Site İçi Arama

savunma

Jet Savaş Uçağı Gelişimi/Jet Savaş Uçağı Nesilleri

II. Dünya Savaşı’nın bitiminden itibaren havacılık dünyasının gündemine oturan, Kore, Vietnam Savaşları ve özellikle tüm soğuk savaş dönemi boyunca çok öne çıkan jet savaş uçakları ve bu platformların taşıdığı başta bu uçağa da adını veren gaz türbinli motorlar (Turbojet, Turbofan, Turboprop, Turboshaft) ailesinden turbojet ve turbofan motorlar, uçak radarı, uçak avionik ve silah sistemlerindeki süratle gelişen ve evrimleşen başdöndürücü teknolojik gelişmeler, bahse konu jet savaş uçağı jenerasyonunun sınıflandırılması ihtiyacını da doğurmuştur.

Özellikle son zamanlarda ABD’nin haksız bir biçimde uygulamaya başladığı (ve bence pişman olmaya da başladığı) F-35 yaptırımı (ortağı olduğumuz 5’inci nesil uçak projesi), yeni nesil (4+) F-16 alımımız ve mevcut F-16 ucaklarımzın modernizasyonu konusundaki uyulması mümkün olmayan şarları dayatması, milli muharip uçaklarımızın tasarımdan fabrika çıkış sevilyelerine gelmeye başlaması, ülkemizde muharip uçakların (jet savaş uçakları) çok konuşulur ve yazılır olmasına yol açtı. Kaldı ki özellikle jet savaş uçakları her zaman halkların gönlünde taht kurmuş ve ilgi odağı olmuştur. Benim de gönülden katıldığım bir deyiş vardır; “Jet Gürültüsü Özgürlüğün Sesidir-Jet Noise is The Sound of Freedom”. Jet savaş uçaklarını seyretmek, konuşmak, yazmak hemen her kültürde yaşanılan ülkenin özgür olduğunu hissetttirir, milli duyguları okşar, ayrıca uçak, otomobil, gemi gibi hava, yer, deniz taşıtları, tasarımsal estetikleri ve taşıdıkları sistemler itibariyle hem görsel hem de teknolojik ilgi odaklarıdır.

II. Dünya Savaşı’nın bitiminden itibaren havacılık dünyasının gündemine oturan, Kore, Vietnam Savaşları ve özellikle tüm soğuk savaş dönemi boyunca çok öne çıkan jet savaş uçakları ve bu platformların taşıdığı başta bu uçağa da adını veren gaz türbinli motorlar (Turbojet, Turbofan, Turboprop, Turboshaft) ailesinden turbojet ve turbofan motorlar, uçak radarı, uçak avionik ve silah sistemlerindeki süratle gelişen ve evrimleşen başdöndürücü teknolojik gelişmeler, bahse konu jet savaş uçağı jenerasyonunun sınıflandırılması ihtiyacını da doğurmuştur.

Tüm bu jet savaş uçağı gündemi içerisinde, konunun uzmanlarının; 4’üncü nesil uçak, 4.5’inci nesil uçak, 4+, 4++, 5’inci nesil uçak gibi gruplandırmalar ile betimleyerek, jet muharip uçaklarını kategorize etmeleri, sınıflandırmaları, jet nesillerinin nasıl belirlendiği ve gruplandırıldığı konusunda merak ve ilgi uyandırmıştır.

Aslında bu jenerasyon sınıflandırması ve içeriği bu uçakları tasarlayan, entegre eden firmaların veya siparişleri veren hava güçlerinin ya da ülkelerin belirlediği bir sayısal ve nesnel bir uçak mühendisliği, sistem mühendisliği kategorizasyonu değildir.

Güvenilir açık kaynaklara göre; 1990’lı yılların başında NASA’nın yaptığı bu jet savaş uçağı jenerasyonunun betimlenmesinin/sınıflandırılmasının; başta USAF (ABD Hava Kuvvetleri) tarafından kabul görmesinin akabinde Rus uçakları dahil dünyanın tüm jet savaş uçaklarının sınıflandırılmalarına, bu sınıflandırmayı konunun uzmanlarının da benimsemelerine yol açmıştır. Ancak; bu sınflandırmanın içeriğini belirleyen ve denetleyen uluslararası bir otorite yoktur ve olması da siyasi açıdan mümkün değildir. Bu sınıflandırma ticari bir avantaj ve/veya kaygı nedeniyle oldukça suistimal edilip, prestij meselesine de dönüştürülmüştür. Özellikle 4’ncü nesil uçaklarda 4, 4.5, 4+, 4++, nesil zorlamaları, 5’nci nesil değil ama ona yakın deme kaygısını öne çıkartmaktadır.

Bu satırların yazarı tam bir uçak aşığıdır ve okuma yazmayı öğrenmeden önce dahi uçaklarla ilgili her bilgiyi, incelemeyi, derlemeyi, biriktirmeyi hobi edinmiştir. Internet çağına kadar uçak incelemelerimde referans aldığım, Flight International, Aviation Week, Jane’s Defence Weekly, M5 ve benzeri diğer yayınlarda jet savaş uçaklarının sınıflandırılmalarına dair herhangibir kategorizasyon yapıldığını, belirtildiğini hatırlamıyorum.

