Site İçi Arama

tarih

Gemileri Karadan Yürütenler. Efsaneler ve Gerçekler (I. Bölüm)

Bilindiği gibi, gemiler karada yapılıp, bitince törenle kızaklar üzerinden denize indirilir. Sonra tekrar karaya çekip, karadan yürütüp, başka yerden denize indirmenin ne kadar güç olduğunu hayal bile edemeyiz. Tarih boyunca bu hadisenin kaç defa yaşandığı, gerçek mi, efsane mi olduklarını, gerçekse ne kadarının gerçek olduğunu araştırıyoruz.

Gemileri karadan yürütenler tabiri hemen Fatih Sultan Mehmet’i hatırlatsa da, gemileri karadan yürütmek Milat’tan önceki yüzyıllardan beri bilinen bir savaş taktiğidir. Çok iyi bir eğitim almış olan Fatih’in bu taktikleri bilmemesi mümkün değildi. Fatih’in MÖ 8. yüzyıl da yaşamış olan Hómēros’un İlyada’sını orijinalinden okuduğunu biliyoruz.

Bilindiği gibi, gemiler karada yapılıp, bitince törenle kızaklar üzerinden denize indirilir. Sonra tekrar karaya çekip, karadan yürütüp, başka yerden denize indirmenin ne kadar güç olduğunu hayal bile edemeyiz. Tarih boyunca bu hadisenin kaç defa yaşandığı, gerçek mi, efsane mi olduklarını, gerçekse ne kadarının gerçek olduğunu araştırıyoruz.

1. Bilinen en eski Gemilerin Karadan Yürütülmesi hadisesi, MÖ 484– 425 yılları arasında yaşamış olan Herodot tarafından nakledilmiştir.

Herodot Tarihi Dördüncü Kitapta, 179. Bölümde tarihteki ilk karadan yürütülen Argo gemisinin efsanevi hikayesini anlatılmaktadır. Argo isimli Geminin adı yapan kişi olan Argus’tan gelir. "Argonotlar" kelime anlamı itibarıyla "Argo denizcileri" demektir. Argonotlar M.Ö. 12 veya 13. yy.da ki Truva savaşından önce yaşamışlardır.

Argus, gemisini yapıp bitirdikten sonra, içerisine hekatombe ile beraber tunçtan yapılma bir üçayak da koydu ve Delphoi'ye gitmek üzere Peloponez'i dolandı. Malea Burnu yakınına geldiği zaman kuzey rüzgârlarına yakalandı ve rüzgâr onu Libya kıyılarına doğru attı. Karayı görmeden önce Libya’da olduğu düşünülen Tritonis Gölü yakınlarındaki sığlıklara düştü, buradan nasıl kurtulacağını bilemedi. O zaman, karşısına Poseidon’un oğlu Triton çıktı; Jason'a geçidi göstereceğini ve denizcileri bir zarar görmeden geri göndereceğini söyledi. Jason razı oldu. Triton kum sığlıklarından çıkmak için tutulması gereken yolu gösterdi.

Coğrafi olarak dönüş rotalarının gerçekçi olmaması, bir rüzgâr veya fırtınanın büyük bir gemiyi denizden çölün ortasına atması, modern makineler olmadan o geminin tekrar denize ulaştırılması, özellikle de Libya çölünden çöl boyunca on iki gün on gece hareket ettirmek, tamamen imkânsız görünmektedir. Hadiseyi destekleyen başka hiçbir rivayetin, belgenin bulunmaması hayal gücü çok yüksek bir efsane olduğunu göstermektedir.

Herodot, çağdaşı, yakın arkadaşı olan tarihçi Thukydides tarafından eğlenmek için hikâyeler uydurmakla suçlanmıştır. Günümüz tarihçilerinin çoğu, onun anlatımlarının kısmen yanlış ve abartılı olduğunu düşünmektedir. Herodot'un bildirdiği pek çok tuhaf hikâye ve halk masalları nedeniyle eleştirmenleri ona "Yalanların Babası" lakabı takılmıştır.

