Site İçi Arama

savunma

Körfez Savaşında Dil Nasıl Etkili Bir Silah Olarak Kullanıldı?

Savaş, sadece askerlerle, silahlarla ve bombalarla değil, aynı zamanda sözlerle de yapılan bir mücadeledir. Liderler, ordular, medya kuruluşları ve hatta normal insanlar, kendi davalarını desteklemek ve toplumun algısını şekillendirmek için dilin gücünden yararlanırlar.

2 Ağustos 1990'da Irak, komşusu Kuveyt'i işgal ederek büyük bir hata yaptı. Bu duruma tepkiler gecikmedi. Birleşmiş Milletler tarafından kınandı ve Irak'a Kuveyt'ten çekilmesi için tarih verildi. Irak bu çekilmeye karşı çıktı ve bu karara uymayınca, ABD öncülüğünde koalisyon oluşturuldu. Koalisyon Güçleri Kuveyt'i kurtarmak için harekete geçti. 17 Ocak 1991'de başlayan "Çöl Fırtınası" hava harekâtı ile Irak Hava Kuvvetleri ve altyapısı büyük ölçüde yok edildi. 24 Şubat'ta başlayan kara harekâtı ise hızlı bir şekilde ilerledi ve 28 Şubat'ta Kuveyt kurtarıldı. 3 Mart 1991'de Irak, ateşkes antlaşmasını imzalayarak savaşı sona erdirdi.

Körfez Savaşı sırasında 11 yaşında çocuktum. Körfez Savaşını televizyondan canlı izlemiş tüm dünya gibi Irak’ın başkenti Bağdat’ın ABD Hava Kuvvetleri tarafından vurulması sonrasında patlamanın olduğu bölgede gecenin karanlığını bozan turuncu ve kırmızı renklerin açığa çıkması ile dehşete kapılmıştım. Yanlış hatırlamıyorsam. Hatta Saddam Hüseyin’in Türkiye'yi tehdit etmesi üzerine 1-2 gün yaşadığım Eskişehir şehrinde bile karartma uygulanmıştı. Hükümet yetkilileri tarafından halkımıza pencerelerin akşam üzeri içeriden dışarıya ışık geçirmeyecek şekilde sıkıca kapatılması söylenmiş mümkünse ışıkların açılmaması istenmişti. Babam evin salonundaki penceresine dışarıya ışık geçirmeyecek şekilde fazladan siyah perde çekmişti. Yine salondan balkona açılan balkon kapısını içerden karton ile kapladık. Karartmanın başlama saati geldiğinde diğer odaların perdelerini çektik kapılarını kapattık ve o odaları hiç kullanmadık. 2. katta oturduğumuz ev psikolojik olarak tabir ediyorum 2. Dünya Savaşı sırasındaki insanların oturdukları evlerin hava bombardımanlarından korunmak! için sığındıkları bodrum katına benziyordu desem yalan söylemiş olmam. Irak-Türkiye sınırından çok uzakta olmamız sebebiyle   Saddam Hüseyin’in Eskişehir'i hedef alan Scud füzesi fırlatabilecek kadar çıldırmış olduğunu düşünmesem de koca şehirde karartma olması  çok garip bir duyguydu. Irak'tan fırlatılabilecek Scud füzelerinin menzili içinde değildik gibi düşünüyor olmamıza rağmen ailemdeki herkesin kafası karartma yüzünden karışmıştı.

Savaş, sadece askerlerle, silahlarla ve bombalarla değil, aynı zamanda sözlerle de yapılan bir mücadeledir. Liderler, ordular, medya kuruluşları ve hatta normal insanlar, kendi davalarını desteklemek ve toplumun algısını şekillendirmek için dilin gücünden yararlanırlar.

Körfez Savaşı, dilin savaşta nasıl güçlü bir stratejik araç olarak kullanılabileceğinin çarpıcı bir örneğidir. Körfez Savaşında kullanılan dil düşman algısı oluşturma ve kamuoyu manipülasyonu teknikleri ile koalisyon güçlerinin savaşta meşruiyeti ve desteği sağlamada kritik rol oynadı.

