TUSAŞ Yönetimi, 60 Yaşını Doldurduğu Gerekçesine Sığınarak, MMU Kaan’ı Yapacak Nitelikteki Çalışanlarını Neden Toptan, Zorla Emekli Ediyor?
TUSAŞ'ta, savunma sanayisinde, 60 yaşını dolduran her çalışanın emekliliğe zorlanmasını doğru bulmuyorum. Her şeyden önce 60 yaş uygulamasının sebebi ne olabilir? Bunun neticesinde ne elde edilecek? Bunun fayda maliyet analizi yapıldı mı? benzeri soruların açıklığa kavuşturulması gerektiğine inanıyorum.
Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) 2024 Yılının İlk Toplantısını Yaptı: Yeni Projeler Geliyor
Halihazırda Türk savunma ürünleri dünyada 185 ülkenin ordusu tarafından kullanılıyor. Savunma ürünleri ihracatında, 5.5 milyar USD’lik satış gerçekleştirildi. Bunun anlamı 2022 yılına göre %27’lik bir büyümeye erişilmiş oldu. Türk savunma sanayii bu ihracat verileriyle, Türkiye ekonomisine gözle görülür bir şekilde yüksek katkı sağlıyor.
3 Ocak’ta toplanan Savunma Sanayii İcra Komitesi, uçak gemisi tasarımı, Milli Muharip Uçak Kaan’ın faaliyetlerine yönelik projeler ve yeni İHA/SİHA’ların envantere eklenmesine yönelik önemli kararlar aldı.
Toplantıda askeri gemi projeleri kapsamında Uçak Gemisi tasarım aşaması, MİLGEM 9-10-11-12. gemilerinin (i sınıfı fırkateynler), açık deniz karakol gemilerinin, yeni tip çıkarma gemilerinin, yeni nesil mayın avlama gemisinin ve milli hücumbotun inşasına yönelik kararlar alındı.
Envanterdeki İHA/SİHA‘lara yenilerinin eklenmesi, yeni kabiliyetler kazandırılması ve lojistik desteklenebilirliğinin sağlanmasına yönelik projeler görüşülerek karara bağlandı.
Milli Muharip Uçak KAAN‘ın gelecek dönem faaliyetleri, HÜRKUŞ uçaklarının ve GÖKBEY helikopterlerinin tedarikleri ile Havadan Erken İhbar ve Kontrol Uçaklarının lojistik gereksinimleri görüşüldü ve gerekli kararlar verildi.
Platform projelerinin yanı sıra yeni füze, radar, elektronik harp, haberleşme, muhtelif silah, mühimmat ve teçhizatlar, hava savunma sistemleri ile uydu ve uzay sistemleri gibi geniş bir yelpazede çok sayıda proje için karar alındı.
Görüldüğü üzere, SSİK kararlarında adı geçen projelerin ve ürünlerin çoğunda doğrudan, bir kısmında ise dolaylı olarak Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) imzası var. Dünkü SSİK kararında yer alan birçok özgün ve egemen ürün TUSAŞ tarafından geliştiriliyor. Bugün ‘ne mutlu Türk’üm diyen’ herkes için övünç ve iftihar kaynağı olan hava platformlarımız, TUSAŞ çatısı altında görev yapan binlerce mühendisimizin ve teknisyenimizin ortak imzasıyla gökyüzüyle buluşuyorlar.
TUSAŞ bunca başarısına rağmen henüz dünya ölçeğindeki uçak üreticileri zaviyesinden bakıldığında ‘küçük’ bir hava-uzay şirketidir. Yaklaşık 16.000 çalışanı var ama yüksek kalifiye, bir o kadar daha çalışanı olsa, yine bu şirketin ihtiyaç duyduğu insan kaynağının karşılanması için yeterli gelmeyecektir. Zira, sadece Milli Muharip Uçak Kaan bile seri üretim aşamasına gelinceye kadar 10.000 civarında çalışanla ancak üretilebilecek devasa bir projedir. TUSAŞ’ta MMU Kaan kadar olmasa da, uydu geliştirme ve uzay projeleriyle birlikte,
Helikopter alanında; T-129 Atak, T-629 Atak, T-929 Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri Atak, T-625 Gökbey, Ağır Sınıf Genel Maksat Helikopteri projeleri,
Uçak alanında; Hürkuş, Hürjet, Bölgesel Yolcu Uçağı, F-16 Özgür, F-16 Modernizasyon ve destekleyici (uçuş kontrol sistemi vb.) projeleri,
İnsansız Hava Araçları alanında; Şimşek, ANKA, AKSUNGUR, ANKA-III, döner kanat İHA projeleri,
geliştirme ve/veya seri üretim aşamasında yürütülmektedir. Bu projeler ve gelecekte devreye sokulacak diğer özgün projeler için gerekli insan kaynağı ihtiyacının ne olacağı kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
Kalifiye (nitelikli) insan ihtiyacına rağmen, TUSAŞ yönetimi neden 60 yaş üstü çalışanlarının işine son verme yönünde bir karar almış olabilir?
