Site İçi Arama

siyaset

23 OCAK 2022 Batı Karadeniz Sivil Toplum Kuruluşları İstanbul Oligark Buluşması

Batı Karadeniz Sivil Toplumu Birleşiyor Batı Karadeniz reddi mirasta bulunmaya karar vermiştir. Reddettiği bu miras “babaların babalarından alıp oğullarına bıraktığı Fakirlik mirasıdır.” Batı Karadeniz ikinci bir reddi mirasta daha bulunmaktadır. Bu miras ise 7.000 yıldır bir araya gelemediği “ayrılık-iftirak” mirasıdır.

23 OCAK 2022 Batı Karadeniz Sivil Toplum Kuruluşları İstanbul Oligark Buluşması

Batı Karadeniz Sivil Toplumu Birleşiyor

Batı Karadeniz reddi mirasta bulunmaya karar vermiştir. Reddettiği bu miras “babaların babalarından alıp oğullarına bıraktığı Fakirlik mirasıdır.” Batı Karadeniz ikinci bir reddi mirasta daha bulunmaktadır. Bu miras ise 7.000 yıldır bir araya gelemediği “ayrılık-iftirak” mirasıdır. Bugün bir arada bulunarak “coğrafyanın kader olmadığını” gösterdik. Şimdi üçüncü bir reddi mirasta bulunacağız: Bu ise “sadece yönetilmek” ve buna karşın gururundan dolayı kimseden bir şey “istememek-midare (müdana) etmemek” mirası. Bölge Sümerlilerden beridir nadasa bırakılmaktan sıkılmış ve üretken ve verimli olmak, kaynakları adaletlice dağıtmak, bunun için de Yüce Türk Milletinden yetki almak istemektedir.

Değerli BATI KARADENİZ SEVDALISI GÖNÜL İNSANLARI,  

Sinop’un, Kastamonu’nun, Çankırı’nın, Bartın’ın, Karabük’ün, Zonguldak’ın, Bolu’nun ve Düzce’nin Sn. Başkanları… Çanakkale’nin sessiz kahramanları, İstiklal Harbinin kaideleri, geleceğin gecikmiş mimarları….Batı Karadeniz kimliği oluşturmaya, Doğa harikası bölgeyi yaşayarak yaşatmaya, şanlı ve kahraman insanımıza fırsat eşitliği sağlamaya,  Bölgemize ve ülkemize refah ve huzur vermeye  HOŞ GELDİNİZ.

Ben burada bozulmamış flora ve faunasıyla ülkemizin nadide bir bölgesini görüyorum:
KÖROĞLU DAĞLARININ, ILGAZ DAĞLARININ, KÜRE DAĞLARININ ÖZGÜR VE TAZE NEFESLERİNİ HİSSEDİYORUM. Ben bu salonda;

Çanakkale’yi geçilmez kılan şehitlerimizin, Kurtuluş Savaşının bel kemiği olan dedelerimizin GELECEĞE YÖN VERECEK mütevazı fakat kararlı torunlarını görüyorum.

Öncelikle sizleri iki kez kutluyorum:

Çünkü sizler İllerinizin seçilmiş liderlerisiniz…

Ayrıca, bununla yetinmediniz. Batı Karadeniz’in sorunlarına duyarlılık göstererek bu kara kışta kıyamette bölgesel liderler  arasında yer aldınız.

Şimdi ulusal düzeyde aktörler, ULUSAL liderler olmak için önümüzde muhteşem bir fırsat var: BATI KARADENİZ DÜNYASI…

TERTEMİZ BİR DÜNYA… Şerife Bacının ömrüne karşılık verdiği yoldasınız. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa kemal ATATÜRK’ün “gözümüz Sakarya’da, Dumlupınar’da kulağımız İnebolu’da” dediği bir zamandan; “GÖZÜMÜZ DE KULAĞIMIZ DA BATI KARADENİZDE”….DEDİĞİMİZ BİR ZAMANA GELDİK.

İsyanlı Sükût

Gitmişti makama arz-ı hâl için,
'Bey' dedi, yutkundu, eğdi başını.
Bir azar yedi ki oldu o biçim...
'Şey' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı,
Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı...
Bir baktı konağa alttan yukarı,
'Vay' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Çekti ayakları kahveye vardı,
Açtı tabakasın, sigara sardı.
Daldı.. Neden sonra garsonu gördü,
'Çay' dedi, yutkundu, eğdi başını.