Bu yazımızda, bilgi ve tecrübemizin elverdiği ölçüde ve -güvenilir literatür taraması- ile muharip jet uçaklarının nesillerini belirten özelliklerini öne çıkartarak biz de sıralayacağız, örneklerini sunacağız, öne çıkan nesil belirleyici baskın özelliklere vurgu yapacağız. Ancak, biz de bu uçak kesinlikle şu nesildir diyebilecek otoriteye sahip olmadığımızı özellikle belirtmeyi, okuyucumuza saygı nedeniyle, ihmal etmemek isteriz.

Gökyüzününün Jet Savaş Uçağı ile Buluşması

Günümüzün jet savaş uçakları, ilk uçuşunu 1941’de gerçekleştiren Alman Messerschmitt Me 262 jet/jet savaş uçağından bu güne çok yol kat etti. Bununla birlikte, tüm savaş uçağı nesillerinde bulunan yenilikçi ruh ve ateş gücü, yüksek ses altı konvansiyonel silahlardan gelişmiş gizli makinelere kadar ortak konular olmaya devam ediyor.

1’nci Nesil Jet Savaş Uçakları (1945-1955)

Birinci nesil jet savaş uçakları Jet Çağı'nın başında, II. Dünya Savaşı'nın sonlarında Kore Savaşı'na kadar ortaya çıkanlardan oluşuyor. Bu uçaklar, turbojet motorlarla çalıştırılan ilk uçaklardı, ancak bunun dışında yerlerini aldıkları eski piston motorlu avcı uçaklarına büyük ölçüde benzerlerdi. Bu erken jet motorlu savaş uçaklarının motor tepkileri (motor gücü) ses hızının üzerinde uçmalarına yeterli olamayacak kadar sınırlıydı. Bu birinci nesil jet savaş uçakları genellikle radarla donatılmamıştı. Güdümlü füzeler bu dönemde hala büyük ölçüde deneysel olduğundan, silahları genellikle geleneksel silahlar, top, klasik bombalar ve roketler gibi daha eski teknolojilerden oluşuyordu.

1’nci Nesil Jet Savaş Uçaklarının En Belirleyici Özelliği: Jet Motorlu Takat Sistemi (Jet propulsion) kullanmalarıdır.

O dönemin belki de en temsili jet savaş uçakları, Kore göklerinde en şiddetli savaşan iki rakip uçak olan Amerikan F-86 Sabre ve Rus MiG-15'tir.

Bu nesildeki diğer jet savaş uçakları şunları içerir:

Messerschmitt Me 262 Schwalbe (Dünya’nın bilinen ilk jet savaş uçağı, Nazi Almanyası imali)

Heinkel He 162 Salamander

Messershmitt Me 162 Komet

Gloster Meteor

de Havilland Vampire

de Havilland Venom

Hawker Siddeley/Armstrong Whitworth Sea Hawk

Supermarine Attacker

Supermarine Swift

Lockheed P-80 (F-80) Shooting Star

Republic F-84 Thunderjet / Thunderstreak

North American F-86 Sabre

Northrop F-89 Scorpion

Lockheed F-94 Starfire

McDonnell FH-1 Phantom

Vought F6U Pirate

Vought F7U Cutlass

North American FJ (F-1) Fury

McDonnell F2H (F-2) Banshee

McDonnell F3H (F-3) Demon

Douglas F4D (F-6) Skyray

Grumman F9F (F-9) Panther / Cougar

Douglas F3D (F-10) Skyknight

Mikoyan Gurevich MiG-15

Mikoyan Gurevich MiG-17

Lavochkin La-15

Yakovlev Yak-15

Yakovlev Yak-17

Yakovlev Yak-23

Dassault Ouragan

Dassault Mystère

Saab J21R

Saab J29

Saab Lansen

Avro Canada CF-100 Canuck

Bu dönemde Türk Hava Kuvvetleri de jet savaş uçağına geçiş yapmış olup, özellikle NATO’ya girişten itibaren askeri yardım adı altındaki modern emperyalist tekniklerle hem ABD savaş uçaklarına, özellikle servisten alınanlarına kolay erişim, ama aynı zamanda genel lojistik, uçak bakımı ve uçak uçurulmasına dair tüm kritik konularda Amerika’ya ve Amerikan teknolojisine bağımlı hale gelmiştir. Yazarın, konunun siyasi ve politik derinliğine girebilmek için yeterli bilgi ve deneyimi olmadığından, sadece uçak ve uçak teknolojisi sınırları içinde kalmak zorundadır.

Türk Hava Kuvvetleri’nin envanterine giren birinci nesil savaş uçakları,  Republic F-84 Thunderjet / Thunderstreak, North American F-86 Sabre, Lockheed P-80 (F-80) Shooting Star’dır.

2’nci Nesil Jet Savaş Uçakları (1955-1960)

İkinci neslin jet savaş uçaklarını en çok belirleyen faktörler, daha yüksek hız, radar ve ilk güdümlü havadan havaya füzelerin kullanımıydı. Bu uçakların çoğu, genel performansı artırmak ve etkinlikle mücadele etmek için Kore'de öğrenilen dersleri içeriyordu. Bu uçaklar, düz uçuşta süpersonik hızları koruyabilen ilk jet savaş uçaklarıydı. Tasarımları, radarı gemide taşınabilecek kadar küçük tasarlanan yeni elektronik teknolojilerinden de yararlanıldı. Benzer şekilde, güdümlü füze geliştirmedeki ilerlemeler, bu yeni silahın, avcı uçakları tarihinde ilk kez birincil saldırı silahı olarak topun yerini almaya başlamasına izin verdi.