Yıllardır TUSAŞ’ta çalışmakta olan, üreten, üretenlere rehberlik eden, son derece yüksek tecrübeli mühendisler, teknisyenler, danışmanlar ve üst düzey yöneticiler dahil (direktör ve altındakiler) 60 yaşını dolduran toplamda 156 olduğu söylenen TUSAŞ çalışanının, 2023 yılının son iş gününde, 29 Aralık’ta şirketle ilişiği kesildi. TUSAŞ kurumsal hafızasına sahip bunca değerli, birikimli çalışana tek bir gerekçe gösterildi: “Yaşınız 60 olmuş!”
İşten atma anlamına gelen bu uygulamanın gerekçesi olarak, Şirket Yönetim Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Şirket İç Yönetmeliği ile çalışma yaş haddinin 60 yaş olarak belirlenmiş olması gösterildi. Bu gerekçe bazılarınca mevzuata uygun ve yeterli görülebilir. Gerçekten de TUSAŞ’ta nedense bir 60 yaş kuralı uygulaması yıllardır yürürlükte bulunuyor. Yeni bir uygulama değil. Mevcut yönetim kurulu tarafından ihdas edilen bir uygulama değil. Bu yönüyle mevcut yönetimi hukuken ‘yanlış yapıyor’ demek durumunda değiliz.
Bir şekilde geçmişte Şirketin insan kaynakları politikası bu şekilde belirlenmiş. Bir yönüyle TUSAŞ yönetim kurulu bu uygulamayı ‘doğru’ buluyorsa, kimsenin söz söylemeye hakkı bulunmuyor deme kolaylığına kaçabiliriz. Nitekim, yarın bir gün, olmadık bir karar alıp, 60 yerine yaş üst sınırını 50 olarak da belirleyebilirler. Bu yaş limiti, Yönetim Kurulundaki 7 kişinin arasında fikir birliğine varmasına bağlı olarak belirleniyor. Peki bu doğru mudur?
Şüphesiz doğru değildir. Yukarıda SSİK kararına esas projeleri sıraladım. Bunları hava-uzay sektörümüz kiminle geliştirecek, üretecek? Kaldı ki, bu 60 yaş kuralı, ‘toptan’ işletilecek bir kural değil. İstisnaları var ve olmalıdır. Nitekim geçmiş yıllarda, TUSAŞ’ta 60 yaşını dolduran her bir personel için bağlı olduğu birim tarafından bir değerlendirme formu dolduruluyor ve insan kaynakları üzerinden genel müdür onayıyla yönetim kuruluna nihai karar için gönderiliyordu. Eğer birim ilgili çalışana ihtiyacı olduğunu beyan eder ve bunu ikna edici gerekçeleriyle birlikte Yönetim Kuruluna iletirse, genelde o personelin birer yıl uzatmalarla 65 yaşına kadar çalışmaya devam etmesi, hatta sonrasında bazı kritik personel için danışman statüsünde bir süre daha çalışabilmesi mümkün olabiliyordu. Ancak bu yıl nedense hiçbir personel için böyle bir istisnai karar alınma yoluna gidilmedi!
60 yaş sınırına ulaşmış TUSAŞ çalışanları toptan zorunlu emekliliğe sevk edildiler. Onlarca yıldır TUSAŞ çalışanı olan bu personel; yuvaları, evleri gibi benimsedikleri, Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı (TSKGV) bağlısı bu ortaklık şirketinden adeta kovuldular, milletin fabrikasından uzaklaştırılmış oldular.