İçmedi, masada unuttu çayı;
Kalktı ki garsona vere parayı,
Uzattı çakmağı ve sigarayı,
'Say' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş,
Sandım can evime döktüler ateş.
Sordum: 'memleketin neresi gardaş? '
'Köy' dedi, yutkundu, eğdi başını.

Yürüdü, kör-topal çıktı şehirden,
Ağzına küfürler doldu zehirden;
Salladı dilini... vazgeçti birden,
'Oy' dedi, yutkundu, eğdi başını.

            Şair: Abdurrahim Karakoç

Değerli Seçilmiş Dostlar,

Batı Karadeniz, kendisine özel ayrıcalıklar tanınsın istememektedir. BÖLGE EŞİTLİĞİ, DEMOKRASİYİ,  ŞEFFAFLIĞI, AHLAKI,  ETİK DEĞERLERİ ve HUKUKUN UYGULANMASINI talep etmektedir.   

Nedir etik?  Doğru ve yanlışın davranış teorisidir, olması gerekendir ve  EVRENSEL’dir. Ahlak is onun pratiğidir,  toplumun niteliğine bağlıdır ve bu nedenle YÖRESEL’dir. 

Bölge insanı;

- Doğruyla yanlışı,

- Haklıyla haksızı,

- İyiyle kötüyü,

- Adil ile adil olmayanı AYIRT ETMEK VE BUNA UYGUN DAVRANIŞ SERGİLEMEK için bir araya geldi.

KISACA ETİK ve AHLAKİ DEĞERLER ile bölgemizi hak ettiği seviyeye çıkarmaya hazır bir bölge insanı var. Bölgemizin ihtiyacı olan, Anayasanın verdiği hakkı, adaleti, eşitliği, demokrasiyi ve eşitliği talep etmektir. Bir başka ifadeyle Sinop’lu Dyojen’in dediği gibi “gölge edilmesin başka ihsan istemeyiz”. Zira siyasal ve yönetsel alanda ortaya çıkan yozlaşmanın temelinde, toplumsal etiğin erozyona uğraması yatmaktadır. Kamu Yönetiminde;

- AYRIMCILIK,  İŞKENCE ve KAYIRMA,

-RÜŞVET,  YOLSUZLUK, SÖMÜRÜ ve ZİMMET,

- İHMAL,  DEDİKODU ve BENCİLLİK,

 “BİZDEN OLSUN İSTERSE ÇAMURDAN OLSUN’   AĞIR ETİK DIŞI DAVRANIŞLARDIR. YIKICIDIR. Bunun ilacı da açıktır: EHLİYET VE LİYAKAT. Eğer bir hak başkalarına 'helal' ama size 'haram' ise, bilin ki o din Allah'ın dini değil, sömürgecilerinizin dinidir.  (Malcolm X) Ben de diyorum ki, eğer bir hak başkalarına meşru, ama ama size yasaksa bilin ki o yasa halkın değil, sömürenlerin yasasıdır.

- Adalet (hakça davranma)

- Doğruluk ve Dürüstlük (içi-dışı bir olma)

-Tarafsızlık (Nesnel Davranma)

- Sorumluluk (bencillik ve kişisel çıkarlardan uzak durma) Batı Karadeniz’in şiarıdır ve bu ilkeler üzerinden yürüyecektir.

BATI KARADENİZ PANORAMASI-Efradına Cami Ağyarına Mani-

Milli Güvenlik akademisi (2008):  “Milli Güvenlik Akademisi eğitimi alırken (64. Dönem-2008), Türkiye’nin işgal edilmesi durumunda çekirdek savunmanın Batı Karadeniz’e çekilerek buradan sevk ve idarenin yapılacağı SÖYLENMİŞTİ.  Bu işgal edilmemiş topraklara verilmemiş bir ödül gibiydi.” Zira hakkıyla Antep Gazi unvanını, Maraş Kahraman sıfatını, Urfa da Şanlı apoletini almışlardı. Peki sizlere soruyorum:

