Site İçi Arama

strateji

Mafya Babaları İçin Hayatta Kalma Tedbirleri

Ne yaparsanız yapın, hangi tedbiri alırsanız alın sıfır risk ve tam güvenlik diye bir şey yoktur. Alacağınız tedbirler, sadece riskleri ve tehdidi azaltmaya yardım eder.

Başlığa bakıp da “Mafya babası da nereden çıktı?” diye düşünebilirsiniz. Başlığı, çarpıcı olsun diye bu şekilde yazdım. Bu yazı herhangi bir tehdit ile karşı karşıya olan veya yaptığı iş ve görev sebebiyle mafyadan teröriste ve yabancı devlet istihbarat teşkilatlarına kadar çeşitli unsurlarca takip, taciz veya saldırı yapılma ihtimali olan kişilerin alabileceği basit tedbirlerle ilgilidir. Bu bölümde, alınacak genel tedbirler açıklanacak; daha sonra yayınlanacak yazılarda ise evde, işte, yolculuk ve günlük yaşamın diğer faaliyetlerinde alınması gereken tedbirler açıklanmaya çalışılacaktır.

 

Öncelikle şunu belirtmekte fayda mülahaza ediyorum. Ne yaparsanız yapın, hangi tedbiri alırsanız alın sıfır risk ve tam güvenlik diye bir şey yoktur. Alacağınız tedbirler, sadece riskleri ve tehdidi azaltmaya yardım eder. Bunlar, koruma tutmak ve zırhlı araçlar temin etmek gibi çoğu kişiye göre oldukça önemli görülen tedbirler olsa da fark etmez. Aslında bu tür fiziki tedbirler, sizi sandığınız kadar korumaz. Örneğin dünyada en iyi korunan kişiler, krallar ve kraliçeler de dahil devlet başkanları; bunların arasında ise en iyi korunanlar Amerikan başkanlarıdır. Ama birçok kral, kraliçe ve devlet başkanı gibi çok sayıda Amerikan başkanı da yüzlerce polisin, korumanın ve gizli servis ajanlarının ortasında suikasta uğramıştır. Sizi asıl koruyacak olan başkalarının alacağı önlemler değil, kendinizin alacağı bireysel tedbirlerdir.

Bu tedbirlerin ilki, geceyi ve günün büyük kısmını geçirdiğiniz evinizi iyi seçmenizdir. Evinizle ilgili hususları ayrı bir başlık altında daha sonraki yazılarımızda ele alacağımız için burada sadece emniyetli bir ev seçmenin en önemli hususlardan biri olduğunu söylemekle yetinelim. Unutmayın, eviniz sizin kaleniz ve üs bölgenizdir. Kaleniz ve üs bölgeniz sağlam ve güvenli olmadıkça hiçbir yerde güvenli olamazsınız. Evinizin sadece sağlam ve güvenli olması da yetmez, konumu da uygun olmalıdır.

Evinizden sonra en önemli yer; en çok zaman geçireceğiniz ve bu yüzden risklerle karşılaşma ihtimalinizin yüksek olduğu iş yerinizdir. Bundan sonra dikkate almanız gereken husus ise günlük, haftalık, aylık veya yıllık faaliyetleriniz içinde gittiğiniz yerlerdir. İş yerinizin veya her gün çokça vakit geçirdiğiniz yerlerin evinize yakın olmasının faydası vardır. Çünkü insanın risklerle en fazla karşı karşıya kalma ihtimali olan durum, ev ve iş dışında arabada veya yaya olarak yolda bulunduğu zamanlardır.