Kaynak: Herodotos Historiai (Tarih), Müntekim Ökmen (Çev.) (XIII. Basım), İstanbul: 2017. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

2. Kiros tarafından kurulan Ahamonis imparatorluğunda Pers hükümdarı I. Darius’un oğlu Serhas'ın Çanakkale’de gemileri karadan yürütmesi iddiasının dayanağı yoktur.

Serhas, M.Ö.480 tarihinde Yunanistan seferi için Manisa sınırları içinde olan Sardes şehrinden Çanakkale Boğazı doğru yürüdü. Bugünkü Nara Burnu’nun yakınında bulunan Abydos’dan karşıya Sestos yakınına iki köprü yaptırdı. Ancak kendisi Çanakkale’ye varmadan köprüler fırtına nedeniyle yıkıldı. Herodot, İmparatorun köprülerin yapımından sorumlu olanları kafalarını kestirdiğini ve boğaz sularına ceza vermek üzere 300 kırbaç attırdığını anlatır (Herodot, Tarih, 7. Kitap, 34,35. Bölümler).

Kapak resminde Çanakkale Boğazına Serhas’ın gemilerden yaptırdığı iddia edilen köprünün temsili resmi (Yapay zekâ ürünüdür.)

Orduların Asya’dan Avrupa’ya kolayca geçebilmesini sağlamak adına mimar, mühendis ve işçiler Çanakkale Boğazı’nda önden ve arkadan demirlenmiş birbirine birleştirilmiş 50 kürekli gemilerden 360 tanesini, yan tarafına da 314 gemiyi dizip gemilerle yan yana iki köprü kuruldu. Tekneleri birbirine bağlayan halatların üzerine ahşap plakalar döşendi, bu plakalara da çalı çırpı ve toprak yerleştirilerek yol oluşturuldu. Ayrıca, at ve diğer hayvanların denizi görüp ürkmemesi için de köprü boyunca yanlara paravanlar konuldu. Küçük gemilerin geçebilmeleri için üç yerde aralık bırakıldı.

Serhas, askerlerini gemiler üzerinde köprü gibi yürüterek karşıya geçirdi. Köprünün birinden yayalar ve atlılar, diğerinden yük hayvanları geçtiler. Heredot’a göre, ordunun karşıya geçmesi yedi gün yedi gece sürdü. Herodot, ordunun sayısını 170 Myriad (10.000) yani 1.700.000 olduğunu söylemektedir. Günümüzdeki tahminler aşağı yukarı 360.000 askerle geçtiği şeklindedir. Sonrasında Serhas bugünkü Balkanlar’da bulunan Trakya’ya kadar ilerledi ve Perslerin kendisine bağlı eyaletlerinden biri olan Makedonya’dan geçerek M.Ö. 480 yılında Yunanistan'ı işgal etti.

Günümüze ulaşan Ahameniş kaynağı Bisitun Yazıtı bir yana, en önemli kaynakları bizzat Persepolis'te bulunan tabletlerdir. Bunlardan da Serhas’ın Yunanistan'ı işgal etmesi dışında Herodot’un anlattıklarını destekleyecek bilgi, belge bulunmamaktadır. Yunan savaşları konusunda günümüze ulaşan Ahameniş kaynağı bulunmamaktadır. İran Tarihi yazarı Gene R. Garthwaite, Serhas’ın, askerlerini gemiler üzerinde köprü gibi yürüterek karşıya geçirdiğinden hiç bahsetmemektedir.

Şairlerin konuları ne kadar abarttıkları ve çeşitli tarihçilerin de gerçek dışı olayları sadece kulağa hoş görünmesi için değiştirdikleri bilinmektedir (Thukydides bölüm XXI, s.16).

Kaynaklar

HACIKÖYLÜ, Büşra (2019). Pers Kralı I.Serhas’ın Yunanistan Seferinin Anadolu Güzergâhı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi; Herodotos (2017).

