İç Savaş Nasıl Kazanılır: Sezar (Gaius Iulius Caesar) Örneği: Bölüm-5 (Son)
-İktidarı ele geçirmek için iki yıl iç savaş veren Sezar, elde ettiği iktidarda ancak üç yıl kadar bir süre kalabilmiştir. -Bir İngiliz atasözü der ki: “Kılıçla yaşayan, kılıçla ölür.” -Sezar da kılıçla iktidara gelmiş ve kılıçla iktidardan indirilmiştir.
Eğer yaşadığınız ülkenin en üst makamına gelmek ve iç savaş çıkarma pahasına da olsa ülke yönetiminin tamamını elinizde toplayarak tek adam, yani diktatör olmak istiyorsanız şunları yapmanız gerekmektedir:
-Mümkünse, meslek olarak subay veya politikacı olmayı seçin. Çünkü, bu meslekler insanları yönetmeyi öğrenmek ve hızla güç kazanmak için en uygun mesleklerdir.
-Bu mesleklere, olabildiğince genç yaşlarda başlayın. Böylece, mesleğin her kademesini öğrenerek pişmek ve tecrübe kazanmak imkanına sahip olursunuz.
-İyi bir hatip (konuşmacı) olun. Unutmayın! İnsanların çoğu duyduklarına inanarak karar verirler.
-Bu sebeple küçük yaşlardan itibaren konuşma yeteneğinizi geliştirmek için okuyun, araştırın ve her fırsatta topluluk karşısında konuşmalar yapın.
-Kitap yazın. Aslında toplumda çok az kişi kitap okur ancak kitaplar yine de çok önemlidir. Kitap size kalıcılık sağlar. Taraftarlarınıza da okumasalar bile elleri altında bir başvuru kaynağı sunar.
-Düşüncelerinizi ve özellikle de başarılarınızı mutlaka kendiniz yazın.
-Eğer yazma konusunda iyi değilseniz bu işle görevlendirdiğiniz yetenekli birine yazdırın.
-Eğer hayatınızı ve düşüncelerinizi kendiniz veya kendi kontrolünüzdeki biri yazmazsa başkaları yazacaktır.
-Başkaları yazarsa, başarılarınız kadar hatalarınızdan da bahsedecektir.
-Hata yapabiliyor olma ihtimalinizin insanlar tarafından bilinmesi, tartışılmaz lider imajı çizebilmeniz için bir engeldir.
-Mesleğinizde, az da olsa mutlaka başarılı olun.
-Bu başarıları, kendinizin ve propagandanızı yapan destekçilerinizin büyüterek anlatması önemlidir.
-Başarılarınız devlet imkanları veya başka kişiler sayesinde de olsa başarının tek sebebi kendinizmiş gibi gösterin.
-Böylece, sizin etrafınızda bir efsane oluşsun.
-Siz olmazsanız hiçbir şey yolunda gitmeyecekmiş gibi görünsün.
-Bütün sorunları sadece sizin çözebileceğiniz yönünde propaganda yapın.
-Bunları, basın-yayın ve diğer vasıtalarla sürekli tekrarlatın.
-Böylece, size karşı sarsılmaz inancı olan büyük bir kitle oluşturun.
-Daima büyük ve iddialı işler yapın veya en azından öyle yapıyormuş gibi görünün.
-Başarılarınızdan mutlaka mesleki bir kazanç sağlayın.
-Her başarı sizi bir üst seviyeye taşısın.
-En üst seviyedeki makamlara aday olmadan önce mutlaka bir ildeki/bölgedeki en üst yönetici olun.
-Bu yöneticilik dönemini iyi değerlendirin.
-Göreviniz esnasında bütün sorunları çözmeye çalışmayın.
-Bunun yerine en çok şikâyet edilen ve en belirgin sorunlara eğilin.
-Bunları çözün veya çözemeseniz de çözmüş gibi görünün.
-Bu makamda iken ileride sizi destekleyebilecek bir kadro oluşturun.
-Bu kadronun sadakatini sağlamak için onları da makam ve mevki olarak yükseltin ve zenginleştirin.
-Bu maksatla elde ettiğiniz makamın gücünü ve devletin imkanlarını kullanmaktan çekinmeyin.
-Bu arada, kimseye fazla hissettirmeden en çok siz zenginleşin.
-Yanınızdaki kişileri, işlediğiniz suçlara ortak ederek onların sadakatini garanti altına alın.
-Mümkün olduğu kadar farklı konularla, özellikle de hukukla ilgilenin.
-Bu konularda uzman olmanız gerekmez.
-İlgilendiğiniz her alanı hedefleriniz için nasıl kullanacağınızı ve bunun için kimlerden faydalanabileceğinizi öğrenin, yeter.
-Önünüze gelen fırsatları kaçırmayın.
-Zamanlama her şeydir.
-Yükselmek için her fırsatı tam zamanında değerlendirin.
-İddialı ve talepkâr olun.
-Gelmek istediğiniz makama en uygun kişinin siz olduğunuzu iddia edin.
-O makama gelmek için her şeyi yapın.
-Asıl hedefe giden yolda daha az önemli ayrıcalıklarınızdan vazgeçmekten çekinmeyin.
-İleride kazanacağınız daha büyük bir zafer için gerektiğinde geri çekilmeyi bilin.
-Bir sistemi yıkacak veya değiştirecekseniz, öncelikle sistemin içinde önemli bir yer edinmek gerekir.
