Körfez Savaşı ve M1A1 Abrams Ana Muharebe Tankı (Bölüm 10)
Sınırlı sayıdaki M1A1 Abrams’a entegre edilen VLQ-8A IR Countermeasure System; VLQ-8A koruma sisteminin birincil işlevi, zırhlı muharebe araçlarını modern savaş alanlarında yaygınlaşan kızılötesi (IR) güdüm sistemli tanksavar füzelerine karşı korumak amacıyla tasarlanmıştır.
Yazı dizimizin önceki bölümünde, M1A1 Abrams ana muharebe tankının muharebe etkinliğini artıran ileri teknoloji unsurlarına odaklanmıştık. Özellikle, entegre atış kontrol sistemleri, termal görüntüleme kabiliyetleri ve lazer telemetreleri gibi kritik sistemlerin tankın operasyonel üstünlüğüne katkılarını inceledik. Bu bölümde ise, M1A1 Abrams'ın kendisini rakiplerinden bir adım öne çıkaran teknolojilerine ve Çöl Fırtınası Operasyonunda Irak Ordusunun ve ABD Amerika Birleşik Devletleri Ordusunun tank taktiklerini anlamaya çalışacağız.
Körfez Savaşı'nda M1A1 Abrams tankının başarısının temel nedenleri, teknolojik üstünlüğü, mürettebat eğitimi, lojistik destek ve harekat ortamının özelliklerinin birleşiminden kaynaklanmaktadır. Bu teknolojik üstünlük, muharebe etkinliğinin temel unsurları olan ateş gücü, zırh koruması, hareket kabiliyeti, durumsal farkındalık ve mürettebatın hayatta kalmasını sağlayan tasarım gibi kritik konularda kendini açıkça göstermiştir.
1) Ateş Gücü ve Mühimmat; Bu konuyu daha detaylı incelemek için yazı dizimizin 4. bölümüne göz atabilirsiniz. İlgili bölüme aşağıdaki bağlantıdan erişebilir.
2) Zırh Teknolojisi ve Koruma Seviyesi; Bu konuyu daha detaylı incelemek için yazı dizimizin 5. bölümüne göz atabilirsiniz. İlgili bölüme aşağıdaki bağlantıdan erişebilir.
3) Hareket Kabiliyeti ve Manevra Yeteneği ; Bu konuyu daha detaylı incelemek için yazı dizimizin 6,7,8 bölümüne göz atabilirsiniz. İlgili bölüme aşağıdaki bağlantılardan erişebilir.
4) Üstün Teknoloji; Günümüz askeri teknolojilerindeki hızlı evrim, savaş alanının dinamiklerini kökten değiştirerek muharebe etkinliği üzerinde derin etkiler yaratmıştır. Bu bağlamda, M1A1 Abrams ana muharebe tankı, entegre ettiği gelişmiş atış kontrol sistemleri, termal görüntüleme yetenekleri ve lazer telemetreleri gibi teknolojik unsurlarla, modern savaşın gereksinimlerini karşılamada hayati bir rol oynamaktadır. İlgili bölüme aşağıdaki bağlantılardan erişebilir.
Körfez Savaşı ve M1 A1 Abrams Ana Muharebe Tankı (Bölüm 9)
Körfez Savaşı Sırasında Navigasyon Cihazlarının Hayati Rolü
Suudi Arabistan'ın çöl arazisinde harekat icra etmenin ilk aşamalarında, navigasyon ve hareket kontrolünün zorlu olacağı tespit edilmiştir. Bölgedeki referans noktası olarak alınabilecek dağ benzeri belirgin topografik unsurların yokluğu, yön bulmayı önemli ölçüde güçleştirmiştir. Birçok alanda detaylı haritalandırma bulunmamakta olup, mevcut olan en yaygın haritalar 1:250.000 ölçekliydi. Bu haritaların ise güvenilirliği düşüktü ve çeşitli tutarsızlıklar içermekteydi: yol güzergahlarında değişiklikler, kum tepeleri gibi arazi şekillerinde yer değiştirmeler ve bazı kritik coğrafi özelliklerin haritalarda gösterilmemiş olması söz konusuydu. Çöl ortamının ıssızlığı ve referans alınabilecek sınırlı sayıda veya hiç arazi işaretinin olmaması, durumu daha da karmaşık hale getirmiştir.
