Osmanlı’da Devşirme Sistemi Nasıldı?
Osmanlı İmparatorluğunun eyalet valilerinin ve askeri komutanlarının çoğu da bu sistemde yetiştirilmiş ve görevlendirilmiştir. Zaman içinde bu sistemde önemli makam ve mevkilere gelen devşirmeler bazen ailelerine yardım etmek için pozisyonlarını kullanmışlardır. Bu durum Osmanlının son zamanlarında artarak devam etmiştir.
Devşirme, Osmanlı Devleti'nin fethettiği topraklardan özellikle Balkanlar, Hristiyan genç ve yetenekli çocukların toplanması, sıkı bir eğitimden geçirilerek üstün bir asker veya bürokrat oluşturulması sistemidir. Sistem Balkanlarda 'kan vergisi’ olarak adlandırılmış, Balkan devletlerinin tarih kitaplarında 'Osmanlı Köleliği' tabiri kullanılmıştır. Devşirme sisteminden ilk defa 1438 yılında yazılı kayıtlarda bahsedilmiştir, ancak muhtemelen daha önce başlamıştır. Bu sistemle sultana sadık bir asker ve memur grubu yaratılmak istenmiştir. Sistem, 1400'lü yıllardan 1600'lü yıllara kadar tüm sadrazamları yetiştirmiştir. Bu sistem ile yetiştirilip bürokrat olan devşirmeler arasında birçok ünlü isim de vardır. Bunlardan bazıları şunlardır; Rum Mehmed Paşa, Veli Mahmud Paşa, Yunus Paşa, Rüstem Paşa, Sokullu Mehmed Paşa, Kuyucu Murat Paşa ve Pargalı İbrahim Paşa gibi ünlü devlet adamları ve daha nicelerini bu listeye ilave edebilirsiniz.
Osmanlı İmparatorluğunun eyalet valilerinin ve askeri komutanlarının çoğu da bu sistemde yetiştirilmiş ve görevlendirilmiştir. Zaman içinde bu sistemde önemli makam ve mevkilere gelen devşirmeler bazen ailelerine yardım etmek için pozisyonlarını kullanmışlardır. Bu durum Osmanlının son zamanlarında artarak devam etmiştir.
Balkanların sadrazamların çoğu ait olduğu topraklarda özellikle de Balkan coğrafyasındaki imar faaliyetlerinde devşirmelerin önemli etkileri olmuştur. Devşirme olan genç erkekler örgün bir eğitim almış, bilim savaş ve bürokrasi konularında eğitim görmüş ve padişah danışmanı, seçkin piyadeler, orduda generaller, donanmada amiraller ve maliye üzerinde çalışan bürokratlar olmuşlardır. Geri kalanlar ise yeniçeri ocağının bir parçası olarak orduya katılmışlardır.
1594 yılında Müslümanların devşirmelerin pozisyonlarını almalarına resmen izin verilmiştir ve bu arada Hristiyanları toplama sistemi 1648 yılında fiilen durdurulmuştur. 1703 yılında yeniden tesis etme girişimine direnilmiştir ve nihayet saltanatının ilk günlerinde III. Ahmet tarafından sistem kaldırılmıştır.
Sistem genellikle Avrupa'da çocukların ailelerinden alınarak zorla toplanıldığı gerekçesiyle eleştirilmiştir. Bunun yanında dinlerinin zorla değiştirilmesi de eleştiri konusu olmuştur. William Gervase Clarence Smith'e göre sistem iyi bir kariyer imkânı sağladığı için Arnavutlar ve Boşnaklar başta olmak üzere bazı Hristiyan aileler oğullarını gönüllü olarak sisteme vermek istemişlerdir. Ancak sistem genellikle yerel halkın gücüne gitmiştir. Bazı istisnalar dışında Müslüman çocuklar toplanmamasına rağmen, bazı Müslüman aileler çocuklarını kaçırmıştır.
Makedon tarih ders kitaplarında ''ailelerin çocuklarını ormana gizlediği'', devşirmeden kurtulma amacıyla ''parmaklarından birini keserek bilerek onları sakatladığı'' anlatılmıştır. Paolo Giovio ve diğer başka kaynaklar Hristiyan ebeveynlerin devşirme girişiminden kaçınma girişimlerinden bahsetmiştir. 1565 yılında Epir'de, devşirme sistemine karşı özel olarak başlatılan bir ayaklanma olmuştur. Aynı bölgeye ait bir halk türküsünde devşirme sistemi eleştirilmiştir. Ayrıca genellikle Avrupalı akademisyenler tarafından sistemin İslam Hukuku'na aykırı olduğu da işlenmiştir. Bunun yanında çocukların zorla toplanmadığını, sistemin kişilere iyi hayat şartları sağladığını söyleyen görüşler de vardır. Devşirmeler güçlü mevkilere ulaştıkça Bosna'daki Hristiyan ebeveynlerin, çocuklarını almaları için izcilere rüşvet verdiği anlatılır.