2’nci Nesil Jet Savaş Uçaklarının En Belirleyici Özellikleri: Ses üstü Süratlerde seyir edebilme, Geriye Ok Açılı Kanat (Swept-back Wing), sadece menzil Ölçüm Özellikli radar (range-only radar), kızıl ötesi hedef algılama özelliğine sahip füzeler (infrared missiles).

Bu savaşçı (fighter) sınıfını en iyi temsil edenler Amerikan "Century Serisi"  (F-100 ve F-106 arası süpersonik -ses hızının üzerinde uçabilen uçaklar- F-100 Super Sabre, F-101 Vodoo, /102-Delta Dagger, F-104 Starfighter, F-105 Thunderchief, F-106 Delta Dart’dır.

İkinci neslin tarafımızca bilinen önde gelen tüm üyeleri şunlardır:

North American F-100 Super Sabre

McDonnell F-101 Voodoo

Convair F-102 Delta Dagger

Lockheed F-104 Starfighter

Republic F-105 Thunderchief

Convair F-106 Delta Dart

Vought F8U (F-8) Crusader

Grumman F11F (F-11) Tiger

Mikoyan Gurevich MiG-19

Mikoyan Gurevich MiG-21

Sukhoi Su-9 / Su-11

Yakovlev Yak-25

BAC Lightning

de Havilland Sea Vixen

Gloster Javelin

Hawker Hunter

Supermarine Scimitar

Dassault Etendard

Dassault Mirage III

Saab Draken

North American F-100 Super Sabre, Convair F-102 Delta Dagger, Lockheed F-104 Starfighter, Türk Hava Kuvvetlerinin de yüksek sayıda kullandığı ikinci nesil muharip jet uçaklarıdır.

3’ncü Nesil Jet Savaş Uçakları (1960-1970)

Üçüncü neslin jet savaş uçaklarının çoğu, Vietnam Savaşı'nda, özellikle de çatışmanın sonraki aşamalarında görev yapanlardı. Bu uçakların çoğu, hem hava savunma hem de kara saldırı görevlerini gerçekleştirebilen çok amaçlı avcı uçakları olarak özel olarak tasarlanan ilk uçaklardı.

3’ncü Nesil Jet Savaş Uçaklarının En Belirleyici Özellikleri:  Sesüstü ve/veya iki misli ses üstü hız (2 Mach), Pulse (darbe tekrarlama/modülasyon) radarı, göz menzili dışındaki hedeflere ateş edebilme’dir.

Belki de bu nesil jet savaş uçakların en iyi temsilcisi, yalnızca ABD Donanması, Deniz Kuvvetleri ve Hava Kuvvetleri ile değil, aynı zamanda, Türk Hava Kuvvetleri dahil bir dizi yabancı hava gücünde hizmete giren F-4 Phantom II'dur. 

Üçüncü nesil jet savaş uçaklarının öne çıkan örnekleri şunları içerir:

McDonnell Douglas F-4 Phantom II (F-4, RF-4 C, D, E, RAF F-4E-Royal Air Force, G-German, J-Japan, K-Korean)

Northrop F-5 Freedom Fighter / Tiger II

Mikoyan Gurevich MiG-23

Mikoyan Gurevich MiG-25

Sukhoi Su-15

Sukhoi Su-17/20/22

Tupolev Tu-28P

Yakovlev Yak-28

British Aerospace Harrier

Dassault Mirage F.1

Dassault Super Etendard

Shenyang J-8II

Bu nesil uçaklardan, McDonnell Douglas F-4 Phantom II ve Northrop F-5 Freedom Fighter uzunca bir süre Türk Hava Kuvvetleri’nin de belkemiğini oluşturmuşlardır.

4’üncü Nesil Jet Savaş Uçakları (1970-1990)

Gelecek nesil, giderek daha sofistike aviyonik ve silah sistemleriyle donatılmış çok rollü jet savaş uçaklarına yönelik eğilimini sürdürdü. Bu jet savaş uçakları ayrıca havadan- havaya muharebede başarılı olabilmek için hızdan ziyade manevra kabiliyetini vurgulamaya başladılar. Bu nedenle; uçağın aerodinamik (Aerodinamik; hareket eden katı kütlelerin havayla etkileşimlerini inceleyen bilim dalı) etkinliğini öne çıkartmıştır. Bu aynı zamanda -fizik ile bir ilgisi olmamakla birlikte-bu uçakların görsel estetik cazibelerini de çok artırmıştır. “Baba gibi uçak” benzetimi (F-4’e Baba F-4 denir!?!), “Kız Gibi Uçak” benzetimine de dönüşmüştür (F-16, MIG-29, Eurofigher, Rafale...).

