Site İçi Arama

tarih

Kıbrıs Dosyası: Aslında 20 Temmuz Hiç Olmayabilirdi? 

Neden 20 Temmuz Olmazdı? Mesela Rumların Enosis emelleri olmasaydı, yabancı devletlerin tazyikine gelmeselerdi hiçbir zaman 20 Temmuz olmazdı…

Her yıl 20 Temmuz yaklaştığında Türk Askerinin adaya çıkışı dünya kamuoyunda tartışmaya açılıyor. Çeşitli medya kuruluşları bilinçli olarak Türk Askerinin Kıbrıs’a gelişini Türkler ve Rumlar arasında barışı sağlayan değil de farklı bir sebepten geldi söylemleriyle süsleyerek algı yönetimi yapma gereği duyuyorlar. Yada medya kuruluşlarında yayına katılanlar tarihi bugünün şartlarıyla değerlendirmek gibi büyük bir hataya düşüyorlar. Gerçekleri göz ardı ediyorlar, ya da çarpıtıyorlar. 

Oysa bir gerçek var ki bazı emeller olmasa, o günlerde yaşananlar gerçekleşmese Türk askeri adaya hiç gelmez, 20 Temmuz hiçbir zaman olmazdı.

Neden 20 Temmuz Olmazdı?

Mesela Rumların Enosis emelleri olmasaydı, yabancı devletlerin tazyikine gelmeselerdi hiçbir zaman 20 Temmuz olmazdı…

1955 Nisan’ında Rumların EOKA terör örgütü saldırılarını gerçekleştirmeye başlamasaydı, 1963’ün 21 Aralığında Rumların EOKA terör örgütü katliamlar yapmaya başlamasaydı, Ortak Kurulan devletin kurumlarından Kıbrıs Türkü kovulmasaydı, 1963-1974 tarihleri arasında Kıbrıs Türkü 103 köyü boşaltmak zorunda bırakılmasa,1964 Yılında Baf’ta, Limasol’da, Gaziveren’de, Erenköy vb. yerlerde Kıbrıs Türkü Rum Milli Muhafız Ordusu ve EOKA terör örgütü tarafından katliamdan geçirilmeseydi, 1967 Kasımında Geçitkale-Boğaziçi Bölgesinde Yunan Subayları komutasında düzenli bir tümenin saldırısında Kıbrıs Türkü “Silindirle Ceviz Ezer Gibi” ezilmek istenip katledilmeseydi, 1963-1974 yılları arasında Kıbrıs Türkü Adanın yüzde üçünde kantonlara hapsedilmeseydi, 15 Temmuz 1974 tarihinde Yunan Cunta İdaresinin komutasında gerçekleştirilen darbeyle Rum Başkanlık Sarayı bombalanıp Makarios’u öldürmek için hareket edilmeseydi, Nikos Sampson Kıbrıs Helen Cumhuriyeti kurduklarını ilan etmeseydi, 19 Temmuz 1974 tarihinde Makarios, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde bir konuşma yapıp, Yunanlıların Kıbrıs’ı işgal ettiğini ve bütün Kıbrıs devlet kurumlarında Yunan Bayrağının dalgalandırıldığını, Yunanistan tarafından idare edilen EOKA-B’nin saldırılarında Kıbrıslı Rumların büyük kayıplar verdiğini, “Yunanlıların Türklerden daha tehlikeli” olduğunu ve Kıbrıs’ın bağımsızlığının Yunanlılar tarafından ortadan kaldırıldığını, halkının tehlike altına olduğunu söylemeseydi,

(Editörün Notu: 19.07.1974 tarihinde BMGK’da konuşma yapan Makarios, şu çarpıcı itirafta bulunmuştu: “Yunanistan’ın askerî rejimi, Kıbrıs’ın bağımsızlığını acımasızca ihlal etti. Yunan Cuntası, Kıbrıs halkının demokratik haklarına ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına ve egemenliğine en ufak bir saygı göstermeden, Kıbrıs’ta diktatörlüğünü genişletti.”)

Garantör ülke İngiltere Kıbrıs’ta anayasal düzeni yeniden tesis etmek için garantör ülke Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket etmiş olsaydı; 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı hiçbir zaman olmazdı.

Tüm bu yaşananlara rağmen 20 Temmuz Mutlu Barış Harekatı gerçekleşmeseydi maalesef ne Kıbrıs Türk de Kıbrıs Rum’u Kıbrıs’ta huzur bulurdu.

Yaşananları Bugüne Bakarak Değerlendiriyoruz: 

Bugün farklı yorum ve eleştiride bulunanlar, o günleri görmemek, yada her şeyi sanki 20 Temmuzda başlamış bitmiş gibi algılamak ve mücadeleyi günlük siyasi malzeme yapmak gibi bir yanlışın içindeler. Kıbrıs Türkünün yaşadığı acıları, verdiği mücadeleyi görmüyorlar yada görmek istemiyorlar. 

Sanki hemen bizimle anlaşacak, yada ortak emelde yürüyecek bir Rum Toplumu varmış gibi gösterme çabası içindeler. Eğitim sisteminde halen Türkleri keskin bir şekilde ötekileştiren Rum Yönetimi kendi idaresindeki her kurumda da Kıbrıs Türkünü yok sayıp azınlık olarak görmeye devam etmektedir. Şartlar ne kadar değişirse değişsin öncelikle karşımızda duran ve anlaşmak için yıllardır masada bulunduğumuz Rumların zihniyetinde köklü değişikliklerin olması gerekmektedir. Ayrıca Rumların Ada üzerinde ve çevresinde bulunan kaynakların ortak egemenlik hakları bağlamında ortak paylaşımını kabul etmesi, Türkiye olmadan kendisinin de Akdeniz’de sadece büyük devletlerin yada oyun kurucuların oyuncağı olacağı gerçeğini anımsaması gerekmektedir.

Kahraman Türk askeri, Kıbrıs Barış Harekatı esnasında Hamitköy’de halk tarafından sevgi gösterileriyle karşılanıyor, 20.08.1974

Kıbrıs Türkü Anavatanına Güvendi: 

Hiç kimse unutmamalıdır ki Kıbrıs Türkü 1878-1974 yılları arasında verdiği varoluş mücadelesinde hep Anavatanına güvenmiş, Türkiye Cumhuriyeti olmadan kendi varlığının olmayacağını bilerek mücadelesini yürütmüştür. 

20 Temmuz Mutlu Barış Harekatı’na giden yolda, dünden bugüne Kıbrıs Türkünün Milli Mücadelesine katkı koyan Aziz Şehitlerimizi rahmetle anıyor, Kahraman Gazilerimize saygı ve minnet duygularımı sunuyorum.

Not: Bu yazı, ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampüsü Atatürkçü Düşünce Topluluğu'nun yayın organı Kemalist Kıbrıs Dergisi'nin 6. Sayısı : "Kıbrıs Barış Harekatı'nın 50.yılı" sayısı için  kaleme alınmıştır.

Dr. Öğr. Üyesi (Yrd.Doç.)  Muharrem ÖZDEMİR
Dr. Öğr. Üyesi (Yrd.Doç.) Muharrem ÖZDEMİR
Tüm Makaleler

  • 16.11.2024
  • Süre : 4 dk
  • 190 kez okundu

Google Ads