-Bu sebeple, henüz yeterince güçlü değilken mevcut teamüllere ve sistemin hukuk kurallarına uyaral sistem içinde bir yer edinin.
-Propaganda her şeyden önemlidir.
-Propaganda için her türlü fırsattan yararlanmaktan ve gerekirse fedakârlık yapmaktan çekinmeyin.
-Fırsat buldukça büyük törenler ve şaşaalı gösteriler yapın.
-Sık sık halka kendinizi gösterin.
-Büyük meydanlarda büyük kalabalıklar toplayın ve onlara coşkulu konuşmalar yapın.
-Bu konuşmalarda ne söylediğinizin anlaşılıp anlaşılmadığı önemli değildir.
-Kalabalıkları gören kararsız insanlar, kalabalığa katılarak sizin etrafınızda toplanırlar.
-Kritik zamanlarda kritik önemdeki yerlere olabildiğince yakın olun.
-Bütün gücü ele geçirmediğiniz ama yükselişe geçtiğiniz dönemlerde hakkınızı aramak için sık sık idari ve hukuki karar mercilerine başvurun ve hakkınız olduğunu iddia ettiğiniz şeyleri açıkça isteyin.
-Zamanı iyi kullanın ve detaylı bir şekilde planlayın.
-İçinde bulunduğunuz zamanın koşullarını ve hedefe ulaşabilmek için atacağınız adımlar için elinizdeki zamanı iyi değerlendirin.
-Eğer zaman yetersizse, daha az önemli şeylerden fedakârlık ederek hayati önemdeki konular üzerinde yoğunlaşın.
-Hırslı olun ama hırslı biri gibi görünmeyin.
-Hedeflerinizi doğru seçin.
-Önce nihai hedefi belirleyin.
-Sonra sizi bu hedefe götürecek ara hedefleri tespit edin.
-Bundan sonra da bir strateji belirleyin ve bu stratejiye göre detaylı bir planlama yapın.
-Seçtiğiniz ara hedefler ele geçirilebilir olsun ve ele geçirdiğinizde sizi nihai hedefe götürecek kadar güçlendirsin.
-Taraftarlarınızı, rakiplerinizi ve henüz tarafını belirleyememiş olanları tespit edin ve bunların durumunu günü gününe takip edin.
-Sizin ne yapmak istediğinizi daha en başından anlayan ve karşınıza en sert muhalifiniz olarak çıkan kişiler olacaktır. Henüz zayıfsanız, bunlarla yıpratıcı bir mücadeleye girmeyin.
-Kararlı olun.
-Engellerle mücadele edemeyecek durumdaysanız yan yollardan dolaşın, sıkıştığınızda taktiksel geri çekilmeler yapın ama asla vaz geçmeyin.
-Hedefe giden yolda tüm gücünüzle çalışın.
-Tembellik, gevşeklik veya ihmalkarlık yapmayın.
-Böyle kişileri yanınızdan uzaklaştırın.
-Gerektiğinde hiçbir yetkisi ve gücü olmayan sade bir vatandaş gibi meydana çıkmanız gerekebilir. Bu durumlarda cesaretli ve fevri olun.
-Hiç kimseden çekinmeyin ve korkmayın çünkü korkak ve çekingen insanları hiç kimse takip etmez.
-Size rakip olma ihtimali olan güçlü kişileri yanınıza çekmeye çalışın ve onlarla karşılıklı çıkarlar üzerinden ittifak kurun.
-Bunlar, birbirleri ile geçinemeyen kişiler olursa daha iyi olur çünkü size karşı birleşme imkanları olmaz.
-Böyle kişiler kendiliğinden sizinle iş birliği yapmaz.
Bu yüzden, onların beklentilerini ve zafiyetlerini iyi tespit edin ve beklentilerini karşılamayı vaat edin.
-Gerekirse makam, para ve mevki vermeye söz verin ama kendinizden hiçbir şey vermeyin, devlet imkanlarını kullanın.
-Karşılıklı çıkarlar üzerine ittifak yaptığınız kişiler, mevcut sistemde en üst seviyedeki kurumlar ve sınıflar arasındaki insanlar olsun.
-Böylece, bu kurumlar ve sınıflara sizin isteklerinizi kabul ettirebilirler.
-Devlet hazinesini ve hazine topraklarını sizi destekleyecek kişilere peşkeş çekmekten çekinmeyin.
-Bunun yaparak, sizi her halükârda destekleyecek ve sizin hakimiyetinizi korumak için elinden geleni yapacak bir kitle oluşturun.
-Bu kitlenin devlet imkanları ile edindikleri mal-mülk ve parayı muhafaza etmeleri sizin iktidarda kalmanıza bağlı olsun.
-Siz yıkılırsanız onlar da yıkılacağından sizi sonuna kadar sadakatle destekleyeceklerdir.
-Devletin önemli makam ve mevkilerine, liyakate göre değil size olan sadakatlerine göre kendi yakınlarınızı ve destekçilerinizi getirin.
-Siyasette ve toplumda önde gelen etkili kişileri iyi inceleyin, zafiyetlerini ve beklentilerini belirleyin.
-Onlarla irtibata geçin ve sizi desteklerlerse beklentilerini karşılayacağınızın işaretlerini verin.
-Seçimli bir sistemde en önemli husus, daha çok insanın oyunu almaktır.