Fighter Mafia (Av Uçağı Mafyası) Etkisi

Üçüncü nesil uçakların tasarımında; uçakların sesten iki misli hızda uçabilmeleri, görüş açısı dışındaki hedefleri vurabilmeleri öne çıkan faktörlerdi ve tamamen bir an önce yüksek irtifaya ulaşıp, hedef uçağı yüksek ten tesbit edip, ısıya güdümlü veya radar güdümlü füzeleri ile vurmak temel amaçtı. Yani önceki iki nesilde olduğu gibi alçak irtifalarda it dalaşı (dogfight) sonucunda top mermisi ile rakip uçağı vurmak eski usül, geçerliliğini yitirmiş bir hava muharebe yöntemi olarak kabul görmeye başlamıştı.

Ancak, Wietnam savaşı kazın ayağının öyle olmadığını göstermeye başladı. Basit ve hafif MIG-21 hatta MIG-17 karşısında, it dalaşında, ağır ve top’u olmayan o dönemin harika uçağı F-4 yetersiz kalabiliyor, yüksek hacmi iştah kabartıyordu. F-4’ün A ve B modellerinde top yoktu, C modeli kanat altına monte edilebilen bir top podu (gun pod) taşıyabiliyordu, ancak E modelinden itibaren burun kısmına dahili top (internal gun kondu).

Kore Savaşı'nda bir ABD jet savaş pilotu olan John Boyd, 1960'ların başında teoriyi geliştirmeye başladı. Kore ve Vietnam Savaşlarından ABD ve Sovyet uçaklarının performans zarflarını karşılaştırmak için üssün yüksek hızlı bilgisayarını kullanmak için Eglin Hava Kuvvetleri Üssü'nde matematikçi Thomas Christie ile birlikte çalıştı. Enerji Manevra kabiliyeti ABD Hava Kuvvetleri içinde kabul görmeye başladı ve F-15 Eagle ve daha sonra F-16 Fighting Falcon avcı uçaklarının hava kuvvetleri gereksinimlerinde iyileştirmeler getirdi. Enerji Manevra Kabiliyeti teorisi ilerleyen dönemlerde John Boyd’un liderliğini yaptığı tecrübeli jet pilotları ve jet savaş uçağı tasarımcılarından oluşan fanatik ve çok etkili bir grubun doğmasına ve bunlara Fighter Mafia (Jet Savaş Uçağı Mafyası) denmesine yol açtı.

‘Energy Maneuverability Theory’ formülasyonu aşağıda verilmiştir, bariz bir şekilde sürüklenme kuvveti ne kadar az, (aerodinamik tasarım sayesinde), motor gücü ne kadar yüksek (motor takatı sayesinde), ağırlık ne kadar az (aerodinamik tasarım, düşük uçak hacmi, az yük taşınması sayesinde), yüksek hız (motor takatı, düşük uçak hacmi sayesinde) ise; enerji manevra kapasitesi/kabiliyeti artacaktır.

 

Ps = V (T-D)

              W

Ps= Enerji Manevra kapasitesi/kabiliyeti

V = Speed (hız)

T = Trust (motor gücü)

D = Drag (sürüklenme kuvveti)

W = Weight (ağırlık)

 

Fighter Mafia, çok rollü (multirole) uçaklara karşıydı. Özellikle F-15, F-16 ve A-10 tasarımlarında çok etkili oldular, hem kongreyi hem de Amerikan halkını etkileyebiliyorlardı ama gittikçe ABD Hava Kuvvetleri ile karşı saflarda olmaya başladılar. F-15’de ABD Hava Kuvvetleri bildiğini okudu, çünkü bu uçak “High-mixed  Consept/Üst Düzey Karma Konsept” olacak, önce hava savunma uçağı (Asil Kartal/Noble Eagle) olacak, akabinde çok rollü (multirole) av/bombardıman konfigürasyonlarında evrimleşecekti. Oldu da; F-15E Strike Eagle (Darbe uçağı) olarak havacılık tarihinin en etkili av/borbardıman uçaklarından birisi oldu. Şimdilerde F-15 EX modeliyle hala yanına yaklaşılamayak seviyelere gelmiştir.

ABD Hava Kuvvetleri F-15C tasarımından uzaklaştırdıkları Fighter Mafya etkisine F-16 programında daha çok yer verdiler çünkü bu uçak düşük düzey konsept’de (Low-Mix Consept) olacaktı. Bu amaçla, YF-16 LWF (Light Weight Fighter-Düşük Ağırlıklı Hava/Hava Muharebe Uçağı) olarak tasarlandı, F-X projesinde rakibi olan YF-17’de benzer şekilde tasarlandı. Bu uçaklar hafif olacak, takat gücü yüksek motor veya morlar ile uçarak yüksek itme/ağırlık oranına (thrust/weight ratio) sahip olacaktı. Çoğu konumunda, yüksek itme/ağırlık oranına sahip bir uçak, yüksek bir aşırı itme değerine sahip olacaktır. Yüksek aşırı itme, yüksek bir tırmanma oranına neden olur. İtki/ağırlık oranı birden büyükse ve sürükleme (drag) küçükse, uçak bir roket gibi dümdüz yukarı doğru hızlanabilir. Bu da Boyd’un Enerji Manevra Kabiliyeti teorisini doğrulamaktadır.

