Körfez Savaşı ve M1 A1 Abrams Ana Muharebe Tankı (Bölüm 5)
Kilogram başına yaklaşık 30 ABD doları maliyetiyle ekonomik bir malzeme olan DU, yüksek yoğunluğu sayesinde zırha çarpan mermilerin enerjisini absorbe etme ve nüfuz etmesini engelleme konusunda üstün bir performans sergileyerek tankın muharebe etkinliğini önemli ölçüde artırmıştır.
Yazı dizimizin önceki bölümünde M1A1 HA Abrams ana muharebe tankının Körfez Savaşı'ndaki kayda değer performansı, teknolojik üstünlüğü ve kullandığı yüksek etkili mühimmatlar detaylı olarak incelenmiştir. Özellikle, M829A1 zırh delici mühimmatının, dönemin Sovyet yapımı T-72 tanklarına karşı gösterdiği üstün balistik performans ve M1A1'in farklı operasyonel gereksinimlere uygun çeşitli mühimmat tiplerini kullanabilme kabiliyeti vurgulanmıştır. Buna ek olarak, Irak Ordusu'nun envanterinde bulunan T-72 tanklarının, M1A1'e kıyasla daha düşük teknolojik seviyede olması ve eski nesil mühimmat kullanması, M1A1 Abrams'ın muharebe sahasındaki başarısını önemli ölçüde etkileyen bir faktör olarak değerlendirilmiştir.
İlgili bölüme aşağıdaki bağlantıdan erişilebilir.
Körfez Savaşı ve M1 A1 Abrams Ana Muharebe Tankı (Bölüm 4)
Kapak fotoğrafında Çöl Kalkanı Harekatı sırasında bir M-1A1 Abrams ana muharebe tankı(orman yeşili kamuflaj deseniyle), çöl yolunda bir konvoyla birlikte ilerliyor.
Körfez Savaşında M1A1 Abrams'ın başarısının asıl nedenleri nelerdi?
1)Ateş Gücü ve Mühimmat; Bu konuyu daha detaylı incelemek için yazı dizimizin 4. bölümüne göz atabilirsiniz.
2) Zırh Teknolojisi ve Koruma Seviyesi
M1A1 Abrams: Homojen çelik zırh yerine lamine zırh teknolojisini kullanır. Bu, farklı malzemelerin katmanlar halinde bir araya getirilmesiyle oluşturulan bir zırh türüdür. M1A1'in zırhı, APFSDS mermilerine ve HEAT mermilerine karşı yüksek koruma sağlar. M1A1 HA modelinde ise zırh koruması daha da güçlendirilmiştir. M1A1'in zırhı, ön kısımda daha kalın ve diğer bölgelerde daha ince olacak şekilde tasarlanmıştır. Bu konuyu biraz daha açmak yerinde olacaktır.
Tükenmiş Uranyum (DU) Zırh Entegrasyonu; M1A1 Abrams ana muharebe tankının zırh konfigürasyonu, özellikle 1988 Mayıs ayından itibaren uygulanan modifikasyonlarla önemli ölçüde geliştirilerek, kinetik enerji (KE) penetratörleri ve kimyasal enerji (HEAT) harp başlıklarına karşı beka kabiliyeti artırılmıştır. Bu modernizasyonun önemli bir parçası, M1A1 HA (Heavy Armor - Ağır Zırh) varyantıyla başlayan ve Soğuk Savaş döneminde ABD'nin ana muharebe tanklarının ateş gücü ve beka kabiliyetini artırma stratejisinin bir yansıması olarak ortaya çıkan zayıflatılmış uranyum (depleted uranium) (DU) zırh entegrasyonudur.
1988 Mayıs'ından itibaren M1A1 tanklarının üretim hattına dahil edilen DU zırh katmanı, mevcut taret zırhına entegre edilmiştir. Nükleer yakıt üretim sürecinin bir yan ürünü olan zayıflatılmış uranyum, doğal uranyum cevherinin "zenginleştirme" işleminden sonra geriye kalan, daha düşük radyoaktifliğe sahip uranyum izotopudur. Uranyumun nükleer silahlarda veya reaktörlerde kullanılabilmesi için bu zenginleştirme işlemiyle daha radyoaktif izotop olan Uranyum-235 izole edilir. Zayıflatılmış uranyum radyoaktif özelliklere sahip olmakla birlikte, harici maruz kalma durumunda önemli bir sağlık riski oluşturmamaktadır. Ancak, ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA) tarafından belirtildiği gibi, zayıflatılmış uranyumun yutulması veya solunması durumunda, yaydığı gama parçacıkları nedeniyle doğrudan canlı hücrelere zarar verebileceği ve özellikle böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyebileceği bilinmektedir.
