Site İçi Arama

tarih

Che

Tarihte köleliğe isyan eden iki büyük insan öne çıkıyor: birincisi Spartaküs, diğeri de Che. Benim gibi motosiklet sevdalısı olan Che'nin hayatını, devrimciliğini ve özgürlük tutkusunu sizlere anlatmak istiyorum.

Motosiklete binmek, rüzgâra karşı sürmek, dağlarda uçsuz bucaksız ovalarda motosikletle gezinmek, insana tarifsiz duygular yaşatır. Özgürlüğün kelime anlamını yaşayarak anlarsın. Güneşin doğduğu yerden, battığı yere sürmek insanı özgürlüğün sarhoşu eder. Tarih bağlamında da, özgür olabilmek için zincirlerini kıran insanların nefesiyle yaşamları her zaman bir başka, dikkate değer bir mâna ifade eder. O yüzden de tarih, zincirlerini kıran ve köleliği asla kabul etmeyen insanların nefesiyle yazılır!

Tarihte köleliğe isyan eden iki büyük insan öne çıkıyor: birincisi Spartaküs, diğeri de Che. Benim gibi motosiklet sevdalısı olan Che'nin hayatını, devrimciliğini ve özgürlük tutkusunu sizlere anlatmak istiyorum.

Che’nin isminin anlamı, halk dilinde 'dost' demekti. Herkes onu bu lakapla çağırır, ona ismiyle neredeyse hitap eden olmazdı. 23 yaşına kadar dağlarda eski motosikletiyle gezdi, halkının sorunlarını öğrendi, bu arada üniversite eğitiminde tip tahsili yaptı. Ama o hiçbir zaman mesleğini yapacak zamanı bulamadı, ne de doktor olup para kazanmak heveslisi olmadı. O halkının emperyalizmin boyunduruğu altında köleleştirilmesine karşı tarihi bir isyanı başlatmayı tercih etti, hayatını buna adadı. Gerçekten de bazen bir kölenin kırbaç izinde başlar devrim, bazen de böyle, Che gibi bir doktorun vicdanında büyür, tüm dünyaya yayılır.

Spartaküs Roma için ne idiyse, Che de dünya için öyle olmuştu. Biri arena da, diğeri kıtanın dağlarında savaştı. İkisi de insanın köleleştirilmesine karşı ayağa kalktı.

Che’nin asıl adı Ernesto idi. Bir kıtanın kalbi onu hep “Che” diye çağırdı. "Che" o kıtanın en samimi hitap şekliydi: Hey Dostum. Tıp fakültesinden çıkıp Latin Amerika yollarına düştü. Yolda gördükleri, bir anatomi dersi değil, bir adalet atlasıydı.

Peru’da cüzzam hastalarıyla, Bolivya’da madencilerle, Guatemala’da CIA’in kurşunladığı umutlarla karşılaştı. Bir kez gördü mü yoksulluğu, bir daha susamaz insan. O da susmadı.

Karşısında hep bir ordu ve emperyalist düzenin taşeronlarını buldu. “Devrim, başkaları için duyulan derin bir sevginin ifadesidir" dedi. Sözleri kifayetsiz kalınca, daha evvel motosikletiyle çıktığı dağlara, bu sefer halkının özgürlüğü için çıktı. Yakın arkadaşı Fidel Castro da yanındaydı, birlikte dağlara çıktılar. Bir yanda tropik yağmurlar, bir yanda Batista’nın ordusu. Ama tarihte hiçbir ordu, halkın inancından daha güçlü değildir.

Dağlardan Havana’ya indiğinde takvim 1959 yılını gösteriyordu. Bir diktatör kaçmış, bir halk yeniden doğmuştu. Küba’nın sokaklarında sadece zafer değil, eşitliğin ilk nefesi dolaşıyordu. Che, yeni kurulan devrim hükümetinde bakan oldu ama bürokrat değil. O Arjantinli olmasına rağmen Küba için canını ortaya koymuştu.

Maaşını almadı, sarayda değil, fabrikada yaşadı. İşçilerle aynı tabaktan yemek yedi, aynı teri döktü. Bir gün, “Her fabrika sessizse, devrim susuyordur” dedi. Sonra yeniden silahını kuşandı. Çünkü Che’ye göre, devrim insanlığın bütün haritasıydı. Kongo’ya gitti, sömürge zincirlerini kırmak için.

Ardından Bolivya’ya geçti, orada bir kıtanın kıvılcımını tutuşturmak için. Ama sistemin kurşunları onu yakaladı. Ve infaz edildi.

Son sözleri netti:

“Beni vurun, korkmayın. Sadece bir adamı öldüreceksiniz, ama fikirleri değil!” O gün tarih insanları ikiye ayırdı: Bir tarafta kurşun sıkanlar ve diğer tarafta fikirleri öldürülemeyenler.

Bugün hala Latin Amerika’nın yoksul köylerinde çocuklar Che’nin fotoğrafına bakıp umutlanıyor, motive oluyorlar. Çünkü o, Spartaküs’ün devamıydı. Zinciri kırmakla kalmadı, kırılan zincirleri devrimin flamasına dönüştürdü.

Nathalie Cardone'nin Hasta Siempre (Sonsuza Kadar) şarkısındaki sözleri özetledi onu.

"Seni sevmeyi öğrendik

tarihin derinliklerinden

cesaretinin güneşiyle

sen ölümü yendin

Comandante Che Guevara."

Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Tüm Makaleler

  • 15.10.2025
  • Süre : 2 dk
  • 424 kez okundu

Google Ads