Fighter Mafia’nın amacı; F-15 ve F-16’dan Av Uçağı (Fighter Aircraft) A-10’dan da CAS (close air support-yakın hava desteği) uçağı yaratmaktı. Peki bombardıman görevleri ne olacak sorusuna ise; “not even a penny for bombardment/borbardımana beş kuruş yok” cevabını verdiler.

F-16’nın ağırlığını artırmamak için AN/APG-66 radarına bile itiraz ettiler, onlara göre         F-5E’lerdeki APQ-153 radarının upgrade (model yükseltme) edilmiş versiyonu yeterliydi. A-10’un hava-yer füzeleri taşımasına da uçağın ağırlığını yükselteceği için top yeterliydi. Onlara göre alçak irtifada füze bir işe yaramayacak A-10’daki müthiş top Gatling Gun (GAU-8 Avenger Rotary Cannon) yakın hava desteğinin gereğini yapacaktı. Nitekim bu top sayesinde A-10 Thunderbolt “tank katili” olarak anılmaya başlandı.

Fighter Mafia hava-hava rollerinde F-16, yakın hava desteğinde de A-10 ikilisinin rollerini ideal jet savaş uçağı hizmet entegrasyonu olarak tanımlıyordu. Aerodinamik konularda haklıydılar ama bu görüşleri çok amaçlı, ekonomik, desteklenebilir jet savaş uçağı isterlerini karşılamaktan uzaktı ve gittikçe fanatikleşip, model fikirlerine aşık olup, bir nev’I “işletme körlüğüne” kapıldıkları da gözlemlenebiliyordu.

20 Ocak 1974'te test pilotu Phil Oestricher, General Dynamics YF-16 prototipinin yüksek hızlı rule kontrolüne başladı akabinde ilk uçuş için kalkacaktı. Uçak, osilasyona girip sol kanadı yere vurduğunda, uçuş enmiyet kuralları gereği, uçuştan vaz geçmesi (abort) gerekirken, uçağın ilk uçuşu için havalanmaya, imajını zedelememek için karar verdi ve havalandı. YF-16, hafif, ultra bir it dalaşı (dogfight) av uçağı hayallerinin gerçekleşmesiydi. YF-16, onlar için, saf havadan havaya savaş uçağı, havacılık mühendisliğinin Excalibur'uydu (Kral Arthur’un mistik kılıcı).

F-16'nın test pilotları ona Viper (engerek yılanı) adını verdiler çünkü hızlı, çevik ve kendi tarzında çok ölümcüldü. Ancak, müşteri olan USAF bilgiç ve bürokratik bir şekilde, Viper'ın bir uçağın adı olamayacağına karar verdi, çünkü; yeni uçaklara yırtıcı kuşların adını koymak istiyorlardı. F-15’e eagle (kartal) adını koymuşlardı, F-16’ya da fighting falcon (savaşan şahin) adı konuldu. Ama bu uçakla uçanların çoğu savaşan şahin yerine viper demeyi tercih etti. Yıllar ve nesiller sonra Blok-70’de, eskiye saygı amaçlı viper adı konuldu.

F-X yarışmasını YF-16 kazanarak, F-16 olarak USAF’ın envanterine girdi. Ancak, diğer ülkelerden de bu uçağa aşırı talepler gelmeye başlamıştı. Fakat, bu talepler çoğunlukla aynen USAF’ta olduğu gibi (veya USAF’ın yönlendirdiği gibi!!!) uygun maliyetli, ancak çok görevli bir av/bombardıman konfigürasyonu içindi. Bu üretici firma General Dynamics’in de planlarına uygundu (General Dynamics’in bu bölümü daha sonra Lockheed Martin tarafından satın alındı).

F-16 A/B, C/D sınıfları, 10, 15, 30-32, 40-42, 50-52 ve diğer blokları (72 farklı bloktan daha fazlası), Amerikan Jet Savaş Uçağı tarihinin ihracat rekorunu kırdı. Bu durum hem Lockheed Martin’i dünyanın bir numaralı savaş uçağı üreticisi yaptı, hem de ABD’nin muazzam paralar da kazanarak, biz dahil +30 ülkeyi bu uçakta onlara bağımlı hale getirdi. Ayrıca, uçağın yaşam devri (life cycle) boyunca kullanıcılardan lojistik destek amaçlı olarak satıştan çok daha fazla meblağlarda paralar kazandılar, kazanıyorlar. Bu uçaktaki başarıyı abartarak F-35 uçağını tasarladılar ama tasarımdaki bileşikliği (JSF-Joint Strike Figher) Mühendislik açısından da abarttılar, şimdilerde de işin içinden çıkmaya çalışıyorlar. Fakat, F-35’in de yüksek ihracat başarısını yakalayacağını söylemek yanlış olmayacaktır.

4’ncü Nesil Jet Savaş Uçaklarının En Belirleyici Özellikleri: Pulse-doppler radar (Darbe-Doppler radarı, darbe zamanlama tekniklerini kullanarak hedefe olan menzili belirleyen ve hedef nesnenin hızını belirlemek için geri dönen sinyalin Doppler etkisini kullanan bir radar sistemidir.), yüksek manevra kabiliyeti (high maneuverability); füze fırlatmada aşağı-bakış, aşağı-vuruş kabiliyeti (look-down, shoot-down missiles), Fly by Wire uçuş kumanda system kabiliyeti (manuel uçuş kumandalarını elektronik bir arayüz ile değiştiren gelişmiş uçuş kumanda sistemi. Bu sistemde uçak pilottan bağımsız bilgisayar kontrollü bir yapay zekaya sahiptir).

