Site İçi Arama

strateji

Bir Ülkedeki Rejimin Şekli ve Yönetim Biçiminin Nükleer Silahlanmaya Etkisi Nedir?

Kişisel liderliğin ağır bastığı yönetimlerde rejimin güvenliği için nükleer silahlanmayı liderlerin cazip bir seçenek olarak görme ihtimalinin daha yüksektir. Zira iç politikada kendilerine bu konuda direnç gösterebilecek bir yapının varlığından söz edilemez.

İç Politika Dinamiklerinin Etkisi

Nükleer konulara ilişkin daha önceki yazılarımda ifade ettiğim üzere, nükleer güç sahibi olma isteği ağırlıklı olarak güvenlik ve dış politikanın ihtiyaçları açısından ele alınıyor. Bu tercihin yapılabilmesi için iç politikada karar alma süreçlerinde bazı çalışmaların yapılması gerekmektedir. Şüphesiz bu süreçlerdeki liderin kişiliği ve yönetim tarzı da etkili olmaktadır. Nükleer silahlara ilişkin kararlarda sivil ve asker güvenlik bürokrasisinde görev yapanlar ile teknik konularda danışılanlar önemli rol oynamaktadır. İç siyasette güvenlik ortamı ve tehditleri analiz eden, öncelik derecelerini belirleyen kurumsal yapıların işleyişi ülkelere göre farklılık göstermektedir. İç politikanın işleyişi ve devletlerin kurumsal yapılarının nükleer silahlanma tercihlerine nasıl etki ettiği akademik çevrelerde de araştırma konusu olmuştur. Konuya ilişkin yayınlanan bir çalışmadan yapılan alıntılar aşağıda özet olarak verilmiştir (Saunders, 2019). 

“Silahlanma seçeneği ve karar almaya yönelik tartışmaların yukarıdan aşağıya mı yoksa aşağıdan yukarıya doğru mu şekillendiği önem kazanır. Siyasi iktidar ve liderler bu konudaki politikaları kendi merkezi kontrollerinde tutmak istediğinden aşağıdan yukarı istek ve görüşlerin karar üzerindeki etkisi fazla değildir, bu işleyişteki kontrol gevşetilirse tartışmalar daha geniş çevrelerde yapılabilir. Liderler nükleer seçenekler üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmak istediğinden tartışmalar genellikle oldukça dar çevrede yürütülür.”

İç politikada nükleer seçeneğinin tartışılmaya başlanmasında tehdit algısının büyüklüğü ve belirsizliği en önemli etkendir. Tehditlerin kaynağı ve karşı tarafın niyetleri konusunda belirsizlik ne kadar fazla olursa diğer seçeneklerin yanında nükleer silah geliştirme seçeneğinin tartışılması için daha geniş bir alan var demektir. Tehditlerin kaynağı ve niteliği konusunda ortak anlayış varsa bu tür tartışmalar için fazla yer yoktur. 

Kurumsal yapıdaki bazı çevreler tehditleri abartılı bir şekilde değerlendirme yoluna gidebilir. Yükselen tehdit algısı hem politik aktörleri desteklemede hem de savunma harcamalarının artırılmasında gerekçe olarak kullanılabilir. 

Sivillerin askerlere karşı kontrol ve denetim mekanizmalarına sahip olduğu ülkelerde nükleer politikasının geliştirilmesinde tayin edici makam sivillerdir. Bu nedenle sivil asker ilişkilerinin yapısı önemlidir. Rejim güvenliği konusunda endişe taşıyan liderler iç politikada yakın çevreleri dışında diğer aktörlerin nükleer politika oluşturulmasındaki rollerini kısıtlayabilirler. 

Uluslararası ekonomik ve politik düzenin işleyişine adapte olmuş ülkeler nükleer silah sahipliği konusunda çekincelidirler çünkü muhtemel tepkilerin iç barışı ve ekonomik istikrarı bozabileceğinden korkarlar. 

Silah geliştirme programları açık olmayan amaçlara da hizmet edebilir. Bu yetenek iç politikada zamanla bazı liderlerin konumlarını güçlendirmek ve destek kitlelerinde hayranlık yaratmak için kullanabileceği bir araca dönüşebilmektedir. Bu konuda kararları etkileme gücü olan bilim insanları, bürokrasinin temsilcileri ve askeri kesimden oluşacak bir grubun siyasi liderliği ikna etmesi ya da cesaretlendirmesi halinde silahlanma programı başlatma kararının daha kolay alınabileceği göz ardı edilmemelidir.”

Rejim ve Yönetim Biçimlerinin Nükleer Silahlanmaya Etkisi Var mı?

