Site İçi Arama

savunma

Türk Hava Kuvvetlerinin Askeri Kargo Uçaklarından Airbus A400M Atlas (Bölüm 4)

A400M ATLAS, Avrupa'nın bir araya gelerek geliştirdiği, çok amaçlı bir askeri nakliye uçağıdır. Belçika, Fransa, Almanya, İspanya, Türkiye, Lüksemburg ve Birleşik Krallık hava kuvvetlerinin özel ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanan A400M, Airbus Defence and Space liderliğindeki uluslararası bir konsorsiyum tarafından üretilmektedir.

A400M Atlas sınıfındaki rakiplerine göre daha uzun mesafelerde uçabilen, daha ağır yükler taşıyabilen ve gelişmiş pilot destek sistemlerine sahip, modern askeri nakliye uçağıdır. Bu özellikleriyle Türk Hava Kuvvetleri'nin taktik ve stratejik hava taşımacılığı görevlerini daha etkin bir şekilde yerine getirmesine olanak tanır.

Taktik hava taşımacılığı, cephe hatlarına yakın bölgelerdeki birliklere personel, mühimmat ve lojistik desteğin hava yoluyla hızlı ve esnek bir şekilde sağlanmasıdır. Bu, kısa pistli hava üslerine iniş, arazi pistlerine iniş ve hava indirme gibi operasyonları kapsar. A400M, bu alanda üstün performansıyla öne çıkarak, daha ağır ve daha büyük yükleri daha uzun mesafelere taşıyabilme yeteneği sayesinde rakiplerinden ayrılır.

Stratejik hava taşımacılığı ise, büyük ölçekli operasyonlar için gerekli olan ağır ve hacimli ekipmanların uzun mesafelere taşınmasını ifade eder. Zırhlı araçlar, helikopterler ve konteynerler gibi stratejik varlıkların taşınmasında kullanılan bu uçaklar, geniş kargo bölümleri ve yüksek taşıma kapasiteleri ile karakterize edilir. A400M, hem taktik hem de stratejik hava taşımacılığı ihtiyaçlarını tek bir platformda birleştirerek, geleneksel taktik hava taşıyıcılarının sınırlarını aşar. Uçak, menzil, hız, irtifa ve yük kapasitesi açısından önceki nesil platformlara göre önemli avantajlar sunarak, modern savaş ortamındaki lojistik gereksinimlere daha iyi cevap verir.

Kapak görselinde, Türk Hava Kuvvetleri ait Airbus A400M Atlas nakliye uçaklarından biri, 30 Mayıs 2024 tarihinde İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nda havacılık fotoğrafçısı Onat Eronat tarafından görüntülenmiştir.

A400M ATLAS, Avrupa'nın bir araya gelerek geliştirdiği, çok amaçlı bir askeri nakliye uçağıdır. Belçika, Fransa, Almanya, İspanya, Türkiye, Lüksemburg ve Birleşik Krallık hava kuvvetlerinin özel ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanan A400M, Airbus Defence and Space liderliğindeki uluslararası bir konsorsiyum tarafından üretilmektedir. Bu kapsamlı projede BAE Systems (İngiltere), EADS (Almanya, Fransa ve İspanya), Flabel (Belçika) ve TUSAŞ (Türkiye) gibi önde gelen havacılık şirketleri de yer almaktadır. A400M, gelişmiş teknolojileri ve yüksek taşıma kapasitesiyle, modern savaş alanlarında stratejik ve taktik hava taşımacılığı görevlerini başarıyla yerine getirmektedir.

 

Türk Uçak Sanayii Anonim Ortaklığı (TUSAŞ) paylaştığı bilgilere göre Airbus A400M Programı ve Türkiye’de tüm A400M uçakları için üretilecek olan bileşenler arasında Ön Orta Gövde, Arka Gövde Üst Bölümü, Paraşütçü Kapıları, Acil Çıkış Kapısı, Arka Üst Kaçış Kapağı, Kuyruk Konisi, Kanatçık (Aileron) ve Sürat Frenlerinin (Spoiler) tasarım ve üretim işlemleri yer almaktadır. Bu komponentler Türkiye’de üretilmektedir.