Türkiye’nin (bir çok vilayeti) “1000 yıldır işgal yüzü görmeyen” ve buna rağmen Türkiye’nin hem Çanakkale’de hem de İstiklal harbinde açık ara en fazla şehit veren bölgesi olan  ve Katip Çelebi’nin “Türkmenlerin Kaidesi” diye nitelendirdiği Batı Karadeniz bölgesi manevi bir ödül de bile fırsat eşitliğinden mahrum bırakılmıştır: Paşa Sancağı Kastamonu, Sinop, Çankırı ve Bolu Sancakları ile Zonguldak, Bartın, Karabük ve Düzce  vilayetlerinin unvanları eksik kalmıştır: kim bilir belki de İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy en çok  bu bölge için söylemiştir: “Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın, gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.” Bölge sadece kötü gün dostu olarak kalmamalıdır, iyi günlerin paylaşanı da olmalıdır. Bölgeye fırsat eşitliği tanınmalıdır.

Böylesine stratejik olan Batı Karadeniz Nasıl Bir Bölge, bir  (SWOT ANALİZİ) yapalım:

GÜÇLÜ YÖNLER

  • Batı Karadenizlilerin Türkiye’nin her bölgesi ve her şehrinde kredisi yüksektir.
  • Batı Karadeniz yüzölçümü İsviçre’den fazla, nüfusu İsviçre kadardır. Doğası en az orası kadar güzeldir. Hatta İsviçre’nin deniz ile sınırı bulunmamaktadır.
  • Batı Karadeniz’in üçte ikisi ormanlarla kaplıdır ve vahşi kentleşmeye konu olmamıştır.
  • Batı Karadeniz’in denize paralel ikili-üçlü dağ silsileleri “doğal hisar” oluşturmuştur. Tarih boyunca sık sık işgallere sahne olmamıştır.
  • Katip Çelebi’ye göre “Türkmenlerin Kaidesi” İbn Batuta’ya göre: “Dünyanın en ucuz şehri”
  • Bölgenin dışardaki nüfusu (İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir, Trakya, Kocaeli vb.) bölgedeki nüfusunun üç katından fazladır. Diaspora iyi eğitimli ve daha varlıklıdır.
  • UNESCO Dünya Miras Listesi içerinde yer alan Safranbolu gibi yerleşimler vardır.
  • Doğal ve tarihi güzellikleri ve doğal koruma alanları fevkalade değerli ve boldur.

ZAYIF YÖNLER  

  • Ormanları Finlandiya ormanları kadar olmasına rağmen, Finlilerin elli milyar dolarlık katma değerine karşılık bir milyar dolar katma değer oluşturabilmektedir. Bölge insanı bu işletme eksikliği yanında yöre insanlarının bundan da yararlanamadığını vurgulamaktadır.
  • Yol başta olmak üzere alt yapısı en zayıf bölge Batı Karadeniz’dir. Üst yapı da yetersizdir.
  • Batı Karadeniz net göç vermektedir ve nüfusu yaşlanmaktadır.
  • TR 82 (Sinop, Kastamonu, Çankırı) Türkiye’nin en fakir bölgesidir. (2020-TÜİK)  İstiklal Harbi ve Çanakkale Savaşının en fazla şehit veren bölgesi Batı Karadeniz’dir.
  • 1826 Yeniçeri ve Devşirme sisteminin kaldırılması en fazla %98 Türk ve Müslüman olan Batı Karadeniz’i (Kastamonu Eyaleti’ni) nüfus olarak olumsuz etkilemiştir.
  • Kabine ’de bölgenin çoğunlukla bakanı bulunmamaktadır.
  • Karadeniz Sahil Yolunun tamamlanmayan halkası Batı Karadeniz’dedir.
  • Özgün müziğini geliştirmemiş olması ya da onu popüler hale getirilmemesi bölge kimliğini negatif etkiliyor...
  • Yeterli tanıtım yapılmamaktadır.