-Nüfusun çoğunluğunu orta ve alt sınıflar oluşturur.
-Bu sınıfların oyunu alabilmek için olabildiğine popülist olun.
-Yönetme yetkisini ele geçirir geçirmez fakir halka devlet hazinesinden para, ev ve toprak dağıtın.
-Ama az sayıda kişiye büyük topraklar vermek yerine çok sayıda kişiye küçük topraklar verin.
-Ayrıca, halka buğday ve gıda maddeleri dağıtın.
-Böylece, sizin sayenizde bedavadan karnı doyan ve çalışmadan mal-mülk sahibi olan geniş bir kitle oluşturun.
-Ondan sonra da yakın destekçilerinize ve akrabalarınıza büyük miktarda para ve toprak verin.
-Bunların görünmemesine dikkat edin.
-Ancak görünse bile, kendileri de aynı hırsızlıktan yararlandıkları için geniş halk kitleleri bunu görmemezlikten gelecek ve hatta savunacaktır.
-Hırsızlar, çaldıkları malı paylaşırken en büyük payı çete reisinin almasına itiraz etmezler.
-Yeter ki herkes az veya çok bir pay alsın.
-Bu sebeple, devlet hazinesinden ve hazine topraklarından en büyük hırsızlığı kendiniz için yapın.
-Çaldıklarınızı yakın akrabalarınıza ve yakın arkadaşlarınıza da paylaştırmayı unutmayın.
-Henüz zayıfsanız, sistemle gereksiz bir boğuşmaya girmeyin.
-Bunun yerine su gibi davranın.
-Dağlardan akan sular, önüne gelen küçük engelleri ya aşar veya söküp sürükler ama büyük bir kaya bloğuna denk geldiklerinde onunla uğraşmakla vakit kaybetmezler.
-Alternatif yönlere, yani daha kolay akabilecekleri istikametlere dönerek hedeflerine doğru ilerlerler.
-Eğer Parlamento’da ezici bir çoğunluğunuz yoksa ve hukuku kaale almayacak kadar güçlü değilseniz siz de benzer şekilde hareket edin.
-Hedefinize ulaşmak için alternatif yöntemleri deneyin.
-Sistemin zayıflıklarını bulup oradan yürüyün.
-Bu mümkün değilse, sık sık halk oylamaları yaparak sistemin önünüzdeki engellerini saf dışı bırakın.
-Toplumda en altta bulunanları, sistemden memnun olmayanları, sistemin haksızlığına uğradığını düşünenleri, her türlü dini, etnik veya siyasi muhalif grupları, düşkünleri, suçluları ve göçmenleri yani olabildiğince geniş bir yelpazeye yayılmış halk kitlelerini yanınıza çekin.
-Bunların hepsiyle aynı fikirde olmanızın bir önemi yoktur.
-Bu kesimlerin birbirleri ile aynı fikirde olup olmamasının da bir önemi yoktur.
-Yapacaklarınızdan herkesin çıkar sağlayacağını onlara hissettirin ama onların esiri de olmayın.
-Sadece ortak çıkarlarını ön plana çıkarın ve bunları temin edebilecek tek kişinin siz olduğunu iddia edin.
-Ülkedeki güçlü kurum ve toplulukları iyi tespit edin ve hepsiyle aynı anda mücadele etmeyin.
-Geri planda kaldığını düşünen kurumların ve toplulukların kırgınlıklarını çıkarınız için kullanın.
-Güçlü olana karşı zayıf olanla iş birliği yaparak güçlü kurumları ve toplulukları zayıflatın.
-Bu sayede devletin kurumlarını ve tüm toplumu bölme imkânınız olacaktır.
-Bu kurumlar ve topluluklar birbirleri ile mücadele içine girince sizinle uğraşmaya güçleri kalmayacaktır.
-Bu durumdan yararlanarak hedefinize doğru kararlılıkla ilerleyin.
-Denginiz olan önemli rakipleriniz güçten düşme emaresi gösterir göstermez tüm gücünüzle üzerlerine gidin ve onları tamamen etkisiz hale getirmeden durmayın.
-Sık sık arkanızdaki halk desteğini ve hukuki dokunulmazlıklarınızı hatırlatarak rakiplerinizi tehdit ve taciz edin.
-Yapabilirseniz rakiplerinizi korkutun çünkü korku insanı hareketsiz bırakır.
-Düşmanlarınız hareketsiz kalırsa siz rahatça hareket edersiniz.
-Yeterince güçlenince ve elinize fırsat geçtikçe eski kanun ve kuralları sizin çıkarınıza hizmet edecek şekilde değiştirin.
-“Yetmez ama evet!”çiler bulun ve bunların desteğini sonuna kadar istismar ederek istediğiniz düzeni adım adım kurun.
-Bu yolda sizi destekleyenlere devletin her kuruşunu, her metrekare toprağını ve her makamını dağıtmaktan çekinmeyin.
-Böylece, devleti müttefikleriniz ve taraftarlarınız vasıtasıyla en küçük hücresine kadar ele geçirin.
-Bunu yaparken, size karşı çıkabileceğini ve kısmen de olsa sorun yaratabileceğini düşündüğünüz kişileri ihmal etmeyin.
-Sessiz kalmalarını garanti altına alabilmek için onların da kişisel çıkarlarını koruyan kanunlar çıkarın, makam, mevki ve para dağıtın.