Bu işbirliği sayesinde TAI, Airbus A400M programında önemli bir role sahip olmuş ve Türkiye'nin savunma sanayiinin gelişimi için önemli bir adım atmıştır. Airbus A400M uçağındaki Türk yapım bileşenlerinin başarılı bir şekilde kullanılmasıyla hem ekonomik olarak kazanç sağlanmakta hem de teknolojik yetenekleri geliştirilmektedir.

A400M turboprop motor teknolojisi oldukça gelişmiş olan 4 x Europrop International EPI TP400D6 (11.000 hp) motoru ile donatılmıştır, sağlam bir gövde yapısı ve güçlendirilmiş iniş takımı ile bir araya getirilerek. A400M en zorlu arazi koşullarındaki kısa ve yumuşak pistlere iniş yaparak, yükleri doğrudan ihtiyaç duyulan yere teslim edebilmektedir. A400M, ek donanım entegrasyonu ile kazanılan yerleşik tanker kabiliyeti sayesinde hem sabit kanatlı savaş ve nakliye uçaklarına hem de döner kanatlı hava araçları (helikopterler) dahil olmak üzere çeşitli platformlara havada yakıt ikmali yaparak bu hava araçlarının operasyonel esnekliğini büyük ölçüde artırmaktadır.

A400M, yüksek dayanıklılığı, uzun menzili ve düşük işletme maliyetleri ile hem askeri hem de sivil sektörde birçok farklı görev için ideal bir platform olduğu iddia edilmektedir.

A400M, uzun menzilli, yüksek irtifa ve hızlı uçuş kabiliyetleri ile öne çıkar. Mevcut taktik hava ikmal uçaklarına kıyasla, aynı görev mesafesinde neredeyse iki kat daha fazla yük taşıyabilen veya aynı yükü iki kat daha uzun menzilde taşıyabilen eşsiz bir performansa sahiptir.

İşte A400M uçağı için beklenen planlı bakım kesinti süresiyle ilgili temel noktalar:

Bakım Aralıkları:

A400M, C-17 ve C-130J gibi diğer uçaklara kıyasla bakım kontrolleri arasında daha uzun aralıklara sahiptir.

Bakım Kesinti Süresi:

Beş yıllık bir süre boyunca, A400M'nin yaklaşık 120 günlük bakım kesinti süresine sahip olması bekleniyor; bu, C-17 ve C-130J'den daha azdır.

Optimize Edilmiş Bakım:

A400M'nin bakım programı, optimize edilmiş planlı bakım ve koşula bağlı bakım teknikleri aracılığıyla kesinti süresini en aza indirmek ve operasyonel kullanılabilirliği en üst düzeye çıkarmak için tasarlanmıştır.

Bakım Programı:

A400M için optimize edilmiş bir bakım programı, maliyetleri azaltmak ve kullanılabilirliği artırmak için tasarlanmıştır.

Koşula Dayalı Bakım:

Uçak üzerindeki izleme sistemleri, belirli bakımlı yalnızca gerektiğinde yapılmasını sağlar.

Bakım Serbest Çalışma Dönemi (MFOP):

A400M, 15 gün boyunca bakım gerektirmeden görev yapabilme yeteneğine sahiptir.

Ortak Destek Çözümleri:

Katılımcı devletler arasında ortak bakım ve yedek parça paylaşımı, maliyetleri düşürür ve verimliliği artırır.

Airbus Military A400M uçaklarının piyasaya sunulduğu 2010 yılında, pazarlama direktörü olan Peter Scoffham yapılan bir röportajdan alıntılarla bu makaleye derinlik katmayı amaçlıyorum.

Uzun yıllar boyunca Kraliyet Hava Kuvvetleri'nde görev yapmış olan Peter Scoffham Vulcan bombardıman uçağı, Victor ve VC10K tanker uçakları gibi stratejik platformlarda pilotluk yapmıştır. Doğu Akdeniz, Güney Atlantik, Balkanlar ve Orta Doğu gibi gerilimli bölgelerde gerçekleşen çok sayıda operasyonda yer alarak önemli görevler üstlenmiştir. Kıbrıs, Kanada ve Belçika'da gerçekleştirilen denizaşırı görevlerde biriktirdiği deneyimle, uluslararası askeri operasyonların karmaşık yapısını yakından tanıma fırsatı bulmuştur.