Topkapı Sarayı’nda bulunan devşirme gravürü, küçük yaşta ailelerinden alınarak seçkin Osmanlı ordusu için yetiştirilen Hristiyan çocukları tasvir etmektedir. Devşirilen her çocuğun doğum tarihi, köyü, kazası, sancağı, baba ve ana adının yanı sıra eşkali de bir deftere yazılır, bu defterlere "eşkâl defterleri" denirdi. Daha sonra yanına verileceği Türk ailesinin reisi olan sipahisinin ismi de bu deftere yazılırdı. Bu defter iki nüsha tutulur ve biri devşirme memurunda, diğeri de çocukları sevk eden memurda bulunurdu. Günümüze kadar bu eşkal defterlerinden üç adet bulunmuş, bu defterlerdeki bilgilerin incelenmesiyle, kural olarak 8-18 yaş arası gençlerin alınmakta olduğu görülmüş, ancak 6 yaşında alınanlara da rastlanmıştır. Üç defterdeki devşirmelerin yaş ortalaması ise 15.3 çıkmıştır.
Devşirmeler, I. Murad zamanında kurulmuş olan Yeniçeri Ocağı ve Bostancı Ocağı'nın zamanla temelini oluşturmuşlardır. Devşirme, Osmanlı'da fethedilen bölgelerdeki Hristiyan ailelerin çocuklarının 1/5’ini alarak onları yeteneklerine göre yetiştirmeye dayanırdı. Eğer güçlü ve dövüşmeye yatkın iseler Yeniçeri ocağına, devlet işlerine yatkın iseler Saray'a alınırlardı.
Bu kapsamda sarayda bulunan Enderun Mektebi devşirme bürokratlar yetiştirmekteydi. Osmanlı tarihinde birçok komutan ve devlet adamı devşirme kökenliydi. Devşirmeler özellikle İstanbul'un Fethi'nin ardından güç kazanmaya ve devletin zirvesine yerleşmeye başladılar. Devşirme sisteminin ilk yıllarında sistem çok faydalı bulunmuş, bazı devşirmeler, Osmanlı Ordusu'nda önemli komuta makamlarına erişebilmişlerdir. Ancak sistem Osmanlı Devleti’nin küçülmeye başlamasıyla birlikte suiistimal edilmiş ve zamanla bozulmuştur. Devşirme sisteminin Osmanlı imparatorluğunun çözülmesindeki etkisi bugün önemli bir tarihsel tartışma konusudur.
Devşirme sistemi; Nepal, Pakistan ve Hindistan'da günümüzde de devam etmektedir. Tarihte Osmanlı'dan önce, Roma, Bizans ve birçok İslam devletindeki devşirme uygulamasında daha çok yabancı ülke halklarından gençlerin seçilmesi yaygındı. Osmanlı'daki devşirme sistemi ise kendi tebaasından gençlerin toplanması üzerine kuruluydu. Devşirmeler, Yeniçeri Ocağı ve Bostancı Ocağı'nın temelini oluşturmuştur.
Anadolu’da Türkleşme ve İslamlaşma tamamen Türk unsuru ile gerçekleşmiştir. Balkanlardaki Türkleşme de bütünüyle Türk unsuru tarafından gerçekleştirilmiştir. İslamlaşmada ise Boşnaklar ve Arnavutlar gibi kısmen Türk olmayan unsurlar da vardır. Devşirmenin Türkleşme ve İslamlaşmaya etkisi ise geniş imparatorluk tarihi içinde sözünü etmeye değmeyecek kadar azdır. Türkleşme ve İslamlaşmada Türk olmayan unsurların hepsini yüzde ile söyleyecek olursak %10’dan çok aşağıdadır. Ama, bu azımsanacak yüzdeye rağmen yönetim kademesinde çok önemli mevkiler devşirmelere verilmiş ve devlet bu durumdan Balkanlardaki milliyetçilik akımlarında büyük sıkıntı görmüştür. Cumhuriyetten sonra soyadı kanunuyla birlikte birçoğu isim ve unvanlarını değiştirerek hepsi asil Türk ulusunun birer parçası olmuşlardır. Türk ulusu tarihi boyunca hiç-bir zaman ırkçı bir anlayışa sahip olmamıştır. Ama, benim kanaatimce bu devşirme sisteminin uygulamalarından hatırı sayıda düşman edinilmiştir. Yine kanaatimce Balkanlardaki milliyetçilik akımları Osmanlının yıkılmasında etkili olmuştur. Bir söz vardır "İtimat kontrole mâni değildir." Bugün de bu anlayışla hareket edebilecek insanlar olabilir. Bu nedenle devlet kendini korumak ve bekasını sağlamak için her zaman uyanık olmak zorundadır.
Saygı dolu sevgiyle kalın.