Türk Hava Gücünün Önündeki En Zor On Yılı
Türkiye’ye bölgesindeki en ciddi hava gücü tehdidi Yunanistan’dan gelmektedir. Uzun yıllardır Yunan Hava Gücü gerek nicelik ve gerekse nitelik olarak Türk Hava Gücünün %70 seviyelerindeydi. Ancak son dönemde özellikle Rafale F3-R tedariği, F-16C/D Block 52+ uçaklarının F-16C/D Block 70/72 (F-16V Viper) seviyesine modernizasyonlarının başlaması ve bu modernizasyonun 2027 yılında tamamlanacak olması, ayrıca F-35 alım niyet beyanlarını yapmış olmaları ve büyük bir ihtimal ile bu uçağı tedarik edecek olmaları Yunan Hava Gücünü önümüzdeki on yıl içerisinde nitelik açısından önemli bir tehdit unsuru haline getirecektir.
Hava gücü hava yeteneklerinin atmosferde kullanılma kabiliyeti ve kapasitesidir. Atmosfer, hava gücünün üç temel özelliğinin kendi ortamında kullanılmasını mümkün kılar, bunlar; Hız, Menzil ve İrtifa (Yükseklik)’dır. Hız, menzil ve irtifayı atmosfer ortamında en iyi kullanan platformlar ise; uçak ve füzedir. Uçak; füzeye nazaran çok daha fazla performans özelliğine sahip olması nedeniyle hava gücünün asli unsurudur.
Türkiye’ye bölgesindeki en ciddi hava gücü tehdidi Yunanistan’dan gelmektedir. Uzun yıllardır Yunan Hava Gücü gerek nicelik ve gerekse nitelik olarak Türk Hava Gücünün %70 seviyelerindeydi. Ancak son dönemde özellikle Rafale F3-R tedariği, F-16C/D Block 52+ uçaklarının F-16C/D Block 70/72 (F-16V Viper) seviyesine modernizasyonlarının başlaması ve bu modernizasyonun 2027 yılında tamamlanacak olması, ayrıca F-35 alım niyet beyanlarını yapmış olmaları ve büyük bir ihtimal ile bu uçağı tedarik edecek olmaları Yunan Hava Gücünü önümüzdeki on yıl içerisinde nitelik açısından önemli bir tehdit unsuru haline getirecektir.
Aynı dönem içerisinde, Türkiye; hem F-16 filosunu belirli bir miktarda yeni ve en üst versiyon (F-16V Viper) uçaklarla takviye etmek hem de ciddi sayıda uçağını da bu seviyeye çıkarmayı planlamıştır. Bu amaçla; en eski blok ve gövde yaşındaki F-16’larını milli Özgür projesi ile hem yapısal hem de aviyonik sistemler yönüyle modernize edecektir. Ayrıca; ABD’den 40 adet yeni F-16 Blok 70 (F-16V Viper) alımı ve F-16 envanterinden 79 uçağın F-16V Viper seviyesine çıkarılmaları için ise modernizasyon kiti talep etmiştir. Proje ABD Kongresinin onayını beklemektedir. Ancak, bu projenin gecikmesi için ABD her türlü engeli çıkartmakta, hatta birtakım çıkarları için F-16 projesini Türkiye’ye baskı unsuru olarak kullanmaktadır. Ayrıca, Türkiye; ortağı olduğu F-35 projesinden haksız yere çıkartılarak 5’inci nesil önemli sayıda (+100 adet) darbe uçağının tedariğinden de mahrum bırakılmıştır.
Türkiye, bölgesindeki en büyük ve etkili hava gücüne sahiptir, ancak bu gücünün sürekliliği için önümüzdeki on yılda olağanüstü bir çaba gösterecektir.
Komşularımızdan, Bulgaristan, Suriye, Irak ve Ermenistan’ın bize tehdit olabilecek seviyede bir hava güçleri yoktur. İran idame etmekte zorlandığı F-4 ve F-14’lerini SU-35’ler ile takviye edecektir, ancak onların da bizi tehdit edecek düzeyde bir hava güçleri yakın bir dönemde olmayacaktır.