Bu navigasyonel zorlukların aşılması amacıyla Küresel Konumlandırma Sistemi (GPS) ve Loran gibi modern seyir cihazları devreye alınmıştır. Birlik, Trimpack model küresel konumlandırma sistemi (GPS) cihazının (veya Küçük Hafif GPS Alıcısı - Small Lightweight GPS Receiver, SLGR) tedarikini talep etmiştir. Trimpack, küresel konumlandırma uydularından veri alabilen, elde taşınabilir ve batarya ile çalışabilen bir navigasyon alıcısıdır. Dört veya daha fazla uyduyu takip edebildiği durumlarda üç boyutlu konum bilgisi sunarken, yalnızca üç uydudan sinyal alındığında iki boyutlu konum bilgisi sağlamaktadır. Alıcının uydu sinyallerine doğrudan görüş hattı erişimi zaruridir. Trimpack, enlem/boylam, Universal Transverse Mercator (UTM) koordinat sistemi ve Askeri Grid Referans Sistemi (MGRS) formatlarında konum hesaplamaları yapabilmektedir.
İlave olarak hız ve zaman verilerini de hesaplayabilen cihaz, rota navigasyonunu desteklemek üzere yol noktalarının programlanmasına olanak tanımaktadır. Trimpack, şarj edilebilir NiCad veya lityum bataryalarla ya da araç içi doğru akım (DC) güç kaynağıyla çalıştırılabilmektedir. Sistem, araç içerisinde kullanım kolaylığı sağlamak amacıyla opsiyonel bir harici antenle teçhiz edilebilmektedir. O ana dek edinilen tecrübeler, Trimpack'in güvenilir bir alıcı olduğunu teyit etmiştir.
Küresel Konumlama Sistemi (GPS)
Küresel Konumlama Sistemi (GPS)(Global Positioning System) teknolojisinin ilk kullanıldığı zamanlarda M1A1 tank platformlarına entegrasyonu, bu araçların operasyonel performansında niteliksel bir değişim yaratmıştır. GPS, tank mürettebatına sağladığı gerçek zamanlı konum verileri aracılığıyla, zorlu arazi koşullarında dahi yüksek doğruluklu navigasyon imkanı sunarak, muharebe sahasında üstünlük sağlamada hayati bir rol oynamıştır. Körfez Savaşı sırasında, M1A1 tanklarının tamamında GPS sistemi bulunmamasına rağmen, bu durum tankların operasyonel etkinliğini genel olarak olumsuz etkileyecek düzeyde bir eksiklik olarak değerlendirilmemiştir. GPS teknolojisi, düşman unsurlarına karşı saldırı veya savunmada ideal konumun belirlenmesine yardım etmiş ve dolayısıyla düşman ateşine maruz kalma riskinin minimize edilmesinin yanı sıra, operasyonel esneklik ve manevra kabiliyetinin artmasına da katkıda bulunmuştur.
Küresel Konumlandırma Sistemi'nin (GPS) Körfez Savaşı'ndaki etkinliğine ilişkin bilgi sunmak isterim.