Yoğunluğu kurşundan yaklaşık 1.7 kat ve çelikten yaklaşık 2.5 kat daha yüksek olan DU, piroforik özellikleri ile birleştiğinde KE penetratörlerine karşı olağanüstü direnç sağlar. Kilogram başına yaklaşık 30 ABD doları maliyetiyle ekonomik bir malzeme olan DU, yüksek yoğunluğu sayesinde zırha çarpan mermilerin enerjisini absorbe etme ve nüfuz etmesini engelleme konusunda üstün bir performans sergileyerek tankın muharebe etkinliğini önemli ölçüde artırmıştır. Bu sayede, özellikle zırh delici APFSDS mühimmatı gibi kinetik enerji nüfuz edicilerine karşı etkin bir koruma sağlanmaktadır. Bu modifikasyon, M1A1 Abrams tankını, günümüzde de etkinliğini koruyan, üstün zırh korumasına sahip bir muharebe platformu haline getirmiştir.
İkinci Nesil DU Zırhı ve M1A1HA+ Konfigürasyonu: M1A1HA (Heavy Armor - Ağır Zırh) varyantlarının müteakip üretim versiyonlarında, ikinci nesil DU zırh koruma dizisi (Second Generation DU Armor Package) kullanılmıştır. Bu geliştirilmiş konfigürasyona sahip araçlar, M1A1HA+ olarak adlandırılmıştır. İkinci nesil DU zırhının detaylı bileşimi kamuya açık olmasa da, birinci nesil DU zırhına kıyasla daha gelişmiş bir matris yapısına ve muhtemelen farklı bir DU alaşımına sahip olduğu düşünülmektedir. Bu da daha yüksek bir koruma seviyesi anlamına gelmektedir.
Zırh Mimarisinin Detayları: M1A1 serisi tankların zırh mimarisi, "kompozit zırh" olarak sınıflandırılır ve birden fazla katmanın birleşiminden oluşur. Geleneksel zırh katmanları arasına reçine ile yerleştirilmiş seramik bloklar" ifadesi, bu kompozit yapının temel bir özelliğini açıklamaktadır.
Seramik Elemanlar ve Etkileşim Mekanizması: Zırhın iç düzenlemesinde, seramik bloklar bir matris yapısı içinde reçine ile sabitlenmiştir. Bu seramik elemanların temel işlevi, bir tanksavar mermisinin (özellikle KE penetratörü veya HEAT harp başlığı) çarpması durumunda deforme olarak merminin enerjisini absorbe etmek ve dağıtmaktır. Seramik, yüksek sertliğine rağmen darbe altında kırılgan bir davranış sergiler. Bu kırılma süreci, merminin enerjisinin bir kısmının ısıya dönüşmesine ve merminin bütünlüğünün bozulmasına yol açar.
Mikro-Parçacık Bulutu ve Erozyon Etkisi: Savunma yayınlarında yer alan bazı analizlere göre, tanksavar mermileri seramik bloklara çarptığında, bu bloklar parçalanarak yüksek hızlı küçük ve sert parçacıklar bulutu oluşturur. Bu parçacıklar, merminin önündeki boşlukta yayılarak merminin kendisine çarpar ve merminin ucunda erozyona neden olur. Bu erozyon, merminin sonraki zırh katmanlarına nüfuz etme yeteneğini azaltır ve zırhın genel etkinliğini artırır. Bu mekanizma, özellikle uzun çubuk penetratörlerine (LRP) karşı etkilidir.
Destek Plakası (Backing Plate): Bu zırh sisteminin entegre edildiği özel zırh bölmesi, "destek plakası" olarak adlandırılır. Destek plakası, seramik blokları ve diğer zırh katmanlarını yerinde tutar ve yapısal bütünlüğü sağlar. Ayrıca, seramik blokların kırılması sonucu oluşan enerjinin ve parçacıkların tankın iç kısmına nüfuz etmesini engellemeye yardımcı olur.
M1A1 Abrams: M1A1'in zırhı, ön taraftan APFSDS ve HEAT mermilerine karşı yüksek düzeyde koruma sağlar. Kaynaklarda verilen bilgilere göre, M1A1'in ön zırhı, APFSDS mermilerine karşı 600mm, HEAT mermilerine karşı ise 700mm RHA (Haddeleme Homojen Zırh) kalınlığına eşdeğer koruma sağlar. M1A1 HA modelinde ise taret (kule ) zırhı, APFSDS mermilerine karşı 800mm, HEAT mermilerine karşı ise 1300mm RHA'ya eşdeğer koruma sağlar.
