Site İçi Arama

kultur-sanat

Gürcistan’ı Motosikletle Gezmek

Gürcistan'da hırsızlık olayları yaygın olduğundan, motosikletinizi güvenli bir yerde muhafaza edin. Ülkede fazla motosiklet olmadığı için oldukça dikkat çekeceksiniz. Sokaklarda motosiklet olmadığı gibi, motosiklet tamircisi ve yedek parça bulmak da zor.

Kendime yeni bir yaşam formatı seçmeliydim. Bu format içinde özgürlük, doğa ve insan olmalıydı.  Stao felsefesi benim hayatımın itici gücü oldu. Marcus Aurelius beni çok etkilemişti. Duygularımın beni özgür kılması için en uygun aracın demirat olduğunu keşfetmiştim artık. Bu gezimi Kuzey Kafkasya’ya plânlamıştım. Bu macera 8 Temmuz sabahı başladı. Karadeniz’i boydan boya katettikten sonra gizemli Gürcistan maceramız başlamıştı artık. Gürcistan Dağlarında motosiklet kullandıktan sonra, Alplerin güzelliği bile sizi kesmeyecek! Evet abartmıyorum burada yeşilin bütün tonlarıyla tanıştım ve oksijen manyağı oldum.

Bu yaz İstanbul’dan Artvin’e tüm kıyıları, Doğu Karadeniz’in yaylalarını motosikletimle dolaşma fırsatım oldu. Partnerim Talat'ında bana katılmasıyla, önce Gürcistan’a oradan da tekrar Türkgözü kapısından doğu Anadolu’ya geçtik. 15 gün süren yolculuğun en keyif aldığım kısmı, bir chooper kullanıcısı olarak yaylalarda geçen günlerdi elbette. Gürcistan’a geçmeden önce, Trabzon da askeri kışlada konakladık. Uzun gölde Mehmet kardeşimizin misafiri olduk.

Daha önce de bu bölgeyi gezmiştim ama Talat kardeşim partnerim rehberliğinde daha keyifli oldu yolculuğumuz. Yaklaşık 15 gün süren yolculuğumuzda Posof Sınır Kapısından dönüş yapıp, Artvin ’deki dostlara uğradık. Yolda yeni insanlar tanımak kadar, gittiğiniz yerlerde sizi bekleyen eski dostlarınızın olması da çok büyük bir zenginlik. Talat la yaptığımız tüm yolculuklar gibi bu seferki de plansız, GPS’siz ve otel rezervasyonsuz başladı, devam etti. Niyetimiz şehir gezmek değil, Gürcistan dağlarında dolaşmaktı. Trabzon ’da geçirdiğimiz son gün iyice dinlenip, ertesi sabah erkenden motosikletlerimizi yükleyerek yola koyulduk. Sahilden ilerleyip Sarp sınır kapısından Gürcistan’a geçtik.

Sarp’a kadar denizi doldurarak yapmış olduğumuz güzel yolları Gürcistan tarafında bulamıyorsunuz. Sizi Batum’a götüren yollar geniş değil, ama her yerin bozulmamış plajlarla dolu olmasını kıskanıyor insan. Batum’a daha önce de gitmiştik, her türlü gece hayatını bulabileceğiniz bir yer ama bizim aradığımız bu değildi. En son beş yıl önce geldiğim Batum’da, bu kez sadece yemek molası verdik. Sadece sahili dolaşarak otelde kaldık. Şehirdeki gökdelenlerin sayısı kısa sürede hızla artmış, sokaklar iyice kalabalıklaşmış ve Batum, pahalı bir şehre dönüşmüş.

Fazla oyalanmadan Batum’un kargaşasından çıktık, geceyi Kutaisi’de geçirelim diye karar verdik. Kutaisi’den motosikletle geçtik çok hoşuma gitti ama vakit yetersizliğinden dolayı Tiflis’e doğru yola devam ettik. Bu kez zamanımız boldu; Kutaisi’ye ana yoldan değil daha az kullanılan ama daha ormanlık bir yol olan Ozurgeti üzerinden vardık. Yol üzerinde bir Gürcistan klasiği olan yatmış inekler etrafında slalom yapa yapa yol aldığımızdan şehre vardığımızda hava kararmıştı. Kutaisi, Gürcistan’ın ikinci büyük şehri. Neyse ki Batum gibi gökdelenlere hapsolmamış, tarihi dokusunu korumuş bir şehir. Motorlarımızla şehrin tarihi sokaklarını gezdik bol bol fotoğraf çektik. Gürcistan’da Batum dışında sadece Rusça konuşulduğu için ne yapacağımızı da bilmiyorduk. Ama Tarzanca bazen de Türkçe bilenlerle karşılaştık. Gürcüler Türkleri çok seviyor. Ama ülkede yaşayan Ermeni vatandaşlar için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.