Bu yazıda Körfez Savaşı özelinde; savaşta dilin nasıl etkili bir silah olarak kullanıldığını anlamaya çalışacağız.

a) Çerçeveleme:

Belirli bir resmin çizilmesi için bilginin seçici sunumu olarak tanımlanmaktadır. Savaşla ilgili duyduğumuz hikayeler genellikle özenle hazırlanır. Liderler, medya kuruluşları ve hatta sıradan vatandaşlar tarafından kullanılan güçlü bir araç olan çerçeveleme, bir çatışmayı ve katılımcılarını nasıl algıladığımızı şekillendirir. Çerçeveleme, savaşın anlatımını ve algılanmasını yönlendiren bir stratejidir. Bu strateji, insanların savaşı nasıl gördüğünü ve anladığını etkiler. Örneğin, bir lider savaşı kahramanca bir mücadele olarak çerçeveleyebilirken, başka bir lider aynı olayı vahşet ve yıkım olarak sunabilir. Bu nedenle, dilin gücünü anlamak ve savaşın anlatımını çözümlemek önemlidir.

Körfez Savaşı'nda Koalisyon Güçlerinin Sivil Kayıpları Çerçeveleme Stratejileri

Körfez Savaşı'nda sivil kayıplar, savaşın en trajik ve tartışmalı yönlerinden biriydi. ABD başta olmak üzere ve onun yanında olan diğer ülkeler, kamuoyunun desteğini almak, alınan desteğini korumak ve kendi eylemlerini haklı çıkarmak için bu kayıpları çerçevelemek için çeşitli stratejiler kullandı.

Koalisyon Güçleri:

ABD önderliğindeki koalisyon güçleri terimi kullanılması, aslında kullanılan koalisyon güçleri tanımı da bir çerçevelemeydi. Koalisyonda içinde Türkiye'nin de bulunduğu 35 ülke vardı. Bu ülkelerin çoğu, Türkiye dahil, askerî harekâta katılmadı fakat askerî harekâta çeşitli şekillerde destek verdiler. ABD Koalisyonu kurarken kimi ülkelere ekonomik ve siyasi olarak güzel vaatlerde bulundu. Koalisyona katılmanın ABD’yi desteklemenin avantajlarından bahsetti. Savaş öncesi Koalisyon Güçleri terimin kullanılması normal sıradan insanlar üzerinde bu kadar ülke ve bu ülkelerin liderleri yanılıyor olamaz savaş artık son ve haklı bir seçenektir mesajı vermekteydi ve Koalisyon Güçleri hata yapmaz algısı oluşturdu. O tarihlerde 11 yaşında bir çocuk olarak savaşın olacağını ve savaşın kaçınılmaz olduğunu düşünüyordum. Üzerimde sabah kalkıp televizyonu açtığımda savaş bugün de başlamadıysa ne zaman başlayacak? havası vardı. Günümüze dönecek olursak Irak’ın Kuveyt’i işgalini destekliyor, Irak’ın Kuveyt’i işgalini haklı buluyor anlamı çıkmasın burada öyle bir şeyi kastetmiyorum. Koalisyon güçleri teriminin nasıl bir çerçeveleme etkisi oluşturduğunu anlatmaya çalışıyorum.

Kaza Olarak Gösterme:

ABD savaş sırasında ölen siviller olursa bu konuda yapılan açıklamalarda sivil kayıpların genellikle "kazayla" veya "Irak güçlerinin hatası" sonucu olduğunu savundu. Bu çerçeveleme, ABD ordusu kasıtlı olarak sivilleri hedeflemediğini ve savaşı olabildiğince hassas bir şekilde yürüttüğünü göstermeye çalıştı.

Sorumluluğu Irak'a Yükleme:

ABD ordusu, sivil kayıpların çoğunun Irak'ın sivilleri ‘’Canlı Kalkan’’ olarak kullanması ve askeri tesislerini sivil yerleşim bölgelerine yakın yerleştirmesi nedeniyle olduğunu öne sürdü. Bu çerçeveleme, sorumluluğu Irak'a kaydırarak koalisyon güçlerinin rolünü küçültmeyi amaçladı.

