Site İçi Arama

tarih

111 Yıldır Semalarımız Türk Hava Kuvvetlerine Emanet

Hava Kuvvetleri’nin görevi; sahip olduğu üstün sürat ve tahrip gücü olan silah ve vasıtaları ile düşmanın saldırgan niyetinden caydırılması, ülkeye saldırı söz konusu olduğunda ve Türk hava sahasının ihlalinde süratle düşman uçaklarının önlenmesi, düşman ülkenin hayati önemdeki askerî hedeflerinin tahrip edilerek harbe devam etme azim ve gücünün kırılması ve harbin en kısa zamanda en az zayiatla kazanılmasının sağlanması olarak belirlenmiştir.

1 Haziran 1911, Türk Hava Kuvvetlerinin Doğum Günü:

1 Haziran 2022, “Türk Hava Kuvvetleri’nin kuruluşunun 111. Yıldönümü kutlu olsun. Türk Hava Kuvvetleri, Türk vatanına ve milletine havadan gelebilecek tehdit ve tehlikelerin önlenmesi, muhtemel bir savaşta Kara ve Deniz Kuvvetlerinin görevlerini daha kolay başarabilmesi amacıyla kurulmuştur. Hava Kuvvetleri’nin görevi; sahip olduğu üstün sürat ve tahrip gücü olan silah ve vasıtaları ile düşmanın saldırgan niyetinden caydırılması, ülkeye saldırı söz konusu olduğunda ve Türk hava sahasının ihlalinde süratle düşman uçaklarının önlenmesi, düşman ülkenin hayati önemdeki askerî hedeflerinin tahrip edilerek harbe devam etme azim ve gücünün kırılması ve harbin en kısa zamanda en az zayiatla kazanılmasının sağlanması olarak belirlenmiştir. Bu ana görevini barışta ve savaşta yerine getiren Hava Kuvvetleri, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği yolda ve önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile çağdaş ve modern dünya havacılığı düzeyine yükselmek, yurdun savunmasında daha etkin ve güçlü bir şekilde yerini almak için yoğun çalışma dönemine girmiştir. Bu dönemden itibaren büyük gayret ve harcanan emekler ile günümüzdeki yüksek noktaya ve güce ulaşmıştır.

Havacılığın Doğuş Yılları ve Türk Havacılığı:

Modern ve ileri teknolojiye sahip havacılığın temeli olarak kabul edilen Wilbur ve Orwille Wright kardeşlerin ilk motorlu uçak ile 17 Aralık 1903 tarihinde ilk uçuşu gerçekleştirmesinden 8 yıl sonra Türk havacılığı, dünya havacılığında yerini almıştır. Dünyanın ilk askerî havacılık teşkilatlarından biri olan Türk Hava Kuvvetleri’nin tarihçesi, 13 Nisan 1909 tarihinde Savunma Bakanlığı bünyesinde askeri havacılık teşkilatı kurma çalışmaları ile başlamıştır. Osmanlı toprakları İstanbul’da Fransız Pilot Baron de Catters’in, Hürriyet-i Ebediye Tepesi’nde 2 Aralık 1909 tarihinde ilk uçuşu ve 5 Aralık 1909 tarihinde 2’nci uçuşu gerçekleştirdiği uçuşlar, Türk havacılık tarihi açısından son derece önemli ve ilk sürecin başlangıcı olmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk, Trablusgarp savaşında uçakların oynadığı rolü görmüş, havacılığın hızla gelişmesi ile askeri alanda getireceği etkinliğin önemi ve büyüklüğü öngörmüştür. Uçak, başta keşif amaçlı, daha sonraları beyanname ve bomba atma, yıldırma amaçlı askeri görev ve hedefler için kullanılmıştır. Posta ve yolcu taşımacılığı gibi sivil görevler için kullanılarak ordular arasında bir denge ve üstünlük unsuru olmuştur. Bu gelişmeler, ülkelerin savaş stratejilerinde büyük değişime neden olmuş ve ilk adım atılmıştır. 1 Haziran 1911, havacılık faaliyetlerini bir elden sevk ve idare etmek amacıyla Savunma Bakanlığı Fen Kıtaları Müstahkem Mevkiler Genel Müfettişliği bünyesinde "Havacılık Komisyonu" kurulmuştur. Kur.Yb.İsmail, havacılık görevlerine ve teşkilatlanma çalışmalarına resmi bir kimlik kazandırmak amacıyla görevlendirilmiştir. Komisyonun kuruluş tarihi, havacılığın ilk temelinin atılma, kurumsallaşma ve teşkilatlanma tarihi olmuş, bu tarih “Hava Kuvvetleri Kuruluş Günü” olarak kutlanmaya başlanmıştır. Süreyya İlmen başkanlığında oluşturulan komisyon ise Yeşilköy’de Hava İstasyonu (Meydan) ve Hava (Uçuş) Okulu kurması ile Hava Kuvvetleri’nin ilk üssünü ve okulunu teşkil etmiştir.