TEHDİTLER

  • İstanbul hinterlandı çarpık kentleşme alanıdır ve Batı Karadeniz’i tehdit etmektedir.
  • Ciddi bir yatırım eksikliği bulunmaktadır. Üst havzalarda suyu tutacak baraj, göl ve göletler yapılmadığından Batı Karadeniz Sel Felaketlerine maruz kalmaktadır.
  • Alt yapının eksik olması göçü hızlandırmaktadır. Hala yolu ve elektriği olmayan yerleşim yerleri vardır. Şu anda yolların üçte ikisi kapalıdır. Birçok STK bu nedenle İstanbul’a ulaşamamıştır.
  • Bölge insanı istemeyi bilmemekte, dahası isteyen konumunda olmayı sevmemektedir.
  • Bölge insanı kendi değerlerine, değerleri de kendi insanına sahip çıkmamaktadır.
  • Bölge fakirliğe alışmış görünmektedir. Bu öğrenilmiş bir çaresizliktir.  
  • GAP benzeri bölgesel planlama yapılmaması nedeniyle bütüncül bir güzelliğin yok olma tehdidi bulunmaktadır.
  • Nükleer santral olumsuz imaj oluşturmaktadır. Özellikle tabiatı en güzel yörenin seçilmesi birçok insanda tereddüt oluşturmaktadır.
  • Bölge en çok göç veren ve yaşlı nüfusa sahip bir bölgedir. Emekliler ve ölüler şehri imajı oluşmaktadır.
  • Siyasi arenada bölgenin güçlü aktörlerinin ve kabine de bakanların yer almaması yoksulluğu ve yoksunluğu derinleştirmekte, fırsat eşitliğini tehdit etmektedir.

FIRSATLAR

  • Batı Karadeniz’in dört mevsim turizm faaliyetlerine uygun bir iklimi, tabiatı ve beşeri coğrafyası bulunmaktadır.
  • İstanbul ve Ankara’ya çok yakın konumdadır.
  • Sümerlerden beri ilkel üretim metotları kullandığından kirlenmemiştir.
  • Su kaynakları fazladır.
  • Bitki ve hayvan çeşitliliği yoğun olan milli parkları çoktur.
  • Beşeri olarak homojen, tabiat olarak heterojen bir yapısı vardır.
  • Deniz bağlantısı Dünyaya açıktır.
  • Küresel ısınma bölgenin lehine bir iklim getirmiştir. Akdeniz iklimi Egeye, Ege iklimi de Batı Karadeniz’e kaymaktadır.
  • Bölgenin özgün ve zengin bir gastronomisi sağlıklı beslenmeye çok uygundur.
  • Optimal ölçek Batı Karadeniz ölçeğidir.  Bu ölçekteki güç birliği başarı sağlayacaktır.

BATI KARADENİZ’İN GERİ KALMA SEBEPLERİ:

“İYİ OLMAK KOLAYDIR, ZOR OLAN ADİL OLMAKTIR” … “DEVLETİN DİNİ ADALETTİR”, “ADALET TE MÜLKÜN TEMELİDİR”

  1. Yeniçeri’nin ve devşirme sisteminin kaldırılmasıyla, %98’i Müslüman Türk olan Batı Karadeniz, devletin asker ambarı olmuştur. Bölge Türkiye’nin açık ara en çok şehit veren bölgesidir ve bu yetişmiş insan kaynaklarını yok ettiğinden bölge sahipsiz kalmıştır. Batı Karadenizli Şair Orhan Şaik Gökyay: “Bu vatan, toprağın bağrında sıradağlar gibi yatanlarındır.” dese de, maalesef iş böyle yürümemektedir.
  2. Tekke ve zaviyeler kapatılırken, yerine okul ve meslek kursları yapıl(a)mamaştır ve bu alanda hocası ile meşhur bir bölgeye verilen imtiyaz, bu bölgenin Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve sosyal hayatını domine etmesinde birincil etken olmuştur.
  3. Orman sınırlarında daraltma yapılmasını yasaklayan 1956 tarihli orman kanunu, doğal yerleşim alanının üçte ikisi orman olan Batı Karadeniz bölgesindeki devletleştirilme ile halkın zenginlik kaynağından mahrum kalmasında etken olmuştur.
  4. Karadeniz’in tamamına yakını orman iken, çay izninin Rize, Trabzon, Artvin, Giresun, fındık teşvikinin daha çok Ordu, Trabzon ve Giresun illerine verilmesi, Karadeniz’in doğusunun bu olumsuzluğu, avantaja çevirmesine, Batı Karadeniz’in de göreceli olarak geri kalmasına sebebiyet vermiştir.
  5. Bölgenin dinamiklerine uygun GAP benzeri Kalkınma (BAKKA) Planı yapılmamıştır.
  6. Bölge insanı kendi değerlerine, sahip çıkmamaktadır. Kendi değerleri de bölge insanını korumakta yetersiz kalmaktadır.
  7. Bölge insanı istemeyi de bilmemekte, demokratik haklarını kullan(a)mamaktadır.
  8. Bölge insanı bireysel yapısını kolektif bir dönüşüme evirememektedir.
  9. Batı Karadeniz kimliği tam olarak açığa çıkarılamamıştır.
  10. Bölgenin gelişmesinde en etkili ölçek olan BATI KARADENİZ ölçeğinde bir yapılanma, eşgüdüm ve kongre yapılmamıştır. Bu 7.000 yıllık bölge tarihinde bir ilktir.
  11. 8-10 vilayetten oluşan bu bölge henüz başbakan ve cumhurbaşkanı seviyesinde politikacı çıkaramamış, hatta bölgeden bir parti lideri dahi çıkmamıştır.