Karşılaştırma Yapma:

ABD Savunma Bakanlığı Körfez Savaşı'ndaki sivil kayıpların diğer savaşlardaki kayıplara kıyasla nispeten düşük olduğunu savundu. Bu çerçeveleme, savaşı daha az yıkıcı ve daha haklı göstermeye çalıştı.

Mağduriyet Vurgulamak:

ABD Dışişleri Bakanlığı sivil kayıpların Irak rejiminin vahşeti ve Kuveyt halkına karşı zulmü nedeniyle meydana geldiğini vurguladı. Bu çerçeveleme, koalisyon güçlerinin müdahalesinin meşruiyetini artırmaya ve kamuoyunda sempati uyandırmaya çalıştı.

Sayıları Küçümseme:

ABD Dışişleri Bakanlığı ve ABD Savunma Bakanlığı sivil kayıpların sayısını küçümsemeye ve basında dolaşan rakamlara itiraz etmeye çalıştı. Bu çerçeveleme, koalisyon güçlerinin sivil kayıplara verdiği önemi azaltmayı ve kamuoyunun endişelerini hafifletmeyi amaçladı.

Çerçeveleme stratejilerin her birinin bazı zayıf yönleri ve eleştirileri vardı. ABD, sivil kayıpların "kaza" olduğunu savunarak hatalarını görmezden geliyordu. Irak'ı sorumlu tutarak kendi eylemlerinin sonuçlarından ve sorumluluğundan kaçtı. Geçmiş savaşlarla karşılaştırma yaparak Körfez Savaşı'ndaki sivil kayıpların trajedisini küçümsediler. Irak rejiminin yaptıklarına odaklanarak kendi müdahalelerinin neden olduğu zararları görmezden geldiler ve sivil kayıpların sayısını gerçekte olduğundan az göstererek gerçekleri manipüle ettiler.

Sonuç olarak, ABD ve ona destek veren koalisyonun üyeleri sivil kayıpları çerçevelemek için karmaşık ve nüanslı bir dizi strateji kullandı. Bu stratejilerin amacı, kamuoyunun desteğini korumak, kendi eylemlerini haklı çıkarmak ve savaşın olumsuz etkilerini en aza indirmekti.

b) Örtücülük:

Savaşın vahşetini küçümsemek için yumuşak veya dolaylı bir dil kullanmak. Bu terim, savaşın gerçek yüzünü gizlemek veya hafifletmek amacıyla kullanılan bir dil taktiğidir. Örtücülük, savaşın acımasızlığını ve insanlık dışı yönlerini daha az rahatsız edici bir şekilde ifade etmek için kullanılır. Bu strateji, savaşın etkilerini ve sonuçlarını daha hoş görülebilir hale getirmeyi amaçlar. Ancak bu, gerçekleri çarpıtarak veya gizleyerek insanların savaşı yanlış anlamasına yol açabilir.

Körfez Savaşı sırasında örtücülük faaliyetlerinde kullanılan bazı terimlere örnekler verelim.

Surgical Strikes (Cerrahi Saldırılar), Human Shield (Canlı Kalkan), Collateral Damage (İkincil Hasar), Smart Bombs (Akıllı Bombalar), A Clean War (Temiz Bir Savaş), Victory over Saddam (Saddam'a Karşı Zafer)

"Cerrahi saldırılar":

Bu terim, sivil yerleşim yerlerine yapılan bombardımanları ve sivil kayıpları gizlemek için kullanıldı.

"İkincil hasar ":

Bu terim, sivil ölümleri küçümsemek ve önemsizleştirmek için kullanıldı.

"Akıllı bombalar":

Bu terim, bombaların sadece askeri hedefleri vurabileceğini ve sivilleri etkilemeyeceğini ima etmek için kullanıldı.

"Temiz bir savaş":

Bu terim, savaşın kanlı ve kaotik gerçekliğini gizlemek için kullanıldı.

"Saddam'a karşı zafer":

Bu terim, savaşın Irak halkı üzerindeki yıkıcı etkisini gizlemek için kullanıldı.

George Bush, 5 Şubat 1991 tarihinde düzenlediği basın toplantısında bunu tekrarladı ve şunları iddia etti: "İkincil hasarı en aza indirmek için mümkün olan her şeyi ve büyük bir başarıyla yapıyoruz....