28 Haziran 1911 tarihinde yapılan sınavda en yüksek notu alan Süvari Yüzbaşı Mehmet Fesa Evrensev ve Teğmen Yusuf Kenan, 9 Temmuz 1911 tarihinde Fransa’nın Paris yakınlarındaki Bleriot Fabrikasının Uçuş Okulunda eğitime başlamışlardır. 21 Şubat 1912 tarihinde Yüzbaşı Fesa Evrensev, Fransızların 780’nci Türk Ordusunun 1 no.lu brövesini, Teğmen Yusuf Kenan ise Fransızların 797’nci Fransa Havacılık Kulübünün brövesini alarak Nisan 1912’de yurda dönmüşler, Türk Ordusun ilk pilotları olmuşlardır. 3 Temmuz 1912 tarihinde Yeşilköy-İstanbul’da, Türk askerî havacılığının gelişmesinde ve güçlenmesinde en önemli aşamalardan birisi olan Hava Okulu’nun açılmasından sonra Türk ordusunda havacılık çalışmaları hızlanmış, personel sayısı çoğalmıştır. I. Dünya Savaşı başında ordular bünyesinde birer hava bölükleri teşkil edilerek havacılar aktif kıta görevi yapmaya başlamış ve dünyada havacılığın teşkil edilen ilk askeri birliğini oluşturmuştur.

Türk Askeri Havacılığının İlk Savaş Deneyimleri Oluşuyor:

Balkan Savaşı’nın sona ermesiyle, Türk havacılığının ıslahı ve geliştirilmesine başlanmış ve bu çalışmaların paralelinde yeni uçaklar alınmıştır. Haziran 1914’te Yeşilköy’de Deniz Hava Okulu kurulmuştur. 1914’de Hava Kuvveti, Kıtaatı Mevaki-i Müstahkeme Müfettişliği emrinden alınmış ve Muhabere ve Muvasala Şubesi’ne bağlanarak "Teşkilat-ı Havaiye Müfettişliği" adını almıştır. 1914’de I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla ıslahat ve geliştirme çalışmaları durmuştur. 1915 yılı sonlarında uçak sayısının artması ile genel karargâh emrinde havacılık işlerinin yürütülmesi için 13’üncü Sahra Seyri Havaiye Şubesi kurulmuş ve Kasım ayında adı "Umur-u Havaiye Müfettişliği" olmuştur. 16 Mayıs 1916’da kara ve deniz havacılığı, Genel Karargâh Havacılık İşleri Müfettişliği ve 9’uncu Umuru Havaiye Müfettişliği emrinde birleştirilmiştir. Bu dönemde, hava bölüklerinin bazılarında sadece Türk havacı personeli, bazılarında ise Türk ve Alman havacı personeli müştereken görevlendirilmiş, bölüklerin taktik sevk ve idareleri emrine verildiği ordulara bırakılmıştır. I.Dünya Savaşı’nda Türk Havacılığı, bu teşkilat yapısıyla, Çanakkale'den Hicaz'a, Trakya’dan Kafkasya'ya, Kafkasya’dan Filistin'e kadar çok zor şartlarda ve geniş bir alanda bir her cephede savaşa katılmıştır. 29 Temmuz 1918 tarihinde (Umuru Havaiye Müfettişliği) Havacılık İşleri Müfettişliği ismi, Hava Kuvvetleri Genel Müfettişliği (Kuva-yı Havaiye Müfettişliği Umumiliği) olarak değiştirilmiş ve yeniden teşkilatlanmaya başlanmıştır. Ancak, Osmanlı İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı’nda yenilgiyi kabul etmesi ve 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Mütarekesi’nin imzalanması üzerine Türk askerî havacılığı için yeni bir döneme girilmiştir. Orduda terhis işlemleri yapılmaya başlanmış ve 29 Temmuz 1918’de Hava Kuvvetleri Genel Müfettişliği kadroları boşalmıştır.

1. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ile Filistin’den gelen hava birlikleri Konya’da, Irak’tan gelen hava birliği Elazığ’da, Kuva-yı Havaîye-i Müfettişliğine ait önemli sayıda uçak ve malzeme Yeşilköy-İstanbul, İzmir ve Diyarbakır’da toplanmıştır. Savunma Bakanlığı, 25 Haziran 1920 tarihinde Hava Kuvvetleri Genel Müfettişliği’ni lağvetmiş ve personelini dağıtmıştır. Türk askerî havacılığı teşkilatsız, personelsiz, araç ve gereçsiz bırakılmış ve Türk havacılığı sona ermiştir. Türk havacılığı Kurtuluş Savaşı başında; eğitim, silah ve personel yönünden yetersiz, yorgun, bitkin, yokluk içinde ve uçağı olmayan bir hava gücüne sahip hale gelmiştir. İngiliz ve Fransızlar, Yeşilköy Hava İstasyonu'nu işgal etmesiyle cesur havacılarımız buradaki uçak ve malzemelerin bir kısmını kurtararak Maltepe Hava İstasyonu’na intikal ettirmişlerdir. Deniz Hava İstasyonu’nun Yeşilköy Feneri doğusundaki uçak ve malzemeleri Deniz Bakanlığı’na ait Haliç ambarına taşınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları; hava gücünün varlığının önemini bildikleri için birkaç kırık, dökük uçak, ekipman, Anadolu hareketine gönül vermiş sınırlı sayıdaki havacı personel ve alt yapıyla Türk havacılığını yeniden yapılandırma zorunluluğu ile yüz yüze kalmışlardır. Türk havacılığının alt yapısını ve temelini, Anadolu’da toplanan pilot, rasıt (gözlemci) ve makinistlerle; Konya, Erzurum, Elazığ ve Diyarbakır’daki uçaklar oluşturmuştur. İstanbul’dan Anadolu’ya geçebilen havacılar, Konya Hava İstasyonu’nda toplanmıştır. Erzurum’da çoğu Rus yapısı gayrı faal 13 uçak, Konya Hava İstasyonu’nda çoğu uçamayan 4 keşif ve 13 av uçağından oluşmuştur. 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul’un işgali ile Anadolu’da kendi kendini yönetebilecek bir idari teşkilat yapısı kurma çalışmalarına başlanılmıştır.

İstiklal Harbinde Hava Kuvvetleri Önemli Fonksiyonlar Üstlendi:

