Site İçi Arama

kultur-sanat

Dizi Film Tiryakiliği

Süper kahramanlar biraz da masal kahramanları gibi gelirdi bana, sanki bir masalın içindeymişim gibi, bilinçli olarak, fantastik sahnelerde böyle bir şeyin olamayacağını bile bile izlerdim böyle filmleri.

Bazen denk geliyorum, bir dizi film yakalıyorum ve sabahlara kadar tüm serilerini izlemeden rahat edemiyorum.

Ama öyle her hafta bir sonraki bölümünü beklemekten nefret ettiğim için güncel dizileri pek seyretmiyorum. 

Benimkisi geriden takip. Ya en azından bir serisi tamamlanmış olacak, ya da tümden artık bitmiş olacak dizi dediğin. Ardından zevkle o diziyi seyredebilirim.

Zaten pek öyle her türlü dizi de hoşuma gitmiyor. Konusu bana göre olmalı, bence ilginç olmalı. Biraz da bilim kurgu tarzı olmalı. Ama çok da kurgu olmamalı.

Zordur bana dizi beğendirmek.

Komedi dizileridir, fantastik şeylerdir, masal kahramanlarıdır, öyle aşk hikayeleri falan, gençlik dizileri, eğlenceler, boş hikayeler içeren diziler, ne bileyim, polisiyedir, zombilerdir, salgınlardır, korku dizileridir falan, böyle şeyler pek ilgimi çekmiyor.

Ya gerçekten tarih belgeselleri olacak dizi dediğin ya doğa belgeselleri olacak ya da iyi bir bilim kurgu olacak. 

Tabii bir de arada eski Rus yaşam tarzını gösteren Rus dizilerini de seviyorum, onları da izliyorum.

“Sonya, altın el” diye genellikle Ukrayna’da, Odessa’da geçen bir Rus dizisi bunlardan biriydi mesela. Rus tarihindeki ünlü bir hanım hırsızın hayat hikayesi.

***

Ama genellikle izlediklerim yabancı diziler oluyor.

Güzel bilim kurgu diziler oluyor bazen.

Mesela en son izlediklerimden biri “West World” idi. 

Gerçi bu dizi de sonlarda biraz anlamsız bir senaryoya dönüşmüştü. 

Dizi çok uzayınca senaristler konuyu nasıl sonlandıracaklarını şaşırıyorlar.

***

Bilim kurgu tarzı dizilerin de hepsi süper değiller tabii ki!

Bazıları gerçekten oldukça saçma sapan oluyorlar.

Yine de çoğu kişinin izlediği, hatta benim hanımın da oldukça çok takip ettiği Türk dizileri de hiç bana göre şeyler değiller demeliyim. 

Dünyadaki birçok hanım gibi benim hanım da nedense çok seviyor Türk dizilerini.

Aşiret reisinin oğluna varmış şehirli gelin ve onun yeni ailesi içindeki entrikalar nedense birçok hanım gibi onun da ilgisini çekiyor. Sonra da başımın etini yiyor, bak diyor, Türkiye’de böyle böyle yaşıyorlarmış.

Türk dizi sanatçılarını bile benden daha iyi tanıyor, Rusça yayınlanan magazin programlarından sanırım, kim nerede kiminle ne yapmış, nerede kiminle yakalanmış falan, hepsini takip ediyor. Rusya’da bu konularda magazin programları da yapılıyor. Ünümüz buralarda tavan yapmış durumda.

Burada zaten halen daha kaçıncı turdur bilmiyorum, ulusal kanallardan birinde halen daha “Muhteşem Yüzyıl” yayınlanıyor. 

Kayın biraderin eşi de saatini kaçırmadan bilmem kaçıncı defa aynı Türk dizisini izlemekten haz alıyor. 

Aynı kanalda bir sürü de başka Türk dizisi gösteriliyor. 

En son Kızılcık Şerbetiydi galiba kayın biraderin hanımının takip ettiği.

***

Ben ise dedim ya, zaten çok zor beğeniyorum bir diziyi, oldukça seyrek de olsa, bazen ilginç bir şeye rastlarsam ancak o zaman dizi film izliyorum. 

O da sadece internetten. 

Evde televizyon açmıyoruz ne zamandır.

***

İşte geçenlerde yine bir bakınayım dedim internete. 

Bulabilecek miyim acaba ilgimi çekecek ilginç bir dizi diye dizi yayınlayan siteler arasında gezindim biraz.

Hayır, maalesef yok!

Nedense bu aralar yabancı diziler içerisinde en popüler olanlar Marvel dizileri.

Bir süredir bir furyadır sürüyor, son zamanlarda çoğunlukla fantastik Marvel dizileri popüler olmuş, nereye baksam Marvel dizileri, bir sürü özel güçleri olan dizi karakterleri üzerine diziler yapılır olmuş.