Olağanüstü bir duruma gideceğimizi söylemek isterim ve şunu söylemeye cüret ederim: sivillere ve kutsal yerlere zarar gelmesini önlemek için benzeri görülmemiş şekilde….." diye devam ediyor bu açıklama

Savaştan sonra, Pentagon'un bombaların %70 hedeflerini ıskaladığını kabul etmesi, hassas bombalama iddialarını şüphe ile bakılmasına neden oldu; tıpkı Irak'tan gelen ve muazzam miktarda sivil ölümü ve yıkımı tasvir eden günlük görsel kanıtlar gibi. Irak’taki askeri olmayan hedeflerin aslında, Irak'ın elektrik gücü, su, sanitasyon, sanayi ve iletişim tesisleri de dahil olmak üzere ekonomik altyapısının yok edilmesi, müttefik bombalama harekâtının açık bir hedefiydi ve bu kadar kapsamlı bombalama, sivillerin hava saldırıları sırasında büyük zarar göreceğini açıkça ortaya koyuyordu. Irak'ın sistematik olarak ülkedeki sanayileşme öncesi duruma getirildiği savaşta yine de ABD ordusu her geçen gün sivil hedefleri bombalamadıklarında ısrar etti ve bebek maması fabrikası gibi bombaladıkları yerlerin sivil hedeflerin aslında askeri hedefler olduğunu iddia ederek görsel kanıtları inkâr etmek için giderek daha yanıltıcı hikayeler uydurdu. Bebek maması fabrikası ABD Ordu yetkililerine göre aslında biyolojik silah üreten bir tesisti. Bebek maması fabrikası saldırısı ile ilgili ilginç bilgileri kaynaklar kısmında Washington Post gazetesinin ilgili linkine tıklayarak öğrenebilirsiniz. Irak’ta bebek maması fabrikasının vurulması olayının tarihi 21 Ocak 1991.

Körfez Savaşı sırasında, 13 Şubat 1991 tarihinde Irak'ın Bağdat kentinde trajik bir olay yaşandı. ABD uçakları, hassas güdümlü akıllı bombalar kullanarak Amiriyah mahallesindeki bir sığınağı hedef alarak cerrahi saldırılar adını verdikleri saldırıları gerçekleştirdi. Bu saldırılarının isabetli olması ve ikincil hasarı en aza indirmesi amaçlanmıştı. Ancak bu saldırıda ne yazık ki 408 sivil Iraklı hayatını kaybetti.

13 Şubat sabahı saat 04:30'da, iki F-117 hayalet bombardıman uçağının her biri sığınağa 910 kilogramlık (2.000 lb) GBU-27 lazer güdümlü sığınak delici bomba attı. İlk bomba, geciktirme tapası sayesinde patlamadan önce 3 metre (10 ft) kalınlığındaki betonarme parçayı delip geçti. Dakikalar sonra ikinci bomba aynı şekilde sığınağı ikinci kez vurdu. İnsanlar barınaktan çıkmaya çalışırken mahalle sakinleri çığlıklar duydu. Dört dakika boyunca çığlık attılar. İkinci bombanın sığınağı vurmasından sonra çığlıklar tamamen kesildi.

Yıkıcı olayın ardından Pentagon ve CIA yetkilileri, sığınağın Saddam Hüseyin rejimi tarafından alternatif komuta merkezi olarak kullanıldığını iddia ederek eylemlerinin haklı olduğunu iddia ettiler. Bu durumun kasıtlı hedeflemeyi gerektirdiğini savundular. Üstelik Beyaz Saray'dan gelen bir rapor da bu değerlendirmeyi destekledi ve Irak hükümetini sivilleri kasten "Canlı Kalkan" görevi görecek askeri tesislerde barındırmakla suçladı.

Bu yürek parçalayıcı olay, "Cerrahi Saldırılar", "İkincil Hasar" ve "Akıllı Bombalar" gibi terimlerin, savaş ve çatışma zamanlarında sivil kayıplarına yol açan eylemleri meşrulaştırmak için nasıl kullanılabileceğinin acı bir hatırlatıcısıdır.

c) İnsanlıktan Çıkarma:

Düşmanı insandan aşağı göstererek ona karşı şiddetin kabul edilmesini kolaylaştırmak. Bu, "Biz ve Onlar" zihniyetini yaratmak için hayvansal terimleri kullanmayı veya kültürel farklılıkları vurgulamayı da içerebilir.