Ev ve işyeri birbirine yakın olursa yolda geçireceğiniz süre kısa olacak, dolayısıyla daha az risk ve tehditle karşı karşıya kalacaksınız. Bunun bazı mahsurları da vardır. Örneğin, size saldırı düzenleyecek kişilerin keşif ve gözetleme mesafesi kısalmış olur. Böylece, daha az kişi ile size karşı bir saldırı planlanıp icra edilebilir. Ama bu durumun yarattığı risk, eviniz ve işyeriniz arasındaki mesafenin uzak olduğunda karşılaşacağınız risk ve tehditlere göre daha azdır. Yolda intikal ederken almanız gereken tedbirleri daha sonraki yazılarımızda anlatacağımızdan bu konuda bu kadar açıklamayı yeterli görüyorum.

Evinizi dikkatle seçtiniz ve ev dışında çokça vakit geçirdiğiniz yerleri de buna göre belirlediyseniz dikkat etmeniz gereken diğer bir husus, alacağınız arabadır. Ekonomik açıdan sorun teşkil etmiyorsa zırhlı bir araç kullanmanız sizi en azından hafif silahlara karşı koruyacaktır. Ancak her zırhlı araç yeteri kadar patlayıcı ile imha edilebilir. Bu sebeple, sadece zırha güvenmeyin. Daha sonra yayınlayacağımız araçla yolculukla ilgili yazımızda belirteceğimiz tedbirlere de uymanız faydalı olacaktır.

Eğer zırhlı bir araç alamıyorsanız alacağınız araç çarpmalara, takla atmaya ve kasıtlı veya kasıtsız olarak maruz kalabileceğiniz çeşitli kazalara karşı sizi koruyacak kadar sağlam olsun. Unutmayın, mutlak güvenlik gibi mutlak koruma da yoktur. Amaç riski azaltmaktır. Bu sebeple alabileceğinizin en iyisini seçin. Alacağınız aracı seçerken, kullanacağınız yol ve araç trafiğinin yoğunluğu gib hususlara da dikkat edin. Trafiği yoğun dar sokakları kullanıyorsanız zor durumda kaldığınızda kaçabileceğiniz küçük araçlar daha iyidir. Aracınızın size saldırabilecek kişilerin kullanabileceği aracı atlatabilmesi için güçlü bir motora sahip olması, kısa sürede hızlanabilmesi ve oldukça yüksek hız yapabilmesi de önemlidir.

Eğer birden fazla araç alma imkânınız varsa birden fazla aracınız olsun. Çünkü size saldırı düzenlemeyi düşünenlerin işini zorlaştırmış olursunuz. Birden fazla araca göre saldırı planı yapmak zorunda olmak, saldırganların işini zorlaştıracaktır. Zaten güvenliği artırmanın esprisi de saldırganları mümkün olduğu kadar çok farklı şeyi dikkate almak zorunda bırakmak ve plan yapmalarını zorlaştırmaya çalışmaktır. Bir de araçları bir rutine göre değil rast gele seçerek kullanırsanız, mütecavizlerin işi iyice zorlaşacaktır.

Ev, işyeri ve araba konularını hallettikten sonra sıra bir güvenlik planı hazırlamaya geldi demektir. Mutlaka bir güvenlik planı hazırlayın ve bu plan olabildiğince basit olsun. Bu planınızı aileniz de bilsin ve onlarla birlikte çevreye fark ettirmeden sık sık provalar yapın. Bu planı yaparken mümkün olan bütün tehdit ve riskleri dikkate alın. İster büyük ister küçük olsun hiçbir tehdidi küçümsemeyin.

Bu planı olabildiğince işlevsel şekilde hazırlayabilmek için yapmanız gereken en temel şey, yaşadığınız çevreyi çok iyi inceleyip tanımaktır. Komşularınız kim, mahallenizde kimler oturuyor, mahalledeki bakkal veya manav gibi esnaf kimlerdir, kısa süre içinde öğrenin. Bunlar arasında risk yaratabilecek kişiler varsa; ya evinizi, yolunuzu ve gittiğiniz yerleri değiştirin veya bu tehditlere karşı tedbirler planlayın.

