Berlin-2
Brandenburger kapısından içeri girdiğinizde sizi oldukça büyük bir geniş alan karşılayacak olup, etrafında çok sayıda kafe ve restoran bulunmaktadır. Buralarda yorgunluğunuzu biraz dinlenerek giderdikten sonra “Müzeler Adası” olarak bölüme devam edebilirsiniz. Bu bölgeye giderken 2’nci Dünya Savaşı sürecinde Yahudi insanlara karşı yapılan uygulamaları sembolize eden açık hava müzesinin içinden geçeceksiniz. “Holocaust-Mahnmal” ismi ile anılan burada eğer benim gibi tarihe meraklı bir yapınız var ise zaman kaybetmeniz olasıdır. Bu yapının hemen karşısında Führer Bunker ise Hitler’in intihar ettiği sığınaktır. Şehrin her bölgesinde yakın ve uzak tarihi gelişmelere yönelik çok sayıda alan ziyaretçiler tarafından yoğun olarak kullanılmaktadır.
Müzeler Adasına yürüyerek gitmeyi tercih ederseniz yol boyu Berlin’deki en büyük Sinagogu da ziyaret etme şansınız olacaktır. İç dekorasyonu son derece mütevazi özelliklere sahip olan Sinagogun binası dışarıdan ise dikkat çekici özelliklere sahiptir. Ana yol üzerinde fark edilmemesi mümkün değildir. Müzeler Adası isminde anlaşılacağı üzere; içerisinde birçok müzenin ziyaretçilere kapısının açıldığı yer olup, yoğun ziyaretçi kuyruğunun olduğu yer Pergamonmuseum yani Bergama Müzesidir. UNESCO’nun “Dünya Mirasları” listesinde bulunan nehir kıyısındaki bu bölge görkemli yapı ve zengin koleksiyonları ile misafirlerini ağırlamaktadır.
Benim için önemli olan ülkemiz ile yakından ilgili olan Bergama Müzesini ziyaret etmek olduğu için önceliği buraya vermiştim. Müzeyi gezdikçe içimde son derece garip ve hüzünlü duyguların oluşmasına mâni olmadım. Ülkemizin birçok bölgesinden çeşitli vasıta ve yollar ile getirilmiş arkeolojik parçalar ile koca bir tapınağın inşa edilerek sergilenmesi bana son derece ilginç geldi. Yazımla birlikte sizlere sunacağım görseller ile sanırım sizler de bana katılacaksınız. Bu konu ile ilgili daha fazla yazmaya devam edersem yazımın sonunun nereye varacağını kestiremediğim için bu konuyu burada sonlandırıyorum. Ama şunu yazmadan da geçemeyeceğim, siz tarihinize ve sahip olduğunuz güzelliklere sahip çıkmaz iseniz başkaları gayet güzel sahiplenebiliyor.
Bu bölgeye çok uzak olmayan mesafedeki Berliner Dom (Berlin Katedrali) son derece görkemli mimarisi ve önündeki çok geniş çim geniş alanı ile insanların yoğun ilgi gösterdiği bir mekandır. Özellikle yaz döneminde buraya yapacağınız ziyarette katedral önündeki alanın yoğun bir kalabalığa sahip olduğuna ve insanların buralarda yerlerde oturarak çeşitli aktiviteler ile zaman geçirdiklerine şahit olacaksınız. Katedrale 5 Euro ücret ödeyerek girebilir ve teras katından Berlin şehrini seyredebilirsiniz.
Şehir merkezinde bulunan meşhur TV kulesi ve hemen yakınlarında bulunan Marienkirche binası son derece ilgi çeken mekanlardandır. Bu bina çok eski olup, hala ayaktan durma özelliğine sahiptir. Gotik tarzda ilginç mimarisi ile dikkat çekici özelliklere sahiptir. TV kulesinin olduğu yere gittiğinizde turist kafilelerini takip ederseniz kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Bu binaya yine oldukça yakın merkez alandaki havuz içerisindeki “Neptun” heykeli de turist kafileleri tarafından rahat bırakılmamaktadır.
