Dünya Türk Kurultayı
Macaristan'ın Başkenti Budapeşte yakınlarında Bugaç’ta düzenlenen Dünya Türk Kurultayında Türk soyundan gelen Macar, Azerbaycan, Avar, Başkurt, Bulgar, Balkar, Buryat, Çuvaş, Gagavuz, Kabardino, Karaçay, Karakalpak, Kazak, Kırgız, Kumuk, Moğol, Nogay, Oğuz, Özbek, Tatar, Tuva, Türkmen, Uygur ve Yakut boyları bir araya gelmiş, ortak geleceğin inşa edilmesine yönelik birtakım kararlar almıştır.
Köklere inmeden göklere erişilemez
10 Ağustos tarihinde daha önceden planladığım seyahatime demir atımın üzerinde başladım. Yol ve kader arkadaşımla Çorlu’da buluşup gerekli yol koordinasyonunu ve rota belirlemesini yaptıktan sonra, Bulgaristan üzerinden Romanya’ya geçtik. Bilahare Macaristan'ın Bugaç bölgesindeki etkinlik alanına geldik. Daha sonra başka bir yazımda seyahatin detaylarını sizlerle paylaşacağım. Bugünkü yazımda size kültür ve politik ağırlıklı Dünya Türk Kurultayı’ndan bahsedeceğim.
Bu yıl yedincisi düzenlenen Hun-Türk Kurultayını bizzat Macaristan devletininim himayesinde gerçekleştirilmiştir. Türklere karşı önyargılı Avrupa uluslarının şaşkın bakışları altında, Avrupa’nın göbeğinde böyle bir organizasyonun yapılması başlı başına bir hadise olmuştur. Sırf bu yüzden Macaristan ulusu ve yöneticilerine Türk milleti adına teşekkürü bir borç biliyorum.
Macaristan Bugaç kurultay alanına vardığımızda bizi güler yüzlü kardeşlerimiz karşıladı. Bizimle aşlarını paylaştılar. Toplantı alanında ülke ve topluluk bayrakları yerleştirilmişti. Türk Dünyasının hemen her yerinden gelen insanlar birbiriyle kaynaşmaya başladı. Akşam muhabbetlerinde duygulu anlar da yaşandı. Azerbaycan’dan gelen heyet Çırpınırdı Karadeniz’i söyledi ve bizler de kendilerine gururla eşlik ettik.
Macaristan 2014 yılında ilk kez TÜRKPA’da gözlemci statüsü almıştı. Ardından 2017 yılında Türk Devletler Teşkilatı’na gözlemci üye oldular. Türkiye’nin terörle mücadelesinde, Karabağ Savaşı’nda açıktan Türk tezlerine sahip çıkmaya başladılar. Macaristan’ın bu güzel tutumunu görünce, Ziya Gökalp’ın “Türk Oğullarına” diyerek yazdığı o mısralar geliyor aklıma: “Attila’nın oğlusun sen unutma!” diyordu!
Kurultay'ın zaman içerisinde devlet himayesine girmesi, Türk Dünyası için çok kıymetli bir uygulama olmuştur. Bugaç kurultayı da Macaristan Parlamentosu’nun himayesinde yapılmıştır. Macaristan’a gidenler, Parlamento binasına gittiğinizde Macar bayrağının yanında bir bayrağın daha dalgalandığını göreceklerdir. Bu bayrak Sekeller’in ay güneşli bayrağıdır. Karpatların en eski halklarından biri olduğu bilinen Sekellerin, Atilla’nın soyundan geldiğine inanılıyor. Bugün ise Macar asıllı Sekellanya’nın bir parçası olarak yaşıyor. İki ülke arasında zaman zaman krize sebep olan bu konu Macaristan için çok hassas bir konu haline gelmiştir. Parlamento binasında Macar bayrağı yanında Sekeller’e ait olan bayrak da yer alıyor.
Bizans kaynakları Macaristan’ı Turkia, Kral Árpád’ı ise “Turkia’nın büyük prensi” olarak adlandırıyordu. Macar Kraliyet Tacının iç yüzünde yer alan bir yazıda “Türklerin inançlı sadık kralı Geza’ya” (Geobitzas Pistos Krales Tourkias ) ibaresi olduğu belirtilmektedir. Macar Bilimler Akademisi Üyesi Türkolog Dr. Balazs Sudar’a göre Macarcada yaklaşık 350-400 civarında Türkçeden geçmiş kelime var. Sudar'a göre Macarlar bugünkü Macaristan'ı yurt edinmeden önce bu kelimeleri kullanmaya başlamışlardı.
Macar parlamento Başkan Yardımcısı Lezsak bir konuşmasında tarihe geçecek bir ifade kullandı:
“Hun-Türk halkları arasındaki dostluk çok değerlidir. Dolar ve Avro’dan çok daha değerlidir!”
Bu Hun-Türk Kurultayına Altaylar’dan Tuna nehrine kadar geniş bir coğrafyada yaşayan Türk asıllı halklar buluştular, bir araya geldiler. Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya, Anadolu… 30'a yakın Türk halk ve topluluğundan bu kurultaya katılım sağlandı.