Gene R. Garthwaite, İran Tarihi / The Persians, İnkılap Kitabevi, İstanbul, 2011.

3. MÖ 428: Peloponez Savaşları sırasında Spartalıların gemileri Hylos'un kuşatmasına karşı Locadia Kıstağı'ndan karadan yürütmesi

Spartalılar, savaş sırasında Hylos'un kuşatmasını aşmak, Atina'yı denizden tehdit etmek amacıyla ve deniz kuvvetlerini avantajlı bir konuma getirmek için gemilerini Korint Kıstağı'ndaki Diolkos adlı özel bir yoldan taşıdılar. Bu, gemilerin coğrafi bir engeli aşmak için kullanılan dâhiyane bir yöntemdi.

Bu taktik, sadece Sparta'nın askeri dehasını değil, aynı zamanda savaşın seyrini değiştirebilecek stratejik, etkileyici ve dikkat çekici bir manevra idi.

Diolkos: (Yunanca: Δίολκος). MÖ 6. yüzyılda Korint'in Tiranı Periander döneminde inşa edildi. Bu yol, gemilerin ve kargoların, Peloponez yarımadasını dolaşmaktan kaynaklanan uzun ve tehlikeli rotayı (yaklaşık 200 mil) atlayarak Korint Körfezi'nden Saronik Körfezi'ne karadan naklini sağlamıştır. Yol, antik dünyanın en büyük mühendislik başarılarından biridir.

Diolkos'un, M.S. 1. yüzyılın ortalarına kadar düzenli olarak kullanıldığı ve bakımı yapıldığı kabul edilir. Bu, yaklaşık 650 yıllık aktif bir hizmet ömrü demektir. Yol, Kıstağın en dar kısmından, yaklaşık 6 ila 8,5 kilometre uzunluğunda ve 3.5 ila 4,2 metre genişliğindeydi.

Diolkos, modern bir demiryollarının ilkel bir biçimi olarak kabul edilir. Taş döşemelerin üzerinde, araç tekerleklerinin içine oturduğu, birbirinden yaklaşık 1,5 metre (modern standart ray genişliğine oldukça yakın) mesafede iki adet derin, paralel oyuk (ray) bulunuyordu.

Gemiler ve/veya yükler, bu oyuklar üzerinde hareket eden tekerlekli bir platforma (olasılıkla olkos) yükleniyordu. Platformlar, insan gücü ve/veya hayvanlar (öküzler gibi) kullanılarak itilip çekiliyordu. Büyük savaş gemileri (trireme gibi), taşınmadan önce hafifletilmek için kargoları boşaltılıyordu. Genellikle gemi ve yük ayrı ayrı araçlarla taşınıyordu; kargo, kıstağın diğer ucundaki farklı bir gemiye yükleniyordu”.

Sparta'nın MÖ 428'deki, Atina'ya karşı isyan eden Midilli'ye (Mytilene) yardım etmek amacıyla tasarladığı plan, başarıya ulaşamadı. Spartalılar, donanmalarını hazırlama ve hareket etme konusunda oldukça yavaş kalmışlardı. Atina'nın hızlı ve kararlı tepkisi karşısında, Mytilene isyancılarının beklentilerini karşılayamadılar. Mytilene, Sparta donanması yardıma ulaşamadan Atina güçlerine teslim oldu. Thucydides'in 'Peloponez Savaşı Tarihi' adlı eseri bu olayın ana kaynağıdır.

4. Aktium zaferi sonrası Octavianus'un (Augustus), Antonius'la Kleopatra'yı takip için filosunu Diolkos üzerinden geçirmesi (M.Ö. 1. yy)

Aktium Savaşı, Octavianus'un Donanma Komutanı Marcus Vipsanius Agrippa ile Marcus Antonius (Mark Antony) ve Kleopatra'nın birleşik güçleri arasında, Yunanistan'ın batı kıyısındaki Aktium açıklarında gerçekleşti. Muharebenin ardından Antonius ve Kleopatra, filolarının büyük bir kısmını kaybederek, kalan gemileriyle birlikte Mısır'a doğru güneye kaçtılar.

