bir şehir. Ama yine de bu tarz şehirler de bahsettiğim özellikleri taşıyor.

Tabii bizim konumuz yeni bir şehir. Tarihi şehirlere sadece lokasyon seçimi açısından bir göz attık.

Peki, çağdaş bir şehirde olmazsa olmazlar nelerdir?

Modern bir şehir kuracaksak şehrin bir amacı olmalı. 

Kurulmuş en yeni şehirlerden biri Las Vegas'dır. Çölün ortasında Bugsy Siegel tarafından kurulmuş ünlü kumarhaneler şehri. Amerika Birleşik Devletleri'nin kuruluş dönemlerinde basit bir demiryolu istasyonuyken 1940'lardan sonra muhteşem bir kumarhane şehri olmuş. Hem de çölün ortasında olmasına rağmen.

Evet, yeni bir şehrin kurulabilmesi için böyle bir amaca ihtiyacı var. Mesela bir bilim merkezi kuracaksak etrafında bir şehir organize edilebilir. Ya da maden şehirleri vardır. Benim bir zamanlar bir alışveriş merkezi projesinde çalıştığım kuzeyin çok soğuk şehri Norilsk de böyle bir şehirdir. 1935 yılında Stalin tarafından maden işçileri için kurulmuştur.

Peki sırf düzenli bir şehir olsun, baştan altyapısı düzgün kurulsun, geleceğin akıllı şehri olsun desek yapamaz mıyız? İnsanların içinde huzur içinde yaşadıkları, bir amaca yönelik değil de, normal bir şehir fonksiyonlarında bir şehir kurmak istesek olamaz mı? Çok mu fantastik bir amaç olur bu?

Tamam, kurulacak şehrin yine bir amacı olsun, ne bileyim, burası bulunmuş bir maden yakınlarında işçilerin oturacağı bir şehir olsun. Ya da kardeş ülkelerle ilişkileri düzenleyen büyük bir Türkoloji üniversitesi etrafında kurulacak olan bir üniversite şehri olsun. Hem tarihimizi inceleyecek hem ortak kültürümüzü irdeleyecek hem de dilimiz üzerine çalışmalar yapacak büyük kültür merkezi amaçlı bir şehir olsun.  

Böyle bir şehir için düzenli bir şehir planlaması yaptığımızı düşünün. İçinde parklar, havuzlar, aquapark, kültür merkezleri, spor tesisleri, bir büyük stadyum, kapalı spor salonları, yüzme havuzları, büyük bir şehir meydanı, valilik ve belediye binaları önünde bir meydan mesela, alışveriş merkezleri, iş merkezleri, otoparklar, geniş yollar, bisiklet yolları ile birlikte, sebze hali, pazar yerleri, tren istasyonu, otogar, nehir yanında ise nehir ulaşımı için küçük bir liman, belki yakınlarında bir yerlerde küçük bir havaalanı, öyle büyük uçaklar için değil, pırpırlı uçaklar için olsa yeter de artar bile. Yerleşim öyle yüksek katlı değil, çoğu bahçeli evler olmalı, bahçelerinde meyve ağaçları, çiçekler, huzur dolu bir yaşam için herşey olmalı. Apartman tarzı evler ise en çok dört beş katlı binalar olmalı, üniversite kampüsü içerisinde belki öğrenciler için yurtları olan küçük bir şehir, okulları, anaokulları, ihtiyaç duyulacak tüm sistemleri ile birlikte. Yüz bin, yüz elli bin kişilik bir şehir mesela. Ama her şey baştan planlanmış, ilerideki gelişime de uygun altyapısı önden hazırlanmış bir şehir olmalı. Metrosu bile hazırlanmış yemyeşil bir şehir. Gelişime uygun bir şehir. Etrafında da çiftlikler, modern tarım ve hayvancılığa uygun yine planlı hazırlanmış çiftlikler. Düzenli meyve bahçeleri, seralar. Bir çöp öğütme merkezi, hem de çöplerden enerji üretebilen bir merkez. Biyolojik arıtma merkezî.

Olmaz mı böyle bir proje? İstense olur gibi geliyor bana. Ama çok iyi analizler yapmak lazım. Kim ne yapacak, nerede çalışacak, herşeyin kapasitesinin hesaplanması lazım. Evet, böyle bir paramız yok diyeceksiniz, çok büyük bir yatırım bu diyeceksiniz. Haklısınız da. Ama nerelere ne paralar harcanıyor.

 

Büyük şehirlerimiz planlı bir gelişim içerisinde değil, üstelik ülkemiz deprem kuşağında bir ülke. Üstelik özellikle son yıllarda küresel ısınmanın etkisiyle şehirleşmede yaptığımız hataların bedellerini ödemeye başladık. 

Depremlerden, sellerden ve doğal afetlerden daha çok acı çekmek istemiyorsak, hem de büyük şehirlerin yönetim zorlukları, kargaşası, gürültüsü ve diğer bir sürü zorlukları ile uğraşmak istemiyorsak yeni yaşam merkezleri, her biri birer cazibe merkezi olacak yeni şehirler yaratmamız lazım. Böylece büyük şehirlerimizin kontrol dışı birer megapol olmalarının da belki önüne geçebiliriz. 

Bu cazibe merkezlerinin baştan düzgün planlanması, konforlu yaşam şartlarının olması insanlar için gerçekten birer çekim merkezi olmalarını sağlayacaktır.

Çok geç kalmadan uzun vadeli böyle proje şehirler planlamaya başlamalıyız diye düşünüyorum. 

Çimento fabrikalarımız da var, kum çakıl ocaklarımız da. İnşaat demiri için de fabrikalarımız var. Evet, enerjiyi dışarıdan döviz ile alıyoruz, ama şehrin altyapısı için öyle çok büyük döviz ihtiyacımız yok, kendi paramız ile yapabileceğimiz çok iş var böyle bir projede. Uzun vadede ülke için çok faydaları olacaktır.

Boşta çok iş gücümüz de var, işsizlik her geçen gün artıyor zaten. Evet, bugünkü ekonomik şartlarda çok zor, hatta belki de imkânsız, ama büyük kısmı milli imkanlarla yapılabilir gibi geliyor bana. Bence milli üretim ile ve iyi bir planlamayla yapılamayacak bir proje değil! 

Moskova'dan sevgi ve saygılar

Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Tüm Makaleler

  • 22.07.2022
  • Süre : 4 dk
  • 1857 kez okundu

Google Ads