Berlin-1
Berlin Almanya’nın başkenti ve en büyük şehridir. Yıllar önce meşhur duvar ile ayrışmış olan ve birçok filme konu olan bu şehir gerçekten tarihi birçok önemli ayrıntı ile sizlere cazip gelecek özelliklere sahiptir.
Berlin’e ülkemizden gün içerisinde birçok sefer ve havayolu şirketi vasıtasıyla kolayca ulaşılabilir. Yakın zamana kadar kullanılan Tegel havalimanı son derece mütevazi özelliklere sahipti. Özellikle yaz döneminde etkin bir iklimlendirme imkanının bulunmaması nedeniyle konfordan uzak bir görüntü vermekteydi. Yapımı ve kullanıma açılışı uzun yıllara ve tartışmalara neden olan Brandenburg havalimanı halihazırda gelen yolculara yeterli hizmeti vermektedir.
Havalimanı içerisinde bulunan kolaylıklar ve tesisler son derece kullanıma uygun ve etkili düzeydedir. Ülkemizden gelen uçak ve yolcular, körüğe yanaştıktan sonra daha uçak başında pasaport kontrolü ile ilk kontrole tabi tutulmaktadır. Daha sonra yönlendirme işaretleri ile Avrupa Birliği ve diğer ülke vatandaşları kuyrukları vasıtasıyla pasaport kontrolünden geçilmektedir. Burada sizlere sorulan ne amaçla geldiniz? ne kadar kalacaksınız? vb. sorular sonrası bagajlarınızı alabileceğiniz bölüme yönlendirileceksiniz. Çıkışta gümrükten geçişi takiben terminal dışına çıkabilirsiniz. Birçok terminalden farklı olarak bu bölümlerde bile her türlü yeme-içme vb. diğer kolaylıklar mevcut durumdadır.
Kalacağınız yere taksi, kiralık araç, otobüs, otel transfer araçları ve raylı sistem olmak üzere her türlü imkân mevcuttur. Bu şehri tam anlamı gezebilmek için 3-4 günlük bir süre ve kiralık araç iyi bir seçenek olarak sizlere önerilebilirim. Bununla birlikte çok etkin raylı sistem vasıtasıyla şehrin her bölgesine rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Taksi kullanma durumunda ise rahatlıkla Türkçe konuşabilirsiniz. Ülkedeki taksi şoförlerinin büyük çoğunluğunun Türk olması son derece ilginçtir.
Şehrin tam ortasında bulunan ve oldukça büyük park gerçekten inanılmaz güzel manzaraları yaz ve kış döneminde insanlara cömertçe sunmaktadır. Buraya her geldiğimde aldığım lezzet ve yaşama arzusunun bir kez daha perçinlenmesi, yaşadığım şehirde de bu tür imkânın olması dileğini tekrarlamama sebep olmaktadır. Burada yaşayan insanların çok şanslı olduğunu düşünüyorum.
Her türlü spor aktivitesini rahatlıkla yapabileceğiniz, kitabınızı okuyabileceğiniz, banklarda sohbet edebileceğiniz veya başka dünyalara akabileceğiniz yeşillikler içerisinde kuş sesleri ve sincapların cirit attığı bir ortam. Metropolde yaşamın getirdiği kaos ortamı ve hayat koşuşturmasından yorulan insanlar için inanılmaz güzel bir fırsat yaratan bu mekân bana her zaman cazip gelir ve günlük 1-2 saatimi bu büyük parkı keşfetmek için ayırırım.
Şehirde konaklama imkânları incelendiğinde şehir merkezindekiler ile şehir dışına doğru olanlar arasında fiyat açısından çok büyük fark bulunmamaktadır. Bu nedenle şehir merkezinde konaklama imkânı tercih edilebilir. Fiyat aralıkları doğal olarak otellerin sahip olduğu yıldız sayısına göre farklılık göstermektedir. Yaşanabilecek tek sorun kiralık araç seçeneğinin tercih ederseniz merkezde yaşayabileceğiniz park sorunudur. Parkomatlar bulunan bölümler tercih edilebilir. Otoparklar ekonomik açıdan pek cazip olmayıp, parkomat kullanımında da saat aralıklarına dikkat edilmelidir. Bilinmelidir ki belirttiğiniz saatleri dışında aracınız orada park halinde kalırsa, mutlaka bir görevli gelip, cezai işlem uygulayacaktır. Bu husus tüm ülke için geçerlidir. Kurallara uyum konusunda insanlar yoğun bir şekilde yönlendirilmektedir.
Bu yazımda dikkat ederseniz nedense gezilecek yerlere henüz tam olarak gelemedim. Çünkü bu şehir beni gezerken ve günlük yaşarken çok etkileyen, gerçekten çok tarihi ve birçok kültürün mozaiğini çok net hissettiren özelliklere sahiptir. Şehirdeki trafik ışıkları bile farklıdır. Görsellerde sunduğum üzere, soğuk savaş dönemini sembolize eden casus savaşlarına gönderme yapılmış trafik ışıkları bile ilginçtir. Yürüyerek gezerken nefes alabileceğiniz cafeler, beer house’lar vb. her türlü imkân sizleri cömertçe beklemektedir. Her gittiğimde mutlaka ülkemizden ünlü bir simaya kahve içtiğim bir anda rastladığım çok olmuştur. Özellikle yaz-kış cafelerin açık ortamında içecek eşliğinde ortamı ve insanları seyretmek inanılmaz keyif vermektedir.
Brandenburger kapısı şehrin ana sembollerinden birisidir. Son derece güzel bir mimari ile sizleri bekleyen bu yapı, her daim ziyaretçilerin akınına uğramaktadır. Burası aynı zamanda şehirde yaşayan yerli halk içinde uğrak noktasıdır. Tarih içerisinde birçok önemli olaya tanık eden bu yapı, Almanya’nın birleşmesi sonucu şehir için sembol olma özelliğine kavuştu. Bu yapının heybeti ile tam olarak gezilebilmesi ve fotoğraflanabilmesi için yaya olarak merkezde bulunan park tarafından gelinmesi önem arz etmektedir.
(Devam edecek)