Octavianus'un amacı, Antonius'un hayatta kalan güçlerini hızla takip etmek ve Mısır'daki nihai hesaplaşma için zaman kaybetmeden kuvvetlerini Doğu Akdeniz'e aktarmaktı.

Aktium, Yunanistan'ın batı kıyısındaydı (İyon Denizi'nde). Mısır ise Doğu Akdeniz'de (Ege ve Akdeniz'de) bulunuyordu. Batıdan Mısır'a gitmek için Mora Yarımadası'nın tehlikeli ve uzun güney burnunu (Malea Burnu) dolaşmak gerekiyordu.

Octavianus, bu uzun deniz yolunu atlamak için stratejik bir karar alarak, kuvvetlerinin ve/veya lojistik ekipmanlarının bir kısmını Diolkos üzerinden karadan geçirdi. Bu iddianın sahibi Cassius Dio olup, M.S. 150-235 yılları arasında yaşamıştır. Aktium savaşından çok sonra yaşamış olup, Actium savaşı dönemi tarihçileri Plutarkhos (M.S. 46-120) ve Suetonius (M.S.69-122), Diolkos üzerinden yapılan nakilden hiç bahsetmemektedirler.

Octavianus, Aktium savaşından sonra Samos’da kışlayıp, çıkan bir isyanı yatıştırmak için Brundisium’a geri döndü. Kendisi Suriye, komutanları Libya üzerinden Mısır’a geçtiler. İskenderiye'nin düşmesi ve Antonius ile Kleopatra'nın intiharı, Octavianus’un Roma'nın tek lideri olarak yükselmesini sağladı. Diolkos’dan bazı gemilerinin geçirilmiş olması, doğru olmuş olsa bile Octavianus’a siyasi ve askeri bir kazanç sağlamamıştır.

Kaynaklar: Plutarkhos, Paralel Yaşamlar, Marcus Antonius, Alfa Yay., İstanbul, 2006 ve Cassius Dio, The Roman History: The Rain of Augustus, Penguen Classics, Londra:1987.

5. Avarların İstanbul kuşatması esnasında Slavlarla birlikte gemileri karadan yürütmesi (M.S. 626)

Doğu Roma İmparatorluğu Avar devleti ile bir saldırmazlık anlaşması yapmış iken, Avarlar, Roma topraklarına girerek imparatorluğun Avrupa kısmını ele geçirme istediler. Onlar, ne para ne de ganimet peşinde idiler. Sadece İstanbul ve Balkanların tamamını hâkimiyetleri altına almak istiyorlardı.

626 yılında Avarlar, İmparator’un ve ordusunun Perslerle olan mücadelesinden istifade ederek Bayan Hakan’ın büyük oğlu önderliğinde İstanbul’a yürüdüler. Sasani generali Şahvaraz (Şahrvarâz) da Anadolu’yu baştan başa geçtikten sonra Kadıköy’e kadar geldi ve karargâhını oraya kurdu ve Avarların gelmesini beklemeye başladı. Bu süre içinde de şehrin dış mahallelerini ve ibadet yerlerini yakıp yıktı. İstanbul halkı dehşete düştü.

Paschale kroniğine göre 26 Haziran 626 tarihinde 30.000 kişilik ilk Avar öncü birlikleri şehrin önünde göründü. Pisides’de bu rakam 80.000’dir. Theodoros Synkellos ise rakam vermez ancak sayısız on binlerce ifadesini kullanır. Bir başka kaynak da Theodore Synkellos’un her bir Bizans askeri için on Avar askeri düştüğünü belirttiğini ifade ederek Avar ordusunun 120.000-150.000 kişiden ibaret olduğunu belirtir.