NAVSTAR Küresel Konumlandırma Sistemi (GPS), muharebe sahasının tüm operasyonel alanlarında kritik bir rol oynamış ve çok çeşitli uygulamalara olanak sağlamıştır. Kara navigasyonu bu sistemden en fazla fayda sağlayan alan olmuş ve Koalisyon güçlerine Irak kuvvetlerine karşı önemli bir taktik üstünlük kazandırmıştır. (ABD Savunma Bakanlığı'nın Kongre'ye sunduğu "Basra Körfezi Savaşı'nın İcrası" başlıklı rapor, Cilt II, Nisan 1992)
Küresel Konumlandırma Sistemi (GPS), özellikle sıkça rastlanan kum fırtınalarının hüküm sürdüğü çöl arazisinde ilerleyen kara birlikleri için vazgeçilmez bir unsur olmuştur. Tank mürettebatı ve her türlü kara aracının sürücüleri bu sisteme yüksek ölçüde güven duymaktaydı. Lojistik destek unsurları da dahil olmak üzere, iaşe kamyonlarının büyük kısmı GPS alıcılarıyla donatılmış ve bu sayede sürücülerin, geniş bir alana yayılmış ön cephe birliklerine ulaşarak personel iaşesini etkin bir şekilde sağlaması mümkün olmuştur.(Air Force Magazine, Ağustos 1991, s. 35)
Körfez Savaşı, GPS sistemin ilk muharebe kullanımı olmuş ve büyük bir başarıyla sonuçlanmıştır. Geçmişte ilerleme güzergahları boyunca kapsamlı keşif ve kılavuzluk faaliyetleri gerektiren tüm büyük gece manevralarını mümkün kılmıştır. GPS, yetkili kullanıcılar tarafından erişilebilen kodlu iletimlere dönüştürülebilme özelliğine sahiptir. Ancak, bu harekatta yeterli sayıda yetkili alıcı bulunmaması nedeniyle GPS ağı kodlu moda geçirilememiştir. Bu durum, Irak kuvvetleri de dahil olmak üzere, ticari olarak yaygın şekilde temin edilebilen standart bir GPS alıcısına sahip herkesin konum tespiti için GPS'i kullanabilmesi anlamına gelmekteydi. ABD ekipmanındaki bu belirgin eksikliğe yönelik önemli eleştiriler yöneltilmiş olsa da, GPS'in kendisinin kullanıcı konumlarını ifşa etmemesi nedeniyle bu durum operasyonel anlamda kayda değer bir etki yaratmamıştır.
GPS, kullanan kuvvetlerin sabit arazi işaretlerine ihtiyaç duymaması sayesinde, taarruz eden unsurların harekat planlarını taarruz anına kadar sürekli olarak güncellemelerine imkan tanımıştır. Deniz piyadeleri, Irak mevzileri hakkında yeni istihbarat elde ettikçe ve Irak kuvvetleri yer değiştirdikçe, ihlal noktalarını sürekli olarak ayarladıklarını belirtmişlerdir." (Kaynak: Norman Friedman, "Çöl Zaferi - Körfez Savaşı", Deniz Enstitüsü Yayınları, 1991)
LORAN (Long Range Navigation)(Uzun Menzilli Navigasyon) Sistemi
Körfez savaşında 1. Süvari Tümeni tarafından kullanılan bir diğer konum belirleme aracı Loran sistemidir, Loran konumlandırma sistemi kara tabanlı ticari bir alıcıdır. Loran sistemi, elde taşınabilir alıcının pozisyonunu saptamak için yer tabanlı konumlandırma sinyallerini üçgenleme metoduyla kullanır. Bu alıcı, yol noktalarını programlama ve hızı hesaplama kabiliyetine sahip olmakla birlikte, Loran sistemi rakım bilgisi sağlayamamaktadır. Alıcının doğru bir konum bilgisi elde edebilmesi için en az üç konumlandırma sinyalinin menzili içerisinde bulunması gerekmekte olup, diğer radyo frekansı kaynaklı enterferansa karşı hassasiyet göstermektedir. Suudi Arabistan'da kullanılan model, konumu enlem ve boylam formatında sunmakta ve bu durum operatörlerin askeri grid sistemine dönüşüm için bir tablo kullanmasını gerektirmektedir. Tümen envanterinde ayrıca askeri standartlarda Loran alıcıları da bulunmaktadır. Konuşlanma öncesinde, tümen keşif unsurları ile tabur, tugay ve tümen komuta karargahlarını teçhiz edecek miktarda her iki sistemden de tedarik etmiştir.