Belçika'da görev yaptığı dönemde, NATO'nun Avrupa Müttefik Kuvvetler Yüksek Karargahı'nda (SHAPE) NATO Şube Şefi olarak görev alarak, 1990'ların ortalarından sonlarına kadar Bosna-Hersek ve Kosova'da yürütülen barış destekleme operasyonlarında uluslararası kuvvetlerin konuşlandırılması süreçlerini koordine etmiştir.

2003 yılında Kraliyet Hava Kuvvetleri'nden emekli olan Peter Scoffham havacılık sektöründeki kariyerine sivil hayatta devam etme kararı almıştır. Airbus Military'de A400M askeri nakliye uçağı programında askeri danışman olarak görev almış ve daha sonra Savunma Yeteneği Pazarlama Başkan Yardımcısı olarak atandığı pozisyonda şirketin askeri hava taşıyıcıları ve havadan yakıt ikmal tankerlerinden oluşan geniş ürün yelpazesinin pazarlanması sorumluluğunu üstlenmiştir.

A400M motorlarının kademeli güç verme özelliği ve performans karakteristikleri, uçağın görev profiline uyum sağlama yeteneğini nasıl artırmaktadır?

Günümüz turboprop teknolojisindeki gelişmeler sayesinde, turbofan motorlara yakın seyir irtifaları ve hızlarına ulaşmak mümkün hale gelmiştir. Turboprop motorlar, aynı zamanda turbojet motorlara eşdeğer hızlara ulaşabilme yeteneğine sahiptir. Bu durum, turbopropların taktiksel üstünlükleri ile jet motorlarının yüksek performansının birleşimiyle sonuçlanarak, uçakların görev profiline daha geniş bir yelpazede cevap verebilmesini sağlar.

Yüksek irtifa ve yüksek sıcaklık koşullarında, tüm motorların performansı düşüş gösterir. Ancak jet motorları, özellikle jet motorunu oluşturan bileşenler üzerindeki yük artışı nedeniyle daha fazla performans kaybına uğrar. Uçakların en savunmasız olduğu anlar, yere yakın alçak irtifalarda, özellikle 5.000 feet’in altında, MANPADS gibi taşınabilir hava savunma sistemlerine karşı oldukları zamandır.

C-17 gibi turbofan motorlu uçaklar, yüksek irtifadan hızlı bir şekilde alçalma kabiliyetine sahiptir. Ancak, özellikle 5.000 feet’in altındaki alçak irtifalarda, yüksek hızları nedeniyle yavaşlamakta zorlanırlar ve taktiksel inişler için uygun olmayan bir uçuş profili sergilerler. Buna karşılık, C-130 ve A400M gibi turboprop motorlu uçaklar, büyük çaplı pervaneleri sayesinde alçak irtifalarda daha etkili bir şekilde yavaşlayabilir ve taktiksel inişler gerçekleştirebilir. Bu durum, hava gösterilerindeki etkileyici manevralarla da gözlemlenebilir. Sonuç olarak, A400M gibi turboprop motorlu uçaklar, yüksek irtifa ve hız avantajlarının yanı sıra alçak irtifalarda manevra kabiliyeti gibi taktik avantajları da bir arada sunmaktadır.

5.000 feet’in altındaki hızlı iniş hızı, pilota ve operasyonel ekibe savaş alanındaki operasyonlar için taktikler geliştirme konusunda çok fazla esneklik sağlıyor mu?

A400M'nin 5.000 feet altındaki son yaklaşma aşamasında yaklaşık 14 derecelik bir iniş açısına sahip olabileceği öngörülmektedir. Bu değer, C-130'un 11,5 derecelik ve C-17'nin yaklaşık 6-6.5 derecelik iniş açılarıyla karşılaştırıldığında oldukça yüksektir. Yüksek iniş açısı, A400M'ye düşmanca ortamlarda alçak irtifalarda iniş yapma yeteneği kazandırarak, uçağa önemli bir hayatta kalma avantajı sağlar.

Nakliye uçaklarının taktik rolleri modern müşterek kuvvetlerin katıldıkları silahlı çatışma, savaştaki önemi nedir?