Şehir merkezinden dışarı doğru çıkış istikametinde bulunan “Schlossgarten Charlottenburg” Sarayı için yarım gününüzü ayırmanız gerekmektedir. Son derece heybetli görüntüsü ve meşhur çok büyük bahçesi ile mutlaka ziyaret etmeniz gereken yerlerden birisidir. Sarayın içinde de çok sayıda ilginç eser sergilenmekte olup ücretli olarak gezilmektedir. Fakat bahçenin gezilmesi ücretsiz olup, halk ve turistler tarafından sıklıkla kullanılmaktadır. Bu nedenle her daim kalabalık olma özelliğine sahiptir.
Berlin’e geldiğinizde ziyaret etmeden dönmeyeceğiniz yerlerin başında meşhur Berlin Duvarı gelmektedir. Soğuk savaş döneminde birleşme öncesi Doğu Almanya’dan Batı Almanya’ya kaçışları önlemek amacıyla inşa edilen duvar şu anda şehrin belli bölümlerinde kalan kısımları ile sergilenmektedir. Ziyaret edilen bölgede gözetleme kulesine çıkılarak yapılacak ziyaret daha anlamlı olacaktır. Bu sayede duvarın genel görüntüsünü ve o dönem yaşananları daha iyi anlama şansınız olacaktır.
Berlin şehir merkezinin dışında göl içerisindeki Kraliyet Yazlık Köşkü ve tesisleri de son derece değişik görüntülere sahip olacağınız bir yer olarak zihinlerinizde yerini alacaktır. Araç ile park sahasına gelişi takiben küçük çıkarma aracı gibi deniz vasıtaları ile bölgeye ulaşılabilen burada tavus kuşlarının arasından yürüyerek bataklık ve sazlık alanların değişik atmosferini yaşayabilirsiniz. Zamanında kralların dinlenme ve avlanma amacı ile yapılmış binalar son derece değişik görünümlere sahiptir.
Berlin’de tüm Almanya’da olduğu gibi her kesime ve kültüre hitap edecek yeme ve içme imkânı mevcuttur. Özellikle yaz şartlarında bira bahçeleri son derece kalabalık bir şekilde insanlar tarafından tercih edilmektedir. Adım başı bulabileceğiniz kafelerde lezzetli pasta ve atıştırmalıklar ile damağınızda güzel tatlar bırakacak her türlü kahveyi içebilirsiniz. Özellikle Octoberfest veya diğer festival zamanlarında ziyaret ediyor iseniz açık alan ve meydanlarda kurulan tezgahlarda sosis ve tavuk çeşitleri son derece cazip olarak sizleri beklemektedir.
Gece hayatı için söylenebilecek çok fazla bir şey söz konusu değil. Her kesime ve her isteğe göre sınırsız eğlence imkanıyla Berlin geceleri çok meşhurdur. Şehir merkezinde çok sayıda gece kulübü, bar vb. mekanlar ziyaretçilerini beklemektedir.
Konaklamaya yönelik olarak ise yıldız sayısına bağlı olarak otel zincirlerinden hostellere kadar her türlü imkân maddi boyutlarına bağlı olarak hizmet vermektedir. Ama sizlere bahsetmeden geçemeyeceğim diğer husus ise kahvaltı gerçeğidir. Almanya’nın hangi şehrine giderdeniz gidin, kaç yıldızlı otelde veya hostelde kalırsanız kalın eğer konaklamanıza kahvaltı dahil ise mutlaka bu seçenekli olanı tercih edin. Eğer benim gibi sıkı kahvaltı alışkanlığınız söz konusu ise burası sizin içinde çok güzel bir imkân olacaktır. Çünkü kahvaltıda sunulan ekmek çeşitleri son derece zengindir. Ay çekirdeklisinden, çörek otlusuna kadar, ekşi mayalısından baget ekmeğine kadar zengin ekmek seçeneği ilk dikkat çeken özelliktir. Bunun yanına yumurta ve sosis seçenekleri, peynir ve tereyağı çeşitleri, reçel ve nutella vb. tatlılar, kruvasan ve diğer hamur ürünlerine çay/kahve dahil edildiğinde mükemmel bir kahvaltı sizleri beklemektedir. Yazarken bile canımın çektiği kahvaltı ayrıntısı benim için Almanya ziyaretlerimde ayrı bir ritüeldir.
Keyifli geziler dilerim.