Körfez Savaşı sırasında taarruz komuta karargahı ve öncü unsurlarının intikaliyle eş zamanlı olarak, keşif birlikleri operasyon sahasının keşif faaliyetlerine başlamıştır. Bu görevler esnasında, kullanılan konum belirleme cihazlarının etkinliği belirgin şekilde ortaya çıkmıştır. Hızlı ve hassas konum tespiti ile kesin sınırların belirlenmesindeki kabiliyet dikkat çekiciydi. Keşif birlikleri, mevcut haritalarda yer almayan arazi özelliklerini yüksek doğrulukla tespit ederek, G-2 istihbarat birimine harita güncellemeleri için geri bildirim sağlayabilmişlerdir. Konum belirleme cihazlarının etkin kullanımı sayesinde, geniş alanların kısa sürede taranabilmesi mümkün olmuş ve bu sayede sınırlı sayıda keşif personeliyle yetinilmiştir. Ana kuvvetlerin pozisyonlarını tesis etmeye başlamasıyla birlikte, kendi sorumluluk bölgelerinin kesin olarak belirlenmesi ve buna uygun olarak kuvvetlerin konuşlandırılması yeteneği, minimal sınır ayarlamasıyla hızlı bir yerleşime olanak tanımıştır.
Birliklerin pozisyonlarını tesis etme sürecinde, konum belirleme cihazları operasyonel planlamaya ve haritalarda belirtilen bilgiler ile gerçek arazi koşullarının karşılaştırılmasına önemli katkılar sağlamaya devam etmiştir. Tüm komuta karargahlarındaki helikopter iniş bölgelerinin koordinatları, bu navigasyon yardımcıları vasıtasıyla hassasiyetle kaydedilmiştir. Her iki sistemin performansı, birçok helikopterde bulunan Doppler Navigasyon Sistemi ile kıyaslanabilir düzeydedir. Kesin konum bilgilerine sahip olmak, özellikle gece görüş gözlükleri (NVG) ile gerçekleştirilen uçuşlar sırasında pilotlara kayda değer bir avantaj sunmuştur. Çöl ortamında mesafelerin algılanmasındaki yanıltıcılık, arazi intikalleri sırasında belirginleşmiş; görsel tahminle dört kilometre olarak değerlendirilen mesafelerin, konum belirleme cihazları tarafından sekiz kilometre olarak ölçüldüğü görülmüştür. Daha önceden haritalarda işaretlenmemiş olan arazi özelliklerinin kesin konum bilgileriyle harita güncelleme çalışmaları sürdürülmüş olup, bu durum konum belirleme cihazı bulunmayan birliklerin operasyonel etkinliğine olumlu yönde etki etmiştir.
Konum belirleme cihazları, bölük ve tabur komutanlarına bağlı kuvvetleri etkin bir şekilde manevra ettirme imkanı sunmuştur. Kuvvetlerin uygun şekilde konuşlandırılması, birleşme ve geçiş noktalarının hassas bir şekilde belirlenmesi, her türlü ilerleme ve savunma hattının her iki tarafındaki birlikler arasındaki koordinasyonun sağlanması, harekat temposunu ve birlikler içerisindeki görevlerin tamamlanma süresini önemli ölçüde iyileştirmiştir. Konum belirleme cihazlarının kullanımı, ön cephedeki komutanların birlikleri üzerindeki komuta ve kontrol etkinliğini artırmıştır.
Ufak bir bilgi notu eklemek gerekirse; LORAN, GPS gibi uydu tabanlı sistemlere kıyasla daha az hassas olabilir ve atmosferik koşullardan veya enterferanstan etkilenebilir. Ancak, GPS'in kullanılamadığı veya zayıf olduğu durumlarda yedek bir navigasyon sistemi olarak önemli bir rol oynamıştır. Günümüzde geliştirilmiş versiyonları (eLORAN) ile hassasiyeti artırılmaya çalışılmaktadır.