Özellikle ABD ve İngiltere gibi ülkelerin faaliyet gösterdiği yüksek yoğunluklu çatışma bölgelerinde, ağır ekipmanın çatışma alanına veya ihtiyaç duyulan bölgeye hızlı ve doğrudan teslimatı giderek daha kritik hale gelmiştir. Bu durum, zırhlı araçların uçaklardan doğrudan indirilerek çatışmaya hemen katılabildiği, yeni nesil askeri operasyonların karakteristik özelliklerinden biridir. Geçmişte, merkezi komuta ve kontrol anlayışının daha baskın olduğu dönemlerde bu tür taktikler yaygın değildi.

Bana A400M iniş takımı tasarımını, bu tasarımın iniş esnekliğini ve airdrop ile sağladığı faydaları gösterdiniz. Bunun önemini yorumlayabilir misiniz?

Bu cevabın iki bölümü var. İlk önce gerçek iniş kısmını düşünün ve ikinci olarak airdrop hakkında konuşacağız. Kaba, hazırlıksız ve yumuşak uçak pistlerine iniş yapabilme yeteneği, Avrupa'nın temel bir gerekliliğiydi ve ağır ekipmanların etki noktasına veya ihtiyaç noktasına ulaştırılması için muazzam bir fayda sağlıyordu. Avrupa hava kuvvetleri, küresel bir varlık veya erişim için hızlı bir müdahale kabiliyeti istedi, ancak Avrupa ulusları büyük, orta ve küçük tüm farklı özelliklere sahip birçok uçak türüne sahip olmayı göze alamayacakları için, hepsini yapmak için tek bir uçağa ihtiyaçları vardı. 1990'larda "Geleceğin Büyük Uçağı" olarak adlandırılan, şimdi A400M, en az yerini aldığı uçak kadar iyi bir taktik performansa sahip olmalıydı, bu durumda C130 Hercules ve C160 Transall'dı. Özellikle, uçağın, yerini alacağı uçaklar kadar yumuşak, hatta daha yumuşak yüzeylere inebilmesi gerekiyordu. Bunu başarabiliriz çünkü A400M'nin 12 tekerleği var ve böylece uçağın ayak izini artırıyor. Eşdeğeri, kar ayakkabısı olmadan yürümek ve sadece batmak yerine, kar üzerinde bir kar ayakkabısı üzerinde yürümek olacaktır.

A400M'nin burun tekerlekleri, geleneksel tasarımlara kıyasla daha büyük bir çap ve daha geniş bir temas yüzeyine sahiptir. Bu sayede yumuşak zeminlerde batma (sinking) riski minimize edilerek, uçağın arazi kabiliyeti artırılmıştır.

Uçağın tasarımının izin verdiği airdrop özelliklerinden bahsedebilir misiniz?

Rampası olan herhangi bir uçakla ilgili temel sorun, rampanın arkasındaki hava akışının içeri çekilme eğiliminde olmasıdır. Bu nedenle, aynı anda birkaç paraşütçü atıyorsanız, uçağın yaklaşık 100 metre gerisinde birbirleriyle çarpışma riski vardır.

Tasarımcıların yapması gereken şeylerden biri, uçağın arkasındaki hava akışını düzeltmeye çalışmaktı. Diğer uçaklarda bu sorunun üstesinden gelmek için strakeler, kanat çitleri, girdap jeneratörleri ve her türlü diğer aerodinamik aletler vardır. Ancak bu aerodinamik cihazlarla bile, bazı uçaklar sorunun üstesinden gelemedi ve bu nedenle alternatif olarak yan kapılardan atlayan paraşütçülere gitmekten başka seçeneği yok. Bu, paraşütçülerin çok daha geniş bir alana indiği anlamına gelir ki bu elbette ideal değildir. Bu sorunun üstesinden gelmek için, A400M tekerlek yuvaları veya tekerlek bölmeleri, uçağın arkasında temiz bir akışla sonuçlanan aerodinamik bir şekle sahip olacak şekilde özel olarak tasarlandı ve bu da paraşütçülerin hava akımında çarpışma korkusu olmadan aynı anda atlamasına izin verdi.