Peki Türkiye Yunanistan tehdidine karşı kritik on yılda hava gücünü nasıl takviye edecektir?
A. Mevcut Hava Gücümüzdeki Jet Savaş Uçakları:
1. F-16 Blok 30, 40, 50, 50+
F-16’lar, Türk Hava Kuvvetleri’nin halihazırda ana vurucu gücünü oluşturmaktadır. Açık kaynak bilgilerine göre; Türk Hava Kuvvetleri envanterinde, 235 adetten fazla F-16 bulunuyor. Bunlar; Blok 30, Blok 40, Blok 50 ve Blok 50+ konfigürasyonundalar. En modern F-16’larımız, yaklaşık 10 yaşında olan F-16 Blok 50+’lardır. En eski F-16’larımız ise ortalama +30 yaşında olan Blok 30’lardır.
F-16; 2023-2050 yılları arasında hava gücümüzün önemli bir katmanı olacaktır. 2030’lardan itibaren kademeli olarak ana vurucu güç olma unsurunu MMU TF-X’e devredecektir.
F-16 Uçaklarımız başta Blok-30’lar olmak üzere; kademeli olarak hem yapısal hem de aviyonik ve silah sistemleri bakımından modernize edilerek 4++ nesil seviyesine çıkartılmalıdırlar.
2. F-4E Phantom (Terminator)
Modernize edilmiş F-4E’lerden oluşan 3+ nesil iki filo F-4E uçağımız mevcuttur, ancak bu uçaklar gövde ömürlerinin sonlarına yaklaştılar. Elbette bu ömrü uzatmak için yapısal tadilat yapılabilir ve F-4E bu tadilatı kabul edecek mukavemette bir uçaktır. Metal Levha (Sheet Metal) kaplı gövdesi polimer matriksli kompozit levhalar ile kaplanarak ağırlığı azaltılabilir, aviyonik sistemleri milli aviyonikler ile modernize edilebilir, modernize edilmiş bu uçağın görev yazılımına ait tüm kaynak kodları bizdedir, hatta Türk Hv.K.’leri tarafından yıllarca geliştirilmiştir. Üzerindeki J-79 motorları geliştirilebilir veya yeni motorlar ile değiştirilebilir. Kısacası F-4E Fantom Terminatör uçağının, milli imkanlar ile modernize edilerek hem ömrü uzatılabilir hem de daha kapasiteli bir uçak haline dönüştürülebilir.
F-4E modernize edilmeyecek olsa dahi; servisten alındığında kesinlikle “kâl” edilmemeli, gerekirse “insansız hedef uçağı” olarak hava-hava atış eğitimlerinde kullanılmalı, hatta “insansız savaş uçağı” olarak harekât görevlerinde kullanılmalıdır.
3. F-5 (Modernize Edilmiş F-5’ler)
Modernize edilmiş F-5 harekât görevlerinde kullanılmamaktadır. Türk Yıldızları Akrotim’de hava akrobasi gösterisi jet savaş uçağı olarak kullanılmaktadır ve yerini Hürjet’e teslim edecektir.
Modernize edilmiş F-5 uçaklarımız da servisten alındıktan sonra kesinlikle “kâl” edilmemeli, gerekirse “insansız hedef uçağı” olarak hava-hava atış eğitimlerinde kullanılmalı, hatta “insansız savaş uçağı” olarak harekât görevlerinde kullanılmalıdır.
B. Mevcut Hava Gücümüzün İHA/SİHA Uçakları:
TAI Anka, TAI Aksungur, Baykar Bayraktar TB2, Baykar Akıncı ve IAI Heron uçakları; hava gücümüzde İHA ve SİHA olarak görev yapmakladırlar. Bu güce yakın bir gelecekte insansız jet savaş uçağı Baykar Kızılelma MİUS da katılacaktır.