Ülkelerin yönetim biçimlerinin nükleer veya diğer kitle imha silahlarına sahip olma isteğini belirlemede etkisi olduğu yönünde görüşler de tartışma konusu olmuştur (Way, C. ve Weeks, J. L. 2014). Bu görüşlere göre demokratik yönetimlerde toplum daha açık ve yönetim şeffaf olduğundan silahlanma tercihleri de tartışma konusu olacak ve nükleer silahlanmaya daha mesafeli yaklaşılacaktır. Buna karşılık kişisel liderliğin ağır bastığı yönetimlerde rejimin güvenliği için nükleer silahlanmayı liderlerin cazip bir seçenek olarak görme ihtimalinin daha yüksek olduğu, esasen bunu yapmak isterlerse iç politikada kendilerine direnç gösterecek bir çevrenin de olmayacağı belirtilmektedir. Diğer taraftan rejim farklarının bir etkisi yoktur çünkü silahlanma için geçerli faktörler rejimden bağımsız olarak her ülkede benzer özellikler taşır diyenler de vardır. Bazı demokrasilerde milliyetçi akımların güç sembolleri üzerinden popüler söylemler geliştirerek iktidarda kalmak için nükleer silahlanmayı bir araç olarak kullanabilecekleri de öne sürülmektedir. Her rejimde karar vericileri etkileme gücü olan askerler, bilim adamları ve çıkar sağlayacak iş çevrelerinin kritik roller oynayabileceği ve siyasi liderliği cesaretlendirebileceğine de dikkat çekilmektedir. 

Darbelere Karşı Rejimi Koruma İçin Alınan Tedbirlerin Güvenliğe Olumsuz Etkileri ve Zafiyeti Giderecek Alternatif Bir Seçenek Olarak Nükleer Silahlanma 

Bazı ülkelerde rejim için askeri darbelerin kendisi güvenlik sorunudur. Özellikle kişisel liderliğe dayalı rejimlerde darbe ve kalkışmaları engellemek için söz konusu liderlerin silahlı kuvvetlerin savaşma gücünü sınırlama, kontrol altına alma, askeri liderlerin fazla güçlenmemesi için kuvvetlerin dağıtılması konusunda bazı önlemlere başvurdukları belirtilmektedir (Brown vd. 2016). Bu kapsamda ordunun kurumlarını denetim altında tutmak, kuvvetler ve birlikler arası iletişimi sınırlamak, terfileri liyakat yerine bağlılık esasına göre düzenlemek bu tedbirlerden bir kısmıdır. Bu tedbirler liderin güvenliğini sağlamaya yardımcı olurken etkinliği azaltılmış askeri gücün dış tehditlere karşı hassasiyetini artırmaktadır. Bu riski göze almak istemeyen liderlerin nükleer silahı son seçenek olarak ellerinde bulundurmak isteyebilecekleri ve bu silaha sahip olmada daha hevesli oldukları öne sürülmektedir. 

Diğer taraftan nükleer silaha sahip olduktan sonra bunların kontrolünün kimde olacağı da rejimin güvenliği açısından önemlidir. Çünkü bu silahların kullanım yetkisine sahip olanlar kendilerini çok güçlü hissettikleri zaman rejim için yeni bir tehlike kaynağı olacaklardır. Bu yüzden silahların kontrol yetkisi de liderin güvendiği bir gruba verilerek merkezi denetim sağlama yoluna gidilmektedir. Rusya’da Haziran 2023 tarihinde yaşanan iktidara yönelik bir kalkışma olan Wagner grubunun eyleminde isyancıların nükleer silah bulunan üssü ve silahları ele geçirdiklerine dair yapılan haberler bu görüşü destekler niteliktedir. 

Karar almada etken olan dış tehdit ve ittifakların sağladığı güvence konusu da önemlidir. Narang’a göre bir ülke açık bir nükleer tehdide maruz kalırsa ve bir süper gücün koruması altında değilse iç politika ve sivil asker ilişkileri gibi diğer faktörlerin kısıtlayıcı etkileri ortadan kalkmakta ve silahlanma kararı almak kolaylaşmaktadır. Benzer şekilde düşman olarak kabul edilen ülke kendisi sahip olmadığı halde başka bir nükleer bir gücün koruma garantisine sahip olursa bu durum hedef ülkenin tehdit algısını yükselteceği için silahlanma gerekçesi sayılmaktadır. Buna örnek olarak nükleer silaha sahip olmayan Güney Kore’ye ABD tarafından sağlanan güvencenin Kuzey Kore için nükleer seçeneği teşvik edici bir gelişme olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. 

Not: Yazar bu yazıyı, Doç.Dr.Ersoy ÖNDER ile birlikte kaleme almıştır.

Kaynakça

Alım, E., Füze Teknolojisi Kontrol Rejimi: ABD Merkezli Hegemonik Bir Yapıdan Normatif Bir Yapıya Geçişin Önemi. Güv. Str. Derg. 2020, 16(36): 821-872. DOI:

Brown, Cameron S., Leonard Davis, Christopher J. Fariss ve R. Blake McMaho: Recouping after Coup-Proofing: Compromised Military Effectiveness and Strategic Substitution, International Intersections, Empirical and Theoretical Research in International Relations. Volume 42, 2016- Issue 1

Buzan, B. Barış, güç ve güvenlik, Uluslararası ilişkilerde anahtar metinler, 2013 s.165 U/A İlişki ler Kütüphanesi, Özener matbaacılık, Cambridge University Press yayınından hazırlayan Esra Diri.