1000 kadar atlı askerden oluşan ilk Avar birliği Galata’daki “Maccabees” Kilisesi yakınlarına gelerek ateş yakmak suretiyle karşı yakada bulunan İranlılara geldiklerini haber verdiler. Karşıdakiler de aynı şeyi yaptılar ve böylece iki taraf arasında haberleşme sağlanmış oldu. Persler ve Avarların İstanbul’u kuşatmak üzere anlaşmaya vardıkları kesin olmamakla beraber, birbirlerinin hareketlerinden haberdar oldukları ve ona göre davrandıkları görülmektedir.

Asıl muhasara 31 Temmuz’da başladı. En şiddetli darbe Edirnekapı ve Topkapı arasındaki surlara yönelmişti (1453’te Fatih Sultan Mehmed de aynısını yapmıştır). 31 Temmuz'da Avar Hakanı, "gök gürlemesinin eşlik ettiği fırtına gibi" taarruzu ettiler. Avarlar surları koçbaşları ve kulelerle zorlamaya başladılar. Roma askerleri ise yukarıdan mızrak, taş ve ok atmak suretiyle düşmanı uzakta tutmaya çalışıyordu. Avar ordusunda ön safta Slavlar onların arkasında ise Avarlar bulunuyordu.

Avarlar Tuna ve Sava nehirlerinden Karadeniz yolu ile Boğaziçi’ne küçük filotillalar (küçük gemiler) getirdiler. Slavlardan da gemici tayfaları topladılar. Bu hafif filotillalar Beşiktaş’tan karadan arabalar üzerinde taşınarak (sonraları tıpkı Fatih’in yaptığı gibi), Bizans donanmasının erişemeyeceği bir yer olan St. Callinicos kapısı yakınlarından Haliç’e sokuldular.

Avar filotillalarının körfezde serbest manevra yapmasını engellemek için, Bizans deniz filosu Boğaz içinde dolaşıyor ve Avarlar ile Sasanilerin ortak hareket etmelerini engelliyordu. Bizans kumandanları, St, Nicolas’dan diğer yakadaki St.Canon’a kadar tüm alan boyunca karşı pozisyon aldılar. Altın Boynuz’a (Haliç) giren filotillaları ve Slavların yüzlerce kayığı ani bir baskınla batırarak arta kalanları yakıp denizcileri de Haliç’e döküp öldürdüler. Üsküdar tarafından bir miktar Pers askerinin Beşiktaş tarafına nakledilmesine de Bizanslıların büyük gemileri engel oldu. Bunun üzerine hakan, çekilmek zorunda kaldı. Bu yüzden kuşatma başarıya ulaşamadı. Avarlar çok zor şartlar altında çekilmek zorunda kaldılar. Bu başarısız çekilme Avar Hakanlığını nüfuz ve itibarını kaybetmesine, devletinin zayıflamasına yol açtı. Altı gün süren bu kuşatmanın başarısız olması Avarları hızla çöküşe götürdü.

Eğer bir Avar (erkeği) herhangi bir yere gitmek isterse, arabaya at ve öküz koşmaz, üç, dört veya beş “Duleb” karısı koşar ve kendini çektirirdi”. (A. N. Kurat)

Kaynaklar:

Akdes Nimet KURAT, AVARLAR. Tarih İncelemeleri Dergisi Cilt/Volume XXVI, Sayı/Number 1 Temmuz/July 2011, 81-110.

Öner TOLAN, Siyasi ve Sosyo-ekonomik Açıdan KARADENİZ’İN KUZEYİNDE VE BALKANLARDA TÜRKLER (IV.-X. YÜZYIL), İksad Yay., Ankara:2023.

F. BARISIC, Le siege de Constantinople par les Avares et les Slaves en 626, Byz. 24 (1954)

Dr. Haluk ÖZALP
Dr. Haluk ÖZALP
Tüm Makaleler

  • 04.12.2025
  • Süre : 4 dk
  • 300 kez okundu

Google Ads