Gürcüleri çok misafirperver insanlar. Kutaisi, herhalde Gürcistan’da gördüğüm en hoşuma giden yer oldu, oldukça da ucuz bir yerdi. Gürcistan’ın kuzey bölgesindeki dağları, özellikle Mestia’yı çok merak ediyordum. Birkaç gün boyunca Borjomi bölgesindeki dağ yollarında motosiklet kullandık. Alplerden de, Doğu Karadeniz’deki yaylalardan da daha yeşil, daha yüksek, daha el değmemiş dağ yollarından geçtik. Özellikle Baghdati, Akhaltsikhe ve Akhalkalaki, Bakuriani Kayak merkezi arasındaki dağ yolları unutulmazdı. Bu bölgenin doğasını çok sevsek de Borjomi şehir merkezi, kaldığımız otel, karşılaştığımız insanlar oldukça soğuk geldi bize. Ülkenin güneyine indikçe insanların davranışları da değişti birden.

Sarp sınır kapısı genelde yoğun oluyor. Pasaportunuzu kolay bir cebinize koyun ve hemen sıranın önüne geçin. Posof sınır kapısı daha tenha oluyor ama yolları da çok ıssız, hiç tesis yok.

Gürcistan’da benzin bizdeki fiyatlara göre daha ucuz. Bu yüzden deponuz boş bir şekilde sınırı geçin. Bir kaç km sonra hemen benzinciler başlıyor. Üstelik Türk lirası da kabul ediyorlar. Gürcistan’da çok az alkolle araç kullanırken polise yakalansanız bile belgelerinize el koyuyorlar, aman dikkat! Yollarda seyir halinde pek çok polis arabası var. Bizi hiç durdurmadılar, turist görünce rüşvet almak için peşinize düşmüyorlar en azından.

Batum yazları çok yoğun olduğu için, buraya gelmeden kapalı garajı olan bir otele rezervasyon yaptırın. Hırsızlık olayları yaygın olduğundan, motosikletinizi güvenli bir yerde muhafaza edin. Ülkede fazla motosiklet olmadığı için oldukça dikkat çekeceksiniz. Sokaklarda motosiklet olmadığı gibi, motosiklet tamircisi ve yedek parça bulmak da zor… Tamir setinizi tam olarak, gerekli yedek malzemelerinizi eksiksiz alarak yola çıkın. Ayrıca trafikte motosiklet kullanmak bizdeki kadar tehlikeli; diğer araçlar sizi hiç umursamıyor. Yollarda çok sayıda inek var. Evet gerçekten öyle, virajı döner dönmez karşınızda yolun ortasında yatmış bir inek bulabilirsiniz. Bu yüzden, özellikle çıkışını göremediğiniz viraja yavaş girmekte fayda var.

Ana yollarda çok sayıda kamyon ve tır var. Köy yolları daha keyifli, daha güvenli. Fakat bu yollarda da benzinci, hatta yemek için bir yer bulmak dahi neredeyse imkânsız. Şehirler arası yollar üzerinde bile restoran bulmak zor zaten. Batum şehir merkezinden 9 km. uzaklıktaki Botanik Parkı es geçmeyin. Çok büyük bir alanda kurulu olan bu park içinde araç kullanımına izin verilmiyor. Ben yine şansıma görevliyi bağlayıp, tüm parkı motorla dolaşabilmiştim. Ana yol üzerinde tabelaları okuyabilirsiniz ama ara yollar ve dağ yollarında işiniz zor. Ben bölgeye daha önce de gittiğim için GPS’siz yola çıktım. Yön duygunuza, yol bilginize güvenmiyorsanız bölgeyi iyi araştırmadan yola çıkmayın. Ayrıca yaylalarda hayat bizdekiler gibi canlı değil, tüm gün hiç araç geçmediği oluyor.

Gürcistan yaylaları bizim yaylalardan rakım olarak daha yüksek olduğundan hava daha soğuk oluyor. Bu yüzden giyecek ve kamp malzemelerinizin kaliteli olmasına dikkat edin. Bir serüven dolu seyahat bitti. Geriye sadece anlatacak hikayesi kaldı...

Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Tüm Makaleler

  • 25.07.2024
  • Süre : 5 dk
  • 797 kez okundu

Google Ads