Çevrenizdeki insanları tanımakla da yetinmeyin. Kullandığınız yolları, yollardaki riskli ve kaçış imkânı olan bölge ve noktaları, evinizde veya dışarıda saldırı düzenlendiğinde sığınabileceğiniz güvenli yerleri detaylı şekilde tespit edin. İmkânınız varsa tehlikeli bölgeleri kontrol eden ve sizin güvenliğinizi artıran evlere kendi adamlarınızı yerleştirin ve dükkanların en azından bazılarını sizin için çalışan kişilerin işletmesini sağlayın.

Bundan sonra, yaşadığınız çevrenin rutinini çıkarın. Yani sabah dükkanlar kaçta açılıyor, akşam kaçta kapanıyor, insan ve araç trafiğinin yoğunluğu günün hangi saatinde nasıl oluyor, mahallenizde hangi araçlar var ve ne zaman mahallede ne zaman mahalle dışında oluyorlar, bu araçların genel görünümü, park ettiği yerler, plakaları ve sürücülerini mutlaka öğrenin. Bu rutini çıkarmak, sizin güvenlik planınızın ve hareket tarzlarının en büyük dayanağı olacak ve güvenlik riskinizi minimuma indirmeyi sağlayacaktır.

Rutini tespit edince, bu rutine uymayan her şeyden kıllanmanız gerekmektedir. Mahallede yabancı araç veya araçlar varsa ve bu araçları sık sık görmeye başlamışsanız alarm zilleriniz çalsın. Bu araçların kime ait olduğunu öğrenmeye çalışın. Bunun için hemen her mahallede bulunması mümkün olan her şeye maydanoz olan bir kişi bulup onunla fazla içli dışlı olmadan muhabbet kurun. Bu kişiden yaşadığınız bölgedeki rutin dışı her hareket hakkında bilgi almanız mümkün olacaktır.

Araçlar bombalı saldırılar için kullanılabildiğinden, sadece yabancı araçlara değil hep park ettiği yerden farklı bir yere park eden mahalledeki araçlara ve bu araçların tanımadığınız biri tarafından kullanılıp kullanılmadığına da dikkat edin. Ayrıca, yaşadığınız bölgedeki insanlara da dikkat edin. Mahallede veya evinizin çevresinde yabancı biri veya birileri varsa dikkatli olun. İnsan trafiği normalden az veya fazla ise çok daha dikkatli olun. Dışarıda tanıdığınız insanlar var fakat davranışları her günkü rutin davranışlarından farklı ise (örneğin esnaf erkenden dükkânını kapatmış, esnafta ve çevredeki bazı kişilerde tedirginlik belirtileri hâkim ve insanlar sizden, arabanızdan veya evinizden belirgin şekilde uzak duruyorsa) çok dikkatli olun. Mümkünse hemen ortadan kaybolun ve en güvenli hissettiğiniz yere girin.

Yaşam alanlarınızın yakınlarındaki polis ve jandarma karakolları, zabıta merkezleri ve askeri birlikler gibi güvenli yerleri tespit edin. Evde veya dışarıda herhangi bir yerde herhangi bir tehditle karşılaştığınızda hangisine sığınmanızın daha uygun alacağını tespit edin. Buraya sığınırken kullanacağınız kaçış yollarını tespit edin ve zaman zaman provalar yapın. Sadece bu hususları değil, trafik ışıklarının ne zaman ve ne kadar süreyle kırmızı yandığına kadar yaşadığınız çevrede mümkün olan tüm rutin işleyişi, insan, hayvan ve makine faaliyetlerini belirleyin. Bunlardaki değişimi risk belirtisi olarak görün ve rutini kendi çıkarınıza kullanın.