Bu avcı sınıfının iyi temsilcileri arasında Amerikan F-16 ve Sovyet MiG-29 bulunur.

Dördüncü neslin diğer üyeleri şunlardır:

Grumman F-14 Tomcat

McDonnell Douglas F-15 Eagle

General Dynamics F-16 Fighting Falcon

McDonnell Douglas F-18 Hornet

McDonnell Douglas AV-8B Harrier II

Mikoyan Gurevich MiG-29

Mikoyan Gurevich MiG-31

Sukhoi Su-27

Yakovlev Yak-38

Panavia Tornado

Dassault Mirage 2000

Saab Viggen

Mitsubishi F-2

AIDC Ching-Kuo

Chengdu J-10

Hindustan LCA

 

4.5’uncu (44+, 4++ Nesil Jet Savaş Uçakları (1990-2000)

"4.5 nesil" terimi bazen daha yeni dördüncü nesil jet savaş uçaklarıa atıfta bulunur. Bu uçaklar genellikle dördüncü nesil uçaklarla aynı temel özellikleri muhafaza ediyor, ancak beşinci nesil avcı uçaklarında görülebilecek daha ileri teknolojiler tarafından sağlanan gelişmiş yeteneklere sahip olarak görülüyor.4’üncü nesil ile 5’inci nesil arasındaki bu jenerasyonu 4+ ve 4++ olarak sınıflandıran bir çok uzman vardır ancak bu sınıflandırma tartışmaya çok açıktır. Ticari ve milli kaygılar ile biraz zorlama bir sınıflandırma olduğunu vurgulamak yanlış olmayacaktır.

4.5’inci (4+) Nesil Jet Savaş Uçaklarının En Belirleyici Özellikleri: High agility; sensor fusion; reduced signatures.

İyi örnekler F-18 Super Hornet, Eurofighter Typhoon ve Dassault Rafale'dir. Üçü de, daha eski dördüncü nesil uçaklarla karşılaştırıldığında, görev kabiliyetini geliştirmek için gelişmiş aviyoniklerden ve görünürlüğü azaltmak için sınırlı gizli özelliklerden yararlanıyor. Bununla birlikte, hiçbiri beşinci nesil bir savaşçı olarak sınıflandırılacak kadar gelişmiş sayılmaz (ancak Typhoon ve belki de Rafale için tartışmalar yapılabilir).

4+ Nesil Jet Savaş Uçakları:

Boeing F-18E/F Super Hornet

Sukhoi Su-30

Sukhoi Su-33

Sukhoi Su-35

Eurofighter Typhoon

Saab Gripen

Dassault Rafale

4.5’inci (4++) Nesil Jet Savaş Uçaklarının En Belirleyici Özellikleri: AESA (Active electronically scanned arrays) radarı; devam eden azaltılmış sinyaller veya bazı aktif dalga formu iptal yenekelri ile radara görünmezlik kabiliyeti (continued reduced signatures or some “active” (waveform canceling) stealth); bazı durumlarda supercruise (artyakıt-afterburner kullanmadan ses hızını aşabilme) kabiliyeti.

4++ Nesil Jet Savaş Uçakları:

SU-35

F-15 EX 

 

5’inci Nesil Jet Savaş Uçakları (2000 - ?)

Beşinci nesil avcı uçaklarını en iyi özetleyen teknolojiler, pilota savaş alanının tam bir resmini ve düşük gözlemlenebilir "gizli" tekniklerin kullanımını sağlayan gelişmiş entegre aviyonik sistemlerdir. F-22 ve F-35, bugüne kadar geliştirilen tek beşinci nesil avcı uçaklarıdır, ancak Rusya, Mikoyan Gurevich MFI MIG-1.44 ve Sukhoi Su-47 tarafından oluşturulan Rus teknolojilerin henüz etkin muharip safhada olmasa dahi SU-57’nin tasarımına ve imaline katkı sağladığı Kabul edilmelidir. Yani SU-57’yi de 5’nci nesil jet savaş uçağı olarak kabul etmek doğru olacaktır. Biraz tartışmalı da olsa; Çinli Chengdu J-20’yi de bu jenerasyona dahil edebiliriz. Uçuş safhasına geçtiğinde, milli muharip uçağımız TUSAŞ TF-X (MMU) da bu nesile dahil olacaktır.

5’inci Nesil Jet Savaş Uçaklarının En Belirleyici Özellikleri: Dahili silahlarla her açıdan görünmezlik (stealth) kabiliyeti, aşırı çeviklik/muazzam manevra kabiliyetiextreme agility, tam sensör füzyonu, entegre aviyonikler, kısmi veya tam supercruise kabiliyet.

Müşterek Taarruz Uçağı tüm bu konu için orijinal ilham kaynağı olduğu için F-35'i bu neslin en belirgin örneği olarak adlandırmak mantıklı görünüyor.