Geçen yıl Aralık ayı başında gerçekleşen TUSAŞ Yönetim Kurulu toplantısında bu karar alındı. Bu karar alınmadan önce, 60 yaşını doldurmuş ya da doldurma aşamasındaki çalışanlara hiçbir ön bilgilendirme yapma gereği bile duyulmadı. Zorunlu ayrılık kararına yönelik bu tasarruf çalışanların hiç beklemediği bir anda devreye sokulmuş oldu. Bereket, önümüzdeki yıl içinde 60 yaşını doldurma aşamasında olanlara şimdiden bildirim gittiği söyleniyor. En azından onlar artık şok yaşamadan, zamanı gelince kendilerini hazırlamış bir şekilde emekli olarak TUSAŞ’tan ayrılmış olacaklar.
Öte yandan TUSAŞ haricindeki VBO şirketlerinin tümünde 60 yaş uygulamasına geçilip geçilmeyeceği henüz bilinmiyor. Ancak ASELSAN’da da benzer bir uygulamayı hayata geçirme yönünde karar alınmak üzere olduğu duyumları sektörde konuşuluyor.
Savunma Sanayisinde Çalışma Yaş Haddi 60 Yaş Yerine En Az 65 Olmalıdır
Başta TUSAŞ olmak üzere, 60 yaşını dolduran her çalışanın emekliliğe zorlanmasını doğru bulmuyorum. Her şeyden önce 60 yaş uygulamasının sebebi ne olabilir? Bunun neticesinde ne elde edilecek? Bunun fayda maliyet analizi yapıldı mı? benzeri soruların açıklığa kavuşturulması gerektiğine inanıyorum.
TMMOB Makina Mühendisleri Odasının 22 Aralık 2023 tarihindeki basın açıklamasına göre, 4857 sayılı İş Kanunu’nda çalıştırma yaşına ilişkin olarak azami yaş sınırıyla ilgili bir düzenleme bulunmuyor. Bu basın açıklamasındaki hususlara %100 katılıyorum. Önemine binaen, basın açıklamasında yer alan bazı hususları burada tekrarlayacağım, eklemeler yapacağım.
60 yaş kararından etkilenen mühendisler, şirketin teknik bilgi birikimini temsil ediyorlar. Bu durum, kendi rızaları dışında “işten atılma” anlamına gelen bu uygulamaya maruz kalan mühendislerin kişisel mağduriyetlerinin dışında, ülkenin teknik birikiminin ziyan edilmesi yoluyla kamusal zarara yol açacak bir uygulamadır. Gerçekten de, 60 yaşını doldurdu diye, tecrübe ve bilgi birikimi en üst seviyede olan ve kendilerine seçme hakkı verilse, çoğunluğu savunma sanayiinde çalışmaya devam etmeye istekli bu çalışanların işsiz bırakılması, mağdur edilmeleri, mevcut kanunlara ve Türkiye genelinde diğer iş alanları dikkate alındığında eşitlik ilkesine aykırı bir uygulama olarak dikkatleri çekiyor. Çalışana, çalışmak isteyene, hele ki savunma sanayisinde çalışmak isteyene, bunca sayıda proje varken, ihtiyaç da ortadayken, neden engel olunuyor? Çalışmaya devam etmelerine neden izin verilmiyor? Bunca birikim sahibi insandan daha uzun yıllar boyunca yararlanmak varken, niye bir anda kapı dışarı ediliyorlar?
Söz konusu karardan etkilenen teknisyenlerin çoğunluğu, hâlihazırda emekli olduğu halde, sahip oldukları ihtisasları nedeniyle şirket yönetimi tarafından daha önce yeniden göreve çağrılmış kişilerden oluşuyor. Bu durumda olmayanlar da yüksek ihtisas sahibi, havacılık sanayiinin gerektirdiği vasıflara, eğitimlere ve sertifikasyona sahip kişilerdir. Tıpkı mühendislerimiz gibi, her biri ‘usta’ olan teknisyenlerimizin TUSAŞ üretim sürecinin dışına itilmeleri yalnızca kendileri açısından değil, ülke açısından da kayıp anlamına geliyor olduğu aşikardır.