Ancak bu daha büyük ama aerodinamik tekerlek yuvalarına sahip olmanın başka avantajları da var. İlk olarak, bunlar Daha büyük tekerlek bölmeleri, paraşütçülerin artık uçaktan daha kolay çıkabilmesi için tasarımlarına bir adım ekliyor. İkincisi, tekerlek bölmelerinin boyutunu hem ileri hem de geri artırarak, artık normalde bir yük bölmesinin içini karıştıran sistemleri barındırmak için kullanılabilecek iki büyük alan var. Böylece, yük bölmesi daha temizdir ve mevcut kargo alanını en üst düzeye çıkarır.

Az sayıda uçaktan aynı anda bırakılan özel kuvvetler ve özel kit ve ekipmanların bir kombinasyonuna sahip olabilirsiniz. A400M bu konuda başarılı olabilecek mi? bu durumu kendisinde avantajlı hale getirebilecek mi? 

Burada iki nokta var. Birincisi, eğer özel kuvvetler ve onlara ait özel ekipman ve paketlerinden bahsediyorsak, mevcut hizmet içi taktik hava ikmal uçaklarındaki rampa, rampadan atılacaksa yaklaşık yarım tona düşse de, yaklaşık bir metrik tonluk bir sınırlayıcı yüke sahiptir. Ancak A400M'nin avantajı, rampasının altı metrik tonluk bir yük taşıyabilmesidir. Airdrop için, bir paketin parçası olarak, dört buçuk metrik tonluk bir yük bırakılabilir. Bu nedenle, eşzamanlı bir ekipman düşüşü ile özel kuvvetlerin yerleştirilmesi açısından, artık paraşütçülerin aynı anda yan kapılardan atlayabileceği ve rampadan metrik dört buçuk tonluk bir yükün atılabileceği bir durumunuz var. Bu, elbette, onlara muazzam bir esneklik sağlar. Ve biz özel kuvvetlerden bahsederken, özel kuvvetlerin yüksek irtifa teslimatı için bir gereklilik vardı. Buna bir örnek olarak, sivil uçaklar yaklaşık 34-35.000 feet’te seyreder. Ancak A400M, 40.000 feet’te bir mil daha yükseğe uçmak, ardından rampayı açmak ve özel kuvvetlerin tüm uzman kitleriyle atlamasını sağlamak için tasarlanmıştır. Şu anda bunu yapabilecek başka bir uçak yok.

Uçağınız bana, kuvvetlerin hava ikmal uçağının operasyonel savaş alanının bir parçası olmasını beklediği yeni operasyonel senaryolar için iyi tasarlanmış gibi görünüyor.

Kesinlikle. Geçmişte bir çok uçak olması muhtemel savaşa yönelik olarak son savaşta savaşmak için geliştirildi, ancak hepimiz bir sonraki savaşın asla aynı olmadığını bilsek de! A400M, günümüzün gereksinimlerini başarıyla karşılar, ayrıca gelişen gereksinimleri karşılayacak kadar çok yönlü ve esnektir. Bu nedenle, gelecekteki operasyonlar için ideal olacaktır. 1960'larda inşa edilen uçaklar bugün hala uçuyor - yaklaşık 40 yıl, hatta 50 yıl sonra. Şimdi modern bakım tekniklerine bağlı modern malzemeler kullanıyoruz, bu nedenle A400M'nin bundan 60, 70 ve hatta 80 yıl sonra ortalıkta olmaması için hiçbir neden yok. A400M'nin potansiyel olarak uzun ömrünü ve pek çok varyantı üstlenme potansiyelindeki esnekliğini düşündüğünüzde, bu uçak ülkeler için akıllı bir yatırımdır.

A400M'nin esnekliğinin, genellikle optimal olmayan iniş koşullarıyla karşı karşıya kaldığınız yardım görevleriyle ilgili olarak önemini tartışabilir misiniz?

