Site İçi Arama

tarih

Yunan Ulusal Marşı: Irkçılığın ve Türk Düşmanlığının Nirvana’sı

Köpekler azalıyorlardı, Ve Allah diye bağırıyorlardı Allah! Fakat Hıristiyanların dudakları daha doğruydu. Ateş diye bağırıyorlardı Ateş!

Bugün mesleğimin bana bir cilvesi midir bilinmez, radarıma ülkelerin ulusal marşları takıldı. Şöyle bir araştırayım dedim ve beni hayretlere düşüren bazı sonuçları sizlerle de paylaşmak istedim.

Yunan Milli Marşını acaba kaç kişi biliyor?

Derin Okyanus,

İşte böyle uğuldasın isterdim.

Ve dalgasında boğulsun,

Her Türk tohumu.

Düşünebiliyor musunuz? Bu iğrenç sözler bir ülkenin millî marşında geçiyor. Yunan marşındaki Türk düşmanlığı göz ardı edilecek veya dikkate alınmayacak gibi değil. Yunan marşının sözleri 1823 yılında Solomos adlı bir Yunanın Mora İsyanından esinlenerek yazdığı bir şiire dayanmaktadır. Bu sözde şiirde, Yunanların Türklere karşı başlattıkları Mora İsyanı sırasında, Yunanların Tripoliçe'de kadın, çocuk, bebek demeden 30 binden fazla Türkü nasıl katlettiği ve yaktığını anlatan bir şiirdir bu. Irkçı bir zihniyetli yazılmış, nefret ve düşmanlık kokan bu şiir şöyle devam ediyor:

Bak ümitsiz eller,

Nasıl biçiyor yaşamları,

Düşüyor yere kopmuş,

Eller, ayaklar, başlar,

Palaskalar ve kılıçlar,

Tümüyle saçılmış beyinlerle,

Ve yarılmış kafataslarıyla,

Arzuları uyandıran bağırlar,

Köpekler azalıyorlardı,

Ve Allah diye bağırıyorlardı Allah!

Fakat Hıristiyanların dudakları daha doğruydu.

Ateş diye bağırıyorlardı Ateş!

Milli Marşların Felsefesi Ne Olmalıdır?

Millî marşlar bir ülkenin, bir milletin en önemli sembolleri ve değerleri arasında yer alır. Milleti birbirine bağlayan bir tutkal vazifesi görür. Bu nedenle de her sembol gibi o ulusun sahip olduğu kültürün ve medeniyetin derinliğini; ulusun karakterini ve ideallerini yansıtır, o ulus hakkında ana fikri verir. Ulusal marşlar aynı zamanda ulus inşa süreçlerinin de önemli yapı taşları arasında yer alırlar.

Milli marşlar, o ülkeyi kuran halkın içinde bulunduğu koşullara göre şekillenen “ulus” olma bilincini, devlet olma felsefesini, bağlı bulunulan toplumun başka toplumlara ve dünyaya bakış açısını ve benzeri hususları dile getirir.

Yunan Milli Marşı Kin ve Nefret Haricinde Neyi Yansıtıyor?

Tuhaftır, Türk insanını, ortalama Yunan vatandaşlarının aksine Yunan toplumuna karşı bir düşmanlık beslemez. Yunanların Türklere yönelik sergilediği düşmanlığı, taşıdıkları nefreti görmezden gelir bizim insanımız. Hatta bazı kesimlerimiz, Atina demokrasisi, Yunan müziği, Yunan dili vb. alanlara yönelik sürekli bir şekilde Yunanları referans vermeyi marifet sayar. Bazıları işi daha da ileriye götürmektedirler: Tarih boyunca yaşanmış Yunan katliamlarına, 1919 yılında Batı Anadolu’yu işgal cüretlerine, bugün bile devam eden provokasyonlarına rağmen, hemen her konuda Yunanlara karşı Türklerin hakkını teslim etmeyen bir tutum takınmaya bile yeltenmektedirler. Bunlara koro halinde katılan Fesli Kadir gibi bu ülkeyi kuran Atatürk’e dil uzatan haddini bilmezler de eklenince, hele bir de ‘Yunan kazansaydı!’ diyecek kadar zıvanadan çıktıklarını görünce, insanın “Durun! El insaf” diyesi geliyor. Bunlar hiç mi Yunan Marşı denen kepazeliğe bakmıyorlar? Kendilerine saygıları yoksa Türk tarihinde Yunan mezalimi ile canlarını vermiş sayısız Türk insanına da mı saygıları yok bu cenahtakilerin?

Hayran oldukları Yunanistan ve bu devletin ulusal marşı, medeniyet değil barbarlık kokuyor, başka bir şey değil.

Bugüne kadar ülkemizde gündeme pek getirilmeyen Yunan Marşının sözlerini, bugünkü Yunanistan topraklarından göç etmeye zorlanan Selanikliler, Giritliler başta olmak üzere, Yunanistan mübadili Rumeli göçmeni Türklerin bile umumiyetle bilmediği aşikardır.

Yunan Milli Marşının Sözleri Neden Önemlidir?

Yunan Milli Marşının sözleri önemlidir. Türklük için önemlidir. Kurtuluş Savaşı’nın anlamanı daha iyi kavrayabilmek, Yunan ve destekçisi Avrupa emperyalizminden kaçan Türklerin çektiklerini daha iyi anlayabilmek için bu sözleri bilmek gerekir. Bugünkü Yunan toplumundaki Türk düşmanlığının kökenlerini içinde barındıran bu marşın, Türk-Yunan dostluğunu engelleyen bir rol oynadığının görülmesi gerekir.