TUSAŞ, her ne kadar “Kamu İktisadi Teşekkülü” statüsünde olmasa da, en başta ifade ettiğim üzere, kamu kaynaklarıyla, milletin parasıyla kurulmuş, artık bir yönüyle kamu sermayeli, yönetiminde görev alacak kişilerin kamu otoritesince atandığı bir kamu şirketi olduğu biliniyor. TUSAŞ, ülkenin tek uçak fabrikası niteliğinde bir kurumdur. Tasarruflarında tüm şirketler gibi Anayasa ve yürürlükteki yasal mevzuata uygun davranma zorunluluğunun yanı sıra, kamu şirketi vasfıyla kamuoyuna hesap verme zorunluluğu da vardır.
Bu şirketin Yönetim Kurulu, Cumhurbaşkanlığı Savuna Sanayii Başkanı Prof.Dr.Halûk GÖRGÜN’ün bilgisi ve oluru dışında bu kararı almış ise, hem TSKGV Yönetim Kurulu Başkanı hem de Savunma Sanayiinin Başkanı sıfatıyla TUSAŞ sermayesi üzerinde söz sahibi olan tek kişi olan Sayın GÖRGÜN'ü bu 'keyfi' kararları durdurmaya davet ediyorum. TUSAŞ'ın hissedarları; TSKGV: %54.49, SSB:%45.45 ve Türk Hava Kurumu (THK):%0.06'dır. Sayın GÖRGÜN’ün tüm savunma sanayii için bu konuya yönelik bir prensip kararı alınması maksadına hizmet edecek şekilde, bir inceleme çalışmasını bir an önce başlatması gerektiğine inanıyorum. Bunca yetişmiş, nitelikli genç delikanlıyı 60 yaşında emekli etme lüksümüzün bulunmadığını değerlendiriyorum.
Aksi takdirde, SSİK kararlarındaki hedefleri yerine getirebilmek için savunma sanayisinin ihtiyaç duyduğu yetkin insan kaynağını bulmakta zorlanırız. Yetkin, nitelikli ve tecrübeli insan kaynağını kaybetmemeliyiz. Yoksa SSİK hedeflerini yerine getiremeyiz.
Sonuç
Savunma sanayiinin, bu sektörün kendine has bir insan kaynağı yapısı olduğunu, bu sektöre ilgi duyan, bu sektörü yakından takip eden herkes biliyor. En fazla da sektörün içindekiler biliyor. Yüksek ve özgün teknolojileri kullanan mühendislerin ve teknisyenlerin bilgi birikimlerinin ve sektörde kazandıkları tecrübelerin paha biçilmez değerde olduğuna inanıyorum. Sağlıyı yerindeyse, savunma sanayisine artı değer katmaya devam edebilen her çalışanın bu sektörde yaşı ne olursa olsun, verimli olduğu müddetçe çalışmaya devam etmesine engel olunmaması gerektiğini değerlendiriyorum.
Bu 60 yaş uygulamasını, sonuçları itibariyle savunma sanayimiz için doğru olmadığına, şimdi olmasa bile kısa vadede düzeltilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu yanlışta ısrar edilmesi halinde, çalışanlar kadar TUSAŞ ve diğer savunma şirketlerimizin zarar göreceği aşikardır.
Öte yandan TUSAŞ’ın tecrübeli, nitelikli Türk çalışana göstermediği ‘çalışmaya devam hakkı’ maalesef yabancı personele gösteriliyor. Halihazırda çoğunluğu ‘danışman’ statüsünde ve 60 yaşın üstünde olan yabancı mühendislerin TUSAŞ’ta çalışmaya devam ettikleri biliniyor. Bu, insan kaynağı üzerinden teknoloji transferi ve tecrübe aktarımı yönüyle çok doğru bir uygulamadır. Buna devam edilmesi gerekiyor.
Ancak, TUSAŞ yönetiminin 60 yaşın üstündeki Türk ve Yabancı personel arasında sergilediği çifte standardı doğru bulmadığımı ifade etmek isterim. Kaldı ki, halihazırda bazı yabancı personele saatlik ücret olarak yüksek ödemeler yapılırken, yabancı personelin 5-6 saatte aldığı paraya en az 180 saat çalışmaya hazır Türk personeli niye TUSAŞ'tan kapı dışarı ediliyor? Elin yabancısının yaşlısı değerli, bizim yaşlılarımız nedense değersiz. Burada çok açık bir çelişki, TUSAŞ ikilemi yok mu?