-Bu rüşvet, onları sizin taraftarınız yapmasa bile sessiz kalmalarını sağlayacaktır.
-Devlet kaynakları sınırsız değildir.
-Para ve toprak azaldıkça yeni kaynaklar yaratın.
-Her ne pahasına olursa olsun, devlet hazinesinden beslenen kesimleri desteklemeye ve bunların sayısını artırmaya devam edin.
-Bir ülkeyi yönetmek için en önemli kurumlar siyasi kurumlardır.
-Akrabalarınızı, destekçilerinizi ve sizi sorgulamadan desteklemeleri karşılığında toplumda tanınan ünlü kişileri parlementoya seçtirin.
-Yaptıklarınız mutlaka eski seçkinlerin, üst sınıfın ve bürokratların tepkisini çekecektir.
-Bunların kısa süre içinde iş birliği içine girmeleri de kaçınılmazdır.
-Bu sebeple, bürokrasiyi işten el çektirme veya sürgüne gönderme yöntemleriyle yıldırın.
-Yıldıramadıklarınızı kumpaslarla tasfiye etmekten çekinmeyin.
-Karşı konulamaz bir baskı oluşturmak için güvenlik güçlerini ve mahkemeleri (elbette sizin emrinizdeki hâkim ve savcılar vasıtasıyla) fütursuzca kullanın.
-Gerekirse mafya ve diğer silahlı güçlerle iş birliği yapın ve rakiplerinize karşı şiddet uygulamaktan kaçınmayın.
-Sizden sadece düşmanlarınız değil dostlarınız da korksun ve çekinsin.
-Korku, en önemli propaganda ve sindirme vasıtasıdır.
-Hiç kimse, korktuğu birine ihanet etmeye cesaret edemez.
-Bu baskı sayesinde birçok aydın ve tarafsız kişi bile toplumsal bir kargaşaya sürüklenmemek için sizin dediğiniz her şeyin yapılması gerektiğine ve sizinle iyi geçinilmesinden başka yol olmadığına ikna olsun.
-Bu akil adamların sadakati kazanılamasa da pasifize edilmesi, geniş halk kitlelerinin de aynı yolu takip etmesini sağlayacaktır.
-Bunları yaparken şunu da unutmayın.
-Bu yöntemlerle devletin en üst makamlarına gelebilirsiniz ama bunun büyük bir sıkıntısı vardır.
-Eğer ülkenin tüm gücünü henüz elinize geçirememişseniz kendinizi hiçbir zaman güvende hissedemezsiniz.
-Uykularını kaçırdığınız insan sayısı arttıkça, görev süreniz dolunca bu kişilerin size yapabileceklerini düşünerek uykularınız kaçmaya başlar ve her geçen gün bu korku artmaya devam eder.
-Bu sebeple, görev sürenizin sona erebileceği zaman için hazırlık yapın.
-Öncelikle, hukuki dokunulmazlıklarınızı ömür boyu kaybetmemek için bazı adımlar atın.
-Ama bu, kendinizi güvende hissetmeniz için yeterli değildir çünkü siz, dokunulmazlığı olan birçok kişiyi, yasaları hiçe sayarak yargılatmış, hapsettirmiş ve güçten düşürmüştünüz.
-Aynı şeyin size de yapılacağını unutmayın.
-Bu sebeple, ülkedeki tüm gücü tek başına ele geçirinceye kadar sizi koruyacak uygun bir makam ve görev bulun.
-Bu makam ve görev sizin zayıflamanıza engel olduğu gibi askeri ve ekonomik olarak daha da güçlenmenizi sağlasın.
-Ayrıca, parlamentoda ve halk arasındaki etkinliğinizi de devam ettirin.
-Yarattığınız ortamın sebep olduğu istikrarsızlık ve kaos, sizi zayıflatmamalı, aksine daha da güçlü bir şekilde devletin başına gelerek bir diktatör olmanızı sağlamalıdır.
-Bu sebeple; sınıf, din ve mezhep çatışmalarının sona ermemesi, aksine daha da artması için çalışın.
-Siz devleti yönetme gücünden uzak kaldığınız ve siyasi açıdan pasif bir konuma geldiğiniz dönemde, devleti sizin bir yerlere getirdiğiniz kişiler yönetsin.
-Bu kişiler, sizin yarattığınız baskı ve istikrarsızlığı azaltmamalı, daha da artırmalıdır.
-Bunun için, çeteleri vasıtasıyla şiddet uygulamaları ve mafya örgütleri vasıtasıyla rakiplerini tehdit etmeleri gerekir.
-Bu dönemde, siz iktidardayken başına bir iş gelmekten zorla da olsa kurtulabilmiş kişiler bile sürgün ve hapisler vasıtasıyla baskı altına alınmalıdır.
-Bu gelişmeler, sizin için olumsuz bir şey değil, tam aksine fırsattır.
-Bu fırsatı kaçırmayın.
-Hemen mağdur olan kişiler için üzüldüğünüzü açıklayın ve eğer kendisine katılırlarsa onları koruyabileceğinizi söyleyin.
-Çoğu buna razı olmayacaktır ama zararı yok.
-En zayıf anlarındaki bu sahte müşfik tavır bilinç altlarına işleyecektir.
-Böylece, size karşı az da olsa bir minnet duyacaklar ve asıl suçluların siz değil etrafınızdakiler olduğunu düşüneceklerdir.