Türk milletinin bağımsızlığı ve vatanın bütünlüğünün sağlanması için Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Anadolu’da Kurtuluş Savaşı başlamış ve Türk havacıları da bu mücadelede yerini almak için Konya Hava İstasyonu’na katılmışlardır. 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmasından sonra ilk iş olarak düzenli ve disiplinli orduların kurulmasını esas kabul edilmiştir. Bu esasın paralelinde, 13 Haziran 1920 tarihinde, Harbiye Dairesi’ne bağlı olarak Hava Kuvvetleri (Kuva-yı Havaiye) Şubesi kurulmuştur. Yeni Türk Devleti’nin ilk hava teşkilatının faaliyete geçirilmesinden sonra, eldeki kırık-dökük uçakların onarılmasına, malzeme temin edilmesine çalışılmış ve bu tarihlerden itibaren de Türk havacıları yokluklar içinde, ancak inançla doğu ve batı cepheleri Harekâtına katılarak görevlerini yerine getirmişlerdir. 1 Şubat 1921 tarihinde teşkilat değişikliği yapılmış ve Hava Kuvvetleri (Kuva-yı Havaiye) Şubesi’nin ismi de Hava Kuvvetleri Genel Müdürlüğü (Kuva-yı Havaiye Müdüriyeti Umumiyesi) şeklinde değiştirilmiştir. 5 Temmuz 1922 tarihinde bir teşkilat değişikliği daha yapılmış, Hava Kuvvetleri Genel Müdürlüğü yerine tümen yetkisinde Hava Kuvvetleri Müfettişliği (Kuva-yı Havaiye Müfettişliği) kurulmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında her türlü ekonomik ve mali sıkıntılara rağmen ülkenin ileri bir hava gücüne sahip olabilmesi Mustafa Kemal Atatürk’ün havacılık konusundaki ileri görüşü ve bu alandaki ilgisinin eseri olmuştur. Türk Devleti’nin varlığı, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünün bütün dünyaya kabul ettirilerek 29 Ekim 1923’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra çağdaş havacılığa uyum sağlayacak güçlü bir hava gücünün kurulması için çalışmalara başlanmıştır. 1923 yılında; 3 hava bölüğü, 1 deniz hava bölüğü ve 1 hava okulundan oluşan Hava Kuvvetleri Müfettişliği, 1926’da, hava bölüklerinin sayısı on’a, deniz hava bölüklerinin sayısı ise üç’e çıkarılmıştır. 1925’de Eskişehir’de yeniden Hava Okulu kurulmuş ve aynı yılın ekim ayında ilk mezunlarını vermiştir.1927’de Kuva-yı Havaîye-i Müfettişliği olan ismi Hava Kuvvetleri Müfettişliği olarak değiştirilmiş ve Alb.Muzaffer Ergüder komutasında İzmir-Kordonboyu’nda görevini 1928’e kadar sürdürmüştür. Haziran 1928’de Eskişehir’de bulunan Hava Kuvvetleri Müfettişliği lağvedilerek Milli Savunma Bakanlığına bağlı Hava Müsteşarlığı kurulmuş, bünyesinde 3 Hava Taburu; 1.Hava Tb.K.Celal Yakal-Eskişehir’de, 2.Hava Tb.K.Zeki Doğan-Diyarbakır’da, 3.Hava Tb.K.Şefik Çakmak-İzmir’de ve buna bağlı bölükler teşkil edilmiştir. Müsteşarlık, Ankara’ya taşınmış, önce Hacı Bayram’da sonra Ulus’ta Işıklar caddesinde faaliyet göstermiştir. Cumhuriyet döneminin ilk Hava Müsteşarı görevine 1928’de Tuğg.Muzaffer Ergüder getirilmiştir. Eskişehir; uçak fabrikası, uçuş okulu ve yeni açılan hava makinist astsubay okulu ile birlikte Türk havacılığının önemli merkezi haline gelmiştir. Havacılık birliklerinde görevli subayların rütbelerinin yükselmesi, uçak ve personel miktarının artması nedeniyle 1 Haziran 1932’de taburlar, alay seviyesine çıkarılmıştır. 1.Hava Alay Komutanı Yb.Zeki Doğan-Eskişehir, 2.Hava Alay Komutanı Yb.Celal Yakal-Diyarbakır, 3.Hava Alay Komutanı Yb.Şefik Çakmak-İzmir’de konuşlanmış ve İzmir’de Deniz Taburu teşkil edilmiştir.

 

Cumhuriyet Havacılığın Yol Haritasını Çiziyor:

Temmuz 1932’de havacı personel ayrı bir muharip sınıf olarak kabul edilmiş ve 1933’den itibaren havacılığın sembolü olan mavi renkli üniformayı giymeye başlamışlardır. Hava kuvvetlerinin taktik ve sevk idaresini kolaylaştırmak, teşkilatta büyümeye yer vermek ve sorumlulukları daha alt seviyeye devretmek amacıyla 22 Mayıs 1939 tarihinde Hava Tugay Komutanlıkları kurulmuştur. 12 Haziran 1939’da; 1.Hv.Tuğ.K.Alb.Yahya Razi Biltan-Eskişehir ve 2’nci Hv.Tuğ.K.Alb.Celal Yakal-İzmir’de teşkil edilmiştir. 16 Ağustos 1943’den itibaren Tugaylar Tümene dönüşmüştür. Millî Savunma Bakanlığı bünyesindeki Hava Müsteşarlığına bağlı olarak faaliyet gösteren hava birliklerinin, 1944’de tek bir komuta altında toplanmasına karar verilmiştir. Bu amaçla 23 Ocak 1944 tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı müstakil bir kuvvet olarak teşkil edilmiş, 27 Ocak 1944’de Kolordu seviyesinde faaliyetlerini icra etmiştir. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı’nda görev yapan, İzmir Valiliği’nden Yunan bayrağını indiren süvari sınıfı kökenli Tümgeneral Zeki Doğan komutan olarak atanmıştır. Hava Kuvvetleri Komutanlığı, 4 Şubat 1944’de Ankara’da faaliyete geçmiş ve 1947’de ordu seviyesine çıkarılmıştır. 1948’de lojistik destek kuruluşları ve 1950’de Hava Harp Akademisi dışında kalan bütün hava birlik ve kurumları Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlanmıştır. Havacılığın gelişen teknolojisine bağlı olarak, havacılığın pilot dışındaki diğer ihtisas ve branşları ile ilgili elamanların yetiştirilmesi için açılmış olan okullar, 1950’de tek komuta altında toplanmıştır. Bu amaçla Hava Teknik Okullar komutanlığı kurulmuştur.