M1A1 Abrams: M1A1'de mühimmatın çoğu, kule (taret) arkasında korumalı bir bölmede bulunur. Bu tasarım, tankın içindeki mühimmatın vurulma riskini en aza indirir ve bir patlama durumunda, patlamanın mürettebatı etkilemesini engeller. M1A1'in taretinin arkasında tavanında bulunan özel patlama panelleri sayesinde, mühimmat patlasa bile patlama enerjisi yukarı doğru yönlendirilir ve mürettebatın hayatta kalma şansı artar. Bu tasarımının devreye girmesi için mühimmat depolama alanın kapağının taret kısmına herhangi bir isabet durumunda kapalı olması gerekmektedir.
Yukarıdaki tabloya ilişkin açıklamalar
RHA Eşdeğeri: Tabloda verilen değerler, zırhın belirli bir tehdide karşı ne kadar kalın homojen çelik zırha eşdeğer koruma sağladığını gösterir. Yani, örneğin M1A1'in gövdesinin APFSDS mermilerine karşı 600 mm RHA koruması, bu zırhın 600 mm kalınlığındaki homojen çelik zırh kadar etkili olduğu anlamına gelir. Ancak, modern tank zırhları homojen çelikten çok daha karmaşık kompozit malzemelerden oluştuğu için bu sadece bir karşılaştırma ölçütüdür.
APFSDS (Zırh Delici Kanat Sabitleyici Sabot): Bu mermiler, yüksek hız ve kinetik enerjileriyle zırha nüfuz ederler. Genellikle tungsten veya seyreltilmiş uranyum gibi yüksek yoğunluklu metallerden yapılırlar.
HEAT(Yüksek Patlayıcı Tanksavar): Bu mühimmat, patlama sonucu oluşan yüksek sıcaklıktaki metal jetini kullanarak zırha nüfuz eder.
T-72 Serisi: Sovyet/Rus yapımı ana muharebe tanklarıdır. Tabloda farklı varyantlarının (T-72, T-72M, T-72M1, T-72B1) koruma seviyeleri gösterilmektedir. Özellikle T-72B1, daha gelişmiş zırhı sayesinde diğer varyantlara göre daha yüksek koruma seviyelerine sahiptir.
M1A1 ve M1A1 HA: Amerikan yapımı M1 Abrams tankının varyantlarıdır. M1A1 HA (Heavy Armor - Ağır Zırh), özellikle taret kısmında önemli ölçüde artırılmış korumaya sahiptir. HEAT mühimmatına karşı korumasındaki büyük fark dikkat çekicidir. Bu fark, muhtemelen seyreltilmiş uranyum takviyeli zırhın kullanılmasından kaynaklanmaktadır.
Karşılaştırma: Tablo, M1A1 ve özellikle M1A1 HA varyantlarının, T-72 serisi tanklara kıyasla önemli ölçüde daha yüksek koruma seviyelerine sahip olduğunu göstermektedir. Bu, M1 Abrams tankının modern savaş alanında hayatta kalma yeteneğini artıran önemli bir faktördür.
T-72 Ana Muharebe Tankının Zırh Teknolojisi ve Koruma Seviyesi
T-72 tanklarında, kompozit zırh olarak da bilinen laminant zırh kullanılmıştır. Ancak, özellikle T-72M1 gibi ihraç versiyonları, Sovyet ordusunda kullanılan en gelişmiş zırh teknolojilerine her zaman sahip olmamıştır. Bu durum, ihraç modellerinin genellikle daha düşük koruma seviyelerine sahip olmasına yol açmıştır.
İlk Versiyonlar: T-72'nin ilk versiyonlarında, ön zırh plakalarında lamine zırh kullanılmışken, kulede geleneksel dökme çelik kullanılmıştır. Lamine ön zırh, yüksek karbonlu çelik, cam takviyeli plastik ve tekrar yüksek karbonlu çelik katmanlarından oluşmaktadır. Bu yapı, homojen çelik zırha kıyasla belirli bir avantaj sağlasa da, modern tehditlere karşı yeterli koruma sağlamakta yetersiz kalmıştır. Kule zırhı ise başlangıçta dökme çelikten imal edilmiş olup, daha sonraki versiyonlarda seramik çubuklar kullanılarak geliştirilmiştir.
T-72M1 ve İhraç Modelleri: Irak gibi ülkelerin kullandığı T-72M1 modeli, Rus ordusunun o dönemdeki en iyi T-72B tankının zırhından daha düşüktü. T-72M1 tanklarında, kulenin ön tarafında seramik çubuklar kullanılarak zırh güçlendirilmesi yapılmıştır. Ancak bu iyileştirme, T-72B'nin sahip olduğu daha gelişmiş kompozit zırh teknolojisine denk bir koruma sağlamamıştır. Genel olarak T-72 tanklarının zırhı, ön tarafta daha kalın olacak şekilde tasarlanmıştır. Bu, tankın en olası saldırı yönünden gelebilecek tehditlere karşı daha iyi korunmasını amaçlamaktadır.