-Bununla birlikte, daha önce en yakın müttefikiniz olan kişiler, sizin yokluğunuzda oluşan boşluktan yararlanmak isteyebilir.
-Bu kişi veya gruplar, sizin döneminizde sürgüne gidenlerin bir kısmını geri getirerek size karşı bir cephe kurmaya da çalışabilir.
-Çünkü güç, insanı zehirler.
-Siz güçten düşmeye başlayınca bu gücü ele geçirmek isteyenler eski ittifaka ihanet etmekten çekinmeyeceklerdir.
-Bu kişiler, sizin etkinizi kırmanın yollarını arayacaktır.
-Eski müttefikleriniz ve ezip zulmettiğiniz kesimleri de yanlarına çekerek size karşı denge kurmaya çalışacaklardır.
-Böylece, sizin uyguladığınız yöntemleri ve kumpasları size karşı uygulamaya kalkışacaklardır.
-Sizin çıkardığınız kanunları ve kurduğunuz sistemi değiştirmek için harekete geçeceklerdir.
-Bu yüzden, ülkede ve özellikle de başkentte meydana gelen gelişmeleri dakikası dakikasına takip etmeniz gerekir.
-Bunun için de güçlü bir istihbarat sistemine ihtiyacınız olur.
-Bu sebeple, size tamamen sadık ve sadece size hesap veren bir kişi bulup kuracağınız istihbarat sisteminin başına getirin.
-Bu kişinin başka kişilerin cazip tekliflerine kanarak farklı yönlere sapma ihtimaline karşı uyanık olun.
-Çünkü sadece hedeflerinize ulaşmanız değil varlığınız bile bu teşkilatın iyi çalışmasına bağlıdır.
-Öte yandan, bulunduğunuz yeni görevde büyük başarılar kazanmaya çalışın.
-Böylece, ününüz artsın ve efsaneleşin.
-İnsanlar sizi, ne görev alırsa alsın başarılı olan biri olarak tanısın.
-Elbette şahsi servetinizi de hızla artırmaya devam edin.
-Unutmayın! Belki parayla saadet olmaz ama parasız hiçbir şey olmaz.
-Yeni görevinizde emrinizdeki kişileri iyi seçin.
-Onların koşulsuz sadakatini kazanın.
-Bunun sadece doğru tutum ve davranışlarla sağlanamayacağını unutmayın.
-Onları makam olarak terfi ettirin ve zenginleştirin.
-Gelecekte de daha yüksek makamlara getireceğinize ve daha fazla para kazandıracağınıza inandırın.
-Gelişmeler aleyhinize dönmeye devam ederse, eski müttefiklerinizi çağırarak yeni vaatlerle ittifakınızı yeniden kurun.
-Böylece, onlar da sizin konumunuzu korumanıza destek olsun.
-Güçlü ailelerle evlilikler yoluyla ittifaklar kurun.
-Kızlarını oğlunuza alın veya oğullarına kızlarınızı verin.
-Bu şekilde kan bağı kurarak hısım ve akraba olmak, hem onlara ekonomik ve siyasi çıkar sağlayacak hem de sizin gücünüzü artıracaktır.
-Ölüm veya boşanma sebebiyle hısım ve akrabalık bağlarınızı kaybettiğiniz ve sizinle olan ittifakı sayesinde aşırı derecede güçlenmiş olan kişilere dikkat edin.
-Bu kişiler sizin rakibiniz olmaya veya rakiplerinize liderlik etmeye özenebilir.
-Bu kişi veya kişiler ortaya çıkan karışıklıklar ve hukuki zorunluluklar sayesinde devletin en üst makamına da gelebilirler.
-Böyle bir durumda bunlara karşı hemen cephe almayın.
-Aksine, olabildiğince uzun süre müttefiklik ilişkilerinizi sürdürmeye çalışın.
-Bu sayede, sizi desteklemeseler de rakiplerinizin sizi acımasızca ezmesini engelleyeceklerdir.
-Karşınızdaki ittifakın desteğini kazanan ve kısa süre içinde bu ittifakın liderliğine oturacağı anlaşılan kişileri daha da dikkatli bir şekilde takip edin.
-Gücü onlarla paylaşarak devletin en üst mevkilerine gelmeniz yönündeki tekliflere kanmayın.
-Kısa süreli ve kesin olmayan çıkarlar için elinizdeki gücü bırakmayın.
-Uzakta durun, gelişmeleri yakından takip edin ve muhtemel bir topyekûn mücadeleye hazırlanmak için gücünüzü artırmaya devam edin.
-Karşınızdaki ittifakın yamalı bohçaya benzediği, aralarında hiçbir benzerlik olmadığı ve kısa süre içinde kendiliğinden dağılacağı yönünde propaganda yapın.
-Sizin eliniz güçlü olduğu müddetçe ve onların yetkileri sınırsız olmadıkça bırakın eski müttefikleriniz ve yeni rakipleriniz istedikleri makama gelsinler.
-Siz güçlü oldukça, size açıkça cephe alamayacak ve sizin kurduğunuz düzeni tamamen değiştirmeye cesaret edemeyeceklerdir.
-Bu kişi veya kişilerin uğrayacağı muhtemel başarısızlıklar ve halkı kendilerinden uzaklaştıracak cebri tedbirler, sizin işinize yarayacaktır.
