Site İçi Arama

tarih

Sasaniler Üzerinden İran'ı Okumak

Sasani İmparatorluğu, Pers İmparatorluğunun devamı olarak MS 205 ila 651 yılları arasında bugünkü İran merkezli olarak Ortadoğu coğrafyasının askeri, dini, ticari ilişkilerini ve yönetim modelini belirleyen kültürel ve siyasi bir egemenliktir.

Sasani kelimesi pek çok kişiye yabancı gelecektir. Resmi tarihimizde anlatımı yoktur. Oysa Roma İmparatorluğunun yanı sıra, İslam, Selçuklu, Osmanlı gibi kendisinden sonra gelen imparatorlukları etkilemiş "Sasani"ler Ortadoğu coğrafyasına yaklaşık 450 yıl boyunca hükmeden bir imparatorluğun adıdır.

Sasani İmparatorluğu, Pers İmparatorluğunun devamı olarak MS 205 ila 651 yılları arasında bugünkü İran merkezli olarak Ortadoğu coğrafyasının askeri, dini, ticari ilişkilerini ve yönetim modelini belirleyen kültürel ve siyasi bir egemenliktir.

Sasanilerin kuruluş kodlarında Pers İmparatorluğunun bölgedeki mutlak egemenliğini görmekteyiz. Bu yönüyle Sasaniler Perslerin devamıdır. Biraz daha derine inecek olursak Persleri bölgedeki diğer topluluklardan (Araplar, Türkler, Hintliler...) farklı kılan özelliği olan bir Hint Avrupa topluluğu yani Aryan olması yönüyle de Sasaniler de Aryan geleneğinin bölgedeki temsilcileridir. Nitekim ülkesinin adı Aryan kelimesinden türemiş İran'da bu geleneğin günümüzdeki devamıdır.

Bu yazımda Sasani İmparatorluğu dönemi ile günümüz İran devletinin Ortadoğu coğrafyası üzerindeki etkileri benzerlikleri üzerinden ele alınacaktır. Hep konuşulan "Acem geleneği", "İran devlet aklı" ile son günlerde meydana gelen politik ve askeri gelişmelere bir de Sasaniler üzerinden bakmakta fayda var.

Coğrafi genişliğine baktığımızda Sasanilerin 1. Hüsrev zamanında (MS 619-629) en geniş sınırlarına ulaştığını görmekteyiz. Bu sınırlar içerisinde günümüzdeki İran, Irak, Suriye, Ürdün, Lübnan, İsrail, Filistin, Anadolu'nun doğusu, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Özbekistan, Afganistan'ın batısı, S. Arabistan, Körfez ülkeleri, Yemen ve Mısır bulunmaktadır. Bu ülkelerin büyük bir kısmı doğrudan Sasani İmparatorluğuna bağlıyken, bir kısmı da askeri kontrolünde bulunuyordu. Bahsedilen coğrafyaya baktığımızda günümüz İran devletinin politik/askeri etki ve ilgi alanı ile örtüştüğünü görmekteyiz. İran devleti kendi politik ve askeri stratejisini bu coğrafya üzerinden belirlemektedir.

Sasanilerin en büyük rakibi batısında yer alan komşusu Roma İmparatorluğu'ydu. İki imparatorlık defalarca savaşmıştı. Sasanilerin hüküm sürdüğü 3. ve 7. yüzyıllar arasındaki dönemi Ortadoğu'da Sasani-Roma çekişmesi dönemi olarak tanımlamak mümkündür. Bu çekişme Roma İmparatorluğunun dağılışı ve Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu'nun kurulmasından sonra da Sasani-Doğu Roma mücadelesi olarak sürmüştür. Günümüzde benzer şekilde İran Batı’yı düşman olarak resmetmektedir. Dünün Roma'sı bugünün Batı'sıdır. İran devleti için ABD ve İsrail "şeytan" ve düşman Batı'nın somut halidir.

Sasaniler döneminde de günümüzdeki siyasi düzene benzer şekilde Çin doğuda büyük bir gücü temsil ediyordu. Sasaniler Çin'le yoğun diplomatik ve aktif bir ticari ilişkiye sahipti. İki imparatorluk birbirlerine sık sık elçiler gönderiyor ve ilişkilerini ortak düşmanlara (Hunlar) karşı müttefiklik derecesinde sıkı tutuyordu. Bunda o dönemin en büyük ticaret yolu olan İpek Yolunun etkisinin olduğu açıktır. Günümüzde Çin tarafından canlandırılmaya çalışılan bu tarihi ticaret rotasının mutlak güvenliğinin kilidi Çin ve İran işbirliğidir. Nitekim Çin ve İran tarihlerindeki gibi yüksek seviyede diplomatik ve ticari ilişkiye sahip iki ülkedir.

