31 Mart Vakası
Rumi takvime göre, 31 Mart 1325'te (13 Nisan 1909) başladığı için 31 Mart vakası olarak tarihimizde yerini almıştır.
31 Mart Türk Siyasi Tarihindeki önemli tarihlerden biridir.
Rumi takvime göre, 31 Mart 1325'te (13 Nisan 1909) başladığı için 31 Mart vakası olarak tarihimizde yerini almıştır.
Şeriat isteyen isyancıların ittihatçı subay ve millet vekillerini gördükleri yerde öldürmeleri ile had safhaya ulaşan, II. Meşrutiyet yönetimine karşı yapılmış bu isyan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, Kurmay Başkanı görevi ile içinde bulunduğu ve bizzat kendisi tarafından ismi verilen Hareket Ordusu’nun İstanbul’a gelmesi ile bastırılmıştır.
Modernleşme hareketlerinden biri olan II. Meşrutiyet’e ve onun yönetimine karşı yapılan 13 günlük ayaklanmanın bastırılması;
1. Abdülhamit’in tahttan indirilmesine,
2. İttihat ve Terakki’nin politik etkisini artırmasına ve
3. Osmanlı’nın son döneminde, Osmanlı’nın kurtarılması için tartışılan farklı siyasi düşüncelerin (Türkçülük, Osmanlıcılık, Pan-İslamcılık) ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Yusuf Akçura’nın yazmış olduğu “Üç Tarzı Siyaset” başlıklı makale, bu üç temel devlet politikasını kıyaslayarak inceleyen önemli bir baş yapıttır.
Kısa tarih hatırlatmasından sonra, dönelim bugünkü 31 Mart gündemine.
Türkiye seçim havasına giriyor.
Gerek kurulan ittifaklar gerek ittifak dışı destek ve köstekler, gerek beka sorunu ile ilişkilendirmeler sebebiyle çok renkli, heyecanlı bir o kadar da gergin bir yarış bekliyor bizi.
Artık karar bizim.
Gidip, vereceğiz oyumuzu.
Bir asırdan fazla zaman önce, hareket ordusu vasıtasıyla şeriatçı isyanın bastırılması nasıl önemli bir vakaysa, bugün de yaklaşan seçim için sandığa gidip oyunu vermek, öyle önemli bir vakadır.
Oyunuzu verin ve oyunu bozun.
Oyunuzu verin, en azından “Başkanı ve vekilimi ben seçtim, benim irademle başımda” dersiniz.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde, değişim istiyorsanız, Millet deyin; statükonun devamıysa tercihiniz, Cumhur deyin.
Ama mutlaka bir şey deyin.
Milletvekili seçiminde, ittifakın içinde güçlü olan partiye yönelin, oyunuz heba olmasın, oyuna gelmeyin.
Unutmayalım ki; Millet de, Cumhur da biziz.
Kazanan önce demokrasi olsun.