Vatan ve Cumhuriyet: Bir Özlemin Kalbinde Yanan Işık
Uzaktan dalgalanan o kırmızı beyaz bayrağa bakarken içimde hafif bir sızı beliriyor. Uzak olmak insanın içini hep biraz eksiltiyor. Yine de biliyorum ki vatan yalnızca yaşanılan yer değil, köklerin nereye uzanıyorsa orasıdır.
Göç yolculuğunda bavuluma en ağır gelen şey eşyalarım değildi. Memleketimin kokusu, annemin sesi, bayram sabahlarının coşkusuydu… Elimdeki pasaporttan çok, kalbimdeki Türkiye taşıdı beni yeni ülkelere. Yine de bazı akşamlar pencereden dışarı bakarken aklımın bir ucu halen doğduğum topraklarda, rüzgârın dağlara çarptığı o tanıdık yerlerde.
Cumhuriyet Bayramı yaklaşırken içimde bir boşluk beliriyor. Eskiden sokaklara taşan coşkuyu şimdilerde hayalimde canlandırıyorum. Uzaktan dalgalanan o kırmızı beyaz bayrağa bakarken içimde hafif bir sızı beliriyor. Uzak olmak insanın içini hep biraz eksiltiyor. Yine de biliyorum ki vatan yalnızca yaşanılan yer değil, köklerin nereye uzanıyorsa orasıdır.
Cumhuriyet…
Bu kelimenin bende uyandırdığı şey ise sadece tarih kitaplarına sığan bir zafer değil. Bir sabah, her şey bitti sanılırken yeniden başlamanın adıdır. Umutsuzluğun ortasında bile “Biz varız” diye haykırabilmektir. Atatürk’ün “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” dediği gün, bir ulusun kaderinin değiştiği, insanın kendine değerini hatırlattığı gündür.
Bugün yorgun olsak da geleceğe dair endişelerle dolsak da dünyanın karmaşasında nerede durduğumuzu unutsak da Cumhuriyet bize şunu fısıldamaya devam eder: İnsan; eşitliği, adaleti, onurlu yaşamayı hak edendir. Kendini özgürce ifade edebilendir. İçinde bulunduğumuz şu dönemde bu değerler kararmaya yüz tuttuğunda bile Cumhuriyet`in aydınlığına tutunma zamanıdır.
Bugün Cumhuriyet Bayramı’mızı memleketimde kutlayamıyorum. O caddelerde yürüyen çocukların kahkahasını duyamıyorum. Buna karşın her 29 Ekim’de içimde bir yer yeniden ışıyor. Çocuklarıma Atatürk’ü anlattığım her cümlede bu bayram yeniden canlanıyor çünkü Cumhuriyet, yaşadığın yerin sınırlarında değil; onu gönlünde yaşatan insanların nefesindedir.
Bugün Atatürk’ün bize bıraktığı miras sadece bir devlet değil; cesaret, eşitlik, adalet, özgürlük… Bu kavramların bizi nasıl büyüttüğünü fark ettikçe kendime şunu söylüyorum: “Ne kadar uzak olursam olayım, Cumhuriyet benim içimde nefes almaya devam ediyor.”
Son zamanlarda ülkemde olanları film gibi şaşkınlıkla izlerken “Bu da mı olacakmış?” dediğim anlar çoğalıyor. Yine de içimde hiçbir zaman kaybolmayan bir umut var çünkü inanıyorum ki:
• Cumhuriyet, düşerken yeniden ayağa kalkmaktır.
• Cumhuriyet, konuşamayanın sesi olmaktır.
• Cumhuriyet, herkese eşit bakabilen bir kalptir.
Bir gün inanıyorum yeniden o sokaklarda, bayrağın gölgesinde yürüdüğümde gözlerimden süzülecek her damla bugünlerin izini taşıyacak, Atatürk’ün evladı olarak dünyaya haykırmak istiyorum:
Yaşasın Cumhuriyet.
Yaşasın özgürlüğün ve umudun Türkiye’si.
Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!