Dizboni, A. Karim E. El-Baz, Towards Building a Missile Proliferation Theory: The Moment of Ballistic Consciousness and the Tactical Rationale.Journal of Defense Management, Vol.11 Iss.6 No:1000 p.421. 05 KASIM 2021. https://www.longdom.org/abstract/towards-building-a-missile-proliferation-theory-the-moment-of-ballisticconscious ness-and-the-tactical-rationale-87125.html

Garwin, R. L. The Future of Nuclear Weapons Without Nuclear Testing, Arms Control Today November/December 1997, Vol. 27, No. 8

Hartley, K., The Economics of Defense Policy, Brassey’s UK, 1991, syf:43.

Holloway, D., Stalin and the Bomb, Yale University Press, CT. ABD. 1994. 

Karen, D. W., Facing the Missile Challenge, Rand Corperation. S.11 http://www.fas.org/nuke/control/mtcr/index.html Erişim 05/07/2023,

Kibaroğlu, M., Ortadoğu’da nükleer silahların yayılması ve Türkiye’nin olası yanıtları, EDAM tartışma kâğıdı, 27 Aralık 2012

Kibaroğlu, M., Isn’t it Time to Say Farewell to Nukes in Turkey? European Security (2005), Vol.14, No.4, 443-457.

Kibaroğlu, M., İran’ın Nükleer Programı ve Türkiye. Bilge Strateji. (2013). 5 (9) , 1-8 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/bs/issue/3801/50981

Kibaroğlu, M., Türkiye’deki Amerikan nükleer silahları gitmeli mi kalmalı mı? Bilge Strateji, Cilt 10, Sayı 19, Güz 2018, ss.1-9

Kissinger, H., Dünden bugüne yeni Çin. Kaknüs yayınları, İstanbul, 2015.

Lieber, K.A. ve Press, Daryl G. The return of nuclear escalation, How America’s Adversaries Have Hijacked Its Old Deterrence Strategy, Foreign Affairs, 24 October 2023

Lieber, K.A. ve Press, Daryl G. The new era of nuclear weapons. SSQ Strategic Studies Quarterly, 2013 Vol.7 No:1,

Lieber, K.A. ve Press, Daryl G. The new era of nuclear weapons. Strategic studies quarterly, USStratcom 2016.

Malmgren, H., Malmgren, P., Gaza will change the future of War, UnHerd, 18 October 2023. https://unherd.com/2023/10/gaza-will-change-the-future-of-war/ Erişim Tarihi: 25 Ekim 2023

MccGwire, M. The Genesis of Soviet Threat Perception, Brookings Institute, July 1987

Müller, H., Neither Hype Nor Complacency: WMD Proliferation After The Cold War. The Nonproliferation Review/Winter, 1997. s.62-71, DOI: 10.1080/10736709708436667

Narang, V. Strategies for Nuclear proliferation, How States Pursue a Bomb. International Security, Vol. 41, No. 3 (Winter 2016/17), p. 129

Nuclear Arms Control, Background and Issues, National Academy Press, Washington DC 1985, s.224 https://nap.nationalacademies.org/catalog/11/nuclear-arms-control-background-and-issues

Ophir, A., Turkey’s nuclear future, Turkeyscope.15 December 2021. https://dayan.org/content/turkeys-nuclear-future Erişim Tarihi: 11 Kasım 2023.

Önder, E., İran’ın Nükleer Programının Analizi ve Türkiye, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul. 2013.

Önder, E., Başkanların Doktrinleri Çerçevesinde ABD’nin Yeni Güvenlik Anlayışı ve Soğuk Barış. 

Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Dergisi (2020) 4 (1), 27-39. DOI: 10.30692/sisad.660225

Sagan, S. D. Why Do States Build Nuclear Weapons? International Security, MIT Press, Winter 1996-1997, Vol.21, No. 3, pp. 54-86

Saunders, E. N. The Domestic Politics of Nuclear Choices: A Review Essay, International Security (2019) 44 pp 146–184. https://doi.org/10.1162/isec_a_0036110.17752/guvenlikstrtj.847719

Taylor, J. Deterring Russian Nuclear Threats with Low-Yield Nukes May Encourage Limited 

Nuclear War, MCU Journal, Journal of Advanced Military Studies, 2022.

TAEK, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Bülteni, sayı:43, Şubat 2000.

Ülgen, S. Türkiye’nin nükleer silahlanmaya bakışı, Bilge Strateji, Cilt 5, Sayı 9, Güz 2013, ss.9-13

Way, C. ve Weeks J.L.P., Making It Personal: Regime Type and Nuclear Proliferation: American Journal of Political Science, Vol. 58, No. 3 (July 2014), pp. 705-719

Araştırmacı Yazar Nazım ALTINTAŞ
Araştırmacı Yazar Nazım ALTINTAŞ
Tüm Makaleler

  • 03.02.2024
  • Süre : 4 dk
  • 1093 kez okundu

Google Ads