-Bu durumda sizi, ehven-i şer ve hatta tek kurtarıcı olarak gören çok sayıda insan olacaktır.
-Bu gelişmeleri yakından takip edin ve bu rolü benimsediğinizi taraftarlarınıza gösterin.
-Eğer rakibiniz, sizin çıkardığınız kanunları değiştirir ve sizin tüm yetkilerinizin alınmasına çalışan insanlarla iş birliği yaparsa ona göre hazırlık yapın.
-Yetkisi, gücü ve dokunulmazlığı olmayan biri haline gelirseniz, sadece sıradan bir sivil insan olmakla kalmaz hayatınız da tehlike altına girer.
-Yetkilerinizi ve dokunulmazlığınızı kaybetmemek için sizi destekleyen taraftarlarınızı harekete geçirin.
-Rakiplerinizin arasındaki anlaşmazlıkları körükleyin, eğer yoksa siz yaratmaya çalışın.
-Rakiplerinizin, size karşı harekete geçmek için çok geç kaldıklarına ve artık yok edilemeyecek kadar büyük bir güç kazandığınıza inanmalarını sağlayın.
-Böylece, size karşı harekete geçmekte kararsız kalmalarını sağlarsınız.
-En büyük kararsızlığı ise sizin rakibiniz olacak kişinin kafasında oluşturun.
-Bunun için kendisiyle doğrudan veya aracılar vasıtasıyla görüşün.
-Ona olumlu mesajları verin ve ikircikli söylentiler yayın.
-Böylece, size açıkça tavır almasını önleyin veya en azından geciktirin.
-Rakibiniz kararsızlık içinde kalsa bile onun etrafındakiler ve diğer muhalifleriniz sizi zor duruma sokmak için girişimlerine devam edebilir.
-Bu söylemlerini parlamentoda dile getirerek aleyhinize kararlar alınmasını sağlamaya çalışabilirler.
-Bu sebeple, parlamentoda taraftarlarınızın sayısal çoğunluğunu korumaya çalışın.
-Eğer bu mümkün olmazsa, en azından aleyhinize alınabilecek kararlara ret oyu vererek meclis çalışmalarını çıkmaza sokmaya yetecek kadar destekçinizi parlementoya sokun.
-Bunlar taraf değiştirmesin diye sıkı bir takip ve kontrol mekanizması kurun.
-Elinizdeki gücün bir kısmını alarak sizi zayıflatmaya çalışabilirler.
-Bu durumda, eğer kaybedeceğiniz güç sizi çok zorlamıyor veya başka şekilde telafi edilebiliyorsa sorun çıkarmayın.
-Eğer rakiplerinizin lideri baskılara fazla dayanamayıp veya kendisine güven gelip size karşı açıkça cephe almaya başlamışsa, harekete geçme zamanınız gelmiştir.
-Gücünüzü harekete geçirin, uygun yerlere konuşlandırın ama hemen kullanmayın.
-Ordunuzla ilerlediğiniz yerlerde evler inşa ederek size destek olabilecek yabancılara dağıtın.
-Bunlara vatandaşlık verin ve toplu olarak bulunacak şekilde yaptığınız binalara yerleştirin.
-Ülkenin her yerinde ve özellikle de başkentte ortaya çıkan gelişmeleri anında size haber vermeleri konusunda haber alma ağınızı harekete geçirin.
-Rakipleriniz harekete geçip size karşı kuvvet toplamaya başladıktan sonra asla yetkilerinizi ve elinizdeki gücü bırakarak sıradan bir vatandaş konumuna düşmeyi kabul etmeyin.
-Böyle yaparsanız, sizi yok ederler.
-Ancak, hemen fiili olarak harekete geçmeyin.
-Uygun koşulların oluşmasını ve en uygun zamanı bekleyin.
-Öncelikle hukuki haklarınızı dile getirin ve kullanın.
-Durum çok kritik hale gelirse, karşı taraftan bazı kişileri kendi tarafınıza devşirin.
-Bu tür kişileri dostluk vb. hususlarla devşiremezsiniz.
-Rakip taraftaki kişilerin özel hayatları dahil tüm özelliklerini öğrenin.
-Parasız kalmış kişilere para ödeyerek sadakatlerini satın alın.
-Hovardalık yapanları belgeleyin ve bu belgeleri size katılmaları için şantaj vasıtası olarak kullanın.
-Bunlar rakibinizin en güvendiği kişilerden biriyse, hemen taraf değiştirdiğini açığa vurmasına izin vermeyin.
-Görüntüde size muhalifmiş gibi davranmaya devam etsinler.
-İçerden çalışarak size hizmet etsinler ve ancak en kritik noktaya geldiğinde tavırlarını açıkça ortaya koysunlar.
-Size karşı alınabilecek kararları veto etmesi için meclisteki bazı kişilere rüşvet verin.
-Satın aldığınız kişilere, kendilerini belli etmeden sizin için uygulanması istenen şeylerin benzer pozisyonda olan rakipleriniz için de uygulanmasını istemelerini salık verin.
-Bunu yaparken, açıktan sizi desteklemesinler.
-Bunun yerine; devletin bekası, demokrasi, hukuk, adalet vb. yüce kavramların gereği olarak böyle davrandıklarını söylesinler.
-Böylece, rakiplerinizin hamlelerini her platformda engelleyin ve size karşı karar alınması yönündeki tartışmaları çıkmaza sürükleyin.