Askerler olarak öncelikli odak noktamız askeri operasyonlardır. Ancak olaya siyasi bir bakış açısıyla bakacak olursak ya da belki de topluma getirebileceği fayda açısından bakacak olursak, A400M uluslar için caziptir, çünkü artık bir ulusun uluslararası sivil yardım sahnesindeki rolüne giderek daha fazla vurgu yapılmaktadır. Bazen bunlara sivil misyonlar diyoruz. Bunun klasik örneği, depremler, tayfunlar, seller veya diğer doğal afetlerle boğuşan harap olmuş bölgelere yapılan yardımdır

Buradaki kilit nokta aslında A400M'nin askeri kuvvetler için ileri operasyonlara verdiği destekle paralellik gösteriyor. Geçmişte, insanlar bir afet bölgesine yardım etmeyi sadece battaniye, yiyecek ve şişelenmiş su sağlamak olarak düşünüyorlardı. Aslında, 2004 yılının Aralık ayındaki tsunami hepimize şunu fark ettirdi: Pakistan, Haiti veya Sumatra'da olduğu gibi insanların üzerine yıkılan binalarda, herhangi bir kurtarma görevinin ilk birkaç saatinde ihtiyacınız olan şey, mahsur kalan insanların üzerindeki duvarları kaldırmak için çok ağır mühendislik ekipmanıdır. Ve bunu çok hızlı bir şekilde yapmalısınız; Bu ağır mühendislik ekipmanını felaket bölgesine  getirmek için maksimum 24 veya belki de 36 saatten bahsediyorsunuz. Bu ekipmanları gemi ile gönderemeyeceğiniz, trenle gönderemeyeceğiniz ve hatta çok büyük uçaklarla bile gönderemeyeceğiniz anlamına gelir, çünkü genellikle afet bölgesinden oldukça uzakta olan iyi donanımlı büyük havalimanlarına ve havalimanları tesislerine ihtiyaçları vardır. Yani, A400M gibi bir uçağın en büyük avantajı, artık bu büyük, ağır mühendislik ekipmanını doğrudan harap olmuş bölgeye teslim edebilmeniz ve 24 saatlik fırsat penceresinde sıkışıp kalan insanlara çok, çok daha fazla hayatta kalma şansı verecek olmanızdır.

Peter Scoffham A400M Atlas ile ilgili farklı bir bakış açısı sundu, ancak bu bakış açısının uçağın pazarlamasından sorumlu olan birisinden geldiğini unutmamak önemlidir.

Bu yazımızda A400M Atlas’ı anlattık. Ancak bu uçakla ilgili diğer hususları bir sonraki yazımızda kapsamaya devam edeceğiz.

Bu arada bu yazı dizimizin ilk üç bölümünde Türk Hava Kuvvetleri’nin lojistik ve taktik hava taşımacılığı kapasitesinin omurgasını oluşturan CN-235 ve C-130 Hercules nakliye uçakları ele alınmıştı. İlgili linkleri aşağıya bırakıyorum.

Türk Hava Kuvvetlerinin Askeri Kargo Uçaklarına Genel Bir Bakış (Bölüm-1) TUSAŞ / CASA CN-235-100

https://strasam.org/savunma/havacilik-ve-uzay-sanayii/turk-hava-kuvvetlerinin-askeri-kargo-ucaklarina-genel-bir-bakis-bolum-1-3459

C-130 Hercules: Havacılık Tarihinin 70 Yıllık Efsanesi (Bölüm-2)

https://strasam.org/tarih/havacilik-ve-uzay-sanayii/c-130-hercules-havacilik-tarihinin-70-yillik-efsanesi-bolum-2-3466

Türk Hava Kuvvetlerinin Askeri Kargo Uçaklarına Genel Bir Bakış (Bölüm 3)

C130 Hercules

https://strasam.org/savunma/havacilik-ve-uzay-sanayii/turk-hava-kuvvetlerinin-askeri-kargo-ucaklarina-genel-bir-bakis-bolum-3-3479

Kaynakça

https://www.airforce-technology.com/projects/fla/

Crafting and Enabling 21st-Century Air Capabilities  / Dr. Robbin F. Laird

https://sldinfo.com/2010/07/the-a400m-capabilities-and-concepts-of-operations/

https://www.airbus.com/en/products-services/defence/military-aircraft/a400m

Araştırmacı Yazar Burak ÖZCAN
Araştırmacı Yazar Burak ÖZCAN
Tüm Makaleler

  • 22.09.2024
  • Süre : 6 dk
  • 383 kez okundu

Google Ads