Türk Hava Kuvvetleri Jetlerle Tanışıyor:

1951’de Hava Kuvvetleri Komutanlığında üs ve filo kuruluşuna geçilmeye başlanmış ve Balıkesir’de kurulan 9’uncu Jet Üs Komutanlığı, Türk Hava Kuvvetlerinin ilk jet üssü, 191, 192 ve 193’üncü filolar da ilk jet filoları olmuşlardır. 30 Ağustos 1956 tarihinde Hava Eğitim Kolordu Komutanlığı kurulmuş, eğitimle ilgili bütün birlik ve kurumlar bu komutanlık emrinde toplanmış ve 1957’de Hava Eğitim Komutanlığı adını almıştır. Haziran 1962’de, hava tümenleri kolordu seviyesine çıkarılarak Taktik Hava kuvveti ismini almıştır. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtında Hava Kuvvetleri yaptığı etkin görevle gücünü dünyaya göstermiştir. Hava Kuvvetlerinin yurt içinde ve yurt dışında tanıtılması, kamuoyu ile olan ilişkilerinin geliştirilerek havacılığın sevdirilmesi amacıyla 11 Eylül 1992 tarihinde Akrotim filosu Türk Yıldızları”ismi ile kurulmuştur. 18 Haziran 1993 tarihinde 4. Ana Jet Üs Komutanlığı-Mürted’te “Türk Yıldızları Akrotimi” ilk gösterisini yapmıştır. “Solotürk”, 25 Kasım 2009 tarihinde tek F-16 uçağı ile çalışmasına başlamış, 1 Eylül 2010 tarihinde ilk uçuşunu ve 15 Nisan 2011’de ilk resmi gösteri uçuşunu 4. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda icra etmiştir.

Atatürk Döneminde Hava Harp Sanayinin Temelleri Atılmıştır:

Mustafa Kemal Atatürk, tam bağımsızlığın ve milli egemenliğin temeli güçlü ve etkin hava gücü olan “Türk Hava Kuvvetleri’ni yaratmak amacıyla “Hava Harp Sanayi”nin temellerini atmış ve çalışmalarına yaşamı boyunca önem vermiştir. Hava Harp Sanayisine karşı yakın ilgisini, heyecanını ve özlemini her platformda belirtmiştir. Türk havacılığının gelişmesine önem verirken hava endüstrisinin kurulmasının ve milli olanaklar ile uçak üretilmesinin önemini vurgulamıştır. Hava Harp Sanayi açısından büyük gelişmeler ve en önemli atılımlar 1923-1938’de gerçekleştirilmiştir. Meclis açış konuşmalarında, havacılığın gelişmesi için yapılan çalışmaları Türk halkına anlatmıştır.

1 Mart 1922’de; “Ordumuz, her gün bir kat daha tekâmül etmekte, varlığımızı, milli bağımsızlığımızı ve ülkemizi emniyetle müdafaayı yüklenmektedir. Özellikle, savaş sanayi üretimi yapan fabrikaların çalışmalarını özel takdirlerimle anmayı bir değerbilirliğin gereği olarak kabul ederim”. 1 Mart 1923’de;“Bu yıl içinde silah ve savaş araç ve gereçlerin sağlanması konusunda gayretli bir çalışma yapılmıştır. Çeşitli merkezlerde yeni ve yedek silah ve cephane depolarımız ve fabrikalarımız kurulmuştur”. 1 Kasım 1924’de; “Ülke savunmasından söz ederken, askeri alanda önemli ve etkin bir unsur konumunda bulunan hava kuvvetlerine Yüce Meclisin özel ilgisini ve dikkatini çekmek isterim”. 1 Kasım 1928’de; “Kara, Deniz ve Hava Ordularımızın bu ülkede barışı ve güvenliği koruyabilecek bir durumda bulundurmaya çok önem veriyoruz”. 1 Kasım 1935’de;“Havacılarımız, bütün ordu ve donanmamız gibi vatanı korumaya hazır ve yetenekli kahramanlardır. Büyük Millet, bu soylu evlatlarıyla kendini mutlu sayabilir”. Onuncu yıl balosunda;“Tayyareciler, şunu unutmayın ki yarının en büyük tehlikeleri göklerden gelmiştir, Bu sebeple sizler ani gelebilecek olan tehlikelere karşı koymak için daima hazır bulunmaya ve o şekilde yetişmeye gayret edeceksiniz”.