Günümüzde konum belirleme cihazlarının etkin entegrasyonu, komutanlara bağlı kuvvetlerin doğru pozisyonlarda bulunduğuna dair kesinlik sağlayarak, hızlı manevra kabiliyetini önemli ölçüde artıracaktır. Sistemlerin sunduğu sürat ve doğruluk, yüksek hareket kabiliyetine sahip zırhlı birliklerin muharebenin kritik noktalarına zamanında ve etkili bir şekilde yönlendirilmesine olanak tanıyacaktır. Arazinin detaylı bilgisine sahip olmak ve bu bilgiyi taktiksel avantaj elde etmek için kullanmak her zaman önemini korusa da, kuvvetlerin yabancı bir sahaya süratle intikal ettirildiği durumlarda, araziye aşina olmaya çalışmak yerine doğrudan hedeflere odaklanılması sağlanacaktır. Ayrıca, muharebe alanındaki sınırlı görüş koşulları, Körfez Savaşı'nda kum fırtınalarının neden olduğu yoğun toz bulutları sıklıkla karşılaşılan bir durumdu, operasyonel etkinlik üzerinde daha az engel teşkil edecektir.
Keşif unsurları da düşman pozisyonlarının hassas bir şekilde belirlenmesinden önemli ölçüde fayda sağlayacaktır. Keşif birliklerinin kendi kesin konumlarını bilmesi, düşman kuvvetlerinin yerleşim düzenlerinin yüksek doğrulukla tahmin edilmesine olanak tanıyacaktır. Bu durum, komutana yakın muharebe koşulları hakkında daha net bir situational awareness sunacak ve dolaylı ateş desteği, taarruz helikopterleri ve yakın hava desteği (Close Air Support - CAS) taleplerinin etkin bir şekilde yönetilmesine imkan verecektir. Konum belirleme cihazlarının bir diğer hayati faydası ise Fiili İleri Hat (Forward Line of Own Troops - FLOT) takibinin kolaylaştırılmasıdır ki bu da muharebe koordinasyonunu önemli ölçüde destekleyecek olmasıdır.
Muharebe destek ve muharebe hizmet destek unsurları da konum belirleme cihazlarının faydalarından istifade edebilmesi önemlidir. Bu kuvvetlerin önemli bir kısmı, destek bölgelerinden ayrıldıktan sonra rota bilgisi talep etmek için yeterli iletişim imkanlarına sahip olmayabilir. Konum belirleme cihazlarının kullanımı sayesinde, destek birlikleri birleşme noktalarına süratle ulaşabilir, ikmal faaliyetlerini etkin bir şekilde icra edebilir ve muharebe kuvvetlerinin hareketsiz kalma süresini minimuma indirebilir. Bununla birlikte, konum belirleme cihazlarının varlığına rağmen, temel navigasyon eğitimi ve harita okuma becerileri önemini korumaya devam edecektir. Askerler ve komutanlar, navigasyon yeteneklerinin körelmesine yol açacak düzeyde konum belirleme cihazlarına bağımlı hale gelmemelidir. Zırhlı birliklerin arızalı topçu sistemleriyle operasyon icra etme eğitimleri gibi, cihazsız navigasyon yeteneklerinin de muhafaza edilmesi gerekmektedir. Otomatik bir konum belirleme ve raporlama sisteminin geliştirilmesi kaçınılmaz bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır ve bu teknolojinin günümüzde mevcut olduğu aşikardır.
Muharebe ve muharebe destek dahil olmak üzere tüm birliklerin güvenilir konum belirleme cihazlarıyla donatılması zorunludur. Zırhlı kuvvetler, komutanların taktiksel karar alma süreçlerinde kullanabileceği birlik pozisyonlarını anlık olarak gösteren entegre bir sisteme ihtiyaç duymaktadır. Körfez Savaşı sırasında 1. Süvari Tümeninin operasyonel deneyimlerinde açıkça görüldüğü üzere, konum belirleme cihazlarının etkin kullanımı önemli bir avantaj sunmaktadır ve bu avantaj, mevcut durumda kullanılmakta olup gelecekte daha da geliştirilerek yaygınlaştırılmalıdır.