Tamam, zamanında ben de izlemiştim benzer şeyleri, bir zamanların ünlü sinema filmleri süpermen, örümcek adam gibi fantastik filmler benim de sinemaya bile gidip izlediğim filmlerdi.

Hatta sevdiğim dizilerden sayabileceğim, “x-man” gibi süper yetilere sahip karakterlerin yer aldığı bazı dizileri de bir aralar izlemiştim.

Thor gibi İskandinav efsanelerine ait filmler de eh işte, izlenmesi zevkli filmler sayılabilir benim gözümde. En azından İskandinav insanlarının düşünce yapısını öğrenmek için faydalı oluyor böyle filmler.

Hatta Games of Thrones’u bile dizi gittiğinde bir solukta izlemiştim.

Ama sanırım senaristler bu aralar oldukça abartmışlar.

Hangi diziye şöyle bir bakayım desem, hemen hepsinde süper güçleri olan özel insanlarla ilgili bir hikâye var.

***

Gençliğimizde süper kahramanlar biraz da masal kahramanları gibi gelirdi bana, sanki bir masalın içindeymişim gibi, bilinçli olarak, fantastik sahnelerde böyle bir şeyin olamayacağını bile bile izlerdim böyle filmleri. 

Hani bazen kafanızı dağıtmak istersiniz ya, işte öyle zamanlarda fantastik bile olsa izlemesi zevkli oluyor bazı filmler.

Mesela “Nuh’un gemisi” diye bir Rus filmi de bir aralar burada oldukça büyük gişe rekorları kırmıştı. 

Noy, evet, Rusçası buydu galiba filmin adının.

Oldukça fantastik bir çekimi vardı, onu bile zevkle izlemiştim.

***

Ama bugünün bu süper kahraman dizilerini çocuk yaştakiler izliyor genellikle.

Hayata bakış açıları nasıl etkileniyor acaba bu filmlerden, ya da dizilerden?

O çocuk yaşta gencecik beyinlerini böyle saçma sapan şeylerle doldurmak ne kadar doğru acaba?

Sırf para getiriyor diye doğru mu bu yapılan diziler sizce?

Artık dizilerde bu süper kahramanlardan uçabilenini mi ararsınız, elinde ateş topu yapıp fırlatanını mı? Kurt adam olup insanları paramparça edenini mi? 

İstemeden sinirlenince gözlerinden siyah yaşlar akıp etrafındakilerinin gözlerini patlatanları mı? 

Karşısındakinin aklından geçenleri okuyabileninden tutun, süper hızlı hareket kabiliyeti olanına, duman olup aniden ardında bitivereninden tutun, soğuk hava üfleyip sizi buz kestirenine…

Kısacası türlü türlü meziyetleri olan süper karakterler doldurmuş tüm dizi filmleri.

***

Hiç sevmemiştim, Alien diye uzayda bir yerlerde bir yumurtadan çıkıp, sonra da insanlara saldıran bir yaratık filminin seri halde bir sürüsü çekilmişti, bana göre berbat bir senaryoydu. Üstelik gişe rekorları kırmıştı her bir filmi.

Şimdi de aynı öyle, süper kahraman dizileri sarmış tüm dünya dizi platformlarını.

***

Halbuki ne güzeldi bir zamanlar.

Rambo vardı bizim zamanımızda, sonra İtalyan aygırı, Rocky Balboa.

Her iki karakter için de Sylvester Stallone bir sürü film çekmişti.

Terminatör bile ilginç bir film serisiydi.

Geçenlerde Matrix’in kahramanı Leo’nun bir resmini gördüm, o bile ne kadar yaşlanmış.

Tüm bu filmlerin kahramanları artık epey yaşlandılar.

Ama süper kahraman dediğin bunlar gibi olur, bir yumruğu ile deviriverir koskoca rakibini, tek başına bir ordu olsa dayanamaz karşısında, gelecekten gelecek ve önce kötü robot olacak, sonra da iyi robotu oynayacak. 

Leo’nun meziyetlerini saymayacağım bile, ondan uçan da kaçan da kurtulamıyordu.

Gerçi film biraz da dini propaganda içeriyordu, ama olsun, güzel filmdi.

Nedir şimdiki dizilerin süper kahramanları öyle? 

Neymiş efendim, uçabiliyormuş, kaçabiliyormuş. Elinden ateş çıkıyormuş! Gözünden ışın çıkıyormuş!

Kumarbaz Mandrake mi Allah aşkına bu kahramanlar? 

Kızılmaske Fantom mu? 

Ormanlardaki gizli mağarasında yaşayacak ve ölümsüz olacak. O da sözün gelişi ölümsüz ya, babadan oğula geçtiği için Fantom olmak ölümsüz sanılıyordu.

Hadi neyse, çocukluğumuzun çizgi roman karakterleriydi bunlar da. 

Ben pek sevmezdim çizgi romanları, ama arada göz atardım birilerinden bulduğumda.