Sasani İmparatorluğunun dini Zerdüştlük idi. Gnostik bir yapıya sahip olan ve dualizmi (iyi-kötü, aydınlık-karanlık) esas alan Zerdüştlük, Sasani coğrafyasında en yaygın inanıştı. Roma İmparatoru 1. Theodosius'un Hıristiyanlığı Roma'nın devlet dini olarak kabul etmesinden sonra Roma'nın Sasanilere ideolojik bakışının çerçevesi, günümüzde Batının İran'a bakışında olduğu gibi, Hıristiyanlık üzerinden şekillendi.

Sasanilerin diplomatik gelenekleri eski Pers sarayından gelmiştir. Sasani saraylarındaki elçi kabulleri, müzakere yöntemleri ve diplomatik gelenekler bugün Batı dünyasında da uygulanmaktadır. İran'da rejim ne olursa olsun, İran dünya devletleri arasında diplomatik yetkinliği yüksek bir devlet olarak bilinmektedir.

Sasani İmparatorluğunun en parlak dönemi olan 1.Hüsrev zamanında ülke Asya ve doğunun silah deposu olma özelliğine sahipti. Gelişmiş ticaret yollarından transfer edilen metalürji ve doğu sınırlarındaki zengin maden kaynakları bu silahlanmanın kaynağıdır. Sasani imparatorları bugünkü İran devleti gibi silahlanmaya özel bir önem veriyorlardı.

Sasani İmparatorluğunu döneminin diğer devletlerinden ayıran en önemli özelliği merkezileştirilmiş yönetim sistemiydi. Sistemin en tepesinde mutlak egemen olan “şehinşah” (kralların kralı) ve hanedan bulunurdu. Toplumsal yapılanma ise kast sistemine göre oluşmuştu. Aryan olanların soyundan gelen yönetici sınıfı ve Aryan olmayan köylü sınıfı birbirinden keskin çizgilerle ayrılmıştı. Benzer bir yapı günümüz İran'ında da dini yapı üzerinden yeniden şekillenmiş ve toplumsal yapı adeta mollalar (yönetici din adamları) ve diğerleri halini almıştır.

Yukarıda ortaya koyduğumuz tarihsel Sasani İmparatorluğu ve günümüz İran devletinin benzerliklerini özetleyecek olursak aşağıdaki tespitlere ulaşırız:

1. Sasaniler ile İran'ın Ortadoğu coğrafyasındaki politik-askeri etki ve ilgi alanları aynıdır.

2. Sasanilerin en büyük rakibi batıdaki Hıristiyan Roma İmparatorluğu idi. İran'ın en büyük rakibi kavramsal olarak Hıristiyan Batı'dır.

3. Sasaniler ile Çin arasında ticaret yolları üzerinden kaynaklanan sıkı bir müttefiklik ilişkisi vardı. Günümüzde de İran ve Çin arasındaki ilişki ticari çıkara dayanan pozitif yönlü bir destek ilişkisidir.

4. Din, Sasaniler döneminde bir yönetim aygıtı olarak kullanılmıştır. Benzer şekilde İran da resmi ideolojisini din üzerinden (Şia) şekillendirmektedir.

5. Diplomasi hem Sasanilerin hem de İran'ın güçlü olduğu bir alandır.

6. Sasani İmparatorluğu da İran gibi bölgenin silah deposuydu.

7. Sasaniler ve İran için merkezi yönetim elzemdir ve yönetici sınıfı öne çıkmaktadır. Toplumsal yapıda halk niteliksiz kalabalık olarak görülmektedir.

Benzer özelliklerin günümüz dünya siyasetine etkileri, bu konuda tarihten alabileceğimiz çok ders olduğunu göstermektedir.

Dr. Eşref ÖZDEMİR
Dr. Eşref ÖZDEMİR
Tüm Makaleler

  • 14.08.2024
  • Süre : 3 dk
  • 291 kez okundu

Google Ads