Elektronik Harp Kabiliyeti
VLQ-8A IR Karşı Tedbir Sistemi
Sınırlı sayıdaki M1A1 Abrams’a entegre edilen VLQ-8A IR Countermeasure System; VLQ-8A koruma sisteminin birincil işlevi, zırhlı muharebe araçlarını modern savaş alanlarında yaygınlaşan kızılötesi (IR) güdüm sistemli tanksavar füzelerine karşı korumak amacıyla tasarlanmıştır. Sistem, özellikle ABD Ordusu'nun ağır zırhlı platformları olan M1A1 Abrams ana muharebe tankları ve M2/M3 Bradley zırhlı muharebe araçlarına entegre edilmiştir. Bu entegrasyon, 1990'ların başında artan asimetrik tehditlere (örneğin, düşük maliyetli ancak yüksek etkili ATGM'ler) karşı platformların hayatta kalma yeteneğini kritik düzeyde artırmayı hedeflemiştir.
Kızılötesi (IR) güdümlü tanksavar füzelerinin (ATGM) artan tehdidi. Özellikle 1990-1991 Körfez Savaşı (Çöl Fırtınası Operasyonu) sırasında, bu tür teknolojilerin askeri zırhlı araçlar üzerindeki etkisi net bir şekilde görülmüş ve acil önlem gerekliliği ortaya çıkmıştır.
VLQ-8A, kızılötesi (IR) güdümlü tanksavar füzesi (ATGM) tehditlerine karşı koymak için tasarlanmıştır. Özellikle, IR güdüm teknolojisini kullanan tanksavar güdümlü füzelere karşı zırhlı araçlara öz savunma yeteneği sağlamak üzere geliştirilmiştir. Kaynaklar ayrıca, VLQ-8A'nın kızılötesi kontrollü/telli güdümlü ATGM'leri etkisiz hale getirmek amacıyla üretildiğini belirtmektedir. Sistem, ATGM operatörünün füzeyi hedefe doğru yönlendirme ve kontrol etme yeteneğini bozmak için fırlatıcının arayıcısını IR enerjisi "patlamaları" ile doyurarak çalışır. Bazı mevcut nesil ATGM'lerinin yarı otomatik komuta-hat-görüş (SACLOS) güdüm teknolojisini kullandığı ve füzelerin arkasında bir IR kaynağı bulunduğu, bu sayede fırlatıcıdaki optik sensörün füzenin konumunu tespit edebildiği de belirtilmektedir. VLQ-8A, bu fırlatıcının IR izleme döngüsüne müdahale etmeyi amaçlar
VLQ-8A'nın 1991'deki hızlı gelişim süreci, savaş dinamiklerinin teknoloji üretimini nasıl şekillendirdiğinin çarpıcı bir örneğidir. Sistem, prototip aşamasındayken bile saha koşullarında test edilmiş ve aşağıdaki unsurlarla karakterize edilmiştir.
Soğuk Savaş sonrası asimetrik savaşlarda yoğunlaşan tanksavar güdümlü mermi (ATGM) tehdidine spesifik bir yanıt olarak ortaya çıkan Tehdit Odaklı Tasarım yaklaşımı benimsenmiştir. Özellikle Çöl Fırtınası'nda ABD zırhlı birliklerinin korunma ihtiyacının belirginleşmesi, teknoloji geliştirme sürecini önemli ölçüde hızlandırmıştır. Bu süreçte, henüz tam olarak test edilmemiş sensör ve elektronik karşı önlem sistemlerinin doğrudan savaş alanında denenmesi, teknolojik çevikliğin bir göstergesi olmuştur. Bu bağlamda VLQ-8A'nın geliştirilmesi, askeri alandaki yeniliklerin "ihtiyaç anında adaptasyon" prensibini somutlaştıran tarihi bir dönüm noktası olarak kabul edilebilir.
Yumuşak öldürme (soft kill) sistemleri, düşman silah sistemlerini fiziksel olarak imha etmek yerine, elektronik harp (EH) teknikleri vasıtasıyla karıştırma, aldatma veya geçici olarak işlevsiz bırakma yoluyla etkisiz hale getirmeyi amaçlayan savunma teknolojileridir. Bu bağlamda, elektro-optik karıştırma yöntemi, tanksavar güdümlü füzelerin hedef tespit ve takip yeteneklerini bozarak, füzenin hedefine ulaşmasını engellemeyi hedeflemektedir.