150 yılı aşkın bir süredir bu marşla küçüklükten itibaren beyinleri Türk düşmanlığı ile doldurulan, beyinleri formatlanan bir Yunan Ulusundan bahsediyoruz. Bu marşın zorunlu olarak Yunan okullarında okutulduğu, ezberletildiği bir eğitim sistemiyle yetiştirilen Yunan nesilleri, bugünkü Yunan toplumunu oluşturuyorlar.

Yunan toplumu için Türklere kin ve nefret duymak, bunu sağlayacak Yunan marşı benzeri sembolleri kullanmak, Türk düşmanlığıyla körpe beyinleri yıkamak önemli bir ulusal benlik ve karakter haline gelmiştir.

Bu marş aynı zamanda 1966 yılından itibaren Kıbrıs Rum Kesiminin de milli marşı olarak kabul edilmiş durumdadır. Kıbrıs’ta “çözüm” ve “adada tek devlet” masalları anlatanların aslında Kıbrıs Rumları arasında da aynı nefret tohumlarının ekildiğini anlaması için bu marşın sözlerini bir kere bile okumak yeterli olmaz mı?

Fenerbahçe’mizin bundan iki yıl önce karşılaştığı, Olimpiakos maçının ardından, Olimpiakos Başkanının “Şehrimizde (İstanbul) kazandığımız bu zafer çok anlamlı” açıklamasını bugün daha iyi anlıyor ve kavrayabiliyorum! Bir Yunan futbol kulübünün başkanının aklında bu varsa, Yunan devletini yönetenlerin ve askerlerinin aklında kim bilir neler vardır.

Andımızın Önemi:

Yunan, her tarafta, beşikten mezara kadar Türklere kin ve nefret aşılayan Yunan Milli Marşını baş tacı ederken, biz ne yaptık? Öğrenci andı ya da Andımız, Türkiye'deki ilköğretim okullarında 1933-2013 yılları arasında her sabah öğrencilere bir tören ile okutulmuş olan Türk’ün yeminini rafa kaldırdık. Kuruluşundan beri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde okutulan bu andın özellikle yavrularımıza aşıladığı Türklük bilincinin yurdumuzda gittikçe zayıflamasının bize ne faydası vardır? Hiçbir ulusa, özellikle Yunanlara düşmanlık, kin ve nefret gütmeyen Türk Öğrenci Andı’nın okullarda tekrar okutulmaya başlaması, bu yurt toprağını vatan bilen her Türk’ün ortak arzusu ve değişmez değerlerinden birisi olması gerekmez mi?

Andımızın sözlerini (1997 yılı versiyonu) bir kez daha hatırlayalım ve düşünelim lütfen. Özellikle de Yunan Milli Marşının sözlerini aklımıza getirerek andımızı okuyalım. Hangisi daha medeni bir söylem?

Türküm, doğruyum, çalışkanım,

İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.

Ey Büyük Atatürk!

Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ne mutlu Türküm diyene!

Sonuç:

Bu yazıyla amacım Türk-Yunan düşmanlığına neden olmak, Yunanların yaptığına benzer bir saçmalığın Türk tarafında da benimsenmesini özendirmek değildir. Ancak, Yunan Milli Marşının sözlerinin bilinmesi, bu marşta aşağılanmak istenen, Türklüğün yok olmasını isteyen Yunan derin arzusunun hissedilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu marş bilinmezse, romantik Türk-Yunan dostluğu söylemlerinin bir yere varamayacağını öncelikle Türklerin görmesi gerekir. Eğer Yunanlar; biz Türklerle dostluk kurmak ve tarihin acılarını karşılıklı unutmanın her iki toplumun yüksek çıkarlarına hizmet edeceği gerçeğinde buluşmak istiyorlarsa, şu Yunan Marşındaki sözleri objektif bir şekilde okuyup, “Biz ne yapıyoruz bu çağda, bu zihniyetle!” diye kendilerine sormaları gerekmez mi sizce?

Yunan Milli Marşının Sözleri:

Derin okyanus, işte böyle uğuldasın isterdim.

Ve dalgasında boğulsun, her Türk tohumu.

Neden muharebeye yavaşladı bir an?

Neden azaldı dökülen kan?

Hem palaskalar hem kılıçlar

Etrafa saçılmış beyinlere,

Baştan başa yarılmış kafataslarına,

Kımıl kımıl oynayan iç organlarına bulanmış

Köpekler azalıyordu

Ve Allah diye bağırıyorlardı, Allah!

Fakat Hristiyanların dudakları daha doğruydu

Ateş diye bağırıyorlardı ateş!

Aslanlar gibi vuruşuyorlardı.

Hep ateş! diye bağırıyorlardı.

Ve pislikler ölüyorlardı,

Allah diye böğürerek.

Pis kanları nehir olmuş

Ovada akmakta

Masum otlar su yerine

Kan içmekte

En cesurları sarsıldı

Kör adımlarıyla

Korint'ten kovuldular.

Saklandılar ve kaçtılar.

Ölüm, meleğini gönderir,

Kıtlık ve hastalıkla dolar,

İskelete benzer şekilleri,

Yürürler öyle yan yana.

Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Araştırmacı Yazar Mustafa Orhan ACU
Tüm Makaleler

  • 19.04.2022
  • Süre : 5 dk
  • 79700 kez okundu

Google Ads