İlki 2007 yılında Kazakistan’da gerçekleştirilen bu kurultay serisi, 2008’den itibaren de iki yılda bir artık Macaristan’da gerçekleştiriliyor. Resmî açılıştan önceki akşam Bugaç Belediye Başkanı misafirleri sıcak bir ortamda ağırladı. Meşhur Gulaş yemeğinden ikram etti. İkram hazırlık sürecinde yöre halkı bizzat destek vermiş, yer almış. Yol arkadaşım ve ben bu aktiviteye maalesef yetişemedik. Biraz üzüldük de. Çünkü anlatılanlar çok güzeldi. Alanın büyüklüğü ve ihtişamı heyecan vericiydi. Binlerce insan vardı o saatte. “Hedef Turan” sloganları atılıyordu. Elektrik olmasa da meşalelerle bir miktar aydınlanan alanda atlıların kırbaçlı gösterisi vardı. Atilla'dan dolayı kırbaç çok önemli bir sembol olarak kabul ediliyor bu etkinlikte. Kurultay alanına girişte Hükümdar Atilla’nın dev posteri asılmıştı.
Sonraki gün Kurultay’ın resmi açılışı yapıldı. Yöre halkı ve Avrupa’nın çeşitli bölgelerinden kurultaya katılmak için gelenler, sabah saatlerinden itibaren alan çevresinde uzun kuyrukların oluşmasına neden oldular, trafik kilitlendi.
Bu etkinlikle ilgili en faydalı gördüğüm husus, ülke dışından gelen binlerce kişinin yanında özellikle yöre halkının katılımı ve bizzat kurultayın bir parçası olmalarıydı. Bir de Türk Devletler Teşkilatı bayraklarının alandaki belirgin görünümüydü. Macaristan bir Avrupa Birliği üyesi olarak bu birliğin ayrılmaz parçası artık. Tek üzücü nokta ise, devletimizin simgesi ulusumun gözbebeği olan şanlı Türk bayrağının gerçek ölçülerinde olmayışıydı. Bu nedenle konsolosluğumuzu ve büyük elçiliğimizi bundan haberdar etme gereği duyduk. Üzüntümüzü ifade ettik.
Macar yetkililer etkinliği ülke sathına da yaymaya, katılımı artırmaya gayret göstermiştir. Tabii Avrupa Birliği nezdinde “Turancı”, “Irkçı” yaftasıyla hazırlanan haberlerin varlığını da not düşmek gerekir. Ne yazık ki ülkemizde de bu anlayışa çanak tutanların sayısı da azımsanmayacak derecede çok olmuştur.
Kurultay alanı oldukça genişti. Eşzamanlı olarak farklı programlar düzenlendi. Konuşmalar, konserler, geleneksel sporlar, at üstünde gösteriler ve yarışmalar yapıldı, tanıtım stantları açıldı. Resmi programda olmazsa olmaz gösteriler Macar Göçünü anlatan ve binlerce kişinin katıldığı o muazzam geçit töreni olmuştur. Her bir Macar boyunun yer aldığı yürüyüşte kullanılan kıyafetlerin, geçmişteki giyimlerin birebir kopyası olmasına özen gösterilmiş. Gerçekten o göçü, ortamını seyircilere hissettirdiler. Göçün ardından tüm Macar boylarının bayraklarıyla bir araya toplandığı bir görüntüye ulaşılıyor. Bu da tarihteki Macar-Hun birliğinin sağlanmasına yönelik bir mesaj içeriyor.
Ve hep merak ettiğim Türk Dünyası ülkelerinin bayraklarıyla atlıların geçişini görmek çok güzeldi. Türkiye, KKTC, Doğu Türkistan ve Kırım bayraklarının da buna dahil olması ayrıca gurur vericiydi. Macar dostlarımız çok başarılı bir organizasyona imza attılar. Umarım gelecek yıllarda büyüyerek bu kurultay etkinlikleri devam edecektir. Hun-Türk birliği her alanda gelişecek ve Türk Dünyasında iş birliğinin pekişmesine hizmet edecektir.
Macaristan'ın Başkenti Budapeşte yakınlarında Bugaç’ta düzenlenen Dünya Türk Kurultayında Türk soyundan gelen Macar, Azerbaycan, Avar, Başkurt, Bulgar, Balkar, Buryat, Çuvaş, Gagavuz, Kabardino, Karaçay, Karakalpak, Kazak, Kırgız, Kumuk, Moğol, Nogay, Oğuz, Özbek, Tatar, Tuva, Türkmen, Uygur ve Yakut boyları bir araya gelmiş, ortak geleceğin inşa edilmesine yönelik birtakım kararlar almıştır.
O halde Atatürk'ün "Hakikat Nerede?" adlı şiiriyle bitirmek yerinde olur sanırım bu yazıyı...
"Gafil, hangi üç asır, hangi on asır
Tuna ezelden Türk diyarıdır.
Bilinen tarihler söylememiş bunu,
Asya’nın ortasında Oğuz oğulları,
Avrupa’nın Alplerinde Oğuz torunları Doğudan çıkan biz...
Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz."
Saygı dolu sevgiyle kalın.