Körfez Savaşı sırasında, Iraklı sivil ölümleri acımasızca yok sayılıyor, sanki hayatlarını kaybedenler insan değilmiş gibi sadece istatistiklere indirgeniyorlardı. Her gün onlarca masum insan hayatını kaybederken, bu trajedi haberlerde ve ordu sözcüleri tarafından soğuk ve duyarsız bir şekilde sadece rakamlarla ifade ediliyordu. Körfez Savaşı döneminde Iraklı sivil ölümleri acımasızca bastırıldığı için Iraktaki trajedinin gerçek boyutu maalesef tam olarak anlaşılamamıştır.

Körfez Savaşı sırasında Iraklıları insanlıktan çıkarmanın kanıtlarından biri de ‘’Human Shield’’ (Canlı Kalkan) teriminin kullanılmasıydı ve Iraklıların kendi hükümetleri tarafından kasıtlı olarak askeri tesislerin yakınlarında ve içlerinde barındırıldığı şeklinde tasvir edilmesi, insanlık dışı algılara katkıda bulundu. ABD sivil kayıplar olduğunda bizim için askeri hedefti hedefte ‘’Canlı Kalkan’’ bulunduğunu bilmiyorduk. İnsanların orada olmasından sanki insanlardan değil de ‘’Canlı Kalkan’’ terimini kullanarak sıradan bir nesneden bahsediyormuş gibi algı oluşturuluyordu. Basın toplantılarında ‘Canlı Kalkan’ olarak tanımladıkları masum sivillerin ölmesi ile ilgili gelen sorular karşısında Amerikan ordusu sözcüleri ve ordu yetkilileri, ABD Savunma Bakanlığı, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray yaşanan trajedide bizim bir sorumluluğumuz yok açıklamaları yaparak; masum sivil ölümlerini adeta umursamıyorlardı.

d) Metaforlar:

Metafor kelimesi, bir durumu kıyaslamaya, benzetmeye veya anlatmaya yarayan unsur olarak ifade edilir. Körfez Savaşı hemen öncesinde ve Körfez Savaşı sırasında kullanılan metaforlardan bazı örnekler.

Çöl Kalkanı Harekâtı:

Bu terim, savunma duruşunu sembolize eder. ABD ve müttefikleri, Irak'ın Suudi Arabistan'ı işgal edebileceği gerekçesiyle tamamen bu ülkeyi korumak amacıyla 7 Ağustos 1990’ dan itibaren harekât kapsamında ABD ve müttefikleri birliklerini Suudi Arabistan'a konuşlandırmaya başladı.

Çöl Fırtınası Harekâtı:

Kuveyt’i özgürleştirmeye yönelik saldırı hamlesini temsil eder. Bu operasyon, Irak’ı Kuveyt’ten çıkarmak için gerçekleştirildi.

Bu metafor, ABD’yi doğanın güçlü, güçlü ve kaçınılmaz bir gücü olarak tasvir ediyordu. Yani, ABD’nin askeri gücünü vurgulayarak, doğal bir olguya benzetiyordu. Ancak bu metafor aynı zamanda savaşın yıkıcı etkilerini de içeriyordu. ABD’nin askeri gücü, doğanın gücü gibi görünse de, savaşın gerçekliği sivil masum insanların hayatlarına büyük zararlar verdi.

Bu tür metaforlar, savaşın karmaşıklığını ve insanların duygusal tepkilerini ifade etmek için kullanılır. Aynı zamanda propaganda ve psikolojik savaşın bir parçası olarak da işlev görebilir.