Diğer örnekler şunları içerir:

Lockheed Martin F-22 Raptor

Lockheed Martin F-35

Sukhoi SU-57

Chengdu J-20

 

Bu kategorilerin yalnızca bir görüş olduğunu ve hiçbir şekilde resmi, kat’i olduklarının iddia edilmediğini, yoruma da açık olduklarını lütfen unutmayınız. Ayrıca, belirli bir uçak tipini sınıflandırmanın her zaman kolay olmadığını da bilmeliyiz. Örneğin, uzun ömürlü F-4,     F-15 ve SU-27 ailesi (SU-27, SU-30, SU-32, SU-33, SU-34, SU-35,SU-37) hangi varyantının, konfigürasyonunun veya modernize edilmiş halinin dikkate alındığına bağlı olarak, üçüncü veya dördüncü hatta 5’inci neslin içine dahil edilebilirler (SU-35S, F-15 EX). Bununla birlikte, yukarıdaki listenin, jet savaş uçaklarıyla ilgilenenler için faydalı olması gereken kategorik, sistematik özet bilgiler içerdiğini, jetle çalışan avcı uçaklarının evrimi hakkında iyi bir genel bakış sağladığını düşünüyoruz.

6’ıncı Nesil Jet Savaş Uçakları (...?-?)

Aşırı yüksek oranda stealth (radarda görünmezlik) özelliği; ses altından-çoklu ses üstü uçuşlara kadar (subsonic to multi-Mach) her uçuş rejiminde etkili (efficient in all flight regimes, subsonic to multi-Mach); muhtemel “dönüşme/morphing” kabiliyeti; akıllı gövde kaplamaları, yüksek net-ağlı, müthiş seviyelerde hassas sensörler, insansız, opsiyonel olarak insanlı, doğrudan enerji silahları.

Bu jenerasyonda konsept tasarımlar vardır ancak, henüz bir uçan platform mevcut değildir. Bu nesil uçakların üç eksende hareket edebilecekleri süre uzadıkça; 5+, 5++ nesil uçakları konuşmamız muhtemeldir.

Konseptsel Tasarımları aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:

Japonya, Mitsubishi F-X

Birleşik Krallık, İsveç ve İtalya, Future Combat Air System (UK) and BAE Systems Tempest

Fransa, Almanya, İspanya, Future Combat Air System (FCAS)

Rusya, Mikoyan PAK DP

ABD, F/A-XX program and Next Generation Air Dominance

 

Sonuç ve Öneriler:

Jet motorunun icat edilmesinin bir süre akabinde; ilk jet savaş uçağının uçmasıyla jet devri başladı. Sivil jet uçakları devri askeri jet savaş uçaklarının sonrasında başlamıştır. Mühendisliğn tarihsel gelişinde hiç değişmediği üzre; yenilikler öncelikle güvenlik ihtiyaçlarının tatmini amacıyla başlatılır. Jet savaş uçaklarının ve bunların taşıdığı sistemlerin baş döndürücü gelişimi de maalesef, II. Dünya, Kore, Vietnam savaşları ve soğuk savaşın gergin döneminde olmuştur. İvmelendirici güç, bu gergin dönemler olmuştur.

Ancak, çok ciddi bir hata da herzaman yapılır. Savunma şirketlerinin baskısı nedeniyle bir çok savaş uçağı servis ömrü bitiminden çok önce de servisten alınabilmektedir. Örneğin ABD Hava Kuvvetleri, F-15 ve F-16 üretimini hızlandırmak, dünya üzerinde pazarlamasını yapabilmek, etki sahasını genişletmek için, F-4 uçaklarını çok erken servisten almıştır. F-16’da müthiş bir ihraç başarısı yakalamış, ancak high-mixed konsept olan F-15’lerini sadece sınırlı sayıdaki müttefiğine kısıtlı kapasite ile satmıştır (Israil, Japonya, G.Kore, Suudi Arabistan, Singapur, Katar).

Alınan uçakların servis ömürlerini uzatmak, avionic ve silah sistemlerini modernize etmek, onların servis ömürlerinin son dönemlerinde yeni sistemleri devreye sokmak her zaman için en maliyet etkin çözüm olacaktır. Modernize edilmiş o uçaklarının jenerasyonuna istediğiniz kadar artı (+) işareti koyailirsiniz.

Servisten alınan uçakların da hurdaya ayrılmasından ziyade, neme maruz kalmayan coğrafi bir bölgede uzun süre muhafaza etmek hem belki bunların bir başka kullanıcıya en azından parka bazlı satılabilmesine, yada caydırıcı bir faktör olarak muhafa edilmelerine olanak sağlıyacaktır.

6’ncı nesil jet savaş uçağı dönemine girmek üzereyiz. Bu uçakların çoğunluğu insansız uçacaktır. Bir sonraki nesilde ise bu uçaklar yerdeki konsolda da insane gerek duymadan sadece makinelerin uçtuğu uçaklar olacaktır.

Ünlü bilim insanı Albert Einstein’ın nükleer silahların tehlikesini anlatmak adına söylediği; “3. Dünya Savaşı’nda hangi silahların kullanılacağını bilmiyorum ama 4. Dünya Savaşı’nda taş ve sopalar olacağını biliyorum”, sözünü jet savaş uçaklar için de uyarlamamız yanlış olmayacaktır.