C. ÖNÜMÜZDEKİ KRİTİK ON YILLIK DÖNEMDE HAVA GÜCÜMÜZÜN ENVANTERİNE GİRECEK/MUHTEMELEN GİRECEK YENİ VEYA MODERNİZE EDİLMİŞ SAVAŞ UÇAKLARI:
F-16 ÖZGÜR Modernizasyon Projesi
F-16 Blok-30 uçaklarının hem gövde hem de aviyonik modernizasyonunu amaçlamış olan bu proje hızlandırılabilirse eğer; önümüzdeki on yıllık dönemde hava gücümüze 4+ nesil 35 uçaklık önemli bir katkı sağlayacaktır.
F-16V Viper Tedarik ve Modernizasyon Projesi
ABD’den 40 yeni F-16 Blok 70 (F-16V Viper) ve F-16 envanterinden 79 uçağın F-16V Viper, 4++ nesil savaş uçağı seviyesine çıkarılmaları için talebini yaptı. Proje ABD Kongresinin onayını bekliyor. Bu proje başlarsa eğer, Türk Hava Gücünün kendisine en büyük hava tehdidi olan Yunan Hava Gücüne karşı nitelik olarak da üstünlüğü devam edecektir. Ancak, bu projenin ucunun ABD tarafından açık bırakılması, şantaj ve hatta tehdit unsuru olarak kullanılması ihtimali çok yüksektir. Türk Hava Gücünün güçlendirilmesini bu projenin gerçekleşmesine göre planlamak ciddi bir hata olacaktır.
Üstelik, bu paket içerisinde 40 yeni F-16 Blok 70 (F-16V Viper) ve F-16 envanterinden 79 uçağın F-16V Viper, 4++ nesil savaş uçağı seviyesine çıkarılmaları için gerekli modernizasyon kitleri ve 900 adet hava-hava füzesi (AIM-120 AMRAAM) olduğu açık kaynaklardan bilinmektedir, ancak; bu alım için 20 Milyar USD bütçe ayrılması anormal yüksek bir meblağdır. Bu paketin içerisinde muhakkak bu paraya değecek başka alımlar da mevcuttur (örn. Çok sayıda jet motoru, mühimmat, yedek parça vd.).
Bu projenin geciktirilmesinde ABD’li senatör Bob Menendez “kötü polis” rolünü oynamaktadır. Ancak, 20 Milyar Dolar müthiş bir meblağ, bu proje başta Lockheed Martin ve diğer ABD savunma sanayi şirketleri için o kadar cezbecidir ki, eğer ABD yönetimi bu satışa cidden pozitif bakıyorsa; Bob Menendez’in bırakın senatoda veto etmesini - o’nu adeta “çizgi film kedisine” dönüştürerek - elimizi yalamasını, dalkavukluk etmesini vs. bile sağlarlar. Yunan dostu Menendez anında Türk dostu Menendez’e dönüşüverir!
Ayrıca, satış yarın oybirliğiyle onaylansa dahi, diğer F-16 kullanıcılarının kesinleşmiş yoğun siparişleri nedeniyle üretimde yaşanan birikme; Türkiye'nin yeni Viper jetlerini teslim almadan önce ciddi sürede beklemesi gerektiğine işaret etmektedir. En optimum çözüm; bahse konu 40 uçağın TAI’de TAI tarafından üretilmesidir ve büyük bir ihtimalle de öyle olacaktır. Hatta başka kullanıcıların F-16V siparişleri de TAI’de üretilebilir.
ABD, bu projeyi, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini veto etmemiz ihtimaline karşı tehdit ve şantaj unsuru olarak da kullanmaktadırlar ki, bu kesinlikle kabul edilebilecek bir durum değildir.
Eğer F-16V projesi ABD Kongresi tarafından onaylanmaz veya geciktirilirse; daha fazla zaman kaybetmeyip bu projeye ayrılan kaynağı kendi milli savunma sanayimizi destekleyecek şekilde çok akıllıca kullanmalıyız.
