İsrail’in Eski Ahit’ten Esinlenerek Gerçekleştirdiği Hizbullah’a Yönelik Telsiz Operasyonunun Şifreleri Nelerdir?
Hedef alınan erkeklerin sünnet acısı nedeniyle hareketsiz kalması, telsizleri ve çağrı cihazları arızalanan, parmakları kopan ve kör olan Hizbullah subaylarının durumuyla paralellik gösteriyor.
Yaratılış Kitabı'nda Dinah, Lea ve Yakup'un yedinci çocuğu ve tek kızıydı. Kenanlı ya da Hivli bir prensin oğlu olan Şekem tarafından tecavüze uğraması ve ardından kardeşleri Şimon ve Levi'nin intikam alması, genellikle Dinah'a tecavüz olarak adlandırılır. Bu hikâye Eski Ahit'te böyle anlatılır.
Dinah'tan ilk olarak Yaratılış 30:21'de Lea ve Yakup'un kızı olarak bahsedilir, Lea Yakup'a altı oğul doğurduktan sonra Lea'dan doğmuştur. Yaratılış 34'te Dinah, halkının kamp kurduğu ve babası Yakup'un çadırını kurduğu toprakları satın aldığı Şekem'in kadınlarını ziyarete gider. Bunun üzerine Şekem (Hamor'un oğlu, ülkenin prensi) onu kaçırır ve tecavüz eder.
Şekem babası Hamor'dan Dinah'ı kendisine eş olarak almasını ister. Hamor Yakup'a yaklaşarak ona evlilik teklif eder: “Bizimle evlilik yapın; kızlarınızı bize verin, kızlarımızı kendinize alın. Bizimle birlikte yaşayacaksınız ve ülke size açık olacak.” Şekem Yakup ve oğullarına istedikleri başlık parasını teklif eder. Ancak Yakup'un oğulları, Şekem kız kardeşleri Dina'yı kirlettiği için, bu teklifi ancak kentin erkekleri sünnet olmayı kabul ederse, kendilerinin de bunu kabul edebileceklerini söyleyerek hileyle karşılık verirler. Bunun üzerine Şekem'in erkekleri gerçekten sünnet olurlar. Sonra Şekem Dinah'la evlenir. Üç gün sonra Şimon ve Levi, Dina'ya tecavüzün intikamı olarak Şekem'de sünnet oldukları için hareketsiz kalan bütün yetişkin erkekleri öldürürler. Yakup Kenanlılar'ın bu yüzden onları öldüreceğinden endişelenip Şimon ve Levi'ye kızınca, “Kız kardeşimize fahişe muamelesi mi yapılacak?” diye sorarlar.
Hedef alınan erkeklerin sünnet acısı nedeniyle hareketsiz kalması, telsizleri ve çağrı cihazları arızalanan, parmakları kopan ve kör olan Hizbullah subaylarının durumuyla paralellik gösteriyor. Tıpkı bel veya cep bölgesinde patlayan cihazların cinsel organlara ve ayaklara zarar vermesi gibi bir durum geçmişe adeta gönderme yapıyor. İsrail, ABD'den lojistik ve istihbarat desteği alırken, Eski Ahit ya da Tevrat'tan da stratejik operasyonel çıkarımlar yapıyor. Lübnan, Hizbullah üyelerini hedef alan ölümcül saldırıların ardından sarsılırken, ülke genelinde patlayan iletişim cihazları Eski Ahit'teki sünnetli olmalarından dolayı hareketsiz kalan erkeklerin kaderini bizlere hatırlatıyor. Saldırıların nasıl gerçekleştirildiği, cihazların menşei ve bölgesel çatışmayı tırmandırma potansiyeli ile ilgili sorular ortaya çıktıkça panik, korku ve keder Lübnan’ı sarıyor. Hizbullah'ın üst düzey milislerinden en az 37 kişi ceplerinde ya da yüzlerinin, ellerinin, bacaklarının ve genital bölgelerinin yakınında patlayan bu cihazlar nedeniyle hayatlarını kaybederken, birçoğu ağır olmak üzere binlerce kişi de yaralandılar. Lübnanlı yetkililer bu şiddet eyleminden İsrail'i sorumlu tuttuklarını açıkladılar. Artık “yeni bir savaş döneminin” başladığı uyarısında bulunan İsrail, sonrasında Lübnan'daki hedefleri havadan vurmaya başladı. Şimdi cephe genişliyor ve ülkenin kuzey bölgelerine de İsrail Ordusu saldırmaya hazırlanıyor.
Çağrı cihazları bir radyo frekans ağı üzerinde çalışır ve her cihaza benzersiz bir kod atanır. Ağın vericilerinin menzilindeki her çağrı cihazı sürekli olarak sinyalleri dinler ve kendi özel kodunu almaya hazırdır. Saldırının, Hizbullah'ın geçtiğimiz aylarda edindiği Gold Apollo Rugged Pager AR-924 olarak tanımlanan çağrı cihazlarını hedef aldığı anlaşılıyor. Patlamaların hangi yöntemle tetiklendiği ise halen de belirsizliğini koruyor. Lübnan'da hasar gören çağrı cihazlarının üzerinde Tayvanlı bir üreticinin adı yer alıyordu; ancak bu üretici şirketin yöneticileri cihazların aslında Budapeşte merkezli bir Macar firması tarafından üretildiğini ve satıldığını belirttiler. Ancak Macar yetkililer, Budapeşte'deki firmanın “aracı” olarak hizmet verdiğini ve ülkede üretim tesisi bulunmadığını belirterek Tayvanlı firman yöneticilerinin öne sürdükleri iddiayı kabullenmediler. Macaristan’daki şirkete işe gelen nadiren de birileri olmasına rağmen, esasında Budapeşte firmasının binayı hiçbir zaman fiziksel olarak işgal etmediği anlaşılıyor. Bu durum da ister istemez olaya yönelik gizemi arttırıyor. BAC Consulting adlı Macar şirketinin İsrail cephesiyle bağlantılı olduğu iddia edilirken, işler iyice karışıyor.
Bu arada İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant olay sonrasında bir hava kuvvetleri üssünü ziyareti sırasında saldırılara atıfta bulunarak ordu ve istihbarat teşkilatının birlikte gerçekleştirdiği “mükemmel başarıyı” övdü. Gallant, “Bu savaşta yeni bir dönemin başlangıcındayız ve buna uyum sağlamalıyız” dedi.
İsrail, Orta Doğu'da yeni bir cephe açarak Hizbullah'a karşı büyük bir kara ve hava operasyonuna hazırlanıyor. İsrail'in karşısında tarihi bir Hamor olmasa da Nasrallah var; Kenanlılar artık olmasa da Hizbullah kesinlikle var. Sünnet acısı çeken Hivliler olmasa da, Lübnan hastanelerinin elleri, bacakları ve gözleri sakat kalmış Hizbullah militanlarıyla dolu olduğu biliniyor. Şimdi bu aşamada sorulması gereken soru, Şimon ve Levi'nin Dinah için başlattıkları operasyon gibi Netanyahu'nun da Golan için bir operasyon başlatıp başlatmayacağıdır.
Not: Yazar Mehmet Bildik Türk Dışişleri bakanlığı Bursu almış Siyaset bilimcidir. Bakanlığın Stratejik Araştırma Merkezine Stratejik Analiz Sağlamaktadır.