Çevrenin rutinini çıkardıktan sonra kendinizin ve ailenizin rutinini tespit edin. İşe kaçta gidiyorsunuz, işten kaçta geliyorsunuz, çocuğunuz okula kaçta gidip kaçta geliyor, servis kullanıyor mu, kullanıyorsa aracın ve şoförün bilgileri, arkadaşlarınızla veya akrabalarınızla nerelerde ve hangi saatlerde/günlerde buluşuyorsunuz, genellikle hangi kafeye veya lokantaya gidiyorsunuz tek tek yazın. Bundan sonra yapmanız gereken şey, bu rutini mümkün olduğu kadar bozmaktır. Mümkünse hiçbir rutin hareketiniz olmasın. Sabah evden aynı saatte iki defa çıkmayın, evinizde birden fazla kapı varsa hep aynı kapıdan çıkmayın.

Ancak şunu da unutmayın! Bir gün bir kapıdan öbür gün diğer kapıdan çıkmak da rutindir. Hep farklı şeyler yapsanız da bu yaptıklarınız standart bir döngü izliyorsa rutine girmişsiniz demektir. Rutine girmek demek saldırıya açık olmaktır. Basit olarak özetleyecek olursak, tahmin edilemez olun. Size saldırı düzenleyecek kişi veya kişiler; bu saldırıyı başarılı şekilde yapmak, saldırı esnasında zarar görmemek ve güvenlik güçlerine yakalanmamak için saldırıyı nerede ve nasıl yapacaklarına karar vermek için uzun bir süre keşif, gözetleme ve takip yapacaktır. Sizin rutininizi çıkaracak, bu rutinde saldırıya en uygun yer ve zamanı belirleyecek ve buna göre hareket edecektir. Eğer rutininizi çıkaramazsa size saldırı yapmayacak, yapsa da başarısız olacaktır.

Tahmin edilemez olmayı yanlış anlamayın. Rutini bozmak ve tahmin edilemez olmak plansız hareket edeceğiniz anlamına gelmez. Sadece planınız dışarıdan bakan birinin tahmin edemeyeceği kadar düzensiz görünen hareketleri ihtiva etsin. Örneğin aynı yolu asla art arda iki defa kullanmayın. Hangi aracı kullanacağınız, hangi dolmuş, otobüs veya metroya bineceğiniz hakkında sizi 7 gün 24 saat takip eden biri bile bir tahminde bulunamasın. Bunu sağlamak için plansız hareket etmeyin tam aksine bunu planlı bir şekilde yapın.

Bu tedbirlere harfiyen uyarsanız güvenliğinizi yüzde 90 garanti altına almış olursunuz. Bunları yapmazsanız istediğiniz kadar zırhlı araç kullanın, güvenlik personeli bulundurun veya çelik yelek giyin, yine de güvende olmayacaksınız. Unutmayın! Yukarıda bahsettiğimiz gibi dünyanın en iyi korunan kralları, devlet başkanları, bakanlar, başbakanlar ve bunların arasında en iyi korunan Amerikan başkanları bile saldırılara maruz kalmış ve bu saldırıların bazıları ölümle sonuçlanmıştır.

Neden böyle olmuştur? Çünkü bu insanlar, çoğu zaman kamuoyuna da duyurulan belirli planlara göre hareket etmek zorunda olan kişilerdir. Hareketleri bilindiği veya tahmin edilebildiği için saldırganlar saldırı planlarını en küçük detayına kadar hazırlayabilmektedir. Böyle olduğundan, bu kişileri koruyan binlerce polis, asker, koruma veya zırh hiçbir işe yaramamaktadır.

Yüzde yüz güvenlik için geriye kalan yüzde 10’un yarısı uyanık olmaktır. Hiçbir zaman dalgın olmayın. Otobüs, metro, dolmuş veya makam aracınızda uyumayın, uyuklamayın. Antenleriniz sürekli açık olsun. Size yaklaşmaya çalışan, şüpheli hareketler yapan, görünümü normal olmayan (örneğin tedirgin görünen, terleyen, başı veya ayakları ile orantısız göbekli ve şişman görünen, elinde silah olabilecek bir şey veya bir kılıf taşıyan, gözlerini sizden ayırmayan vb.) kişileri onlara fark ettirmeden takip edin ve gerekli eylemi (kaçmak, güvenli bir yere sığınmak vb.) yapmak için hazır olun.