Türk Kuşu Havacılık Okulu Açılıyor:

Atatürk, her söyleminde hava gücünün önemini ortaya koymuş, havacılığın gelişmesi için maddi ve manevi desteğini hiçbir zaman esirgememiştir. 3 Mayıs 1935’de Türk Kuşu Havacılık Okulu’nun açılışı öncesi Sabiha Gökçen’e; “Kanatlı bir gençlik, memleketin geleceği bakımından en büyük güvencedir. Bir gün Batılı ayaklar Ay’da ayaklarının izlerini bırakacaklarsa bunların arasında bir de Türk’ün bulunması için şimdiden çalışmalara girişmek, aşamalar kaydetmek gerekir.” Ay’da batılı ayaklar arasında Türklerin olmasını istemiştir. Havacılığın ulaşabileceği yeri öngörmüş ve geleceğin uzay çağı olacağını belirtmiştir. 9 Haziran 1936 tarihinde Eskişehir 1’nci Tayyare Alayını ziyaret etmiş ve gösteri uçuşlarını izlemiş ve Şeref Defterine; “Çok sevindim gördüklerime” notunu yazarak kendi eserinin yüceldiğini ve geliştiğini görmekten gurur, sevinç ve büyük mutluluk duyduğunu belirtmiştir. “Geleceğin en etkili silahı da hiç kuşkunuz olmasın uçaklardır. Bir gün insanoğlu uçaksızda göklerde yürüyecek, gezegenlere gidecek, belki aydan mesajlar yollayacaktır. Bu müjdenin tahakkuku için iki bin yılını beklemeye hacet kalmayacaktır. Bize düşen görev ise, batıdan bu konuda fazla geri kalmamayı temindir”. Savaşların, göklerde üstün olan devletler tarafından kazanılacağını söylemiştir.

Genç Cumhuriyet Uçak ve Uçak Motoru Fabrikalarını Birbiri Ardına Kuruyor:

Mustafa Kemal Atatürk, Hava Harp Sanayi konusunda en ileri teknolojiyi temsil eden havacılık sanayinin kurulmasının gerekliliğini vurgulamış, yaşamının son günlerinde ölüm döşeğinde gelişmesini ve modernleşmesini arzulamıştır. Türk Hava Kuvvetleri’nin en modern silah ve uçaklar ile donatılması için dünyadaki gelişmiş sistemler envantere alınmış ve bunların askeri fabrikalarda bakım, onarım, yenileme ve fabrika seviyesi bakımları yapılması için çalışmalar başlatılmıştır. Dünya’da benzeri olmayan Türk Tayyare Cemiyeti, Türk Hava Kurumu (THK), Türk Kuşu’nun kuruluşuna öncülük etmiş ve Kayseri, Eskişehir ve Etimesgut uçak ve uçak motor fabrikalarının kurulması önemli girişimler olmuştur. Atatürk’ün önderliğinde Türk milletinin bağımsızlığının ancak göklere hâkimiyeti ile gerçekleştirileceğinin bilinci ile ilk adım 16 Şubat 1925’de,“Türk Tayyare Cemiyeti” kurulması ile atılmış ve Türk havacılığının bir dönüm noktasını teşkil etmiştir. 15 Mayıs 1925’te açılış töreninde; İstikbal Göklerdedir, çünkü göklerini koruyamayan milletler yarınlardan asla emin olamazlar. Her işte olduğu gibi havacılıkta da en yüksek seviyede, göklerde bizi bekleyen yerini az zamanda dolduracaksın. Ey Türk Genci! Kısa zamanda gökte seni bekleyen yerini alacaksın. Yoksa o yeri başkaları istila eder ve işte o zaman bu ülke ve ulus elden gider.” 

Gelecekte savaşların göklerde olacağını ve hâkimiyetin göklerdeki gücümüze bağlı olduğunu vurgulamış ve çağdaş havacılık teknolojisi ülkeye getirilerek kendi uçağını kendi yapacağı seviyeye gelmesini istemiştir. Çünkü kendi yaptıkları çelik kanatlar ile göklerini, vatanını savunamayan ulusların sonları hüsran olacağını düşünmüştür. Kendi uçağının üretilmesi için kurulacak havacılık sanayisi ile dünyada söz sahibi bir ülke olmayı hedeflemiştir. “Eskimiş teknolojileri değil, en yeni teknolojiyi ülkeye getirmediğimiz sürece, yabancı ülkelere bağımlı olmaktan kurtulamayız. Yeni parasal kaynaklar yaratarak çağdaş teknolojilerin en yenilerini topraklarımıza taşıyacağız. Eski teknolojileri bize kolaylıklar tanıyarak getiren yabancı devletlerin kurnazlıklarını anlamamak için insanın ya kör ya da aptal olması gerekir. Almanlar, Fransızlar, İngilizler, Amerikalılar ellerindeki bu silah fabrikalarını uzun vadeler tanıyarak geri kalmış ülkelere satmaya çalışıyorlar. Çünkü onlar daha modernlerini, daha etkili olanlarını yapabilecek fabrikalar kurmakla meşguller. Dost düşman ülkelerin geride kalmış teknolojilerine gereksinmemiz yok. Ya en yenisini kurar, onlarla boy ölçüşürüz, ya da biraz daha sabreder, bunu yapabilecek güce erişmemizi bekleriz”. Modası ve dönemi geçmiş teknolojileri geri kalmış ülkelere sattıklarına dikkat çekmiştir.