Koruma Seviyesi ve Tehditlere Karşı Dayanıklılık: T-72'nin zırhı, Amerikan M1A1 Abrams tankına göre daha düşük bir koruma seviyesine sahiptir. Örneğin, T-72M1'in ön zırhı APFSDS (Zırh Delici Kanat Sabitleyici Sabot) mermilerine karşı yaklaşık 400mm RHA (Hadde Edilmiş Homojen Zırh) eşdeğeri, HEAT (Yüksek Patlayıcılı Tanksavar) mermilerine karşı ise yaklaşık 490mm RHA eşdeğeri koruma sağlar. Bu, T-72M1'in M1A1'in 120mm topu gibi daha güçlü silahlara karşı daha savunmasız olduğu anlamına gelir. T-72, genel olarak 115mm'lik bir Sovyet tank topunun çelik APFSDS mermisine karşı dayanıklı olacak şekilde tasarlanmıştır. T-72M1 ise, 1980'lerin başındaki İsrail 105mm M111 APFSDS gibi gelişmiş tehditlere karşı bir miktar direnç gösterebilmektedir. Ancak, modern tanksavar silahları karşısında etkinliği sınırlıdır. T-72'lerin yan ve arka zırhları, ön zırha göre daha az koruma sağlar ve bu bölgelerden yapılan saldırılara karşı daha hassastırlar.
T-72 ana muharebe tanklarında otomatik yükleyici kullanılmaktadır. Bu sistemin bulunduğu tanklarda mühimmat yükleyici mürettebata gerek duyulmaz. Görsel kaynak Washingtonpost gazetesi.
Mühimmat Depolaması ve Patlama Riski: T-72 tanklarında, 44 adet mühimmatın 22 tanesi, kule tabanının altındaki bir döner mühimmat karuselinde saklanır. Bu tasarım, tankın iç hacmini küçültmek ve otomasyonu artırmak amacıyla yapılmıştır. Ancak, bu durum bir zırh delinmesi durumunda mühimmatın patlama ve tankın tamamen yok olma olasılığını önemli ölçüde artırır. T-72'nin taşıdığı itici gaz miktarı, T-55 tankının iki katı kadardır (440kg'a karşı 220kg) ve bu da tankın patlama eğilimini daha da artırır. Bu nedenle, T-72'ler, zırhları delindiğinde ''Jack in the box effect'' / "Taret Fırlatma’’ / ‘’Kapak atma’’ olarak bilinen, kulelerinin havaya uçmasıyla sonuçlanan patlamalar yaşayabilmektedir. Bu durum, T-72 tanklarının muharebe alanında hayatta kalma yeteneğini olumsuz etkileyen önemli bir faktördür.
Özetle, T-72 tankı farklı versiyonlarında farklı zırh konfigürasyonlarına sahip olsa da, genel olarak modern Batı tanklarına kıyasla daha düşük bir koruma seviyesine sahiptir. Özellikle mühimmat depolamasının konumu, tankın zırhı delindiğinde büyük bir patlama riskini beraberinde getirir.
M1 Abrams ana muharebe tankı, Irak'taki muharebe koşullarında üstün beka kabiliyeti sergilemiştir. M1A1 varyantının Irak T-72 tanklarından doğrudan cepheden isabet almasına karşın, minimum hasar raporları bu tankın yüksek beka performansını doğrulamaktadır. Çöl Fırtınası Harekâtı süresince, M1 Abrams tankları altı ayrı olayda kinetik enerji nüfuz edicileri de dahil olmak üzere zırh delici mühimmat isabeti almasına rağmen zırh bütünlüğünü muhafaza etmiş ve hiçbir zırh penetrasyonu vakası kaydedilmemiştir.
M1 Abrams ana muharebe tankının, modern muharebe alanının zorlu koşullarında üstün performans göstermesini sağlayan önemli faktörlerden biri, gelişmiş zırh sisteminin modüler yapısıdır. Bu modülerlik, tankın zırh konfigürasyonunun, karşılaşılabilecek farklı tehdit türlerine göre uyarlanabilmesine olanak tanır. Modüler zırh sistemi, hasar gören zırh panellerinin sahada hızlı ve kolay bir şekilde değiştirilmesine imkan vererek, tankın muharebe etkinliğinin sürdürülebilirliğini artırır. Ayrıca, farklı tehdit seviyelerine karşı farklı zırh paketlerinin entegre edilebilmesi sayesinde, tankın koruma seviyesi optimize edilebilir. Örneğin, meskun mahal operasyonlarında tanksavar roketlerine karşı daha etkili bir zırh konfigürasyonu tercih edilebilirken, konvansiyonel muharebe senaryolarında kinetik enerji delici mühimmatlara karşı daha dirençli bir konfigürasyon kullanılabilir. Bu uyarlanabilirlik, M1 Abrams'ı çok çeşitli operasyonel ortamlarda etkili bir muharebe platformu haline getirmiştir.