BATI KARADENİZ BÖLGESİNDEKİ GELİŞMELER

Batı Karadeniz Hareketi bu süreçte başarılı bir yola girmiştir. Öncelikle sorunların tespiti sağlam bir biçimde yapılmıştır. Bölge nimet-külfet dengesinin gereğini istemektedir. 

21 Mart 2021 tarihli Kızılcasu Bildirgesinde birincil olarak bölgenin güçlü ve zayıf yönleri, fırsat ve tehditleri konusunda farkındalık oluşturulması istenmişti. Kastamonu Günleri (İstanbul) açılışında eski ve yeni İçişleri bakanlarımızın daha önceki yazılarımızdaki ve bu bildirgedeki birçok tespiti kullanması ve katılımcıların da bu konularda daha rafine bilgi sahibi olması, farkındalık oluştuğunu göstermektedir. 

Üst havzalara göl ve göletler yapılarak, sel baskınlarını önleme talebimiz maalesef kısa sürede yerine getirilememiştir. Batı Karadeniz Sel Felaketi üzülerek söylüyorum ki büyük bir ceza kesmiştir. Bartın ilinde önceki sel felaketinden dolayı yapılan göller, sel baskınını büyük bir felaket olmaktan çok önemli ölçüde çıkarmıştır. 

Batı Karadeniz Bölgesinde bildirge de yer alan birçok sivil toplum kuruluşu oluşmaya başlamış ya da oluşmuştur:

1- BAKFED Batı Karadeniz Fırsat Eşitliği Derneği bölgenin ilk coğrafi sivil toplum kuruluşudur.
2- BASİAD Batı Karadeniz İş Adamları Derneği iş alanında kurulmuştur.
3- BBGC Bağımsız Batı Karadeniz Gazeteciler Cemiyeti 5 Kasım 2021 tarihinde kurulmuştur.
4- BKTD Batı Karadeniz Turizmciler Derneği bu yıl içinde faaliyete geçmiştir.

5- Bölge illerinin dernek, federasyon ve konfederasyonları Batı Karadeniz Forumu (BAKAF) adıyla bir araya gelmiş ve kalıcı işbirliği çalışmaları başlamıştır.

6- Batı Karadeniz Düşünce ve Araştırma Merkezi (BAKADAM) da henüz tesis edilmese de stratejik alanlarda fikir üretme görevi BAKFED tarafından yürütülmektedir. 

BATI KARADENİZ ACİL EYLEM PLANI bölgeye fırsat eşitliği sağlamak için;
1- “Kabinede bölgeden bakanlar olması”

2- “Bölgenin tamamının turizm bölgesi ilan edilmesi”,

3- “Batı Karadeniz Kalkınma Planı” yapılması konularında bölgesel olarak farkındalık sağlamış ama henüz ulusal gündeme yansımamıştır.

BATI KARADENİZ STK’ları ULUSAL FARKINDALIK İÇİN İSTİŞARE KONSEYİNİ DAİMİ HALE GETİRECEKTİR.

TÜRKİYE PANORAMASI

“Türkiye’yi çağdaş uygarlık düzeyine çıkaracağız”

                                                     Mustafa Kemal Atatürk

 "Türkiye evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkânını vermiyor.” 

                                                                                                           Ahmet Hamdi Tanpınar.