Yani aslında o zamanlarda da süper güçler ilgi çekiyordu.

Sadece çizgi roman formundaydılar.

Sanırım bugün de oldukça ilgi çekiyor süper kahramanlar.

Niye acaba insanların ilgisi oldukça çok oluyor böyle süper güçlü kahramanlara?

***

Tarih boyunca insanlık mucizelere inanmaya meyilli olmuş nedense.

Dini kitaplarda bile bir sürü mucizeden bahsedilir.

Musa Kızıldeniz’i asasıyla yarmış, sular iki yana açılmış, Museviler yürüyerek karşıya geçmişler, sonra da peşlerinden takip eden firavunun ordusu kapanan geçitte Kızıldeniz’in suları içinde boğulmuş gitmiş!

İnanılır gibi değil, ama kutsal kitaplarda yazılanlar böyle!

Başka mucize yok mu kutsal kitaplarda?

Olmaz olur mu? Başka mucize çok da, şimdi tepki almayayım durup dururken. 

İnsanlar mucizelere inanıyorlar işte, yapacak bir şey yok.

Aslında tüm bu mucizeler inandır bizi diye insanların zorlaması ile ortaya atılan şeyler oluyor genellikle.

Peygamberler insanlar Allah’a inansınlar diye mucizeler göstermek zorunda kalmışlar.

Başka türlü inanmıyor çünkü insanoğlu Tanrı’nın varlığına.

İllaki bir mucize göstermek zorunda kalıyorsun.

Mucize yoksa inanç yok!

Göster mucizeni, inanalım sana!

***

Peki o çocuk aklıyla bugünün süper dizi kahramanlarına inananlar yarın büyüdüklerinde ne olacak?

Onlar da mucize peşinde mi koşacaklar?

Ya da hayatları boyunca acaba benim de süper güçlerim var mı diye düşünecekler belki de!

Tamam büyüdüklerinde inanmazlar böyle şeylere, ama yine de aralarında böyle düşünenler olmayacak mı sizce?

Deliler dünyası!

Çık çıkabilirsen işin içinden!

***

Bakındığım dizilerden birinde süper güçleri ortaya çıksın diye yüksek bir binadan kendini aşağıya atan bir çocuğu yine süper bir kahraman uçarak gelip kurtarıyordu.

Düşünebiliyor musunuz?

Bir dizide çocuklara süper güçlerinin ortaya çıkması için yüksekten boşluğa atlamaları gerektiği üzerine bir sahne düşünebilmiş senaristler.

Bilmiyorum, bu sahne sonrasında aynı şeyi deneyip de ölen çocuk olmuş mudur? Bence böyle bir risk var!

Olacak şey değil, ne kadar yanlış bir sahneydi o öyle.

Böyle şeylerin gerçekten denetlenmesi gerekli bence.

***

Kimileri idol olarak benimsedikleri insanların ardından olmadık şeyler yapmaya meyilli olabiliyorlar.

John Lennon’un katili de bir hayranıydı mesela.

Şarkılarından etkilenerek idolünü vurmuştu. 

John Lennon 8 Aralık 1980 tarihinde eşi Yoko Ono’nun gözü önünde hayranı tarafından vurularak hayatını kaybetmişti.

Katili, yani Mark David Chapman halen daha hapiste, 2000 yılından beri şartlı tahliye hakkı olsa da, yaptığı 8 başvurunun hepsi reddedilmiş.

Kimilerine adalet böyle işliyor işte.

***

Bizde ise böyle birini vurdu diye hayatı boyunca hapiste kalan var mı acaba?

Bizdeki hukuk garabetlerine girmeyeyim şimdi, kimileri hiç bir suçu yokken hapse tıkılıyor, çık çıkabilirsen sonra.

Kimileri de adam bile öldürseler belli bir süre yatıp çıkıveriyorlar işte.

Toplumsal tepki yükselirse tekrar hapse atılanlar da oluyor, ama o da ortalık yatışana kadar.

Kimler kimler, ne katiller çıktı hapisten! Aramızda dolaşıyorlar artık.

Bizde adalet diye bir şey yok bence.

***

Konumuza dönecek olursak…

Kısacası bence dizi film sektöründe durum felaket.

Ne entrikalar dolu Türk dizileri hoşuma gidiyor benim, ne de süper kahramanlarla dolu son zamanların yabancı dizileri.

Yok mu dizi önerecek? 

Şöyle biraz uzay olsun içinde, biraz da yeni teknolojiler, ne bileyim, şöyle sürükleyici bir şeyler arıyorum bu günlerde.

Ben en iyisi biraz daha bakınayım sitelere, belki bulurum ilginç bir şeyler.

Moskova’dan herkese sevgi ve saygılarımla.

Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Araştırmacı Yazar Deniz BURSALIOĞLU
Tüm Makaleler

  • 09.12.2023
  • Süre : 4 dk
  • 1206 kez okundu

Google Ads