-Taraftarlarınız, satın aldığınız ve rüşvet verdiğiniz kişiler sizin tezlerinizi sürekli olarak tekrarlasın.
-Sizin tezleriniz halkın ve elit kesimin kafasına da iyice yerleşsin.
-Böylece, doğru ile yanlışı ayırt edemesinler ve eskiden doğru olduğuna inandıkları şeylerden şüphe duymaya başlasınlar.
-Zorda kaldığınızda, küçük tavizler vermekten çekinmeyin.
-Çatışmayı başlatan taraf durumuna düşmemek için hamlenin karşı taraftan gelmesini bekleyin.
-Rakibinizi küçümsemeyin.
-Tam aksine, onun sizi küçük görmesi için her türlü fırsattan yararlanın.
-Gerekirse paralı adamlar tutarak yanlış haberler yayın.
-Unutmayın, aldatma en önemli harp prensiplerinden biridir.
-Adamlarınızın ve destekçilerinizin sadakatini sürdürmek için her şeyi yapın.
-Rakiplerinizin kararsızlıklarını, endişelerini ve hassasiyetlerini öğrenin ve bunları sonuna kadar istismar edin.
-Kötü olan her şeyin sorumlusunun rakipleriniz olduğunu, kendinizin mağdur ve haksızlığa uğrayan taraf olduğunuzu iddia edin.
-Bunu anlatırken herkesin karşısında gözyaşı dökmekten çekinmeyin.
-Unutmayın, çocuklar bile ebeveynlerine bir şey yaptırmak için ağlarlar ve bunda genellikle başarılı olurlar.
-Artık kendinize karşı harekete geçmek için çok geç olduğu ve tek yolun isteklerinizi kabul ederek sizi sakinleştirmek olduğu düşüncesini rakipleriniz arasında yayın.
-Böylece birbirlerini suçlayarak bölüneceklerdir.
-Savaşı başlatmadan önce, son ana kadar barış mesajları gönderin.
-Kendinizin sorunları hukuka uygun bir şekilde ve görüşmeler yoluyla çözme taraftarı olduğunuzu söyleyin.
-Ama el altından hazırlıklara devam edin ve görüşmelerin yapılmaması için her türlü zorluğu çıkarın.
-Her yere habercilerinizi gönderin ve mektuplar yazın.
-Böylece, kendi tezlerinizi kendi bakış açınızla anlatın.
-Yok yere vatandaş kanı dökmek istemediğinizi ama rakiplerinizin hareketlerinin kan dökülmesi için sizi ve vatandaşları kışkırttığı propagandası yapın.
-Karşı tarafta hala ne yapacağına tam karar veremeyen insanlar olabilir.
-Bu sebeple, ele geçirdiğiniz düşmanlarınızı affedin ve onlara merhamet gösterin.
-Merhamet gösterisi, iyi bir propaganda vasıtasıdır.
-Böylece, kararsız olan bazı kişiler cezalandırılma korkusu olmadan sizin tarafınıza geçebilir.
-En uygun zamanda harekete geçin ancak tüm gücünüzü birden oyuna sürmeyin.
-Harekete geçtikten sonra bile görüşmelere devam edin ve barışçıl çözüm için çaba gösterir gibi yapın.
-Karşı tarafı isteklerinizi kabule ikna etmek için aba altından sopa göstermeyi de unutmayın.
-Barış istediğinizi ama bunda başarılı olamazsanız istediğinizi zorla alacak güce sahip olduğunuzu söyleyin.
-Gerekirse tehdit savurmaktan çekinmeyin.
-Yani sadece havuç uzatmayın, sopanızı da gösterin.
-Geri çekilebilecek ve ihtiyaç duyduğunuzda takviye gönderecek bir emniyetli bölge oluşturun.
-Böylece, arkanızdan emin olun.
-Kuvvetlerinizi uygulayacağınız konsepte göre konuşlandırın.
-Emniyet ve beklenmedik durumlar için bazı birliklerinizi geniş bir bölgeye yayın ve mutlaka bir ihtiyat ayırın.
-Bütün ordunuzu tek bir noktada toplayarak mütecaviz ve korkutucu bir görüntü oluşturmayın.
-Başarı için büyük güçlere değil iyi bir stratejiye, hıza, aldatmaya ve kararlı bir icraya gerek vardır.
-Adamlarınıza açık ve basit talimat ve emirler verin.
-Şiddeti mecbur kalmadıkça uygulamamalarını, mecbur kaldıklarında ise mümkün olduğu kadar az şiddet uygulamalarını söyleyin.
-Çünkü en iyisi, savaşmadan kazanmaktır.
-Böylece, ele geçirdiğiniz her yer düşmanlarla değil gönüllü olarak size katılmış taraftarlarınızla dolu olur.
-Yani savaşın sürtünme etkisini tersine çevirir ve ilerledikçe zayıflamaz, güçlenirsiniz.
-Nihai kararınızı vermeden önce iyice düşünün.
-Kararınızı ve planlarınızı herkese açıklamayın.
-Bilmesi gerekenlere bilmeleri gerektiği kadarını söyleyin.
-“Artık ne olursa olsun!” deyip son kararınızı verince, Rubicon’u geçin.
-Köprüyü geçmeden önce, mutlaka adamlarınıza etkili bir konuşma yapın.