  • Türkiye Cumhuriyet tarihinde ilk kez kişi başına milli gelir sekiz yıl üst üste küçülüyor. 2013 sonunda 13.000 USD civarına yaklaşan kişi başına milli gelir 2021 sonunda 9.000 (bazı kaynaklarda 7.000) USD altına düştü. IMF, Dünya Bankası ve BM verilerinde ülkemiz kişi başına milli gelirde ilk 70 ülke arasına girememektedir.
  • Bir çok tahminde Türkiye 2021 ve 2022 yıllarında en büyük ekonomiler arasında (G-20) maalesef yer alamayacak görünmektedir.
  • Enflasyon Yüzde 36’yı aşmıştır.
  • Dünyada (18.) sırada yer alan ülkemiz nüfusu 84 milyonu aşmıştır.
  • İnsani gelişme endeksinde Türkiye ilk 50 ülke arasında bulunmamaktadır.
  • Türkiye yolsuzlukla mücadele konusunda ise 134 ülke arasında 69’uncu sırada yer aldı.
  • Aynı Raporda Türkiye, gelir grubuna göre ülke sınıflandırmalarına bakıldığında ise orta üst gelir grubundaki 40 ülke arasında 38’inci sırada yer aldı.
  • 2021 Hukukun Üstünlüğü Endeksinde Türkiye 139 ülke arasında 117'inci sırada yer aldı.
  • Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün Yolsuzluk Algı Endeksi'ne göre Türkiye, 180 ülke arasında 86’ncı sırada yer aldı. Türkiye, son 8 yıl içinde en çok gerileyen 5 ülke arasındaki yerini değiştirmedi.
  • Endekse göre, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler ile de karşılaştırıldığında, 44 ile AB içinde en düşük puanı alan Romanya'nın da gerisinde kaldı.
  • Türkiye, Ekonomik ve İşbirliği Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkeleri arasında da sondan üçüncü sırada yer aldı.
  • V-Dem’in 2021 demokrasi endeksinde 179 ülke arasında 149. sırada yer alan Türkiye, demokrasisi en kötü 30 ülke arasında kendine yer buldu.
  • Akademik Özgürlük Endeksi: Türkiye 144 ülke arasında 135. Sırada
  • 2021 Basın Özgürlüğü Endeksi açıklandı, Türkiye 180 ülke içinde 153. Sırada
  • Freedom House raporunda Türkiye ,195 ülke içinde özgürlük sıralamasında 146. sırada.
  • Türkiye, Ekonomik Özgürlük Endeksi’nde 5 basamak düşerek 178 ülkede 76’ncı oldu.
  • Beyin göçü yetişmiş insanlarımızı kaybettiğimiz anlamına geliyor. Son bir yılda 1.500 den fazla doktorumuz yurt dışına gitmiştir.

Kuşkusuz huzur ve refah sağlayan demokratik toplum her halkın temel arzusudur. Hukukun hâkimiyeti, güçler ayrılığı, yargının bağımsız ve tarafsız olması, şeffaflık, eşitlik, ifade ve düşünce özgürlüğü ve hesap verilebilirlik, çağdaş ve modern bir toplumun yapı taşlarıdır. Demokrasiyi halk lehine inşa eder. İyi bir demokrasi için adalet ve anayasal düzen kaçınılmazdır ancak tüm bunlara eşdeğer bir şey vardır ki o da ÜLKE UYGULAMASIDIR.

Değerli dostlar, hepiniz çok önemlisiniz. Tarihin farklı bir noktasındasınız. Gelin 100 yıl öncesine gidelim.  Hepsi Batı Karadenizli, hepsi işgalci hışmına uğramış ve hepsi muazzam zaferlerine rağmen saf dışı bırakılmış birkaç paşaya göz atalım:

  • “Tarihe İngiltere’nin ve filosunun zayıflığını teşhir eden adam olarak geçeceğim. Armadasının yenilmez olmadığını göstereceğim” diyenÇanakkale Savaşlarının Genel Kurmay Başkanı ve Başkomutan vekili ‘Edirne Fatihi’ Enver Paşa, Sarıkamış ile perdelenerek yok sayılmaktadır. Oysa, torununun yazdığı kitapta yazdığı gibi “savaşın kaybedileceği anlaşılınca Anadolu’nun muhtelif yerlerine 800 bin kadar tüfek, 4 bin makinalı, birkaç bin de top gömdürdü. Daha sonra yerlerini Mustafa Kemal’e bildirdi ve Kurtuluş Savaşı’ndaki ilk teçhizat bunlar oldu”
  • Genç Türkiye’nin ilk silah fabrikasını kuran “Bakü Fatihi” Nuri Killigil Paşa, Kafkas İslam Ordusunu kurdu ve Azerbaycan’ı ve Dağıstan’ı kurtardı. “Keşke hayatımı kaybetseydim de Azerbaycan Türklüğün dışında kalmasaydı." diyen Nuri Paşa, Türkiye ile bütünleşecek diğer Türk halklarının ilk olarak Türkiye sınırlarına yakın yaşayan Azerilerle Türkmenler olacağına inanıyor, bunlardan sonra da Tataristan'a kadar uzanan bölgede yaşayan diğer Türk halklarının bütünleşeceğini öngörüyordu. Fabrikası ve onlarca mühendisi ile birlikte havaya uçuruldu.
  • Halil Kut Paşa, Bozkurtlu Enver Paşa’nın amcasıdır. I. Dünya Savaşındaki İngilizlere karşı en kesin zafer olan Kût’ül-Amâre Zaferinin de kumandanıdır. Burada 350 subay ve 10.000 erini şehit veren 6. Ordu, İngilizlere 30.000 er ve subay kaybettirmiştir. 13 General, 350 subay ve 13.300 erini de esir almıştır. Bunlar içinde daha sonra Türk dostu olacak Sir Charles Townshend de bulunmaktaydı. Anadolu’ya o günlerde yapılan silâh ve cephane sevkiyatını düzenlemiş, İngilizlerden aldığı ganimet ve Rusya’dan topladığı sekiz tonluk altın külçelerini Millî Mücadeleye teslim etmiştir. Paşaya yönelen İttihatçılık iddiası nedeniyle Ankara Hükümeti, 1921’in 12 Mart’ında Enver ve Halil Paşalar ile yakınlarının Anadolu’nun herhangi bir yerine gelmeleri halinde derhal sınır dışı edilmelerini emreden bir KHK yayınlar, yurtdışı temsilciliklerine girişi de yasaklanır. Sade bir yaşam sözü vererek gelebilir.
  • Miralay Halit Akmansü, 1916 Kûtü’l-Âmâre Zaferi, Sakarya Meydan Savaşı, Büyük Taarruz ve Başkomutan Meydan Savaşı kahramanıdır. Topçu Miralay/Kur. Albay Halit, Büyük Taarruz’a 5. Kafkas Tümeni Komutanı olarak katılmış, 2 Eylül 1922 günü gecesi Uşak Bölmelik Tepe/Çakmaktepe’de Yunan Ordusu Başkomutanı General Trikopis ve maiyetini esir almıştır. Torununa göre bir köşede unutulmuştur.
  • Medine Müdâfî Ömer Fahreddin Türkkan Paşa İstanbul Hükümetine “Medine Kalesi’nden Türk bayrağını ben kendi elimle indiremem, eğer mutlaka tahliye edecekseniz buraya başka bir kumandan gönderin." Diyen "Türk Kaplanı"dır.  Tek başına 2. Dünya Savaşını 72 gün uzatan ve İngilizler tarafından "Çöl Kaplanı" diye adlandırılan Paşa, Malta'ya sürgüne gönderilirken, işgalci devlet tarafından İstanbul'da kurdurulan Nemrud Mustafa Divan-ı Harbi adı verilen mahkemece ölüme mahkûm edilmiştir. Afganistan büyükelçiliğine gönderilmiştir.
  • “Deli”Halit Karsıalan Paşa, Erzurum-Kars-Ardahan’ı kurtarmış, Cumhuriyetin kurucusu paşalardan olmaya çok yakınken, mecliste (faili belli olan) bir faili meçhule kurban gittiğinden bu şansı yakalaması mümkün olmamıştır. Ermenilerin Şehit Ettiği Devlet Adamlarının Yakınlarına Vatanî Hizmet Tertibinden Maaş Verilmesine Dair Kanun ve Seksen sekiz arkadaşıyla verdiği takrir Müdafaa-i Milliye ve Maliye encümenlerine sevk edilmiş, Afyon Mebusu Kel Ali (Çetinkaya), Trabzon Mebusu Muhtar Bey ve Rize Mebusu Rauf Bey üçgeninde TBMM içinde ilk cinayete kurban gitmiştir.