Bu tür metaforlar savaşın gerçek yüzünü görmemizi engelleyen bir dil taktiklerine güzel örneklerin başında gelir. Bu tür dil taktiklerinin savaşlarda savaşın içinde ve dışında kalan insanlara, toplumlara ne kadar zararlı bir olgu olabileceğini anlamak için bu tür dil taktiklerini neden, niçin kullanıldığını ve kullanılabileceğini anlamak, öğrenmek ve sonrasında bu tür dil taktikleri üzerine düşünmek akıllıca olacaktır.

e) Sloganlar ve Kodlar:

Grup uyumunu desteklemek ve sürdürmek için kullanılan kısa, akılda kalıcı ifadelerdir. ‘’Support the Troops’’(Birliklere Destek Olun), ‘’Mission Completed’’ (Görev Tamamlandı), "Support the War Effort" (Savaş Çabasına Destek Olun) ifadeleri gibi ifadeler ve sloganlar hedef kitlenin sorgulamadan ve eleştirel düşünmeden  hareket  etmesini amaçlar. Bu tür sloganlar genellikle kamuoyunu bir arada tutmak ve ülkede ortak bir amaç etrafında birleşimi sağlamak için kullanılır.

Bu sloganik ifadelerin amacı grup uyumunu desteklemektir. Savaş zamanında büyük önem taşıyan askeri disiplini sağlamak içinde kullanılırlar. Ayrıca vatandaşların devlet politikalarına sorgusuz, sualsiz itaat etmesi gerektiği mesajını verirler. Eleştirel düşüncenin önüne geçilerek insanların olayları tek boyutlu olarak algılama eğilimi yaratılır.

Bu tür sloganlarla ilgili olarak dikkate alınması gereken önemli nokta ise eleştirel söylemi sınırlayabilme potansiyelidir. Kamuoyunda tartışma ve çeşit görüşlerin dile getirilmesi yerine belirlenen söylemlere bağlılık teşvik edildiği için eleştiriye dayalı bir atmosfer olmaz.

Körfez Savaşı sürecinde kullanılan sloganlar ve kodlar belirli bir amaca hizmet etmektedir: İnsanları toplumsal uyuma yönlendirmek ve ülkedeki vatanseverlik duygularını güçlendirmek ve eleştirilerin önüne geçmek.

Savaş zamanlarında ve sonrasında, dilin etkili bir silah olarak kullanılmasına karşı koymak için yapabileceklerimiz.

1)     Eleştirel Düşünme Becerilerini Geliştirmek:

Kaynağı sorgulamak: Çatışmada çıkarı olan kaynaklardan gelen bilgilere karşı dikkatli olun. Farklı bakış açıları arayın ve bilgiyi gerçek olarak kabul etmeden önce doğruluğunu kontrol edin.

Önyargıları tanımlamak:

Dil seçimlerinin nasıl önyargılı olabileceğini anlayın. Yüklü kelimelere, duygusal çekiciliğe ve aşırı basitleştirmelere bakın.

Bağlamı göz önünde bulundurmak:

Daha geniş bir resim elde etmek için bir çatışmanın tarihsel ve politik bağlamını anlayın.

2) Birden Fazla Kaynak Aramak:

Ana akım medyanın ötesine geçmek:

Bağımsız gazetecilik ve uluslararası kuruluşların raporlarını arayın.

Karşıt görüşleri okumak:

Aynı fikirde olmasanız bile, karşıt argümanları anlamak kendi eleştirel düşüncenizi güçlendirir.

Bilgileri doğrulamak:

Bilgileri paylaşmadan önce doğrulamak için gerçekleri kontrol eden web sitelerini ve güvenilir haber kaynaklarını kullanın.

3) Medya Okuryazarlığını Teşvik Etmek:

Medya okur yazarlığı, medyanın farklı türlerini (basılı, görsel, işitsel, dijital) eleştirel bir şekilde anlayabilme, yorumlayabilme, üretebilme ve kullanabilme becerilerinin bütünüdür. Bu beceriler, günümüzün bilgi toplumunda hayati önem taşımaktadır. Eleştirel düşünme becerilerini ve medya okuryazarlığını öğreten eğitim programlarını savunun.

4) Kendinizi Eğitmek:

Propaganda tekniklerini nasıl tanıyacağınızı ve dilin nasıl yönlendirilebileceğini öğrenin.