-Bu konuşmada, savaşın haksızlıklara karşı verildiğini ve tanrının emri olduğunu vurgulayın.
-Çünkü hiç kimse sizin kişisel çıkarlarınız için ve ölüme gitmek istemez ama kutsal bir amaç için ve tanrı buyruğu gereği çoğu asker ölüme göğüs gerer.
-Ayrıca, savaşı geniş halk kesimlerinin, ezilen sınıfların ve haksızlığa uğrayanların hakları için yaptığınızı ilan edin ve bunu sürekli olarak vurgulayın.
-Böylece, askerlerinizin savaşma azmi arttığı gibi geniş halk kitleleri de size destek olur.
-Savaş başladıktan sonra da düşmanlarınızla irtibat kanallarını koparmayın.
-Savaşmadan sizin isteklerinizi kabul etmeleri için sürekli olarak girişimlerde bulunun.
-Savaş sırasında da yoksullara yardım etmeye, halka toprak dağıtmaya ve yabancılara vatandaşlık vermeye devam edin.
-Yani halkçı lider olduğunuzu her fırsatta gösterin.
-Hatta, popülizmin dibine vurun.
-Rakiplerinizi, geçmişteki zalim kişilerle özdeşleştirin.
-Onlara, alçaltıcı lakaplar takın.
-Mevcut kötülüklerin tamamının rakipleriniz ve onların öncülleri yüzünden yaşandığını iddia edin.
-Sizin yüzünüzden ortaya çıkan kötülükleri ve başarısızlıkları bile onlara yükleyin.
-Bu kötülüklere sebep olduğunu söylediğiniz olaylar 50 sene önce meydana gelmiş olsa bile daha dün meydana gelmiş gibi anlatın.
-Bu sebeple, sürekli olarak geçmişi yani tarihi, özellikle de yakın tarihi eleştirin.
-“Tarihte rakip parti halkı ezmişti ve zulmetmişti, şimdi iktidara gelirlerse yine aynı şeyi yaparlar ama ben buna izin vermem. Tüm mücadelem bunun için.” deyin.
-Böylece, kendinizi ülkeyi şahsi çıkarları için iç savaşa sokan bir diktatör özentisi değil kurtarıcı olarak gösterin.
-Ülkeyi; söylemlerinizle biz ve onlar diye ikiye bölün ve sürekli olarak onları suçlayın.
-Tüm kötülüklerin kaynağını ötekilere yükleyin.
-Din adamlarına ve dini çevrelere yakın durun.
-Onlara para ve arazi verin veya para kaynakları sağlayın.
-Din adamlarının geçmişte rakip parti tarafından katliama ve zulme uğratıldığını, bunun hala devam ettiğini iddia edin.
-Karşı tarafı dinsiz ve hatta din düşmanı ilan edin.
-Öncelikle ülkenin kurucu unsurunun yaşadığı ana karayı kontrol altına alın ve sonra başkente yürüyün.
-Başkenti ele geçirmek size büyük bir avantaj sağlayacaktır çünkü rakipleriniz ve destekçileri kaçacağı için devletin yönetim merkezi ve yasal yönetim erki sizin elinize geçecektir.
-Başkenti ele geçirince, meclise ve yönetim organlarına el atın.
-Sadece sizin taraftarlarınızdan oluşan homojen bir meclis oluşturun.
-Gerekirse bunun için seçim yaptırın.
- Bu meclis vasıtasıyla kendinizi devletin ve ordunun başı, yani başkomutan ilan edin.
-Böylece, hem halkın gözünde meşruiyet kazanacak hem de hukuki bir statüye kavuşmuş olacaksınız.
-Doğal olarak rakipleriniz de hukuk dışı ve gayri meşru duruma düşecektir.
-Başkenti kontrol altına aldıktan sonra periferisindeki stratejik bölgeleri ve özellikle de ekonomik açıdan zengin olan bölgeleri ele geçirin.
-Başkentte ve ele geçirdiğiniz bölgelerde hakimiyetinizi pekiştirince rakibinize karşı hızla yürüyün.
-Amacınız onların güç kaybetmesini sağlamak değil yok edilmesini sağlamak olsun.
-Eğer rakibiniz kaçarsa, takip edin ve bu takip düşmanınız tamamen yok olana kadar devam etsin.
-Düşmanınızı yok ettikten sonra ülke tamamen elinize geçecektir.
-Artık ister zengin biri, ister üst düzey bir yönetici veya ömür boyu ülkeyi tek başına yönetme yetkisi olan bir diktatör olabilirsiniz.
-Ama şunu unutmayın: Böyle bir mücadeleden sonra ne olursanız olun mutlu olamazsınız.
-Çünkü sürekli olarak o mevkiden indirilme korkusu ile yaşarsınız.
-Muhtemelen, çok geçmeden sizin entrikalarınızı aratmayacak bir entrikaya kurban gidersiniz.
-Nitekim Sezar da devleti tamamen ele geçirdikten kısa süre sonra, MÖ 44 yılında Senato’daki bir suikasta kurban gitmiştir.
-İktidarı ele geçirmek için iki yıl iç savaş veren Sezar, elde ettiği iktidarda ancak üç yıl kadar bir süre kalabilmiştir.
-Bir İngiliz atasözü der ki: “Kılıçla yaşayan, kılıçla ölür.”
-Sezar da kılıçla iktidara gelmiş ve kılıçla iktidardan indirilmiştir.