F-16V Viper Tedarik ve Modernizasyon Projesi Gerçekleşmezse Neler Yapılabilir?
Mühimmat tedariği de amaçlayan 20 milyar dolarlık bu mega proje gerçekleşmez veya çok geciktirilirse eğer;
F-16 Özgür Projesi
Tüm F-16’ılarımız Özgür projesi kapsamına alınıp, zamana ve teknolojik gelişmelere bağlı esnek bir program olarak yürütülmelidir. Uçaklara Aselsan Murad EASA radarı dahil tüm aviyonikler ve milli silah sistemleri entegre edilmelidir.
Eurofighter Typhoon Tedariki
İngiltere’den iki filoluk en son versiyondaki Eurofighter Typhoon uçakları tedarik edilmelidir. Ancak bu tedarik kesinlikle son versiyon Typhoon’lar için ve muhakkak hem teknoloji transferi hem de mahalli imalat olanaklarını da içerecek şekilde olmalıdır. Yani bahse konu iki filo son versiyon Typhoon uçakları Türkiye’de üretilmeli, bunun yanı sıra teknolojisinden transfer yapılmalı ve idamesinde kullanılan birçok komponent de Türkiye’de üretilmelidir. Bu şartları İngiltere kabul edecektir, EF konsorsiyum üyeleri Almanya, İtalya ve İspanya’nın da kabul etmeleri gereklidir. İtalya ve İspanya ile savunma sanayinde ciddi işbirliklerimiz oldu ve olacaktır. Sorun çıkacağını sanmam, Almanya ile yoğun bir diplomatik temas gerekecektir. Türk Hava Kuvvetlerinin de EF Typhoon kullanması bu uçağa pazar avantajı sağlayacağından ciddi bir sıkıntı çıkmasını beklemiyorum.
ABD tarafından zor durumda bırakılmış olmamızın; EF Typhoon cephesinde avantaj olarak kullanılmasına kesinlikle müsamaha gösterilmemelidir. Bu uçağı da almak zorunda değiliz. Sadece ve sadece bize avantaj sağlaması durumunda alınmalıdır.
HÜRJET (Silahlı Versiyonu)
HÜRJET’in silahlı varyantı, geniş görev yelpazesi ve üstün faydalı yük kapasitesi ile muharebe alanlarında önemli bir güç unsuru olacaktır. HÜRJET 2222 km harekât yarıçapı, 2721 kg yük kapasitesi, 1,4 Mach azami hız ile F-16’nın hava-yer ve hava-hava görev yükünün bir kısmını üstlenecek ve 2030’dan itibaren Hava Kuvvetlerinin envanterine girecek olan MMU TF-X’e kadar olan boşluğu doldurmada F-16’ya takviye olacaktır. (F-16 Blok 30/40/50 ortalama performans değerleri; 3940 km harekât yarıçapı, 10930 kg yük kapasitesi, 2.05 Mach azami hız’dır).
HÜRKUŞ-C
HÜRKUŞ’un silahlı versiyon HÜRKUŞ-C, hafif taarruz ve silahlı keşif görevlerinin, düşük maliyet ve yüksek hassasiyetle yapılabilmesi için geliştirilmektedir. Bu uçak asimetrik tehditlere karşı düşük maliyetli, esnek bir çözüm sunacaktır. Yüksek irtifada ve zorlu coğrafyalarda, gündüz ve gece koşullarında, zorlu görevleri gerçekleştirebilmek için yararlanılabilecek olan 1500 kg’a kadar geniş bir faydalı yük kapasitesi sunmaktadır. Özellikle Jandarma Genel Komutanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde etkin olarak kullanılacaktır. Bu bağlamda F-16’ların asimetrik hedeflere (terörist hedefler) taarruz görevlerinden bazılarını üstlenerek, ana muharip uçağımızın görev yükünü hafifletebilecektir.