BATI KARADENİZİN DEĞERLİ SEÇİLMİŞ STK BAŞKANLARI, hepiniz çok önemlisiniz. Tarihin farklı bir noktasındasınız. 7000 yıl sonra Batı Karadeniz ilk defa bir araya geliyor.  Yüz yıl önce şanlı paşalarımızın yapamadığını yapacak kapasitedeyiz. Bu bir talih kuşudur. Zira herkes hedefi kadar büyüktür.

Değerli dostlar, iki anım ile somutlaşan iki önemli hususu sizinle paylaşacağım:

Bundan çeyrek asır önce Sinop’a Batı Karadeniz ormanlarını incelemeye Avrupa’dan mühendisler geldi. “Sizin Almanya’da çok güzel ormanlar var. Neden burayı inceliyorsunuz?” diye soran mülki idare amirine şöyle cevap verirler: “Evet var, ama ya çam ormanı ya kayın ya da meşe… yani tek tip. Batı Karadeniz bir orman cenneti. Orman da her bitki diğerinin rağmına olmadan iç içe yaşıyor.  Bu muhteşem bir kombinasyon”

Şimdi Türkmenlerin Kaidesine sesleniyorum: “Tıpkı Batı Karadeniz Ormanları gibi çeşitliliği zenginlik olarak görelim. Kol kola yaşayalım. Bu yol bizim yolumuz. Yaşamak için diğerini yok etmek zorunda olan bir coğrafyada yaşamıyoruz. Hep birlikte el ele kol kola yaşamanın güzel bir örneği olacağız ”

İkinci anım ise ABD’den… 2012 yılı yazında Harvard’da (Kennedy School of Government)   Üst Düzey Yönetici Eğitimi alıyoruz. Bizi Boston Red Sox’ın Baseball müsabakasına götürdüler.  Muhteşem bir atmosfer, seksen bin izleyici. İçlerinde farklı ülkelerin bakanları yanında programa katılan NYPD Başkanı, NASA, FBI ve CIA den müdavimlerin de bulunduğu bir ortamda ABD Milli Marşı çalmaya başladı. Herkes ayakta ve elleri göğsünde söylüyorlar. İçimden hiç kalkmak gelmedi. Ve kalkmadım. Oysaki, herkes benim başkalarının da mili ve dini değerlerine ne kadar saygılı olduğumu bilir. Aslından bende şaşırdım kendime. Yapmam gerekeni yapmayarak kendime ve etiğe aykırı davrandım. Gayrı ihtiyari.  Hatta bu siyaseten dahi yanlış ve benim karakterime de hiç uymuyor. Kesinlikle normal zamanda olsa öyle davranmam.  Düşündüm ve nihayet nedenini de buldum.  Ben bir yıl önce Chicago’da Northern Illinois University’de “Amerika’nın Özgürlük ve Güvenlik Dengesini” araştırıyordum. Büyük kızım da PHS’de lise de okuyordu. 78 ülkenin bayrağı olan bir uluslararası okul kimliğindeydi adeta. Bir gün ziyarete gittiğimde Türkiye merkezli bir Ortadoğu-Balkanlar-Kafkasya haritasını gördüm. Üstünde şöyle yazıyordu, kırılmıştım. Üzüntümün hesabı yoktu. Zaten sonra Arap Baharı denerek her taraf yakıldı:

“If it is not now, When”

“If it is not you, Who”

Bu olumsuz içerikten sıyrılarak ben sizlere sormak istiyorum:

“Şimdi değilse, ne zaman”

“Siz değilseniz, kim?”

Bu güzel güne ev sahipliği yapan BAKFED Başkanvekili ve Nokta Danışmanlık sahibi Sn. Yaşar KAYACAN'a hepimiz adına teşekkür ediyorum.

ŞİMDİ TÜRKİYE İÇİN BATI KARADENİZ ZAMANI…

Saygılar sunuyorum.  Sizleri Allaha ısmarladık.

Doç. Dr. Selahattin ATEŞ
Doç. Dr. Selahattin ATEŞ
Tüm Makaleler

  • 28.01.2022
  • Süre : 9 dk
  • 3326 kez okundu

Google Ads