Türkiye’de Yeni Tartışma: Hayvanlar ve insanlar Anlaşabilecekler mi?
Bir tür hayvan olan insan, öbür hayvanları yok edemez, bu hakkı çiğneyerek onları sömüremez, bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevlidir.
Hayvanlarla insanları birbirinden ayıran en büyük özellik "akılla düşünme" özelliğidir. Bu özellik sadece insanda vardır. Bu özellik kalktığında bizlerinde hayvanlardan hiç bir farkımız kalmaz. İnsan olabilmek ve en önemlisi de bu coğrafyada insan kalabilmek çok önemlidir. İnsanları insan yapan en önemli şey ise erdemli olabilmek ve bu erdemlerle yaşayabilmektir. Peki erdem nedir o zaman?
Erdem; insana ait iyi huyların hepsinin bileşkesidir diyebiliriz. İyi bir insan ve bunların çoğunlukta bulunduğu topluluklar merhametli, bilgili, insan haklarına saygılı, doğaya ve onun tüm nimetlerine saygılı, tüm canlılara karşı sevecen ve aklımıza gelecek tüm iyi sıfatları üzerinde taşırlar. Bunun için de dünya hayvanlar için bir bildirge hazırlamış ve bu konuda önde gelen ülkeler bu bildirgeye imza koymuşlardır.
"Madde 1- Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğar ve aynı var olmak hakkına sahiptir.
Madde 2-
1. Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir.
2. Bir tür hayvan olan insan, öbür hayvanları yok edemez, bu hakkı çiğneyerek onları sömüremez, bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevlidir."
Hayvanlara karşı duyarlılık ve sevgi, insanlarda empati yeteneğini geliştirir. Bu da toplumsal ilişkilerde daha anlayışlı ve yardımsever bireylerin yetişmesine katkı sağlar. Hayvanlarla kurulan pozitif ilişkiler, insanların duygusal ve ruhsal refahını artırır. Peki o zaman biz de ülkemizde bu konuyla ilgili neler yapıyoruz bir de ona bakalım. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda, Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifine ilişkin düzenleme için görüşmeler bitti ve oy çokluğuyla onaylanarak meclisten geçti. Muhalefetin verdiği önergeler ise reddedildi. İlk 5 maddede, “Sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir” ifadesinin yürürlükten kaldırılması, rehabilite edilen köpeklerin sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevlerinde barındırılması ve sokak köpeklerinin Veteriner Hizmetleri Kanunu’ndaki esaslara göre öldürülmesi yer alıyor.
Yasa teklifindeki en çok tartışma yaratan 5. Maddesinde yapılan değişiklikle, “ötanazi” kelimesi metninden çıkarılmıştı. Şimdi yeni yasa yürürlükte. Bu yasanın üzerinde titizlikle çalışıldığını ve her şeyiyle mükemmel şekilde hazırlanıp kanunlaştığını maalesef söyleyemeyeceğim. Bu konunun insanın insan olabilme vasıflarını derinden ilgilendirdiği için bu konu üzerinde tüm kanun yapıcıların bir kez daha düşünmesini ve gerekli düzenlemelerin yapılmasını bir vatandaş olarak talep ediyorum.