MMU TF-X
MMU TF-X hava üstünlüğü (air superiority) amaçlı tasarlanmış, düşük görünürlük, dâhili silah yuvası, yüksek manevra kabiliyeti, artırılmış durumsal farkındalık ve sensör füzyonu gibi teknoloji alanlarındaki kabiliyetleri ile 5’inci nesil bir muharip uçağı olacaktır, F-35 tedarik etmeyecek olmamız nedeniyle havadan yere taarruz kabiliyetleri de artırılacaktır, ancak MMU 2030’dan itibaren hava gücümüzü destekleyecektir. Önümüzdeki on yılda hava gücümüze katkıda bulunmaları maalesef olası görülmemektedir.
Önümüzdeki On Yılda (2023-2033) Türk ve Yunan Hava Gücünün Durumu Ne Olacak?
Yunan Hava Gücü
F-16V 4++ Nesil Av/Bombardıman Uçağı Modernizasyonu
Yunanistan 83 adet F-16 uçağını Lockheed Martin Firmasına F-16V (Blok-72 (PW Motorlu)) versiyonuna modernize ettiriyor. İlk uçak Ocak-2023’te teslim alındı, projenin 2027’ye kadar tamamlanması planlandı.
Rafale 4++ Nesil Av/Bombardıman Uçağı Tedariki
Yunanistan'ın Ocak 2021'de 18 adet Rafale satın almasının ardından imzalanan yeni sözleşme ile sayı 24’e çıkartıldı. Yunan Hava Kuvvetleri ilk altı Rafale'sini Ocak 2022'de teslim aldı, ilk sözleşmeyle ilgili kalan 12 uçak 2023 yazına kadar Yunanistan'a teslim edilecek. İlave sipariş edilen 6 uçak da 2024’ten itibaren teslim edilecek. 2024 sonunda Yunan Hava Gücünde toplam 24 Rafale uçağı konuşlanmış olacak.
F-35A 5’inci Nesil Av/Bombardıman Uçağı Tedariği
Yunanistan 20 adet F-35A uçağı alım niyet mektubunu da ABD’ye iletti. Bu tedarik henüz onaylanmadı. Ancak, onaylansa dahi; Yunanistan muhtemelen bu on yılın en azından ikinci yarısına kadar herhangi bir F-35A teslim alamayacak bu nedenle kendi siparişleri hazırlanana kadar USAF envanterinden kullanılmış F-35A almaya da çabalamaktalar.
2023-2033 yıllarında Yunan Hava Gücünde 83 adet F-16V, 24 adet Rafale ve büyük bir olasılıkla 20 adet F-35A Av/Bombardıman uçağı olacak. Bu Yunan Hava Gücünü 4++ ve 5’inci nesil uçaklardan teşekkül edilmiş, bölgesinde son derece nitelikli bir hava gücü haline getirecek.
Türk Hava Gücü
Aynı dönemde Türk Hava Gücünde, aşağıda verilen adet ve nitelikte jet savaş uçağı olacaktır. (Not: Kesinleşmemiş, muhtemel projeler dahil edilmemiştir);
F-16 Özgür 4+ Nesil Av/Bombardıman Uçağı
35 adet F-16 Özgür
F-16V 4++ Nesil Av/Bombardıman Uçağı Modernizasyonu
79 Adet F-16V (Eğer gerçekleşmez ise F-16 Özgür)
Yeni F-16V Tedariği 4++ Nesil Av/Bombardıman Uçağı Tedariği
Eğer proje onaylanırsa 40 adet Yeni F-16V
F-16 Blok-40/50+ 4+ Nesil Av/Bombardıman Uçağı
81 adet modernize edilmemiş F-16 Blok-40/50+
HÜRJET (Silahlı Versiyonu) 4’üncü Nesil Av/Hafif Taarruz Uçağı
Kesin sipariş adedi bilinmemektedir.