Notlar:

1. Lockheed, 1993 yılında Fort Worth'ta yerleşik General Dynamics savaş uçağı bölümünü satın aldı ve Lockheed Martin'i oluşturmak için 1995 yılında Martin Marietta ile birleşti.

2. Fighter Mafia Grubunun önemli üyeleri:

F-15, A-10 ve özellikle YF-16, ABD Hava Kuvvetleri (USAF) Albay John Boyd tarafından yönetilen Fighter Mafia (Av Uçağı Mafyası) olarak bilinen bir grup olmak üzere, hava savunma dünyasındaki birçok Amerikalı için bir tutku projesiydi. Bu mafia grubunda ayrıca General Dynamics mühendisi Harry Hillaker, analist Pierre Sprey, savaş pilotu Everest Riccioni, analist Thomas Christie ve diğerleri de yer aldı.

3. Jet nedir? Yüksek hızlı rüzgarların uzun ve dar bir akımıdır. Ancak, bu meteorolojik tanımlama, aerodinamik etkisi nedeniyle, ilk gaz türbinli motora Turbojet denmesine ilham vermiştir. Bu motorla uçak uçaklara da Jet Uçağı tanımlaması yapılmıştır. Havacılıkta lider bilim dalı Aerodynamics'dir. Bir hava platformunun 3-Eksende nasıl durabileceğini, hareket edebileceğini bu bilim dalı tarif eder.

4. Jet motoru veya diğer adıyla tepkili motor, atmosferden aldığı havayı sıkıştırıp jet yakıtıyla yakarak ısıtan havacılık motoru. Bu ısıtma sonucunda ortaya çıkan gazları, hızla dışarı püskürterek, ters yönde bir itiş gücü oluşturur ve bu güçle, motorun bağlı olduğu aracın hareket etmesi sağlanır. Bu motorlar, Newton'ın hareket yasalarına bağlı olarak geliştirilmiştir. Bu yasaya göre; her etki eşit büyüklükte ve ters yönde bir tepki doğurur.

Hans Joachim Pabst von Ohain (14 Aralık 1911 – 13 Mart 1998) jet motorunun mucitlerinden birisiydi.

İki mühendis, Birleşik Krallık'ta yaşayan Frank Whittle ve Almanya'da yaşayan Hans von Ohain, 1930'ların sonlarına doğru ayrı ayrı bu jet motoru fikrini meydana getirmişlerdir, buna rağmen kabul gören ilk turbojet Whittle'a aittir. Ohain ilk bağımsız jet motoru tasarlamıştır ve jet uçağına güç sağlayan ilk kişidir. Buna rağmen hiçbir tasarımı üretime geçmemiştir. Almanya'da jet motorunun geliştirilmesi için bulunduğu katkılar paha biçilmezdir. Savaş sonrasında, kendisi gibi jet motorları üzerinde çalışma yapan Frank Whittle ile tanıştı ve birlikte çalışmalarına devam ettiler.

Yararlanılan Kaynaklar:

1. Russia's Su-57 Heavy Fighter Bomber: Is It Really a Fifth-Generation Aircraft?

https://www.rand.org/blog/2020/08/russias-su-57-heavy-fighter-bomber-is-it-really-a-5th.html

2. The Department of Defense Should Avoid a Joint Acquisition Approach to Sixth-Generation Fighter

https://www.rand.org/pubs/research_briefs/RB9759.html

3. Do Joint Fighter Programs Save Money? Technical Appendixes on Methodology

https://www.rand.org/pubs/monographs/MG1225z1.html

4. Supporting Expeditionary Aerospace Forces, An Analysis of F-15 Avionics Options

https://www.rand.org/pubs/monograph_reports/MR1174.html

5. Jet fighter generations

https://en.wikipedia.org/wiki/Jet_fighter_generations

6. What is a 5th Generation Fighter?

https://web.archive.org/web/20121102122645/

http://www.eurofighter.com/fileadmin/web_data/downloads/extpub/02_5thGenFighter.pdf

7. The Sixth Generation Fighter

http://www.airforcemag.com/MagazineArchive/Pages/2009/October%202009/1009fighter.aspx

8. F-16 Fighting Falcon, F-16 (Jet fighter plane), Publication date 2003

9. F-15 Eagles, Publication date 2009

10. F 22 Report of Scientific Advisory Board, Publication date 2012-09-14

11. Air International - F-4 Phantom II.pdf, 17.9 Mb

12. Fighter Mafia, https://en.wikipedia.org/wiki/Fighter_Mafia

13. The Revolt of the Majors: How the Air Force Changed After Vietnam, Marshall L. Michel III

14. F/A-22 Raptor, http://www.af.mil/factsheets/factsheet.asp?id=199

15. F-35 Lightening II, https://www.f35.com/f35/about/5th-gen-capabilities.html

16. SU-27 Flanker Family, https://su27flankerfamily.wordpress.com/

17. Generation of SU-27 Fighter, Sukhoi Aircraft Design Bureau, Russia, ICAS2002 Congress

Araştırmacı Yazar Raif BİLGİN
Araştırmacı Yazar Raif BİLGİN
Tüm Makaleler

  • 23.09.2022
  • Süre : 9 dk
  • 9308 kez okundu

Google Ads