Bunu yapabilmek için aklınızın başında olması lazım. Bu sebeple mümkün olduğu kadar içki içmeyin. İçecekseniz de evinizde için ve kendinizi kontrol edemeyecek hale gelmeden bırakın. Dışarıda ise çok daha az içmekte fayda var. Sadece alkol değil, bazen kadınlar için erkek, erkekler için de kadın insanın aklını başından alan bir etki yaratır. Bu yüzden, cinsiyetinize göre kadın veya erkek düşkünü olmayın. Hele de evliyseniz, buna hiç tevessül etmeyin. Çünkü kimse görmesin diye daha kuytu yerlere ve yalnız başına gitmek zorunda kalırsınız. Bu da saldırıya uğrama ihtimalini artırır.

Saldırı derken sadece fiziki tehdidi kastetmiyorum. Şantaja da maruz kalabilirsiniz. Örneğin 1980’li yıllarda Ankara’da bir ülkenin büyükelçisinin karısı aynı ülkenin askeri ataşesi ile ilişki yaşıyormuş. Her ikisi de evli olan bu kadın ve erkek Ulus’ta gözden ırak bir hotelde buluşuyorlarmış. Bu tespit edilince hotel odasına konulan kameralarla görüntü alınmış. Ataşeye görüntüler izletilerek yıllarca Türkiye adına casusluk yapması sağlanmış. Üstelik bu ataşe, Ankara’dan sonra görevli olarak ABD’ye gitmiş. Bilgiler CIA’ya verildiğinden, orada da ülkesi aleyhine casusluğa devam etmek zorunda kalmış.

Bu her zaman böyle olmaz. Bazen de kadınlar için erkek, erkekler için kadın size saldırı düzenlemeyi veya sizi ajan olarak devşirmeyi planlayanlar tarafından planlı olarak kullanılır. Buna istihbarat servislerinin jargonunda “Bal Tuzağı” derler. Çok güzel bir kadın bir erkeği avlamak için veya çok yakışıklı bir erkek bir kadını avlamak için yetiştirilip sizin karşınıza çıkarılabilir. Sonra da buluşmalarınız saldırı veya şantaj için kullanılır.

Bu yazımda son olarak para ile ilgili hususlardan bahsetmek istiyorum. Para ile ilgili iki sorunlu konu vardır. Bunlardan biri aşırı müsrif, dolayısıyla da para düşkünü olmak, ikincisi ise aşırı cimri/tutumlu olmaktır. Zafiyetleriniz, sizin yumuşak karnınızdır. Bu yumuşak karınların en yaygını ise para düşkünlüğüdür. Para düşkünlüğünüz tespit edilirse, değişik çevreler bunu istismar etmek için harekete geçecektir. Bazen bunlar, sizin aşırı müsrifliğiniz sebebiyle borçlanmanızı sağlayarak bu borcun çok daha fazla miktarda para ile size yaklaşabilir.

Cimrilik de para düşkünlüğü ve müsriflik kadar tehlikelidir. Taksiye veya toplu taşıma araçlarına binmemek için uzun mesafeleri yürürseniz, saldırıya uğrama riskiniz artar. Ucuz olsun diye ücra yerlerdeki lokanta, kafe veya dükkanlara giderseniz, yine saldırıya uğrama ihtimaliniz artar. İster müsrif, ister cimri olun veya isterseniz paraya düşkünlüğünüz sınırsız olsun, bunları baskılamaya çalışın. Para sizin önceliğiniz değildir. Öncelik hayatınız, aileniz ve yakınlarınızdır. Birincisinde yapacağınız hata ikincilerde onulması zor yaralara sebep olacaktır.

Dr. Mehmet ÇANLI
Dr. Mehmet ÇANLI
Tüm Makaleler

  • 30.01.2024
  • Süre : 5 dk
  • 1691 kez okundu

Google Ads