5)Başkalarıyla Konuşup ve Tartışmak:

Arkadaşlarınızla, ailenizle ve çevrimiçi topluluklarla yaşanan çatışmalarda ve savaşlarda dilin nasıl kullanıldığını tartışın. Türkiye’de genellikle çeşitli konularda konuşmak ve tartışmak çok zordur. Tartışma büyük bir hızla kişiselleştirilir fikir alış verişinden çok gereksiz sözlü kavgaya doğru gider. Faydadan çok zarar getirir. Bu önerimi hayata geçirirken lütfen iyi düşünün derim.

6) Dünya Liderlerini Onları Orada Tutan Gücü İyi Tanımak:

Kışkırtıcı söylemler kullanan veya tüm insan gruplarını şeytan gibi gösteren liderleri tanıyın ve onların oyunlarına gelmeyin.

7)Araştırmacı Yazarları ve Araştırmacı Gazeteciliği Desteklemek:

Gerçeği haber yapmak için güvenliklerini riske atan gazetecilerin çalışmalarına ulaşın ve okuyun.

Sonuç

Eleştirel düşünme becerilerini geliştirerek, birden fazla kaynak arayıp o kaynakları tarayarak, medya okuryazarlığı becerilerimizi geliştirerek daha bilgili, bilinçli bireyler haline gelebilir ve savaşlar sırasında yapılan dil manipülasyonuna direnebiliriz. Dilin güçlü bir araç olduğunu ve dilin nasıl kullanıldığına dikkat ederek savaşların olmadığı daha barışçıl bir gelecek için çalışabileceğimizi unutmayın.

Bu dilsel taktikleri anlamak, daha bilgili ve etkili bir vatandaş olmak için çok önemlidir. Yapılan yada yapılmış savaşları anlamak için; kullanılan dili eleştirel bir şekilde analiz ederek, manipüle edilmekten kurtulabiliriz. Savaş gibi çok zor konuda hele hele sizde o savaşın toplum olarak içindeyseniz yapabilecekleriniz sınırlıdır. Bu yüzden bir gün savaş kapınızı çalmadan önce savaşlar konusunda kişisel olarak bilinçlenmek ve savaşlar konusunda toplumu bilinçlendirmek için elimizdeki fırsatları iyi kullanmak gerekiyor. Savaşlar konusunda sürekli okumak, yapılan savaşların nedenleri ve sonuçları hakkında değerlendirmeler yapmak farklı bakış açıları ile düşünmek, gerektiğinden az tartışmamak ve çokça yazı yazmak gerekiyor. Bu seçenekleri laf olsun diye yazmadım. Seçenekleri seçecek ve bu seçeneklere bir sınır koymayacak olan bizleriz.

Kaynaklar

https://www.bu.edu/articles/2023/how-and-why-language-is-weaponized/

https://history-maps.com/tr/story/Gulf-War

https://ansiklopedi.tubitak.gov.tr/ansiklopedi/cerceveleme_yaklasimi

https://www.tampabay.com/archive/1991/02/09/this-is-war-not-surgery/

https://www.thenation.com/article/archive/all-the-euphemisms-we-use-for-war/

https://www.washingtonpost.com/wp-srv/inatl/longterm/fogofwar/archive/post020791_2.htm

https://veteransforcommonsense.org/2003/01/14/a-tragic-lesson-in-u-s-gulf-war-propaganda/

https://georgewbush-whitehouse.archives.gov/ogc/apparatus/crafting.html#

https://www.counterpunch.org/2018/04/23/in-middle-east-wars-it-pays-to-be-skeptical/

https://fair.org/extra/iraqi-dupes-or-pentagon-promoters/

https://edition.cnn.com/2015/10/06/middleeast/us-collateral-damage-history/index.html

https://en.wikipedia.org/wiki/Amiriyah_shelter_bombing

https://www.aljazeera.com/features/2021/2/13/amiriyah-bombing-30-years-on-no-one-remembers-the-victims

https://pages.gseis.ucla.edu/faculty/kellner/papers/gulfwar6.htm

https://science.howstuffworks.com/bunker-buster.htm

Araştırmacı Yazar Burak ÖZCAN
Araştırmacı Yazar Burak ÖZCAN
Tüm Makaleler

  • 11.06.2024
  • Süre : 8 dk
  • 949 kez okundu

Google Ads