TOMTAŞ Adımı ve Diğerleri:

Türk Hükümeti ve Alman-Junkers Uçak Fabrikası arasında 15 Ağustos 1925’de yapılan antlaşma ile uçakların büyük çapta bakımlarının ve uçak üretiminin yapılacağı Kayseri’de TOMTAŞ (Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi) Uçak Fabrikası kurulmuştur. Aynı antlaşma ile Eskişehir’de, montaj, küçük bakım ve onarımının yapılacağı küçük ölçekli bir tamirhane ve tesisler kurulmuştur. TOMTAŞ, 6 Ekim 1926’da resmî törenle hizmete açılmış ve 1927’de uçak üretimine geçilmiştir. Cumhuriyet kurulduğunda toplu iğne üretmekten yoksun ülke, kuruluşundan 2-3 yıl sonra Kayseri’de uçak fabrikası uçak üretecek duruma gelecek girişimci ve mucizevî bir adım atmıştır. Atatürk, Türk Hava Harp Sanayinin gelecekteki ulaşacağı hedefi: “Yeşilköy Havaalanı’nda İsmet İnönü’ye, verdiğimiz sözde durmak mecburiyetindeyiz. Paramızı ve geleceğimizi daha fazla yabancılar kaptırarak geleceğimizi tehlikeye düşüremeyiz. Tayyaremizi kendimiz yapacağız. Yedek parçalarımızı kendimiz yapacağız. Ulusun bu konudaki umudunu boşa çıkaramayız”. 1 Kasım 1937’de; “Ordumun da askeri havacılık alanında uygar ülkelerle yarışacak duruma gelmesini diliyorum. Bizim havacılarımızın cesaret ve bilgi yönünden, Batılı ülke havacılarından çok daha üstün olduklarına ve olacaklarına inanıyorum. Tayyare fabrikaları yapmak, tayyare yedek parçaları yapacak fabrikaları kurmak başlıca amaçlarımızın içindedir. Bundan sonrası için bütün tayyarelerimizin ve motorlarının memleketimizde yapılması ve hava harp sanayimizin de bu esasa göre inkişaf ettirilmesi iktiza eder.” tamamen yerli uçak ve motoru yapılmasını işaret etmiştir. Bu amaçla 1941 ve 1948’de, başlangıç ve ileri dönemlerinde kullanılacak tek motorlu eğitim uçakların yapılması için Türk Hava Kurumu Etimesgut Uçak ve Motor Fabrikası kurulmuş, çok farklı tip ve tasarımda uçak, uçak motoru ve planör üretimi gerçekleştirilmiştir. Türkiye Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren 1952’de uçak ve motor fabrikaları kapatılış sürecine kadar Türk Hava Kuvvetlerine, Türk Hava Yollarına ve Türk Hava Kurumuna 598 uçak ve 194 planör üretilmiş, 318 uçak ve 308 motorun onarım, revizyon ve fabrika seviyesi bakımı yapılmıştır.

Çağıyla Yarışan Türk Havacılığı:

