Teknoloji Modern Politikayı Nasıl Şekillendiriyor

Dijital çağ, katılım ve iletişim için eşi benzeri görülmemiş fırsatlar sunarken, aynı zamanda yanlış bilgi, gizlilik ve seçim güvenliği konusunda yeni zorluklar da getirmektedir. Teknoloji ve siyaset arasında gelişen bu ilişki küresel bir sahnede yaşanmakta ve her seviyedeki demokrasiyi etkilemektedir.

Teknoloji, siyasette vazgeçilmez bir güç haline gelerek kampanyaların yürütülmesini, seçmenlerle etkileşim kurulmasını ve kamuoyunun oluşturulmasını yeniden şekillendirmektedir. Siyasi ekipler artık iletişimlerini kişiselleştirmek için veri analitiği araçlarını kullanmaktadır. Canlı video çekimleri, adayların geleneksel medyaya bağımlı kalmadan iletişim kurmaları için güçlü bir araç haline gelmiştir. Son on yılda hiçbir teknoloji siyaset üzerinde sosyal medya kadar görünür bir etki yaratmamıştır. Bu platformlar yarattığı sorunlara rağmen içerik üretimini demokratikleştirmiş ve hem vatandaşlara hem de politikacılara anlık olarak kullanabilecekleri bir megafon vermiştir.

Sosyal Medya

Uzun dönemdir politikacılar ve hükümetler, duyurularını paylaşmak ve politikalarının etki alanlarını genişletmek için sosyal medya platformlarını kullanmaktadır. Bu platformlardan verilen mesajlar basın toplantılarından çok daha hızlı yayılmakta ve daha etkili olmaktadır. Ancak, sosyal medyayı etkili kılan bu hız, aynı zamanda yanlış veya yanıltıcı bilgilerin hızla yayılmasına da olanak tanımıştır.

Yapay zekâ, siyasi kampanyaların planlanmasını ve yürütülme biçimini sessizce dönüştürmektedir. Yapay Zekâ kullanan kampanyalarda büyük veri kümeleri analiz edilerek, katılımı tahmin etmek, ikna edilebilir seçmenleri belirlemek ve verilecek olan mesajları iyileştirmek mümkün olabilmektedir. Ayrıca yapay zekâ destekli programlar kullanılarak seçmenlerin sosyal platformlarda ve medya genelinde ele alınan sorunlara nasıl tepki verdiği anlık olarak izlenebilmektedir. Siyasi partiler, bu yöntemi seçmen eğilimlerini izlemek, toplumun duyarlı olduğu alanları takip etmek ve iletişim stratejilerini ayarlamak için kullanmaktadır.

Teknolojinin iletişime faydası

Teknoloji yalnızca seçmen eğilimlerini etkilemekle kalmayıp aynı zamanda vatandaşların yönetimle daha geniş çapta iletişim kurma biçimini de değiştirmektedir. Sanal ve artırılmış gerçeklik, vatandaşları karar alma süreçlerine daha derinlemesine dahil etmek için kullanılabilecek araçlar olarak öne çıkmaktadır. Bir seçmenin önerilen bir altyapı planının etkisini görmek için bir VR başlığı takacağı veya bir şehir haritasını tarayarak yerel yetkililerin kamu fonlarını nasıl tahsis ettiğini öğrenmek için AR kullanacağı günler çok uzakta değildir. Singapur veya Barselona gibi IoT sensörleriyle donatılmış şehirler, enerji kullanımından trafik düzenine kadar her şey hakkında gerçek zamanlı veri toplamaktadır. Bu veriler, sivil toplum ve politikacılar tarafından yerel yönetimlerin demokratik toplumsal denetimi için de kullanılabilecektir.

Teknolojinin siyaset üzerindeki etkisi nasıl tasarlandığına, kullanıldığına, yönetildiğine ve toplumsal olarak nasıl denetlendiğine bağlıdır. Teknolojinin demokratik hedeflere hizmet etmesini sağlamak için; dijital okuryazarlığa yatırım yapılması, veri kullanım güvenliğinin sağlanması, etik standartların güçlendirilmesi ve şeffaflığın teşvik edilmesi gibi stratejilerin uygulanması gereklidir.

Bu anlamda politika yapıcılar, teknoloji uzmanları, eğitimciler ve vatandaşlar arasında sürekli iletişimi sağlayacak mekanizmalar oluşturulmalıdır. Böylece katılımı destekleyen, şeffaflığı ve güveni teşvik eden dijital tabanlı sistemler inşa edilebilecektir.

Teknoloji’nin değişimdeki rolü

Teknoloji gelişmeye devam ettikçe, politika oluşturulmasına katkısı, politikaların uygulanmasındaki etkisinin yanısıra siyasi sistemlerimizi şekillendirmedeki rolü de artacaktır. Gelişen teknoloji demokratik toplumsal denetimin güçlenmesine de katkıda bulunacaktır. Teknolojideki gelişmeler, toplum üzerinde siyasi denetimin artması, özellikle yanlış bilgi ve verinin kötüye kullanımı konusundaki riskleri arttırabilir. Ancak bunun yanısıra daha duyarlı, kapsayıcı ve bilinçli demokratik süreçler yaratmak için önemli fırsatlar da sunabilmektedir.

Ayrıca teknolojik üstünlük, ülkelere uluslararası alanda askeri, ekonomik politik hâkimiyet sağlama ve kültürel etki oluşturma imkanları da sunmaktadır. Bugün ileri teknolojilerin ulaştığı seviye, ulusötesi sermayenin küresel güç dengelerindeki rolünü arttırmıştır. Bu nedenle 21. Yüzyılda bazı ülkeler ve ulusötesi şirketler, geliştirdikleri ileri teknolojiler ile diğer ülkeler üzerinde yeni sömürgeci bir anlayışla küresel tekno hegemonik politikalarını arttıracaktır. Bu tekno hegemonik yeni küreselci politikalara karşı teknolojik bağımsızlık sağlayacak ve ulusal çıkarları koruyacak stratejik adımlar, gelişmekte olan ülkelerin geleceğinde çok önemli bir rol oynayacaktır.