2023-2033 Dönemindeki Yunan ve Türk Hava Gücünün Kıyaslanması
2023 Global Firepower Index (Küresel Ateş Gücü Endeksi)’a göre; Türkiye, hava gücü dahil her kategoride Yunanistan'dan daha güçlü olarak sıralandı. Bu yakın zamanda pek değişmeyecek olsa da, Yunanistan Rafale ve büyük bir ihtimal F-35A yeni savaş uçağı alımları ve F-16V modernizasyonu ile birlikte, önümüzdeki on yıllık dönemde maalesef Türkiye’ye karşı net bir niteliksel avantaj elde ediyor.
Sonuç ve Öneriler:
Eğer F-16V modernizasyonu gerçekleşmez ise; F-16 Özgür Modernizasyonuna ciddi kaynak aktarılmalıdır. Eurofighter Typhoon Tranche 4 alımı gerçekleşirse, MMU TF-X hizmete girene kadar stealth avantaj hariç, niteliksel olarak da Yunan Hava Gücünün çok gerisinde kalacağımız söylenemez. Çünkü; stealth kabiliyet temelde “ben hasmımı göremeden hasmımın beni görmesi” dezavantajını sağlar. Bu dezavantajı daha fazla sayıda S-400 Hava Savunma sistemleri tedarik ederek azaltmalı, SİPER Hava Savunma Sistemimizin de geliştirilmesi ve tedariğine öncelik vermeliyiz.
Gerekirse; Rus SU-35, Fransız Rafale ve Çin J-20 (stealth) uçaklarının alımı da değerlendirilebilir. Ancak hava silah sistemi tedariğinde; teknoloji transferi, ortak üretim, idame işletme sürecinde gerekli birçok ekipmanın Türk Endüstrisi tarafından üretimi, tüm işletim yazılımlarının kaynak kod’ları da tedarik edilmelidir. Aksi takdirde yeni jet savaş uçağı alımına gitmenin bir başka ülkeye daha bağımlı olmak haricinde bir sonucu olmayacaktır.
Atmosferin bize sağlayacağı, “Hız, Menzil ve İrtifa” kapasitelerimizi kullanabileceğimiz ortamda; daha etkili olan ama tedariği çok zor ve maliyetli uçak ve sistemleri yerine, füze sistemlerine yönelmemiz ve uçak yerine füze platformları, uzun menzilli top sistemleri (“cehennem topları”) ile hız, menzil ve irtifa kapasitelerinden istifade etmeliyiz.
Eğer dışarıdan uçak platformları ve uçak silah sistemi tedariği mümkün olmaz ise; bu kaynaklara planlanan bütçenin bir kısmı milli uçak ve füze hava platformlarına aktarılmalı, önemli bir bölümü de kara ve deniz gücümüzün modernizasyonuna tahsis edilmelidir.
Kabul edelim ki; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bölgemizdeki en caydırıcı ve güçlü gücü “Kara Gücüdür”. Son derece modern ve sayıca üstün silah sistemleri ile teçhiz edilmiş bir kara gücü muazzam bir güce ve hatta “korkunç” seviyede bir caydırıcı etkiye sahip olacaktır. Benzer şekilde; son yıllarda “Mavi Vatan” bilincimizin artması ile önemini milletçe daha çok kavramaya başladığımız deniz gücümüzü de modernize etmeli ve güçlendirmeliyiz. Kara ve deniz güçlerimizin silah sistemlerindeki millilik oranı %80’lere ulaşmıştır. Adeta bir sömürü aracı haline getirilen; hava platformlarına servet yatırıp bir de bunları kendimize karşı tehdit ve şantaj aracı olarak kullandırmak yerine, olanı kendi imkanlarımız ile modernize etmek ve yapısal ömürlerini uzatmak, yeni alımları ise tamamen milli platformlardan yapmak, bu platformlarda illaki son nesil sistemleri üretmeye çalışmamak, yapabileceğimizi bir an önce yapmak ve harekât hizmetine sunmak, zaman içerisinde sistemlerini modernize etmek en doğru çözüm olacaktır.