Türkiye; jeopolitik ve jeostratejik konumu, milli güç unsurları koruması ve milli hedefinin gerçekleştirmesi için güçlü ve etkin bir Hava Kuvvetleri yaratmak amacıyla Hava Harp Sanayine önem vermek zorundadır. Tarihten günümüze yayılmacı ve sömürgeci devletler emellerinden vazgeçmiş değillerdir. Bu emellerini gerçekleştirmek için terör örgütleri ile iş birliği yaparak hedefe ulaşmayı amaçlamaktadırlar. Gücünü, milletinin desteği ve iradesinden alan Türk havacılığı, 1911’de başladığı şanlı ve şerefli yolculuğuna, 2022’de 111’nci yılını geride bırakmanın haklı onurunu ve gururunu yaşamaktadır. Türk Hava Harp Sanayi, Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren hava ve uzay araçları ile bunlara ait alt sistemlerin tasarımı ve üretimi dâhil, her türlü teknik ve lojistik desteğini sağlamak için gayret ve uğraş vermektedir. Bu bağlamda; 1984’de Türk Hava Kuvvetleri’nin savaş uçak ihtiyacını karşılamak amacıyla F-16’nın üretim, nihai montaj ve testi maksadıyla TAI (Türk Havacılık ve Uzay Sanayi Anonim Şirketi) kurulmuş, havacılık sanayinde ilk adım atılmıştır. Yine, TAI’de; Hafif nakliye uçağı CASA CN-235’in üretim ve testi gerçekleştirilmesine başlanmıştır. Bu 2 uçağın Türk Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) tarafından üretiminden elde edilen deney, tecrübe ve altyapı ile Cougar Helikopteri ve SF-260 eğitim uçak üretimi gerçekleştirilmiştir. Helikopter üzerindeki her türlü donanımsal ve yazılımsal uyum ile ATAK Helikopteri tedarik programı başlatılmıştır. Yeni nesil savaş uçağı olarak üstün özelliğe sahip olan JSF (Joint Strike Fighter) F-35’in ileri teknoloji içeren yapısal bileşenleri ve orta gövde imalatından sorumlu olmuş, ancak son dönemlerde gelişmeler ile bu üretim durdurulmuştur. Dünyanın ihtiyaç duyulan her noktasına ulaşabilen A-400 M Hafif Nakliye uçağı üretimi ile stratejik intikal yeteneği kazanmıştır. Tüm tasarımı TUSAŞ tarafından gerçekleştirilen havadan keşif ve gözetleme ihtiyacını karşılamak amacıyla İnsansız Hava Aracı (İHA) ve Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) yerli olarak üretimi ile göklerde uçmaya başlatılmıştır.

Sonuç:

Cumhuriyetin 100. Yılında TUSAŞ, havacılık birikimi, eğitimi ve tecrübesi daha üst seviyelere taşınarak çağı ile yarışan hava ve uzay gücü olarak arzu edilen seviyede olmalıdır. Hava Harp Sanayisi için ihtiyaç duyulan çağın gereklerine uygun yüksek teknolojiye sahip Milli Savaş Uçağı üretimi gerçekleştirmelidir. SF-260 eğitim uçağındaki tecrübe ve birikim ile Hava Kuvvetleri’nin ihtiyacı olan başlangıç eğitim uçağı KT-1T üretimine devam edilmelidir. Temel Eğitim Uçağı HÜRKUŞ ve yeni nesil savaş uçağı HÜRJET projesi ile uçak üretiminin ilk adımı atılmalıdır. Etkin hava ve uzay gücü oluşturmak için üniversitelerin Havacılık ve Uzay Mühendisliği’nde yetişmiş eğitimli insan gücü ile TUSAŞ, TEİ, THK, TSK, HAVELSAN ve ASELSAN kurum ve kuruluşları ile koordineli olarak çalışarak ortak proje üretilmelidir. Bu güç birliği ile dosta güven, düşmana korku veren sadece bulunduğu bölgede değil, dünyanın her bölgesinde varlığını hissettirilebilen, bölgesinde ve dünyada barışın teminatı olarak tüm görevleri başarıyla yerine getirebilecek fonksiyonlara sahip, milletinin gurur duyduğu seçkin bir Türk Hava Kuvvetleri yaratılması hedeflenmelidir. Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği yolda ve hayata geçirmeye çalıştığı “Kendi Uçağını Kendin Yap”, Uzay ve Hava Harp Sanayi alanında “İstikbali Göklerde” inşa edilebilinecektir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk Ulusunun namus ve şerefine, bir karış toprağına karşı uzanacak tehditleri bertaraf edecek güçte ve yapıda olacaktır.

TATAR, Cengiz, “İstikbal Göklerdedir” Mustafa Kemal ATATÜRK ve Türk Havacılığı, Galeati Yayıncılık, Ankara, 2021.

TATAR, Cengiz, Türk Havacılık Tarihi (1909-1954), Doktora Tezi, 2018.

Türk Hava Kuvvetleri İnternet Sitesi, www.hvkk.tsk.tr, Erişim Tarihi:20-30 Mayıs 2022.

Dr. Cengiz TATAR
Dr. Cengiz TATAR
Tüm Makaleler

  • 01.06.2022
  • Süre : 7 dk
  • 2354 kez okundu

Google Ads